Toprağın kanla hemhal olduğu, mermiye karşı süngüyle hücum edenlerin “inanç, maddeye galip geldi” dedirttiği, Anadolu’nun bıyığı terlememiş gencecik delikanlılarının yiğitliğin, mertliğin, savaşın tarifini yeniden yaptırdığı, bir milletin makus talihini değiştirdiği Çanakkale Zaferi’nin 99" />
Toprağın kanla hemhal olduğu, mermiye karşı süngüyle hücum edenlerin “inanç, maddeye galip geldi” dedirttiği, Anadolu’nun bıyığı terlememiş gencecik delikanlılarının yiğitliğin, mertliğin, savaşın tarifini yeniden yaptırdığı, bir milletin makus talihini değiştirdiği Çanakkale Zaferi’nin 99
Toprağın kanla hemhal olduğu, mermiye karşı süngüyle hücum edenlerin “inanç, maddeye galip geldi” dedirttiği, Anadolu’nun bıyığı terlememiş gencecik delikanlılarının yiğitliğin, mertliğin, savaşın tarifini yeniden yaptırdığı, bir milletin makus talihini değiştirdiği Çanakkale Zaferi’nin 99. yıldönümünü idrak ediyoruz.
Vatan sevdasının feda olunan canlarla vücut bulmuş halidir Çanakkale. Mermilerin yıldırımlar gibi yağdığı, düşen her bombanın bir deprem etkisi yarattığı yerde düşmana göğsünü siper edenlerin destanıdır Çanakkale.
Çanakkale’de yeşeren ruh, İstiklal mücadelesini harekete geçiren güce dönüşerek, bizlere bugünkü devletimizi ve cennet vatanımızı hediye etmiştir. Bu bakımdan tarif edilemez acılar ve katlanılamaz bedeller ödeyerek ulaştığımız demokratik devlet yapımız, dönemsel politikalara feda edilemeyecek değerli ve anlamlıdır. Bu vatan ve bu devlet, bir süreliğine iktidara sahip olanların çapulcularla oturdukları masalarda peşkeş çekilecek meze değil; bir mezar taşı dahi olmayan, toprakla haşrolmuş şehitlerin son sözü, gazilerin gelecek nesillere bıraktığı emanetidir.
Bütün tarihçiler Çanakkale Savaşı’nın ülkemizde millet olma bilincini yeşerttiği, istiklal mücadelesinin fitilini ateşlediği konusunda hemfikirken; Çanakkale Zaferi’nin 99. yıl dönümünde bugün, ülkemizin bir bölümünün fiilen terör örgütüne terk edildiği, 76 milyonun kaynaklarını yakınlarına ve yandaş çevrelerine aktaran bazı siyasilerin istikbal mücadelesi verdiği bir dönemi yaşıyoruz.
Hiç kuşkusuz ki Çanakkale şehitleri, Kurtuluş Savaşı şehitleri, terör şehitleri canları pahasına korudukları vatanın, kanları bedeliyle kurdukları devletin bir gün teröristlerle pazarlık konusu yapılmasını hazmedemezlerdi.
Açlıktan ağaç kabuklarını kemirerek, kanayan yaralarını ay ışığıyla sararak, süngülerini kan gölünde parlatarak, yastık diyerek taşlara baş koyarak vatan yaptıkları topraklarda, bir gün iktidar sahiplerinin yolsuzluk batağından kaçmak için ülkemizi kaosa sürüklemekten çekinmeyeceklerini hayal dahi edemezlerdi.
Sedyeyle taşınmadan, teneşire konmadan, tabutlara girmeden, ölmeden mezara konan yiğitler, katillerinin baş tacı yapılmasını, siyasetçilerin yolsuzluğa bulaştığı iddia edilen çocuklarının rahatı uğruna on binlerce kamu görevlisine zulmedilmesini kabullenemezlerdi.
Gözlerini kırpmadan yardan, anadan, serden geçen şehitler, devletlerinden ve milli kimliklerinden asla vazgeçmez, değerlerinin yağmalanmasına müsaade etmezlerdi.
Bugün bebek katillerinin talimatlarıyla rejim değişikliğine soyunan, Türk adını bu vatandan silmeye çalışan ve yakınları için istikbal mücadelesi veren yetkililer, yarın Ruz-i Mahşer’de Anafartalar kahramanı, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, tüm Türk milleti için istiklal mücadelesi verirken şehit düşen Yarbay Refik Bey’in, Yarbay Ahmet Şevki Bey’in, tamamı şehit olan 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’in, Kınalı Hasan’ın, Yahya Çavuş’un yüzüne nasıl bakacaklar?
Görülüyor ki, milli değerlerimize karşı girişilen saldırılar içerisinde bizi biz yapan, Türk milletinin olmazsa olmazı bayrağımıza, dilimize, İstiklal Marşımıza ve zaferlerimize sımsıkı sarılmak, her zamankinden daha gerekli hale gelmiştir. Bizler hayatımızın her anında, bu vatan için canlarını, mallarını, sağlıklarını ve rahatlarını feda etmekten geri durmayan ecdadımızın aziz hatıralarını yaşatmak, emanetlerine sahip çıkmakla mükellefiz.
Bugün milletimizin kaynaklarını haksız ve yasadışı yollarla belli kesimlere peşkeş çekmek, vatanımızı bölmek, Türk adını bu topraklardan kazımak isteyenlere Türkiye Kamu-Sen olarak bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki; şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar için bizler de her an şehit olmaya hazırız.
Bilinmelidir ki, bağrına taş basan analar, acısını yüreğine gömen babaların, kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda Türk Bayrağı dalgalansın diye canlarını veren yiğitlerin, cebindeki son kuruşunu askere gitmek için yol parası yapan kahramanların hakkını ayakkabı kutularına dolduranların; ülkemizi bölmek, milletimizi birbirine düşürmek için çırpınanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.
İçinde bulunduğumuz zaman bizleri ülkemizin her karış toprağında, değerlerimizi yeniden Çanakkale ruhu içinde müdafaa etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Bu vesile ile Türk milletinin Çanakkale Zaferi’ni ve Şehitler Haftası’nı bir kez daha kutluyor, vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen şehitlerimize; emanetlerine sahip çıkacağımıza dair Türkiye Kamu-Sen olarak söz veriyoruz.
Paylaş
twittle