Anayasa Mahkemesi Sosyal Güvenlik Kanunu'nun bazı maddelerini iptal etti
Türkiye Kamu-Sen'in başından beri sosyal devleti yok ettiği, özellikle kamu görevlilerinin haklarını geriye götürdüğü iddiası ile karşı çıktığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun bir çok maddesi, kamu çalışanları yönünden iptal edildi
Anayasa Mahkemesi Sosyal Güvenlik Kanunu'nun bazı maddelerini iptal etti
Türkiye Kamu-Sen'in başından beri sosyal devleti yok ettiği, özellikle kamu görevlilerinin haklarını geriye götürdüğü iddiası ile karşı çıktığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun bir çok maddesi, kamu çalışanları yönünden iptal edildi.
Türkiye Kamu-Sen olarak Sosyal Güvenlik Yasasının yanlış olduğunu iki senedir söylüyoruz. Bizim söylediklerimize uyulsaydı ya da bizimle sözde değil esasta istişare yapılsaydı bu kanunun ilgili maddeleri Anayasa Mahkemesi'nden dönmezdi. Vatandaş lehine karar çıkardı. Anayasa Mahkemesi kararı, Hükümetin sosyal taraflarla görüştüğünü söyleyerek kamuoyunun yanıltıldığını bir kez daha göstermiş oldu.
Türkiye Kamu-Sen'in her platformda dile getirerek; uygulamaya geçmesi halinde memurların sosyal güvenlik primlerini artıracağı, emekli maaşlarını azaltacağı, sağlık harcamalarını artıracağı kaygılarını taşıdığı kanunun çekinceli maddelerinin iptal edilmesi, haklılığını ortaya koymuştur. Bu da göstermektedir ki; Türkiye Kamu-Sen, yaptığı her eleştiriyi ve itirazı bilinçli, yerinde ve etkili bir şekilde yürütmektedir.
Daha önce Türkiye Kamu-Sen, gerek Emek Platformu çatısı altındaki teknik komite çalışmalarında, gerekse hükümet yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde kanunun kamu görevlilerinin haklarını gerileteceğini belirtmiş ve sakıncalı maddelerini ortaya koymuştu. Bu nedenle yayınlamış olduğu kitapçık ve raporlarda da bu çekincelerini belirtmişti. Buna göre kanunun 3, 28, 29, 40, 55, 63, 68 ve 80. maddeleri kamu görevlilerinin haklarını geriye götürecek ve maddi kayba uğratacağını düşündüğümüz uygulamaları içermekteydi.
Anayasa Mahkemesi, iptal kararını, "Anayasa'ya göre kamu çalışanları ile diğer çalışanlar aynı yasada düzenlenmiş olsa bile farklı konumdadırlar. Farklı şekilde düzenlenmelidirler. Memurların emeklilik sürecinin ve emeklilikle ilgili işlemlerinin ayrı bir yasa konusu olması, bunun diğer sigortalılardan farklı bir şekilde düzenlemesi gerekir" görüşüne dayandırmıştır. Türkiye Kamu-Sen de bu görüşü her platformda dile getirmiştir.
Türkiye Kamu-Sen'in çekincelerinden dolayı ısrarla düzeltilmesini istediği ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddeler ve kamu çalışanları açısından etkileri kısaca şöyledir:
3. maddenin 29. bendi
Söz konusu maddenin 29. bendinde, ''Güncelleme Katsayısı: Sigortalı sayılanların, her yılın Kasım ayına ait kanuni süresi içinde verilen belgelerindeki prim tahakkukları üzerinden bulunacak ortalama prime esas günlük kazancın, bir önceki yılın aynı ayına ait ortalama prime esas günlük kazanca göre değişim oranı ile her yılın Aralık ayına göre en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranının toplamının yarısına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucunda bulunan değer'' olarak tanımlanıyor.
28 ve 29. maddeler
Kanunun sözkonusu maddeleri ile emeklilik yaşı yükseltilmekte ve kademeli olarak 65'e çıkarılmaktaydı. Emekli olabilmek için gerekli prim ödeme gün sayısı da 9 bin gün olarak belirlenmişti.
Kanunun bu maddeleri ile getirilen hükümleri emeklilik aylığı bağlama oranlarını da azaltıyordu. Şu anda görev yapmakta olan 1 yıllık kamu görevlisi 9 bin gün prim ödedikten sonra emekli olduğunda, maaşının % 75'i oranında bir emekli maaşına hak kazanmaktadır. Oysa yeni kanuna göre aynı memur emekli olduğunda, esas maaşının yalnızca % 62,5'i kadar emekli maaşı alabilecekti. Şu anda çalışan, bir yıl kıdemli bir memurun emekli maaşında % 12,5'e varan bir azalma meydana gelecekti.
40. madde
Kanunun 40. maddesi fiili hizmet sürelerinden faydalanacak unvanları düzenlemektedir.
Fiili hizmetten faydalanacak unvanlar arasına itfaiye çalışanlarının eklenmemesi büyük bir eksiklik olarak karşımıza çıkmıştı.
Türkiye Kamu-Sen fiili hizmet süresi zammından faydalanacak olanları belirlerken unvan değil, görev tanımından yola çıkılması gerektiğini savunmaktadır.
Gelişen teknoloji ve değişen çalışma şartları, meslek çeşitliliğini artırmakta, bazı unvanlar ortadan kalkarken, yeni ve tehlikeli başka mesleklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Örneğin; demiryollarında ateşçi, deniz yollarında kömürcü gibi meslekler neredeyse ortadan kalkmış, artık gece bekçisi unvanında istihdam edilen kimse kalmamıştır. Bunların yerine benzer görevleri benzer tehlikeler altında ifa eden yeni unvanlar ve meslekler gelmiştir. Zaman içinde bir çok meslek ve unvan da aynı şekilde ortadan kalkarken onların yerine yeni meslek ve unvanlar ortaya çıkacaktır.
Bu nedenle fiili hizmet zammından faydalanacak olan personelin yaptığı görevlerin sürekli olarak güncellenmesi gerekmektedir. Bu amaçla İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu gibi mesleklerin tehlikelerini, fiili hizmetten faydalanacak olan personeli güncel bir şekilde belirleyecek bir kurum oluşturulmak zorundadır. Anayasa Mahkemesi, 40. medenin bazı sıralarını iptal ederek bu yolda bir kapı açmıştır.
55. madde
Kanunun 55. maddesi emekli aylıklarına yapılacak zamları düzenlemektedir. Kanunun bu maddesi ile emekli maaşlarına yapılacak artışlarda yalnızca enflasyon oranlarının temel alınması öngörülmekteydi. Ancak dünyanın bütün ülkelerinde ekonomideki büyümeden ve artan refahtan eşit miktarda pay alınması için enflasyon oranlarının yanı sıra refah payı olarak da ayrıca bir artış yapılmaktadır. Bu nedenle emekli aylıklarının iktisadi koşullara ve sosyal devlet olma ilkesi göz ardı edilmeden ayarlanması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi kanunun bu hükmünü kamu görevlileri açısından iptal etmiştir.
63 ve 68. maddeler
Kanunun bu maddeleri, finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerini ve sağlık hizmetlerinden alınacak katılım paylarını düzenlemektedir.
Kanunun bu maddelerinde belirlenen ayakta tedavilerde alınması öngörülen 2 YTL ile ortez ve protezlerden alınması düşünülen katılım paylarının kaldırılması sosyal devlet olma ilkesinin bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Kanunun uygulanması durumunda her başvuruda hastalarımızdan (bugün için) 400 YTL'ye kadar katılım payı alınabilmesinin önü açılacaktı.
Bunun yanında 18-45 yaş arasındaki sigortalıların diş protez masraflarının karşılanmayacağı; 18 yaşından küçük ve 45 yaşından büyük olan sigortalıların ise diş protez masraflarının % 50'sinin karşılanacağı belirtilmekteydi. Bu maddenin sosyal devlet ilkesiyle bağdaşması mümkün değildi.
80. madde
Bu madde ile kamuda çalışanlar için prime esas kazanç tanımının değiştirilerek, tüm ek ödeme ve ikramiyelerin de prime esas kazanca dahil edilmesi, kamu çalışanlarından yapılacak sosyal güvenlik kesintisinin neredeyse iki katına çıkması anlamı taşımaktaydı. Buna göre kamu çalışanlarının büyük bir çoğunluğunun sosyal güvenlik primlerinin artması sonucunda, kanun yürürlüğe girdiği anda ücretlerinde 35-300 YTL arasında azalma meydana gelecekti.