Faaliyetlerini ve söylemlerini dini değerlerimiz temeline oturtup, mütedeyyin vatandaşlarımızın yaşadığı mağduriyetleri suiistimal ederek varlığını sürdürme gayreti içinde olan bir kısım sözde sendikaların, mümtaz vatandaşlarımızın mukaddesatı üzerinden yürüttüğü mağdur edebiyatı sona ermektedir
Faaliyetlerini ve söylemlerini dini değerlerimiz temeline oturtup, mütedeyyin vatandaşlarımızın yaşadığı mağduriyetleri suiistimal ederek varlığını sürdürme gayreti içinde olan bir kısım sözde sendikaların, mümtaz vatandaşlarımızın mukaddesatı üzerinden yürüttüğü mağdur edebiyatı sona ermektedir. Bu duruma da en fazla dini inançlarımızı sermaye haline getirenler üzülmektedir.
Yıllardır sendikacılık alanındaki basiretsizliklerini dahi vatandaşlarımızın maneviyatı ile gizlemeye çalışan, her türlü dini terminolojiyi kullanarak insanlarımızın inançlarını sömüren ve adeta inanç değerlerimizi, kamu görevlilerinin hak ve menfaatleriyle birlikte piyasalaştırıp satılığa çıkaran bu kimseler, şimdi yeni polemik konuları yaratarak popülaritelerini sürdürme gayretine düşmüşlerdir.
Kamuda türban yasağının kaldırılması için mücadele ettiğini ifade eden ancak bugüne kadar dilekçe toplamak dışında hiçbir fiili uygulamasını göremediğimiz bu sözde sendikalar, Türk Eğitim-Sen üyemiz Elif öğretmen üzerinden Konfederasyonumuzu bir tartışma ortamına çekmeye çalışmaktadır.
Bizler, herkesin inanç değerlerini temiz bir ruh haliyle tevazu içinde yaşaması arzusundayız. Bu nedenle başörtülü arkadaşımız ve üyemiz Elif öğretmenin sonuna kadar arkasındayız ancak biz, birileri gibi Elif öğretmenin başını örtmesinden, sendikal bir çıkar sağlama alçaklığına düşecek kadar da değerlerimizden uzak değiliz. Bizim için bir üyemizin başörtüsü takması da takmaması da doğaldır ve hiçbir sendikal tartışmaya malzeme olamayacak kadar da mahremdir.
Türkiye Kamu-Sen’i üyesini tam olarak savunamadığı suçlamasıyla böylesine çirkin bir tartışmanın içine çekmeye çalışanların gayretleri boşa çıkacaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak bölücülükten uzak duran, Türk milletinde kucaklaşan, kökü, mezhebi ne olursa olsun tüm kardeşlerimizi, tüm vatandaşlarımızı bağrımıza basıyoruz. Biz başörtülü kadınlarımızın kıyafet özgürlüklerini savunurken, başörtülü olmayanları kirli ilan eden anlayışı da kökünden reddediyoruz. Türkiye Kamu-Sen’in devlete, millete, İslam’a ve milli kimliğimize bağlılık, bütün inançlara saygı temelinde şe-enen değerlerini; varlığını ötekileştirme ve düşman yaratma felsefesine bağlamış, kendisi gibi düşünmeyen herkesi dışlayan, her olayı bir komplo teorisine bağlayan paranoyanın girdaplarında boğulan bir konfederasyonun anlamasının imkânı yoktur.
Türk’üm dendiğinde yüreği titremeyen, İstiklâl Marşımız okunurken gözleri dolmayan, vatan için şehit olmanın anlamını bilmeyen, bir devlet sahibi olmanın kıymetini anlamamış insanların bizleri anlamasının imkânı yoktur.
Bu kimselerin; mabedimin göğsüne namahrem eli değmesin, bu vatan düşman postalları ile kirlenmesin diye semaya açılan elleri, yaş döken gözleri ve yitip giden canları anlamasının da imkânı yoktur.
El etek öpmeye, düşman postallarını yalamaya alışık olan bu anlayışın, bu ülke bir daha esaret zilletini yaşamasın diyen, andımızı okurken duygulanan ve heyecanlanan bir vatandaşın yaşadığı duygusal coşkuyu anlamasının da imkânı yoktur. Bu heyecanla, andımızı yanlış okuyan arkadaşımızın heyecanını algılayacak, bu yanlış okumanın sebebini anlayacak yürek de, izan da bu tür adamlarda yoktur.
Ayrıca, “bizim bütün üyelerimiz Atatürkçüdür” sözümüzün ne anlama geldiğini, bu kafa sahiplerinin anlaması zaten mümkün değildir. İhanet sürecinin piyonu olan, terör örgütünü millete masum göstermekle görevlendirilen, bu görevi şeref sayanların elbette bağımsız Türk Devleti’nin kurucusu Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü anlaması beklenemez. Beyin kıvrımlarında, Türk Milleti Atatürk düşmanlığı ile büyütülmüş olan malum sendikanın memuru pazarlamakla görevli başkanının, sendika başkanlığı dışında ne ile görevli olduğunu bilmeyen bir tek kişi bulamazsınız. Türkiye Kamu-Sen’e ve onun genel başkanına nereden nasıl saldırırımın hesabını yapan bu zevat, ortaya koyduğu zavallı, anlamsız iddialarla insanların nazarında ne kadar küçüldüğünü göremeyecek kadar da körleşmiş durumdadır.
Bu bakımdan Türkiye Kamu-Sen olarak, ajitasyon malzemesini kaybeden ve boşluğa düşen malum konfederasyonu, bizleri içine çekmeye çalıştıkları pislik ve kendi açmazları içinde yalnız bırakacağımızı ilan ediyoruz.