Cumhuriyet Halk Partisi Sivil Toplum Kuruluşlarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve İzmir Milletvekili Atilla Sertel Genel Başkanımız İsmail Koncuk’u ziyaret etti
Cumhuriyet Halk Partisi Sivil Toplum Kuruluşlarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve İzmir Milletvekili Atilla Sertel Genel Başkanımız İsmail Koncuk’u ziyaret etti.
Bağlı sendikalarımızın Genel Başkanlarının da katıldığı görüşmede, çalışma hayatı ve sorunları değerlendirildi.
AĞBABA: SENDİKALAR DEMOKRASİLERİN VAZGEÇİLMEZ UNSURLARIDIR
“Türkiye Kamu-Sen’in çalışma hayatına kattıkları göz ardı edilemez” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, bundan sonraki süreçte Türkiye Kamu-Sen ile görüş alış verişlerinin devam edeceğini söyledi. Ağbaba, “Türkiye’de, çalışma hayatıyla ilgili önemli gelişmeler var. Sendikaların hayır dediğine evet, evet dediklerine de hayır demeyiz. Türkiye Kamu-Sen en önemli ve güçlü sendikalardan birisidir. Zorluk ve haksızlıklara rağmen bu konumdadır. Arkasında hiçbir iktidar gücü olmayan bir sendikanın gücünden bahsediyoruz. Tamamen sendikacılık ve memurların haklarını savunan bir yapının çalışma hayatına kattıkları göz ardı edilemez. Türkiye’de bu konuda ne yazık ki ayrımlar yaşanıyor. Memur olacakların önüne işe başladıklarında “Şu sendikaya üye olacaksın” diye bir form konuluyor. Biz bunun doğru olmadığını her platformda savunuyoruz. Ehliyetin ve liyakatin önemine vurgu yapıyoruz.
Siyasi iktidarın çalışma hayatında müjde diye sunduğu kararları mutlaka sendikalarla, emek örgütleriyle istişare ederek alması gerektiğini düşünüyoruz. CHP olarak sendikalarla istişarelerimizi sürdürmeye devam edeceğiz, bu çerçevede Türkiye Kamu-Sen ile de görüşmelerimiz ve istişarelerimiz devam edecektir. Sendikaların Türkiye’deki önemini gayet iyi biliyoruz. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları sendikalardır ve olmazsa olmazlardır. Sendikalar ne kadar bağımsız ve güçlü ise o ülke o kadar güçlüdür. Çalışma hayatına katkılarından dolayı Türkiye Kamu-Sen’e sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, burada olmaktan dolayı duyduğumuz memnuniyeti de bir kez daha ifade ediyorum” dedi.
KONCUK: KAMUDAKİ PARALEL YAPI, SENDİKACILIĞI ASIL MECRASINDAN ÇIKARMIŞTIR
“Şu anda kamuda maalesef bir paralel yapı var. Sendikal alanda tüm kamuyu adeta bir ahtapot gibi saran, kendilerine üye olmayanlara yaşam hakkı tanımayan bir yapı” diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, “Umarım iktidar ikinci kirli paralel yapıya yönelik birtakım tedbirler alır, eğer almazsa kamuda çalışma barışı tamamen ortadan kalkar, verim ve kalite düşer. Bu kötü gidişe siyasi iktidar el atmalıdır” dedi. Koncuk, “Nazik ziyaretiniz için teşekkür ediyoruz. Zaman zaman siyasi partilerimizle çalışma hayatı noktasında görüşmelerimiz oluyor. Problemleri istişare ediyoruz, değerlendiriyoruz. Bize verilen her bir katkıdan dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez öğeleridir. Sivil toplum olmadan da siyasi partilerin kendi başına demokrasinin tek öğesi olması mümkün değildir. Türkiye’de sivil toplumun olması gerektiği yerde olduğunu düşünmüyorum. Çünkü sendikal faaliyet demokrasi ile beraber yürüyen bir faaliyettir. Ne kadar demokrasi, o kadar sendikal faaliyet, o kadar hak demektir. Türkiye’de ne yazık ki, hukukun üstünlüğünün tartışılır hale gelmesi, yargı bağımsızlığının tartışılır hale gelmesi ve sendikacılık alanının adeta bir sendikanın öz evlat olarak görülüp diğerlerinin ötekileştirilmesi aslında sendikal alanı da kamuyu da kirletir bir boyut kazanmıştır. Bu son derece üzücüdür.
Türkiye’nin en aydın insanlarının dahi baskı, korku ya da günlük hesaplar sebebiyle sendikal tercihlerde bulunduğunu görmek aslında Türkiye’de sendikal faaliyetin yaralanmasına, amacından sapmasına yol açmıştır. Türkiye’de FETÖ denilen paralel bir yapı vardı. Bunun acısını millet olarak ödedik. 15 Temmuz’un hem öncesinde hem sonrasında ciddi sıkıntılar yaşandı. Şu anda kamuda maalesef başka bir paralel yapı daha var. Sendikal alanda tüm kamuyu adeta bir ahtapot gibi saran, kendilerine üye olmayanlara yaşam hakkı tanımayan bir yapı. Maalesef siyasi iktidardan da destek gören bir paralel yapı. Bu yapı kamu düzenini alt üstü etmektedir. Liyakat, kabiliyet, bilgi, donanım artık kamuda bir çok alanda bir anlam ifade etmemektedir. Umarım iktidar bu ikinci kirli paralel yapıya yönelik birtakım tedbirler alır, eğer almazsa kamuda çalışma barışı tamamen ortandan kalkar, verim ve kalite daha da düşer. Hak etmeyenlerin kurum müdürü yapıldığı, hak edenlerin bir kenarda unutulduklarına şahitlik ediyoruz. Bu kötü gidişe siyasi iktidar el atmalıdır. Paralel yapıya izin vermemelidir. Siyasi iktidar, kamudaki paralel yapının sıkıntısını yaşadı. Başka paralel yapılara neden müsaade ediliyor? Bir grubu kucaklayıp diğerlerini ötekileştiren bir yaklaşım içine neden giriliyor? Bunlar düzeltilmelidir. Bu yapı öyle bir hal aldı ki, iktidar Milletvekillerinin ve teşkilatlarının bile önlerine geçmiş durumda. Siyasi iktidarın gücünü bile aşan bir güç içerisinde görünüyorlar. Böyle bir yapılanmanın demokratik hukuk devletinde, sendikal alanda varlığını kabul etmek mümkün değil. Bu yapı Türkiye’de sendikacılığı da iğdiş hale getirmekte, sendikacılığı asıl mecrasından çıkarmaktadır.
KONCUK: KAMU ÇALIŞANLARINA SAHİP ÇIKMAK DEVLETİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMAKTIR
Genel Başkanımız İsmail Koncuk, yaklaşan toplu sözleşme dönemi, 657 tartışmaları, kamuda performans sistemi, ihraçlar gibi bir çok başlığı da gündeme getirdi. Koncuk, “1 Ağustos’ta, toplu sözleşme masasına oturacağız. 2015’te imzalanan toplu sözleşmenin halen 20 maddesi uygulanmamış durumda. Toplu sözleşme mutabakatı mutlaka uygulanması gereken bir metindir. Fakat bu sendika başarısızlığına rağmen Türkiye’de de 1 milyon üyeye ulaşıyor. Bu nasıl oluyor? Ortada başarısızlık var, imzaladığı metin hayata geçmemiş, bunu becerememiş ama 1 milyon üyesi var. Kamu çalışanlarının da bir değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyorum.
657’ye ilişkin tartışmalar var. Sayın Başbakan’ın 16 Nisan’dan önce, devlet memurluğu kavramının ve iş güvencesinin kaldırılmayacağına yönelik açıklamaları oldu. Umuyoruz referanduma endeksli bir açıklama olarak kalmaz. Referandumdan sonra farklı bir düşünce sergilenirse bu etik olmaz. Olumlu anlamda çalışmalar yapılabilir ama devlet memurluğu kavramını ortadan kaldıran, iş güvencesini yok eden bir çalışma asla kabul edilemez. Türkiye Kamu-Sen olarak iş güvencesi zaten bizim kırmızı çizgimizdir. İş güvencesi derken yanlış anlamalarda olabiliyor, kanundan doğan haklarımız çerçevesinde haklardır bunlar. Bu iş güvencesi olarak adlandırılmaktadır. Bu haklarımızdan vazgeçmeyiz.
Madem yeni bir Türkiye vaad ediliyor, o zaman bu yeni Türkiye’de demokrasi olsun, ayrımcılık kalksın. Bizim 400 bin mensubumuz vatansever, bilgili ve liyakatli insanlardır. Her şeye rağmen, tehditlere rağmen, yolundan sapmayan, Türkiye ve Türk milleti sevdasından vazgeçmeyen insanlardan oluşan bir yapıdır Türkiye Kamu-Sen. Bu insanların yöneticilik makamlarından dışlanması nasıl kabul edilebilir? Türkiye’yi sevdiğini söyleyen insanların bu teşkilatın üyelerini dışlaması o sevgiyle mütenasip bir uygulama değildir. Kamunun huzur bulması, ülkenin geleceği açısından son derece önemlidir. Devlet yapısını anlamlı kılan kamu çalışanlarıdır. Kamu çalışanlarına sahip çıkmak devletin geleceğine sahip çıkmaktır.
Ben yaptım oldu anlayışıyla devlet yönetilmez. Devleti sivil toplumla beraber yönetmek gerekir. Bunun adına katılımcı demokrasi deniyor. Katılımcı demokrasinin olmadığı yerde anladığımız anlamda bir gelişmişlik, huzur ve mutluluğu yakalamak mümkün değildir. Umuyoruz ki, daha önce yapılan hatalar tekrar edilemez, herkesi kucaklayan bir anlayışla yola devam edilir.
Türkiye’nin normalleşmeye ihtiyacı var. Kamuda 110 bin insan mesleklerinden edilmiş, 35 bin kişi açıktadır. Gelişmiş dünya nazarında ülkemiz tartışılır bir duruma gelmiştir. Bu konuda da bir aklı selim yakalanmalı, bu da hukuku uygulamaktır. Fetöcüler, darbeciler, milletin üzerine bomba atanlar, kurşun sıkanlar… Cezası ne ise sonuna kadar alsınlar ama kamuda çalışan insanları sağlam delile dayanmadan görevlerinden etmek hukuk devletine yakışan bir tutum değildir. Dünün tescilli föcülerinin bugün ahkam kestiklerini de görüyoruz. Bunlara da itibar edilmemelidir. Bu ülke artık normalleşsin. Mücadelemiz bu yönde devam edecektir. Ziyaretinizden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.