TÜRK DAYANIŞMA KONSEYİ: "TÜRK ASKERİNİN YERİ LÜBNAN DEĞİLDİR
TÜRK DAYANIŞMA KONSEYİ: "TÜRK ASKERİNİN YERİ LÜBNAN DEĞİLDİR..."
123 sivil toplum kuruluşunun katkı verdiği Türk Dayanışma Konseyi adına hükümetin Türk askerinin Lübnan'a gönderilmesine ilişkin oluşturduğu tezkere konusundaki açıklama Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan AKYILDIZ'dan geldi. Basın açıklamasının tam metni aşağıdadır.
TÜRK DAYANIŞMA KONSEYİ'NDEN
TÜRK VE DÜNYA KAMUOYUNA 04.09.2006
Bilindiği gibi mevcut hükümet Bakanlar Kurulu kararıyla Lübnana'a asker gönderme kararı almış ve bu kararını meclis gündemine taşımıştır.
AKP iktidarının Mehmetçiği göndermek istediği bugünkü Lübnan:
1- Çok sayıda dini, mezhepsel ve etnik grubun kırılgan bir koalisyonu olup, her grubun bölge üzerinde hesabı olan ülkelerin desteğine sahip silahlı gücü vardır.
2- Bu yapıdaki Lübnan'ın uluslar arası standartta bir ordusu yoktur. Böyle bir ordudan ülkenin herhangi bir bölgesini kontrol etmesi beklenemez.
3-Bilindiği gibi Lübnan'da etkin bir Ermeni nüfus vardır. Bundan dolayı Lübnan Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan ilk ülkedir. Onlarca masum diplomatımızı katleden ve PKK'nın kanlı rahmi olan Ermeni Terör Örgütü ASALA'nın kuruluş yeridir.
4-Lübnan, bölgeye menfaatleri doğrultusunda yeniden şekil vermek isteyen AB,ABD-İsrail ile İran, Suriye - Hizbullah arasında yürütülen insanlık dışı savaşın yeni cephe ülkesidir.
Bu durumdaki Lübnan'a , İsrail'in insanlık dışı saldırıları karşısında hiçbir etkinlik gösteremeyen Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın aldığı 1701 sayılı karar, barışı gözetleyen değil çatışmayı da gerekli kılan bir İstikrar Gücünü tanımlamaktadır.
1701 sayılı BM kararın 11. maddesinde BM'nin Lübnan'la ilgili daha önce almış olduğu 1559 ve 1680 sayılı kararlara atıfta bulunulmaktadır. 1559 sayılı karar Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını... 1680 sayılı karar Lübnan ordusu dışındaki bütün silahlı güçlerin bölgeden çıkarılmasını öngörmektedir.
Bu durumda silah bırakmayacağını açıklamış olan Hizbullah'ı çatışmaya girmeden nasıl silahsızlandıracaksınız? Bölgeden nasıl çıkaracaksınız? Ricayla mı? Nasihatle mi?
Her an saldırabileceğini söyleyen İsrail'i nasıl durduracaksınız? Yalvararak mı? Savaşarak mı?
Bütün bunlara ek olarak.ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün iki hafta önce yaptığı basın toplantısında "1701 sayılı karar tamamıyla uygulandığında bunun Suriye ve İran için yenilgi olacağı açıktır" şeklindeki açıklaması Lübnan'da tezgahlanan olayların gerçek yüzünü bize açıkça ortaya koymaktadır.
Böyle bir fotoğrafta Türkiye'nin milli menfaati nerededir?
Yoksa "kayıt dışı politika" yapmayı alışkanlık haline getiren birileri Türk Milleti'nin haberi olmadan savaşan cephelerden birinin yanında olma kararı mı aldı?
Diğer taraftan, bu ülkede aralıksız her gün şehit cenazeleri kaldırılırken,
Irak'ın kuzeyinde beslenip eğitilen, donatılıp sevk edilen bölücü eşkıya saldırılarını kalleşçe sürdürürken,
Küresel emperyalizmin BOP'unun nihai hedefinde Türkiye'mizin bulunduğu ABD tarafından hazırlanan haritalarla açıkça ilan edilirken,
Sınırımızdaki kukla devlet projesi ete kemiğe bürünürken,
Türk Dayanışma Konseyi olarak bizler soruyoruz?
Binlerce yıllık Türk şehri Kerkük gözümüzün önünde aşiret ağalarına peşkeş çekilirken, Kahraman Türk Ordusu hangi gerçekçi ve haklı sebepten dolayı Kerkük'e değil de Lübnan'a gönderilmek isteniyor.?
Biz kendi Teröristlerimizi temizledik de sıra Hizbullah'a mı geldi?
Biz kendi evimizdeki yangını söndürdük de sıra Lübnan'daki yangına mı geldi?
Kendi topraklarımızda verdiğimiz şehitler az mı geldi ki şimdi sayılarını arttırmak için Lübnan bataklığına gidiyoruz?
Yoksa bu işin içinde başka hesaplar mı var?
Mevcut iktidar 1 Mart teskeresi'nde kızdırdığı güç merkezlerinin gönlünü mü kazanmak istiyor?
Bizler Türk Dayanışma Konseyi olarak diyoruz ki;
Türk Askeri şunun bunun projesinde kullanılacak Lejyoner değildir.
Türk Askeri ancak Türkiye'nin milli çıkarlarının emrindedir.
Türk Ordusu yabancıların menfaatinin değil Türk milletinin bekasının bekçisidir.
Türk Ordusu illa yurt dışına gidecekse adres bellidir:
Bu adres; KANDİL'dir, KERKÜK'tür,
Bilinmelidir ki;
Türk milletinin milli menfaatleri ancak Türkiye merkezli politikalarla sağlanabilir.
Türk milletinin desteklemediği bir karar milli vicdanda ciddi rahatsızlığa ve hayırsız sonuçların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Milli menfaatlere ve milli vicdana aykırı kararları alanları Necip Türk Milleti affetmeyecektir.
Henüz, barış gücünün görev şartları bile belli değilken iktidarın büyük bir telaşla adeta bir yerlere diyet ödeme gayretkeşliği içinde Lübnan bataklığına Mehmetçiği göndermeye kalkışması devlet ciddiyetine ve hükümet etme adabına uygun değildir
Anayasamıza göre Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkumandanı sıfatını da üzerinde taşıyan Sayın Cumhurbaşkanımız Necdet SEZER Beyefendinin Lübnan'a Türk askeri gönderilmesine karşı çıkan görüş ve tavrını destekliyoruz, Yüce Meclisimizin değerli Ve-erinin de vicdanlarının sesini dinleyerek bu tavır doğrultusunda karar vermelerini bekliyoruz. 02.09.2006
Saygılarımızla
TÜRK DAYANIŞMA KONSEYİ