Avrupa Birliği'nin 2005 yılı için yayınladığı ilerleme raporu Türkiye ve sendikal hayat açısından oldukça önemli ifadeleri içeren bir metin olarak göze çarpıyor
Avrupa Birliği'nin 2005 yılı için yayınladığı ilerleme raporu Türkiye ve sendikal hayat açısından oldukça önemli ifadeleri içeren bir metin olarak göze çarpıyor. Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi tarafından hazırlanan bilgi notunda AB'nin Türkiye İçin İlerleme Raporu'nun dikkat çeken ifadeleri şöyle değerlendirildi:
1- Temel özgürlükler, insan haklarının korunması, kadın hakları, sendikal haklar, azınlık hakları ve gayri Müslimlerin karşılaştığı güçlükler eleştirilmektedir.
2- Askeriye üzerinde sivil kontrol oluşturulması istenmektedir.
3- Güneydoğu'da durumun normalleştirilmesi için, zorla göç ettirilenlerin geri dönmesi, sosyo-ekonomik gelişme stratejisi ve Kürtlere hak ve özgürlüklerinin tam olarak verilmesi için ortamın oluşturulması gerektiği belirtilmektedir.
4- Ankara Antlaşması'nın 25 üye ülkeye tam olarak uygulanması talep edilmektedir.
5- Eğitim-Sen'le ilgili açılmış olan dava eleştirilmektedir.
6- Türkiye'nin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin gereklerine uymadığı vurgulanmıştır.
7- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin Türkiye'deki davalarla ilgili aldığı kararların dikkate alınması talep edilmektedir.
8- Ekim 2004'ten beri AİHM, Türkiye ile ilgili 129 karar vermiştir. Bunlardan 120 tanesinde Türkiye'nin AİHS'ni ihlal ettiğine karar verilmiş, 2'sinde uzlaşmaya varılmış, 7 davada da AİHS ihlali olmadığı yolunda görüş oluşmuştur. Bu süre içinde Türkiye aleyhine AİHM'de 1812 yeni dava açılmıştır.
9- Son yargılamalarda en önemli iki sorunun, AİHM ile kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği ve Güneydoğu'da köye dönüş hakkıyla ilgili olduğu belirtilmiştir.
10- "4 Şubat 2003'ten önce AİHM'de bulunan, başta Öcalan davası ile ilgili yeniden yargılanma kararı hala uygulanmamıştır. Buna bağlı olarak özellikle Hulki Güneş ( 1992'de üç güvenlik görevlisinin şehit edildiği çatışmada yakalanarak DGM'de ömür boyu hapse mahkum edildi.) olmak üzere bu dosyaların yeniden açılması vurgulanmıştır. AİHM Mayıs 2005'te aldığı kararla Türkiye'yi Öcalan davasında adil yargılamama konusunda sorumlu tutmuştur." denmektedir.
11- Türkiye'nin hala ILO standartlarının gerisinde olduğu, sendikal haklar konusunda, örgütlenme özgürlüğü, toplu sözleşme ve grev haklarında önemli kısıtlamaların bulunduğu belirtilmektedir.
"87 ve 98 Sayılı ILO Sözleşmeleri kabul edilmiş olmasına rağmen, iç hukukta gerekli düzenlemeler yapılmamıştır. Türkiye Avrupa Sosyal Şartı'nın 5 (örgütlenme hakkı) ve 6. (grev hakkı) maddelerini kabul etmemiştir." denmektedir.
12- Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun bazı memurların sendikalara üye olmasını engellemesi ve grev hakkı ve toplu pazarlık konularında önemli kısıtlamalar içermesi eleştirilmektedir.
13- "Ağustos 2005'te hükümetle kamu çalışanları sendikaları konfederasyonları arasında yapılan ve mutabakatla sonuçlanan toplu görüşmelerde, üye aidatlarından kaynaklanan kayıpların, devlet katkısı ile karşılanması olumlu kabul edilebilecek bir gelişmedir." denmektedir.
14- Başbakanlık tarafından Haziran 2005'te yayımlanan genelgenin, kamu çalışanlarının sendikal faaliyetlerini kolaylaştırmaktan uzak olduğu vurgulanmaktadır.
15- Türkiye'de Lozan Anlaşması'nın dışında, mevcut uluslar arası ve Avrupa standartlarına göre azınlık sayılabilecek topluluklar bulunduğu iddia edilmektedir.
16- Ekim 2004'te Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu ile ilgili yaşanan gelişmeler ve buna bağlı istifalara değinilmekte, bu tarihten beri kurulun herhangi bir faaliyeti olmadığı belirtilmektedir.
17- Orhan Pamuk ve Hrant Dink ile ilgili gelişmeler eleştirilmektedir.
18- Türkiye'de 12-20 milyon arasında Alevi, 500 bin ile 2 milyon arasında Roman bulunduğu iddia edilmektedir.
19- Siyasi partilerin Türkçe dışında bir dil kullanması konusundaki kısıtlamalara değinilmiştir.
20- "Kasım 2004'te bir baba ile 12 yaşındaki oğlu Mardin-Kızıltepe'de operasyonda özel güç tarafından öldürülmüştür. Yargısız infaz iddiaları özellikle Güneydoğu'da kötüleşen güvenlik durumu çerçevesinde artmıştır." denilmektedir.