Hükümet'in reform diye sunduğu, yüksek mahkeme üyeleri ile hákim ve savcıları da kapsamına alan 'Kamu Personeli Kanun Tasarısı Taslağı'na Danıştay'dan veto geldi
Hükümet'in reform diye sunduğu, yüksek mahkeme üyeleri ile hákim ve savcıları da kapsamına alan 'Kamu Personeli Kanun Tasarısı Taslağı'na Danıştay'dan veto geldi. Danıştay görüşünde, ana istihdam biçimi olarak benimsenen 'sözleşmeli personeli', sürekli güvencesizleştirdiğini, bu şekliyle iş sürekliliğini ortadan kaldırdığı ve Anayasa'ya aykırı olduğu savunuldu.
Yargıtay'ın da hákim ve savcıların taslağa alınması ile ilgili paralel şekilde görüş hazırladığı ve Başbakanlığa göndereceği öğrenildi. Danıştay'ın görüşü özetle şöyle:
KADRO GÜVENCESİ KALKIYOR:
Kamu görevinin gerektirdiği asil, sürekli görevleri kamu gücünü kullanarak yerine getirenlerin memur olarak tanımlandığı, memur sayısının sınırlandırılarak önceliğin sözleşmeli personele veriliyor ve kadro güvencesi kaldırılıyor.
GERİ DÖNÜŞ VAR:
Kamu personel rejimi, istihdam biçimi, ücret ve güvence bakımından kökten değişiklik yapılıyor. Çalışanlara tanınan bazı haklardan vazgeçilerek geri dönüşlere yol açılıyor.
HAKİMLER TASLAKTAN ÇIKSIN:
Anayasa'nın 140. maddesinin amacı, 'hakim ve savcılarla ilgili bütün düzenlemelerin özel kanunda yer almasıdır' Hakim ve savcıların, mali haklar ve sosyal yardımlar bakımından Kamu Personeli Kanunu kapsamına alınmalarının söz konusu hükümle bağdaşmaz. Hakim ve savcılar bu kanundan çıkarılmalı. Hakim ve savcıların da performans değerlendirmesine tabi tutulması öngörülmüştür. Bu Anayasa'da öngörülen yargı bağımsızlığını ve hakim teminatını zedeler. Değerlendirme yapacak bir merci olmaması nedeniyle yüksek yargı mensuplarının performansının değerlendirmesine olanak yoktur.
HAKİMLER MEMUR OLUR:
Anayasal güvence altına alınan ve ayrı statüye tabii tutulan yargı mensuplarının, bu taslağın mevcut haliyle yasalaşması durumunda, memur kadrosuna atanmış olacaklardır. Yargı mensupları taslak kapsamı dışında tutulmasının zorunludur.
SÖZLEŞMELİ PERSONEL GÜVENCESİZ:
Ana istihdam biçimi olarak benimsenen sözleşmeli personel, sürekli güvencesizleştirilmektedir. Sözleşmeli personelin hizmet yılına bile bakılmaksızın görevine son verilmesi sözleşmeli personelin, sürekli hizmet yürütecek niteliği kazanmasını hemen hemen olanaksızlaştırmaktadır.
Yabancıya mülk satışında askerin dediği olmadı
YABANCILARA mülk satışını düzenleyen tasarıda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) endişelerini giderecek değişiklikler yapılmadı. AKP, 'Siyasi tercihimiz bu yönde' diyerek, yabancı şirketlere mülk satışına alan sınırı getirmedi. TBMM Adalet Alt Komisyonu, tasarıyı, dar kapsamlı değişiklikler yaparak kabul etti. TSK, yabancı şirketlere alan sınırı getirilmesini, askeri yasak bölgelerin belirlenerek Bakanlar Kurulu'na bildirilmesi isteminden vazgeçilmesini, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içindeki taşınmazlardan sadece 'Tescil edilmiş' olanların satışına izin verilmesini istedi. Ancak alt komisyon, TSK'nın bu taleplerinden sadece birini haklı buldu. Buna göre tasarıya, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içindeki taşınmazların satışı için 'Tescil edilmiş' olma şartı getirildi. Böylece henüz tapuya tescil edilmemiş taşınmazların satışı engellendi.
(Hürriyet)