Kamu sendikacılığının öncüsü Türkiye Kamu-Sen 20
Kamu sendikacılığının öncüsü Türkiye Kamu-Sen 20. Kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği etkinliklerle de kendini gösterdi.
Büyük Anadolu Otel’de düzenlenen bir çok başarılı etkinlikle kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye Kamu-Sen katılımcılara geçmişten bugüne kadar yapılan çalışmaları hem resim sergisi hem de yayın sergisi ile gözler önüne sererken, keyifli dakikalar da yaşattı.
22 Haziran 2012 Cuma günü gerçekleştirilen kutlama etkinlikleri; oturum başkanlığını Prof. Dr. Ali Akyıldız’ın yaptığı, Doç. Dr. Şenol Bal ve Prof. Dr. Hasan Tunç’un konuşmacı olarak katıldığı “Anayasa’da Temel İlkeler” konulu panelin ardından düzenlenen konserle devam etti.
Kaya Kuzucu ve Mahmut Tülek tarafından verilen konserde katılımcılar müzik şöleniyle keyifli dakikalar yaşadı. Ülkenin dört bir köşesinin halk oyunları sergilenirken, semah gösterisi izleyicileri büyüledi. Mahmut Tülek ve Kaya Kuzucu’nun eşsiz yorumuyla seslendirilen eserler, halk oyunlarıyla görsel bir şölene dönüştü.
20. Kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında en çok ilgi gören etkinlik de “Fotoğraflarla 20 Yıl” sergisi oldu. Kuruluşundan bugüne kadar Türkiye Kamu-Sen’in etkinlikleri, eylemleri fotoğraflarla tekrar hatırlatıldı. Katılımcılar 20 yıllık sendikal serüveni fotoğraflarla da anımsayarak geçmişe yolculuk yaptılar. İki gün boyunca sergilenen fotoğraf sergisi katılımcıların büyük beğenisini kazandı.
“Türkiye Kamu-Sen Anı Defteri” de katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikler arasındaydı. Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen il temsilcileri, şube başkanları Türkiye Kamu-Sen ile ilgili duygu ve düşüncelerini anı defterinde paylaştı.
23 Haziran 2012 Cumartesi günü ise açılış konuşmaları sonrasında düzenlenen plaket ve ödül töreninin ardından sahneyi Seğmenler aldı. Seğmenlerin gösterisi büyük bir beğeniyle izlendi.
20. kuruluş yıldönümü etkinliklerinin son günü “Dünyada ve Türkiye’de Memur Sendikacılığı ve Türkiye Kamu-Sen” paneli düzenlendi. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Nizamettin Aktay’ın yaptığı panele konuşmacı olarak, Türkiye Kamu-Sen Eski Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Türk-İş Eski Genel Başkanı Salih Kılıç, ODTÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Yıldırım Koç katıldı.
İlk konuşmacı olarak Bircan Akyıldız söz aldı. Siyasi ve ekonomik gelişmeler karşısında Türkiye Kamu-Sen’in üzerine büyük sorumluluk düştüğü vurgulayan Akyıldız konuşmasında diğer sivil toplum kuruluşları yanında Türkiye Kamu-Sen’in farkını anlattı. Akyıldız şunları söyledi:
“Türkiye Kamu-Sen toplu görüşme masasına oturduğu zaman elindeki tek güç kamuoyu baskısı idi. Biz de elimizdeki bu imkanları kamu çalışanları lehine çevirmek için en iyi şekilde kullanma yöntemini geliştirmiştik.
2002 yılında mevcut hükümetin gösterdiği iyi niyeti, şu anda iktidarda olan hükümet hiçbir sene gösterememiştir.
Kamu çalışanlarını hiçe sayan, kamu çalışanlarını istedikleri biçimde yönetmek için zemin hazırlayan bir hükümet var.
Türkiye Kamu-Sen’in sendikacılık konusunda sorumluluğu çok büyük. Bu konuda sorumluluğu diğer sendikaların sorumluluğuyla asla eş değer değildir. Bu ülkenin memurunun sorumluluğunu ve bu ülkeyi düşünerek, gelir dağılımının adil olması gerektiği konusunda ciddi bir ağırlık sergilemek zorundadır. Birilerinin yanlışlığı bizim için asla emsal değildir. Biz doğru olduğuna inandığımız şeyi yapacağız ve bunun mücadelesini vereceğiz. Onun için Türkiye Kamu-Sen’in adı büyük bir mücadelenin ve sevdanın adıdır. Onun için bu mücadeleyi biz yürütmek zorundayız. Türkiye Kamu-Sen çalışan, üreten, yol gösteren, hak eden, hak ettiğini mutlaka alacak bir görüntü içerisinde olmalıdır. 2,5 milyon memurun hiçbirini dışarda bırakmaksızın, herkesi kucaklayacak bir kitle sendikacılığı geliştirerek, hedefi grevli toplu sözleşmeli, siyaset hakkı olmalıdır.
12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliğiyle toplu sözleşme hakkı elde edildi. Ancak hükümetin istediği bir şekilde kanun değişikliği yapıldığından istenilene ulaşılamadı. Türkiye Kamu-Sen o zaman toplu sözleşmenin bu şekliyle kazanılan hakları geriye götürdüğünü söylerken haklı mıydı değil miydi? Haklılığımız, sonucun fiyasko olmasıyla kendini göstermiştir. Yaklaşan zamanda da kamuda önemli değişikliklerin yapılacağı sinyal vermektedir. Özellikle sözleşmeli statü ile devlet memurları statüsü daraltılıyor. Kısa süre sonra kamuda çalışanlar içerisinde devlet memuru tanımıyla çalışan kimse kalmayacak. O yüzden Türkiye Kamu-Sen’in bu konuda sorumluluğunu unutmamak gerekir.
Ülkemizi, bayrağımızı seviyorsak, kamu çalışanının hakkı olanı kamu çalışanına vermek zorundayız. Türkiye Kamu-Sen sorumluluğunun bilincinde olan bir kuruluştur. Türkiye Kamu-Sen bu sorumluluğu taşıyabilecek bilgisi, kadrosu, tecrübesiyle var olan bir kuruluştur. Türkiye Kamu-Sen varken, Türkiye Cumhuriyeti’nin sırtı yere gelmeyecektir. Türk milleti umutsuz ve mutsuz olmayacaktır.”
Türk-İş Eski Genel Başkanı ve SGK Yönetim Kurulu Üyesi Salih Kılıç ise konuşmasında sendikal gelişimin tarihini anlattı. Küreselleşmenin sendikal gelişime etkilerini dile getirdiği konuşmasında sendikaların güç birliği yapması gerektiğini vurguladı. Kılıç konuşmasına şöyle devam etti:
“21. yüzyılda küreselleşmenin ekonomik yapılanmada değişiklik yapılmasına neden olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Uluslar arası kuruluşlar iş gücü piyasalarına daha çok müdahale eder duruma gelmiş, özel sektör güçlendirilmesi baz alınarak küreselleşme süreci hız kazanmıştır. Toplumsal yapılar, kültürel değer öğeleri üzerinden oynanarak değiştirilmeye çalışılmıştır. Bu değişim sürecinden en fazla etkilenen kesim işçi ve memur kesimi yani sabit ve dar gelirliler olmuştur. Küreselleşme sürecinin en büyük etki alanı emeğin sömürülmesidir. Kar, ucuz emek, nitelikli işgücünün istismarının oluşturulması için sistemler geliştirilmektedir. Bu amaçlar karşısında durabilecek, bu oluşlar karşısında durabilecek güçlü sendikal hareketlere ihtiyaç vardır. Sendikalar kamuoyunun güvenini kazanmak, tüm kesimler artık birlikte hareket etmek zorundadır. Küreselleşmeye karşı değerlerimizi koruma mecburiyetindeyiz.
21. yüzyılda sendikalar ayakta kalmak istiyorsa bir takım değişiklikleri kendi bünyesinde hayata geçirmek zorundadır. Demokratik hayatın vazgeçilmez kurumlardan biri olan sendikalar güç birliği yapmak zorundadır. Eğer güç birliği yapılmaz ise geçmişte yaşanan sıkıntılardan daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınacaktır.”
Son olarak panelde konuşan ODTÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Yıldırım Koç ise önemli bir tespiti paylaşarak Türkiye Kamu-Sen’in farkını ortaya koydu. Koç, “Türkiye Kamu-Sen ülkenin bölünmemesi için ulusal politikalar ortaya koyabilen, ülke bütünlüğünü tehlikeye sokacak her türlü siyasi girişimin karşısında durabilen bir konfederasyon olarak kendini göstermektedir.” Dedi. Konuşmasında memur sendikacılığının görevinin sadece maddi konularda çalışmalar yapmak olmadığını dikkat çeken Koç konuşmasında şunları söyledi:
“Sendikanın görevi sadece temsil ettiği işçinin, çalışanın ücretini arttırmak, çalışma koşullarını düzeltmek değildir. Yaşadığı ülkede bağımsızlık konusunda sorunlar var ise, o ülke parçalanma tehlikesi ile karşı karşıya ise o sendika gücünü kullanarak bu konulardaki ağırlığını koyarak, tepkisini göstermek zorundadır. Türkiye Kamu-Sen diğer konfederasyonlardan farklı olarak bunu yapmaya çalışıyor. Türkiye Kamu-Sen siyasi gelişmelerde tavrını ortaya koyabilen bir Konfederasyon. Mesela Kıbrıs konusunda. Demokrasinin temelini teşkil eden, ülkenin bağımsızlığını yakından ilgilendiren konularda tavrını belirleyebilmek sendikacılığın en önemli ayağıdır.”
Panelin ardından 20. Kuruluş yıldönümü etkinlikleri, Genel Başkan İsmail Koncuk ve Konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanları tarafından 20. kuruluş yıldönümü pastasının kesilmesiyle son buldu.