Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, insanların gerek özel yaşamında gerekse sendikal anlamda gerçek ve inanmış dostlara ihtiyaç duyduğunu yaşadığı bir örnekle sosyal medya hesabından anlattı
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, insanların gerek özel yaşamında gerekse sendikal anlamda gerçek ve inanmış dostlara ihtiyaç duyduğunu yaşadığı bir örnekle sosyal medya hesabından anlattı.
Genel Başkan İsmail Koncuk, "Oluşturacağımız dostluklar konjonktürel, geçici, menfaate dayalı dostluklar olmamalıdır.Bunu başarabilenlere ne mutlu.O zaman, asla kaybetmekten korkmazsınız" dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk;
"Bizim bir farkımız olmalı ve eminim bu farklar bir çoğunuzda birden de fazladır.
Geçenlerde ziyaretime gelen grubun içinde bulunan, bir akademisyene, sendikamıza üye olup olmadığını sorma gereği duydum, kendisi açığa alınmıştı ancak üyemiz olmadığını öğrendim.
Biz üyemiz olmasa da yanımıza gelen, bizden bu konuda yardım talep eden hiç bir kişiye asla hayır demedik, fakat bu arkadaşın kendisini tanımı ile bize üye olmaması arasında ciddi tenakuzlar olduğu için konu dikkatimi çekti.Anlattıkları, düşünceleri ile bizim gibi olan bir insanın bizimle olmaması garibime gitmişti.Sebebini sorduğumda, bağımsız kalmayı tercih ettiğini ve bağımsızlığı sevdiğini söyledi.Bu cevaba çok üzüldüm ve dedim ki"Kıymetli hocam, insan öldüğünde, imam sorar, merhumu nasıl bilirdiniz, diye cemaat tanıyorsa iyi bilirdik, der, hatta insanın tabutunu taşıyacak en azından 4 samimi dostu olmalı.Size Allah uzun ömür versin ama siz bağımsız kalmışsınız, sizi tanımıyoruz, size biz şimdi nasıl ve neye göre iyi bilirdik diyelim." dedim.
Bunları nezaketen belki söylememek lazımdı ama ben bağımsızlığı seviyorum, tercihim de bağımsız kalmaktan yana olmuştur, sözü doğrusu beni üzdü.
Biz bağımlıyız, dostlarımıza ölümüne bağlıyız, inançlarımıza ölümüne bağlıyız.Bizim bağlılığımız, hürriyetimizden vazgeçmek anlamına gelmiyor, bizim bağlılığımız sorumluluklarımızdan asla vazgeçmemek anlamına gelmektedir.Kimseye zararım yok ama hayrım da yok, hiç bir şeye bulaşmazsam beladan da uzak olurum, o halde kendim çalıp, kendim oynayayım mantığı insana, bilhassa aydın sıfatını taşıyan hiç kimseye yakışan bir anlayış olamaz.
Hangi mevki ve makamda olursak olalım, bize ebedi dost olacak, başımız sıkıştığında kapısını çalacağımız, kapımızı çalacak gerçek dostlar lazım.Bu sebeple, sendikal alanda da gerçek, inanmış dostlara ihtiyaç duymalıyız.Oluşturacağımız dostluklar konjonktürel, geçici, menfaate dayalı dostluklar olmamalıdır.Bunu başarabilenlere ne mutlu.O zaman, asla kaybetmekten korkmazsınız" dedi.