Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili yaptığı basın açıklamasıdır
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.
19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN
19 Mayıs 1919, Atatürk önderliğinde Samsun’da milli mücadelenin fiilen başlatıldığı, Türk milletinin zorluk ve yokluklara rağmen emperyalist güçlere karşı durduğu, hürriyet mücadelesine tüm benliğiyle yürüdüğü bir başlangıcın tarihidir.
19 Mayıs 1919, emperyalizme karşı direnişin sembolüdür, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun ilk adımıdır.
Böylesine önemli bir tarih ne yazık ki un ufak edilmeye çalışılmaktadır. Bilindiği gibi Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği değiştirilmiş ve geçen yıl 19 Mayıs’ın stadyumlarda ve alanlarda görkemli bir şekilde, halkın katılımıyla kutlanması engellenmişti. Nitekim bu yıl 23 Nisan’da aynı akıbete uğramıştı.
Anlaşılan o ki, artık 19 Mayıslarda, 23 Nisanlarda, 30 Ağustoslarda Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı, şehitlerimizi, milli hasletlerimizi, değerlerimizi görmek pek mümkün olmayacaktır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dışındaki milli bayramlarda devlet törenlerinin tarihe karışması iç acıtan bir durumdur.
Öte yandan bu yıl 19 Mayıs, çözülme sürecinin gölgesinde kutlanmaktadır. Çözüm süreci diye ambalajlanan süreç ülkemizi ne idüğü belirsiz bir viraja sokmaktadır. Bu virajın sonunda milletimizin uçuruma yuvarlanacağı çok açıktır.
Çözüm diye halka yutturulmaya çalışılan sürecin arka planında neler olduğu nedense sorgulanmamaktadır. Önce PKK silah bırakacak denilmiştir ancak PKK’nın silahlarıyla birlikte Irak’ın kuzeyine üsleneceği ortaya çıkmıştır. Zira PKK silah bırakmak için koşullar öne sürmektedir. Kısacası bir terör örgütü, şanlı bir maziye sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile pazarlık yapmaya cüret edecek noktaya gelmiştir. Buna zemin hazırlayanlar ise üzülerek söylüyoruz ki, bu ülkeyi yönetenlerdir.
Tüm bu yaşananlar neyin nesidir? Devletimiz, bölücü çete ile pazarlık masasına oturacak kadar kendini mi kaybetmiştir? Yoksa bu süreci başlatanlara ve bu sürece destek verenlere hipnoz mu yapılmıştır?
30 yıldır ülkemize kan kusturan, 35 bin insanımızı katleden, 10 bin Mehmetçiğimizi şehit eden katiller sürüsü neyin ya da nelerin karşılığında silah bırakacaktır?
Bebek katilinin neredeyse el üstünde tutulmasına, İmralı’dan talimatlar göndererek, devlet ile adeta pazarlık yapmasına seyirci kalmak ya da alkış tutmak için nasıl bir ruh halinde olmak gerekir?
Sanki evlatlarımıza katliam yapan bu katiller sürüsü değilmiş gibi hareket edilmesi, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim ruhuna uygun mudur?
Bu toprakları bize türlü zorluklarla yeniden vatan yapmış olan Atamızın, şehitlerimizin şu anda kemikleri sızlamıyor mudur?
Şunu herkes bilmelidir ki; sözde çözüm süreci ile birlikte TC ifadesinden, Türk kelimesinden, vatan, bayrak, İstiklal Marşı gibi kutsal değerlerimizden rahatsızlık duyan zevat arsızca, edepsizce kinlerini kusa dursun; şehitlerimizin kanı, topraklarımızın bütünlüğü, dirliğimiz, birliğimiz, değerlerimiz üzerinden yapılacak bir anlaşmaya bu millet asla razı gelmeyecektir.
Türkiye hem PKK terör örgütü ile mücadele ederken, hem de Hatay’da yaşanan terörist saldırının yaralarını sarmaya çalışmaktadır. İçten ve dıştan abluka altına alındığımız ve denetimden yoksun göç nedeniyle sınır güvenliğimizin kalmadığı bir ortamda nasıl huzur içinde yaşayabilir, 19 Mayıs’ı anlamına yaraşır bir şekilde nasıl kutlayabiliriz ki? Bir yanda çözülme ve ihanet süreci, diğer yanda Hükümetin yanlış Suriye politikası ve sınırlarımızı denetimsiz bir şekilde açması nedeniyle Hatay’ın kan gölüne dönmesi bizleri ziyadesiyle endişelendirmektedir. Sanki birileri düğmeye basmış ve daha önceden yazılan oyunu şimdi sahnelemeye başlamıştır.
19 Mayıs’ta daha umutlu olmak, 19 Mayıs’ın anlam ve önemine uygun bir kutlama mesajı yayınlamak isterdik. Ancak ülkemizin içinden geçtiği dönem buna imkan tanımamaktadır. 19 Mayıs’ı kutladığımız bugün başta gençlerimiz olmak üzere tüm milletimizin Atatürk’ün gençliğe hitabesini hatırlamasında fayda vardır. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz sancılı ve tantanalı süreçte 19 Mayıs’ı daha iyi kavramamız ve 19 Mayıs’ı gençlerimize çok iyi anlatmamız gerekmektedir. Herkes emin olmalıdır ki, Büyük Atatürk’ün gösterdiği yolda yürüyen Türk eğitimcileri sorumluluklarının bilincindedir ve bu doğrultuda hareket edecektir.
Biz Türk eğitimcileri olarak; geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi şuurlunesiller olarak yetiştirmeye devam edeceğiz ve onlara güzel bir gelecek bırakmak için elimizden geleni yapacağız. Bu vesileyle Türk Milleti’nin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyor; başta Büyük Önder Atatürk olmak üzere, kahraman yürekli aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.