Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı gururla kutluyoruz" />
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı gururla kutluyoruz
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı gururla kutluyoruz. Bu anlamlı tarih, Türk milleti için paha biçilemezdir. Milli egemenliğin ilan edildiği, Cumhuriyet’e doğru adım adım yaklaşıldığı 23 Nisan 1920 tarihi, milletimizin, yeniden büyük medeniyet kurma yolundaki dirilişinin başlangıcıdır.
Milli egemenlik; bir devlette gücün ya da hâkimiyetin sadece ve sadece millete ait olması olarak tanımlanmaktadır. Ulu Önder Atatürk de “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır: O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir” sözüyle milli egemenliğin önemini dile getirmiştir.
Buna rağmen egemenlik kavramının milletlerin tarihindeki anlamını kavrayamayanlar; egemenliği, halkın değil devleti yönetenlerin egemenliği sananlar; otokrosiyi devlet yönetiminin her zerresine işleyenler; egemenlik kavramını kendi çıkarlarına göre şekillendirmeye çalışanlar; gücü elinde bulundurmanın hazzı ve umursamazlığı ile ülkelerini, milletlerini belirsizliğe sürüklemekte beis görmemektedir. Ancak milletin egemenliği tüm bu anlayışlara karşı her zaman galip gelecektir.
Bu hatırlatmanın akabinde bugün 23 Nisan’ların, 19 Mayıs’ların, 30 Ağustos’ların, 29 Ekim’lerin kıymetini her zamankinden daha iyi bilmemiz gerektiğine inanıyoruz. Türk vatanı üzerinde gerçekleştirilen yıkıcı operasyonlar, ülkemizin güvenliğini, bütünlüğünü, dirliğini tehlikeye sokmaktadır.
Başka topraklar üzerinde yapılan savaş çığırtkanlıkları, topraklarımızın ülkemiz içindeki bölücü çetelere peşkeş çekilmesi, demokrasiyi itibarsızlaştıran uygulamalar, milli bayramlarımıza, Öğrenci Andı’na, hatta İstiklal Marşı’na takınılan düşmanca tutumlar geldiğimiz noktanın ne kadar elem verici olduğunu göstermek açısından önemlidir. Hatta bölücü bir belediye başkanı petrol başta olmak üzere, bölgede üretilen enerjiden yerel yönetimlere pay verilmesi gerektiğini küstahça dile getirebilmiştir. Bu şahsın, sanki Türkiye’den bağımsız, özerk bir devletin başkanı gibi yaptığı bu açıklama, tarihte bir ilktir ve milletimizin boynuna ilmek geçirilmeye çalışıldığını bir kez daha göstermektedir.
23 Nisan’ı kutladığımız bugünlerde sendeleyen bir demokrasi varsa, caniler pazarlık masalarında ağırlanıyorsa, bir dedikleri ikiletilmiyorsa, bebek katili bir caninin mektupları ayan beyan kitlelere okunuyorsa, o hain için özgürlük naraları atılıyorsa, değerlerimizi kanatan mütecaviz kalabalıklar giderek büyüyorsa vay bizim halimize…
Son yıllarda milli olan ne varsa yoğun ateş altındadır. Değerlerimiz örselenmektedir. Aynı acılarla yoğrulan insanlar ayrıştırılmaktadır. Terör örgütü ve destekçisi gafiller, ‘bir’ yerine ‘bölünmüş’ bir Türkiye görme heveslerini artık her fırsatta ve küstahça, çekinmeden dile getirmektedir. Dolayısıyla TBMM’nin açılışının yıldönümünde demokrasiye daha fazla sahip çıkmalı; anayasal kurumların zarar görmemesini sağlamalı; bütünleştirici bir dil kullanmalı; milli hasletlerimizi örselemek yerine, onları başımızın tacı yapmalı ve teröristler ile el sıkışmak yerine, terörün kökünü kazımak için mücadele etmeliyiz.
Öte yandan bilinmelidir ki; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada kutlanan ilk ve tek çocuk bayramı olması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. Çocuklar bu ülkenin geleceği, umut tohumları, egemenliğin, demokrasinin, huzur ve barışın vizyon gücüdür.
Çocuk gözlerinde geleceğe olan inanç yerine, belirsizlik varsa; çocuk kalbinde yeşeren umutlar yerine şiddete uğramış, istismar edilmiş, eğitim hakkı elinden alınmış yarım kalan hayatlar varsa; çocuk ellerinde uçurtma yerine bir tutam umutsuzluk, bir tutam açlık, bir tutam yokluk varsa; çocuk dudaklarında hala söylenmemiş şarkılar varsa, çocuk bedenine üzüntü çöreklenmişse; çocuklarımızın yarınlara emin adımlarla yürüyeceğini söylemek mümkün değildir. Mutsuz çocuklar ile ne ülkemizin yarınlarını inşa edebiliriz ne bağımsızlığımızı ve demokrasiyi muhafaza edebiliriz ne de milletimizi çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaştırabiliriz.
Bu noktada geleceğimizin mimarı olan çocuklarımıza öyle bir Türkiye bırakabilmeliyiz ki, onlar; Türküm, doğruyum, çalışkanım diye gururla haykırabilmeli; özünden çok sevdikleri güzel yurdumuzda, küçüklerini korumanın, büyüklerini saymanın erdemini yaşayabilmeli; Ata’mızın açtığı yolda gösterdiği hedeflere hiç durmadan yürüyebilmeli; “Ne mutlu Türküm diyene” nidalarıyla varlığını adadıkları büyük Türk milletine sonsuz bir güven vererek, geleceğe koşar adımlarla ilerlemelidir.
Bu vesileyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyor, Ulu Önder Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Paylaş
twittle