Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu 6
Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu 6. Olağan Genel Kurulu Green Park otelde gerçekleştiriliyor.
Kuran-ı Kerim tilavetiyle açılan 6. Olağan Genel Kurulumuz, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimiz için Saygı duruşu, devamında ise hep bir ağızdan coşkuyla İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Divan teşekkülünün ardından Türkiye Kamu-Sen Genel Dış İlişkiler Sekreteri ve Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci Genel Kurulumuzun açılışında yaptığı konuşmasında, “Kamu çalışanlarının umudu, hak mücadelesinin adresi Türkiye Kamu-Sen’imizin 6. Olağan Genel Kurulu camiamıza ve milletimize hayırlı olsun” dedi.
ÖNDER KAHVECİ: 26 YILDIR SARSILMAZ İNANÇ VE KARARLILIKLA MÜCADELE EDEN TEŞKİLATIMIZIN MENSUPLARINI SELAMLIYORUM
Genel Kurulumuzun açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye Gelen Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında, ülke ve çalışma hayatı gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kahveci, “26 yıldır inancı ve ideali uğruna elini taşın altına koymaktan çekinmeyen, gözünü budaktan esirgemeyen, yüreğinde vatan aşkıyla hizmeti şiar edinen ve hak yolunda dosdoğru mücadele eden değerli dava arkadaşlarım, Türkiye Kamu-Sen’liler, Bizleri bu özel günümüzde yalnız bırakmayan, basınımızın güzide temsilcileri, Hepinizi şahsım ve Türkiye Kamu-Sen adına saygı ve sevgiyle selamlıyor, 6. Olağan Genel Kurulumuza hoş geldiniz diyorum. 26 yıldır sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla verdiğimiz hak mücadelesinde, bir Genel Kurulumuzu daha gerçekleştirmenin gururu içindeyiz. Geride bıraktığımız yıllarda, bu davaya hizmet edenleri şükranla anıyor, ebediyete göç etmiş tüm mensuplarımızı rahmetle yâd ediyorum” dedi.
KAHVECİ: BİZ VATAN OLMADAN HİÇBİR ŞEY OLMAYACAĞINI BİLENLERDENİZ
“Kuruluş felsefemizden ayrılmadık, ana damarlarımızdan sapmadık” diyen Türkiye Kamu-Sen Genel Başkan Vekili ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Gururluyuz… Çünkü kurulduğumuz günden bugüne kadar, hareketimizin merkezine aldığımız millet sevgisinden, vatan sevdasından ve hizmet aşkından bir an dahi ödün vermedik. Kuruluş felsefemizden ayrılmadık, beslendiğimiz ana damardan sapmadık. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerinden, kamu görevlilerimizin haklarının korunup geliştirilmesi, daha iyiye, daha güzele ulaştırılması emelimizden asla geri adım atmadık.
Biz, örgütlenmenin yasak olduğu, 12 Eylül darbesinin izlerinin en derinden hissedildiği bir dönemde, hak yoluna adanmış bir ömürden başka sermayesi olmayan bir avuç dava adamının desteğiyle bu yola çıktık. 28 Şubatta kesintisiz demokrasi diye meydanlara dolduk. 15 Temmuz’da da “vatan ve millet sevdamızdır” diyerek, canımızı ortaya koyup 2 arkadaşımızı şehit verdik. Allah’a şükürler olsun ki, 26 yıldır, Türkiye Kamu-Sen denince akla hep vatan, millet, hak ve mücadele geldi. İhanetle adı anılmadı, bölücüyle yan yana durmadı. Bir kez olsun memuru satan, sarı sendika suçlamasına muhatap olmadı.
Ne mutlu bizlere ki, hiçbir eylem ve söylemimizde milli ve manevi değerlerimizle ters düşmedik. Bayrak bağımsızlığın ve özgürlüğünün nişanesi… Yüreğimizdeki bayrak sevdasını, logolarımızın tam ortasına işledik. Türkiye sevdamızı ekmek kavgamızın önüne koyduk. Çünkü biz vatan olmadan hiçbir şey olmayacağını bilenlerdeniz” dedi.
KAHVECİ: ŞEHİTLERİMİZİN EMANETLERİNİ KUTSAL BİLİP SAHİP ÇIKACAĞIMIZA BİR KEZ DAHA SÖZ VERİYORUZ
Bölgemizde yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Kahveci, “Bugün Coğrafyamızda kan ve gözyaşının hâkim olduğu, savaş ve işgallerin hüküm sürdüğü, ülkelerde dayanılmaz ve kabul edilemez acılar yaşanmaktadır. Bu kan ve gözyaşı kirli oyunlarla ülkemize de taşınmak istenmektedir. Tıpkı yüzlerce yıl süren Haçlı seferlerinde olduğu gibi, tıpkı geçtiğimiz asırda olduğu gibi yurdumuz, bugün de içeriden ve dışarıdan kahpece kuşatılmış durumdayız.
Emperyalist hainler, maşa olarak kullandıkları terör örgütleri aracılığıyla, bizlere yeni bir bedel ödetme, her karış toprağında binlerce şehidin yattığı vatanımızı yeniden işgal etme pervasızlığı içinde her türlü kahpe planı yapıyor. Bu milletin bir daha işgal, bölünme ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaması için her türlü tedbiri almak ve uyanık olmak da hayati bir önem taşımaktadır.
Bu noktada ülkemizi çepeçevre kuşatan ateş çemberini parçalayan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatı kahramanlarını, onur, gurur ve cesaret abidelerini asla unutmayacağız. Türkiye Kamu-Sen, her zaman olduğu gibi bugün de Devletinin ve milletinin yanında, Mehmetçikle omuz omuza bu mücadeleyi vermeye hazırdır. Ruhumuz ve duamızda ordumuzladır. Türkiye Kamu-Sen olarak şehitlerimizin emanetlerini kutsal bilip canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz veriyoruz. Rabbim Türk Ordusunu her daim muzaffer kılsın.
Bu vesile ile bizlere Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan’dan başlayıp, kanlarıyla bu topraklara Türk mührünü vuran bütün vatan evlatlarına; yok olmak üzereyken bu millete iman ve inanç yükleyerek adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen tüm gazi ve şehitlerimize olan minnet duygularımı bir kez daha ifade etmek istiyorum” dedi.
KAHVECİ: HAK MÜCADELESİNDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK
Sendikal hareket ve çalışma yaşamına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Genel Başkan Vekilimiz Önder Kahveci, “Türkiye’de sendikacılık hareketini Türkiye Kamu-Sen öncesi ve sonrası olarak iki döneme ayırmak gerekiyor. Bizden önce iki tür sendikacılık akımı vardı: Birincisi sınıf sendikacılığına inanmakta; yapılan her işe muhalif, devlet karşıtı, milli değerlerimizle bağdaşmayan bir ideolojiye dayanmaktaydı.
İkincisi ise iktidarlara ve işverene yakın olmanın nimetlerinden faydalanan, kişisel menfaatlerle yetinen, her koşulda işverene boyun eğen, çalışan kesimi kendisine araç edinerek varlığını sürdürmeyi amaçlayan sarı sendikacılık anlayışıydı. Her iki akımın da çalışanlara, devlete ve millete katacak hiçbir değeri yoktu; olamazdı da…
Türkiye Kamu-Sen de sendikacılık alanında yaşanan tıkanıklığa, getirdiği yeni bir yaklaşımla son verdi, Türk sendikal hareketine yeni bir yol açtı. Bu yaklaşım, her şart altında doğruları savunan, önce ülkem diyen, devletin ve milletin menfaatlerini her türlü çıkarın üstünde gören ama hak mücadelesinden asla taviz vermeyen, kitle sendikacılığı idi.
Bu anlayış içinde geride bıraktığımız çeyrek asırda; yarım milyona yaklaşan büyük bir kitlenin aile sıcaklığı içinde bütünleştiği bu yuvada, ortak amaç ve sevginin ortaya çıkardığı sinerji ile memurlarımızın hak ve menfaatlerinin korunup geliştirilmesi için faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Bu doğrultuda ülkemizin bölünmez bütünlüğü, çocuklarımızın geleceği; ülkemiz insanının ve kamu çalışanlarının ezilmişliğine son vermek, hakkı, hukuku ve ücret adaletini sağlamak için mücadele ediyoruz. Bütün amacımız refah ücretini elde etmiş, geleceğe umutla ve güvenle bakan bir kamu çalışanı; birlik, bütünlük ve kardeşlik içinde yaşayan, huzurlu bir topluma kavuşmaktır.
26 yıl önce alevlenen bu mücadelemiz emekle, alın teriyle, çileyle harmanlanmış ve bugün yüzü Türk memuruna dönük, hedefi aydınlık bir gelecek olan bir sevda ateşine dönüşmüştür. Atalarımız, “Doğru duvar yıkılmaz” demiş. Türkiye Kamu-Sen de kuruluşundan beri teslim olmadan, satmadan, satılmadan, yanlışa “Doğru” demeden, dik duruşun, doğrunun ve haklının yanında olmanın sembolü olarak, dosdoğru bir duvar gibi ayaktadır, yıkılmamıştır, yıkılmayacaktır. Türkiye Kamu-Sen’in bu onurlu duruşu, kutlu yürüyüşü yöneticisi için de üyesi için de bir şeref vesilesidir.
Bu kutlu yürüyüşümüz; Devletimiz ve milletimiz üzerinde farklı projeler uygulama arzusunda olanlarca manipüle edilerek sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Ama bizim mücadelemiz, son damla tere kadar verilen bir mücadeledir.
Her zerresinde emek ve alın teri vardır. 26 yıllık şanlı tarihimiz onurlu bir dik duruşla geçmiştir. Türkiye Kamu-Sen mücadele ederek, duvarları yıka yıka, engelleri aşa aşa bugünlere gelmiştir. İnandığımız bu kutlu yolda Türkiye Kamu-Sen’i engellemek isteyenler ise Devletin memuru olmamızı hazmedemeyip, kölelik düzeninin hevesine kapılanlar;
Milletimizin birliğini bozmak, ülkemizi bölerek, yeni yüzyılda diledikleri bir dünya düzeni oluşturmak amacıyla, varlığımıza karşı düşmanlık besleyen, yıllardır milletimize karşı işbirlikçileri yoluyla yürüttükleri savaşı, bugün açık bir şekilde ortaya koyan iç ve dış mihraklar;
Namlusunu millete çeviren, anayasa ile kurulmuş devlet düzenimizi, demokratik nizamımızı bozup, seçimle işbaşına gelmiş iktidarı silahla indirmeye cüret eden kanı bozuk hainler;
Ülkemizdeki adalet, hakkaniyet, liyakat ve kariyer ilkelerini yerle bir ederek kamu kurum ve kuruluşlarında yuvalanarak ne idüğü belirsiz bir yapılanmaya gitme sevdasında koşan bir kısım kendini bilmezler;
Gelip geçici menfaatler, mevki ve makamlar uğruna kuruluş ve var oluş gayelerini hiçe sayarak kamu görevlilerine ihanet eden, haksızlıklara göz yuman, bilerek veya bilmeyerek şu saydığım mihraklara çanak tutan, onlara kol kanat geren fırsatçılar; Olmuştur.
Biz de buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, kim Türk milletine, Türk Devletine, Türk memuruna, kurulu nizama, adalete, hakkaniyete ve liyakate düşmansa, Türkiye Kamu-Sen’in de can düşmanıdır.
KAHVECİ: YANLIŞA DUR, DOĞRUYA EVET DİYECEĞİMİZİ HERKES BİLİYOR
Kamu çalışanlarının beklentilerini de konuşmasına taşıyan Önder Kahveci, “İdari hizmet sözleşmelilerden, taşeron çalışanlarına, 4/C’lilerden 4/B’lilere kadar dara düşen, haksızlığa uğrayan herkes bize geliyor, Sadece bizim, yanlışa dur diyeceğimizi görüyor. Doğruya doğru deyip yapılan iyi işleri de takdir edeceğimizi herkes gayet iyi biliyor.
Örneğin Sayın Bakanımızın büyük gayretleriyle hayata geçen taşeronların kadroya, 4/C’lilerin 4/B statüsüne geçirilmesi meselesi, kamu için atılmış çok büyük bir adımdır. Sayın bakanımız, bizler atılan bu ilk adımın tüm kamu çalışanlarının kadrolu istihdamındaki yolun başlangıcı olmasını istiyoruz. Devletin memuruna sıfat olarak harfler ve rakamlar değil, Devletin kadrolu memuru sıfatı yakışır diyoruz.
Bir diğer önemli beklentimiz de toplumda bilinçli olarak ortaya çıkartılan kutuplaşmanın sonlandırılması ve kardeşlik hukukunun oluşturularak ülkeye fayda sağlanmasıdır. Bunun da başarılacağı ve başlanacağı ilk adres kamu kurum ve kuruluşlarıdır.
Biz sendikal mücadeleden ve rekabetten her zaman haz duyduk. Yalnız ayrımcılığı, ayrıcalığı ve adam kayırıp sendikalar arasında taraf tutmayı kabullenmedik. İltimas istemiyoruz, sendikal rekabet ve adalet esas olsun yeter diyoruz. Ama ne yazık ki kamuda bu anlamda Yenikapı ruhunun sürekli tahrip edilmesi bizi endişelendirmektedir. Milli birlik ve beraberliğe ihtiyaç var kucaklaşmalıyız deniliyorsa bu tavır kamu kurum ve kuruluşlarımızın tamamına sirayet etmelidir.
FETÖ gibi şer örgütlerinin içimize saçtığı nifak tohumları, liyakat, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde ortaya konulacak uygulamalarla bağrımızdan sökülüp atılmalıdır. Bu kucaklaşma; katıksız bir toplumsal birliktelik, kayıtsız şartsız bir kardeşlikle taçlanmalıdır. Her şart altında doğruları söylemek ve hakkı hâkim kılmanın mücadelesine dayalı bir kitle sendikacılığı anlayışı benimsediğimizi ifade etmiştim.
Bu noktada kamu görevlilerimizin yaşadığı ekonomik açmazları dillendirme mecburiyetimiz var. Memurlarımızın ve emeklilerimizin enflasyon oranında zam düzenine mahkûm edildiği, büyümeden pay alamadığı, gelir dağılımında adaletin tesis edilmediği bir ücret politikasını istemiyoruz. Bu ücret politikası mutlaka değişmelidir. Memur enflasyon kadar zam çıkmazından kurtarılmalıdır.
Memurun ekonomik büyümeden hakkına düşeni aldığı, refah payının uygulandığı bir ücret politikasının hayata geçmesi için mücadele edeceğiz. Enflasyon kadar zammı tarihe gömeceğiz.
Kamuda liyakatin esas alınması, keyfi kararlara dayalı, haksızlığa ve adam kayırmaya müsait bir sistem olan mülakatın sonlandırılması için her türlü girişimde bulunacağız.
Fiili hizmet zammı sorununun çözümü,
Sözleşmeli personelin yaşadığı sorunlar,
Yardımcı hizmetlilerimiz,
Özelleştirmenin yarattığı tahribat, ek gösterge, ek ödeme, ek ders, döner sermaye, nöbet ücretleri, harcırahlar, özel hizmet tazminatı daima gündemimizde olacak.
Adam kayırma, şantaj ve şahsi menfaatle beslenen; her sözü yalan ve riya kokan bir kısım çevreler, tüm değerleri ayaklar altına aldılar ve kendilerini var eden kamu görevlilerine ihanet derecesinde zararlar verdiler. Biz; bu ortamda, tüm değerlerimizi yerle bir etmeye çalışanlara karşı dik durmak durumundayız.
Ne güzel söylemiş Osman Yüksel Serdengeçti:
“Kula kul olmak için atılmadık meydana,
Biz yalnız hakikate, hakka secde ederiz!
Nasıl girdiyse dava sahipleri zindana
Bilsin ki zaman, biz de öyle gireriz”
Burası hiçbir zaman kula kulluk edenlerin yuvası olmadı; Hiçbir Kamu-Sen’li Allah’tan başkasına kulluğa da talip olmadı. Buna herkes şahittir. Bu nedenle alnımız ak, başımız dik; gururluyuz… Çileye de cefaya da talip olduk. Mahkemelerde de yargılandık. Ama doğru bildiklerimizden şaşmadık. İşte bu nedenledir ki, ben de ulvi amaçların hamisi, bir sendikanın ötesi, bir sivil toplum kuruluşunun fazlası, bir aydınlanma hareketi, milli ve manevi değerlerimizin kalesi, memurlarımızın tek dayanak noktası olan Türkiye Kamu-Sen’in bir neferi olmaktan şeref duyuyorum. Bu şeref ve gururu bize yaşatan Türkiye Kamu-Sen’i geleceğe taşımak da bizim sorumluluğumuzdur. Bu teşkilata borcumuzdur.
Kuruluş ilkelerimizin gösterdiği yolda, teşkilat bilinci ve dava şuuruyla ülkemizin her köşesinde uyum içinde çalışacak, her şeyi bir ekip ruhu içerisinde gerçekleştireceğiz. İçimizdeki dostluk bağlarını daha da güçlendirecek, saygı, sevgi ve arkadaşlığı geliştireceğiz. Çatışan değil çalışan, üreten, hak eden ve hak ettiğini mutlaka alan sendikal anlayış ilkemizden sapmayacağız. Sen, ben yok, biz varız. Türkiye Kamu-Sen var. Sonucu ne olursa olsun bundan kesinlikle taviz vermeyeceğiz.
Basiretsizlerin, etkisizlerin eline bir şekilde geçirdiği yetkiyi Allah’ın izni ile alıp yeniden layık olduğu yere getireceğiz. Birlikteliğimize halel getirecek, bizleri tartışma ortamına çekecek işlere asla müsaade etmeyeceğiz. Kurulan kirli tezgâhlara ve sendikamıza düşmanlık besleyenlere karşı birlik ve beraberliğimizi, sarsılmaz gücümüzü bir kez daha göstereceğiz. İçimizde sönmez bir kuvvet, dayanıklılık ve ateş kaynağı olan millet aşkıyla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.
Hep birlikte, Türkiye Kamu-Sen’i layık olduğu yere taşıyacağız.
Dilde, işte, fikirde birliğimizi muhafaza edeceğiz.
Biz, ayrıştırmayı değil, birleştirmeyi, küçültmeyi değil büyütmeyi istiyoruz.
Geçmişe takılıp kalmak, yapılanları ne yok saymak ne de yeterli görmek gibi bir lüksümüz yoktur.
Biz, inanç ve yürekle yetkinin yeniden emin ellere geçmesini, hizmet kollarında sendikalarımızın, genelde de Türkiye Kamu-Sen’in yeniden yetkili olmasını istiyoruz. Bunun için de sarsılmaz bir birlik halinde el ele vererek, gece gündüz demeden çalışacağız.
Devlete bağlı, millete hizmetkarız. Türkiye Kamu-Sen ise tek kelimeyle sevdamız. Dünümüz, bugünümüz ve yarınımız. Tüm kamu çalışanlarına da açık çağrımızdır.Türkiye Kamu-Sen’in hak arama mücadelesine omuz vermek Türk milletinin geleceğine omuz vermektir.
İşte bu inançla Destan şairimiz Niyazı Yıldırım Gençosmanoğlu’nun şu dizeleri ile sizlere seslenerek Türkiye Kamu-Sen tüm gücüyle her anlamda meydanlara ineceğini ilan ediyorum;
Şu yeryüzü er meydanı
Gönül sevmez her meydanı
Yüreksize yorgan döşek,
Koç yiğide ver meydanı.
Başbuğlar tuğ kaldıranda,
Atlar dizgin dolduranda,
Malazgirt'te, Çaldıran'da
Sakarya'da gör meydanı.
Ey içi boş, dışı süslü!
Eli kirli, yüzü paslı!
Yetişsin Asım'ın nesli
Etsin sana dar meydanı!
Uyanınca Türk'ün özü,
Gerçekleşir Tanrı sözü...
Olur bir gün şu yer yüzü,
İnsanlığın hür meydanı!
Teşkilatımızın gücüne güç, şanına şan katacağına inandığım, birliğimizi, dirliğimizi ve beraberliğimizi bir kez daha taçlandıracağımız 6. Olağan Genel Kurulumuzun, başta teşkilatımız olmak üzere Türkiye Kamu-Sen ailesine, memurlarımıza, milletimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Allah Yolumuzu açık etsin, memlekete hizmette gücümüze güç katsın. Yaşasın Devlet, var olsun millet, diye çıktığımız yolda bizi daim kılsın.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını şimdiden kutluyor, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde, Cumhuriyetimize ve Devletimize bağlılığımızı, emek ve alın terine olan saygımızı Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhından tüm Türkiye’ye bir kez daha göstereceğimizi ifade ediyor, herkesi Anıtkabir’e bekliyorum.
Sizi önce Allah’a sonra birbirinize emanet ediyorum.
Zor işiniz kolay, yolunuz açık olsun…” diyerek sözlerini noktaladı.
YAŞAR YILDIRIM: TÜRKİYE KAMU-SEN’İN ÇALIŞMA HAYATINA KATTIKLARINI KİMSE İNKAR EDEMEZ
Genel Başkan Vekilimiz Önder Kahveci’nin ardından kürsüye gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım’da Türkiye Kamu-Sen Genel Kurulunun çalışma hayatı ve milletimize hayırlı olmasını diledi. Yıldırım, “Çalışma hayatındaki sorunlar hepimizce malum. Bunların çözümü ve sonuca ulaşması noktasında elbette en önemli adreslerin başında Türkiye Kamu-Sen gelmektedir. 2 yıllık kutlu bir mazisi olan bu güzide kurumumuzun geriye baktığımız zaman ortaya koydu kararlı tutum ve çözüm odaklı yaklaşımlarını kimse inkar edemez. Türkiye Kamu-Sen’in çalışma hayatına kattıklarını kimse inkar edemez. Türkiye Kamu-Sen bizim gözbebeğimizdir. Bu bağlamda, ülkemizin en önemli sivil toplum kuruluşlarının başında gelen Türkiye Kamu-Sen’in 6. Olağan Genel Kurulunun tüm milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, yeni seçilecek yönetimi şimdiden tebrik ediyor başarılar diliyorum” dedi.
Yapılan protokol konuşmalarının ardından Genel Kurulumuzun ilk günü diğer gündem maddeleri ile devam ederken, 22 Nisan Pazar Günü Genel Başkan Vekilimiz ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci’nin tek aday olarak gireceği seçimde konfederasyonumuzun yönetimi şekillenecektir.
Genel Kurulumuza, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş, Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Eyüp Alemdar, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Yavuz, Azerbaycan İşçi Sendikası Genel Başkanı Mehman İsmayilov, KKTC Türk Memur-Sen Genel Başkanı Kaan Mındıkoğlu, KKTC Türk Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Akın Manga, KKTC Türk Belediye Sendikası Genel Başkanı Fikret Keleş, KKTC Hür-İş Genel Başkanı Ahmet Çaluda, TÜRKAV Genel Başkanı İbrahim Vatansever, Hak-İş Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Serdengeçti, İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ile bürokrasi ve stk’lardan temsilciler katıldı.