"Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımız uzun yıllardan beri işgalci Çin Devleti’nin soykırımına uğramaktadır
"Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımız uzun yıllardan beri işgalci Çin Devleti’nin soykırımına uğramaktadır. Çin Devleti, Doğu Türkistan’da dönemler halinde sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği katliamlarına son günlerde bir yenisini daha eklemiştir.
Ne hikmetse bu vahşet, basın yayın organlarının ilgisini çekmemekte, birçok basın kuruluşu için akan Türk kanı haber değeri dahi taşımamaktadır. Ne Batı’da ne de Türkiye’de işgal altındaki Türkistan’ın çığlığı bir türlü duyulmamakta, akan kan Türk’ün olunca kulaklar sağır, gözler kör olmaktadır.
Türkistan kan gölü haline gelmişken Hükümet, yaşanan dramı görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedir. Hükümet nezdinde binlerce Türk’ün kanı, canı; milyonlarca soydaşımızın ırzı, namusu, Mısır’da katledilen bir tek kişiden daha değersizdir.
Birleşmiş Milletler; Temel İnsan Hakları Sözleşmesi, Soykırımın Önlenmesi ve Savaş Suçlularının Cezalandırılması Sözleşmesi ve Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ile tüm insanların can ve mal güvenliğini teminat altına almıştır.
Oysa bugün Birleşmiş Milletlere üye devletlerin gözleri önünde Müslüman kanı akıtılmakta, insanlık suçu işlenmektedir. Doğu Türkistan’da akan Müslüman-Türk kanına, evlerinden, yurtlarından edilmiş yüz binlere, Urumçi’de katledilen canlara kimsenin gözlerini kapatma hakkı yoktur. Doğu Türkistan’da akıtılan bu kanı durdurmak, yaşanan insanlık dramına son vermek insanlığın üzerine düşen bir sorumluluktur. Ancak Birleşmiş Milletleri harekete geçirecek olan da Türk Hükümetinin hassasiyeti olacaktır. Ne yazık ki AKP, Doğu Türkistan’a karşı duyarsız kalmaktadır.
Bir milyona yakın Suriyeliyi yıllardır ülkemizde barındıran, Filistin için her türlü girişimde bulunan, Mısır’daki iç çatışmada ölenler için gözyaşı döken AKP, Doğu Türkistan’da yaşananlara, Türk katliamına karşı derin bir sessizliğe bürünmekte, oluk oluk akan Müslüman-Türk kanını görmezden gelmektedir. Bir taraftaki acıya üzülüp, diğer taraftaki insanlık dramını görmezden gelmek Batı’nın kirli oyununa alet olmaktan başka bir şey değildir.
Yıllardır Doğu Türkistan'da Türk varlığını yok etme girişimi, en acımasız yöntemlerle sürmekte ve bu bölgede soydaşlarımıza karşı bir insanlık suçu işlenmektedir. Türkiye, olup biteni seyretmek yerine Çin ile ilişkilerini gözden geçirmeli ve bu zulüm devam ettiği sürece Çin’in ürettiği hiç bir malın Türkiye’ye giremeyeceğini ilan etmelidir. Mesele Müslüman olmaksa Uygur Türkleri de Müslüman’dır. Mesele insan olmaksa Türkler de insandır. Uygur Türkleri de en az Mısırlı Müslümanlar kadar önemli görülmelidir. Hür dünyada Türklerin de insanca yaşamaya hakkı vardır ve bu haktan vazgeçilemez.
Türkiye Kamu-Sen olarak insanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden önce Türk Hükümeti’ni ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, Doğu Türkistan’da yaşanan bu katliamı durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz.
Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır."
İsmail KONCUK
Genel Başkan