AKP, kamu görevlilerinin sorunlarına kör bakan uygulamalarını ısrarla sürdürmektedir
AKP, kamu görevlilerinin sorunlarına kör bakan uygulamalarını ısrarla sürdürmektedir. Milyonlarca memur, artan enflasyon karşısında korumasız bırakılmış, 123 TL zamla bütün bir yılı geçirmek zorunda kalmışken, yapılan açıklamaya göre hakim ve savcıların maaşlarına 1155 TL seyyanen zam yapılırken 2005-2013 yılları arasında çeşitli disiplin cezasına çarptırılan 1500 hakim ve savcıya da af getirilecektir.
Hâkim ve savcılarımızın maaşlarının yükseltilmesi ve sicil affı hakkı kazanması elbette hepimizin arzusudur. Ancak talebimiz, bütün kamu görevlilerinin ekonomik sorunlarının çözülmesi ve memurlara sicil affı getirilmesi yönündedir. Böyle bir açıklamanın HSYK seçimleri öncesine getirilmesi ise ayrıca manidardır. Çalışmada önce adalet çalışanlarının bir bütün olarak görülmesi, ardından da tüm memurların özellikle 2014 yılında yaşadıkları ekonomik hak kayıplarının ele alınıp değerlendirilmesi gerekirken, yalnızca bir kesimin sorunlarına eğilmek, doğru bir yaklaşım değildir. Böyle bir durumda neden Adalet çalışanlarının tamamına maaş zammı yapılmadığı açıklanmalıdır.
Hatırlanacağı gibi, memurlara enflasyon farkı ödenmesi talebimiz “Toplu sözleşme hükümlerinin dışına çıkamayız” gerekçesiyle geri çevrilmiştir. Demek ki istenildiğinde toplu sözleşme hükümlerinin dışına çıkılabilinmektedir. Bu durumda tüm kamu görevlilerinin maaş ve sicil affı sorununu çözecek bir çalışma yapılması için iktidarın kaçacak yeri kalmamıştır.
Maaş düzenlemesinin sınırlı kalması halinde bir tarafta enflasyon farkı hakkı gasp edilen memurlar inim inim inlerken, diğer tarafta eşit işe eşit ücret sağladığı iddia edilen 666 sayılı KHK ile oluşturulan adaletsiz sistem biraz daha bozulacak, Adalet Bakanlığı bünyesinde maaş makası daha da açılacaktır.
Memurlar eriyen maaşlarının telafisini istemektedir. Nöbet ücretlerinin artması, fazla mesai ödemesinin yeniden uygulanması, ek ders ücretlerinin yükseltilmesi gerekmektedir. Memurlara, akademisyenlere, araştırma görevlilerine, 4/C’lilere, yardımcı hizmetlilere verilen sözler tutulmamıştır. 2005 yılından sonra göreve başlayan memurlar ilave bir derece beklemektedir.
Bu zam kararı, bütün memurları kapsayacak şekilde genişletilmeli, kamu görevlilerinin dağ gibi biriken sıkıntıları görmezden gelinmemeli, verilen sözler unutulmamalı ve memurları mutlu edecek bir çalışmaya imza atılmalıdır. Sicil, disiplin affı bütün memurları ilgilendirmekte ve Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarında kabul edilen konular arasında yer almaktadır. Hâkim ve savcılara sicil affı getirilirken diğer kamu görevlileri bir köşeye atılmamalıdır. Yıllardan beri memurların hakları konusunda verilen sözler tutulmaz, vaatler yerine getirilmezken, tüm memurların beklentisi olan ek zam ve sicil affı konusunda yalnızca bir kesime yönelik bir düzenleme yapılması büyük bir eksiklik olacaktır. Yaklaşık 20 milyon kişiyi 123 TL zam ile geçinmek zorunda bırakıp, HSYK seçimleri öncesinde yalnızca hâkim ve savcılara yönelik iyileştirme yaklaşımı, sosyal devlet, sosyal adalet ve anayasanın eşitlik ilkesine ihanettir.
Memurları koca bir yıl boyunca 123 TL’ye mahkûm eden anlayış, bir kalemde hâkim ve savcılara bu paranın tam 9,4 katını yani 1155 TL gibi bir artışı gerçekleştirmeyi vaat ederken, HSYK seçimlerinde oy kullanamayacak olan diğer Adalet çalışanlarını ve tüm memurları yok saymaktadır. Necip Fazıl Kısakürek'in dizelerindeki gibi; “Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul/Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” taksimini yapanlara, bu adaletsizliğe destek verenlere, bu gerçeği hâlâ görmeyen gözlere, duymayan kulaklara yazıklar olsun.
Eğer sorunlar, seçimden seçime çözülecekse 2 milyon 600 bin memur, 1 milyon 800 emekli ve bunların aileleri de 2015 Genel Seçimlerinde oy kullanacaktır. Bugün unutulan türlü yöntemlerle susturulan memur ve emeklilerimizin de konuşacağı günler yakındır. Türkiye Kamu-Sen, yapılan bu adaletsizliği asla unutmayacak, unutulmasına da müsaade etmeyecektir.