AKYILDIZ: EMEKLİLİK HAYAL OLUYOR
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANI BİRCAN AKYILDIZ'IN ESK TOPLANTISINDA YAPTIĞI KONUŞMA METNİ (Ankara, 01
AKYILDIZ: EMEKLİLİK HAYAL OLUYOR
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANI BİRCAN AKYILDIZ'IN ESK TOPLANTISINDA YAPTIĞI KONUŞMA METNİ (Ankara, 01.11.2005) Sayın Başbakanım; Sayın Bakanlarım; Çok değerli bürokratlar, Ekonomik Sosyal Konsey'in sosyal tarafını temsil eden değerli katılımcılar; hepinizi Türkiye Kamu-Sen adına, şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Sayın Başbakanım; Sosyal Güvenlik Reformu'nun bu güne kadar bir çok platformda tartışıldığı ve görüşlerin en yoğun bir şekilde kamuoyu ile paylaşıldığı bir konu olarak ifade edilmesi, sanırım bu konunun ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymaktadır. Konunun, siyasi irade tarafından da bu yönde değerlendirilmesi ve Ekonomik Sosyal Konsey'in bu nedenle toplantıya çağırılmış olması memnuniyet vericidir. Bu nedenle, bilinenleri tekrarlamadan kısa bir sunum yapmak istiyorum. Öncelikle, Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısı ile ilgili birkaç konu başlığını sizlerle paylaşmak istiyorum. 1- Bu tasarıya bakarken, kamuda yaygınlaştırılmak istenen sözleşmeli personel uygulamasını ve kamu personeli kanunu tasarısı taslağını da birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Kamu personeli kanunu tasarısı ile kamuda sözleşmeli personel uygulamasına ağırlık verilecektir. Bu tasarıda sözleşme süresinin 1 yıl olacağı öngörülmektedir. Aynı zamanda kısmi zamanlı çalışma ve esnek çalışma yaygınlaşacaktır. Bu durumda kamuda bile iş güvencesinin ortadan kalkacağı aşikardır. Konuya bu açıdan bakıldığında ve mevcut konjonktür göz önünde bulundurulduğunda bu tasarının amacı, sosyal güvenlik sisteminden kimsenin emekli olmamasını sağlamaktır. (Çünkü prim ödeme gün sayısı 9 bine, emeklilik yaşı da kademeli olarak 68'e çıkarılmaktadır.) Taslağa bakıldığında sözleşmeli olan ve kısmi zamanlı çalışan personelin yalnızca çalıştıkları günler için sosyal güvenlik primleri ödenecektir. Bir öğretmen yılda 9 ay boyunca çalıştığı için ve hafta sonlarında da çalışmadığı için, çalışmadığı günlerde sigorta primi yatmayacaktır. Bu değişiklikler kabul edilirse kamuda, sözleşmeli bir öğretmenin emekli olabilmesi için 52 yıl çalışması gerekecektir. 2- Kamuda çalışanlar için prime esas kazanç tanımının değiştirilerek, tüm ek ödeme ve ikramiyelerin de prime esas kazanca dahil edilmesi kamu çalışanlarından yapılacak sosyal güvenlik kesintisinin neredeyse iki katına çıkması anlamı taşımaktadır. Buna göre kamu çalışanlarının büyük bir çoğunluğunun sosyal güvenlik primlerinin artması sonucunda, tasarı yürürlüğe girdiği anda ücretlerinde 50-200 milyon TL arasında azalma meydana gelecektir. 3- Şu anda Emekli Sandığı'na üye olanların faydalandığı sağlık hizmetlerinin tamamında kısıtlama yapılmak istenmektedir. Teminat paketinin içeriğinde neler vardır bilinmemektedir. Ayrıca; bir çok sağlık hizmetinden faydalanmak için 90 gün prim ödeme şartı getirilmektedir. İleride değiştirilmesi ihtimali çok yüksektir. 4- Ayakta tedavilerde, diş hekimi muayenesinde, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçlerinden, ayakta tedavilerde sağlanan ilaçlardan % 10-20 arasında katılım payı alınması öngörülmektedir. Ortez, protez ve iyileştirme araç ve gereçleri için asgari ücretin % 75'ine kadar aylık katılım payı alınabileceği belirtilmektedir. Bu çok yüksek bir rakamdır. 5- Emeklilikte aylık bağlama oranları düşürülmektedir. 6- Sosyal güvenlikle ilgili bütün yükümlülükler artırılmaktadır. Sosyal güvenlik ödemelerinden faydalanmak için gereken prim ödeme gün sayıları artırılmaktadır. (yaşlılık aylığına hak kazanabilmek için prim ödeme gün sayısı 9 bine, malullük aylığına hak kazanabilmek için prim ödeme gün sayısı 1800'den 3600'e çıkarılmakta, analık sigortasından yararlanmak için 90 gün prim ödeme şartı getirilmektedir.) 7- Tasarı ile memurlar, geçici iş göremezlik halinde, aylıklarının 2/3'ünü alabileceklerdir. Oysa şu anda maaşlarının tamamını alabilmektedirler. 8- Kısaca bu tasarı en fazla Emekli Sandığı'na prim ödeyen kamu çalışanlarını mağdur edecektir. 9- Bu kanunun yürürlüğe girmesi ile mevcut sigortalıların 5434 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan maddeleri uyarınca yada yeni getirilen düzenlemeler gereği uğrayacakları kayıpların, kaldırılan mevzuat hükümlerine göre Hazinece karşılanacağına dair Tasarıda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 10- Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilat Kanununda 11 kişilik yönetim kurulunda 6/5 oranının yönetim kurulunda yer alacak ve seçilerek görev yapacak 5 kişi alınacak kararlar açısından bir anlam ifade etmeyecektir. 11- Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında sağlık hizmeti satınalacak Sosyal Güvenlik Kurumu ya da sigortalıları maliyet açısından koruyacak hiçbir tedbir düşünülmemiştir. 12- Sağlık hizmetleri adeta arz/talep değerlerine göre fiyatlandırılacak bir sonuca gitmektedir. 13- Bütün dünyada devletler, sosyal güvenlik sistemlerine katkıda bulunmaktadır. Bulunmalıdır. Bu sosyal devlet olmanın gereğidir. Bu bir kar/zarar hesabı olarak değerlendirilmemelidir. 14- Primsiz ödemeler tamamen sosyal devlet sorumluluğunun bir göstergesidir. Bu nedenle kısıtlama olmamalıdır. 15- Koruyucu sağlık hizmetleri bir soru işareti olarak ortada kalmıştır. Sonuç olarak; 1- Konu oldukça ciddi ve önemlidir. Bütün farklılıklarına rağmen Emek Platformu bileşenleri, ortak bir talep metni üzerinde mutabık kalarak tasarı ve taslaklarda yapılması istenilen değişiklikleri Çalışma Bakanlığı'na sunmuştur. Ancak; yapılan toplantılarda, (uzman düzeyinde) sayın bürokratların, karar altına alınabilecek konuların siyasi iradenin yetkisinde olduğuna dair açıklamalar yapmasını üzüntüyle karşılamaktayız. Burada bir kez daha vurgulamakta yarar olduğu kanaatindeyim. Toplumun büyük kısmı tarafından desteklenmeyen bu denli önemli ve sonuçları itibarı ile toplumun bütününü etkileyecek bir konuda uygulama zorluklarının yanında, toplumumuzda insan sağlığının, sosyal güvenlik sisteminin yol açtığı kar/zarar hesaplarının malzemesi olacağı endişesi taşımaktayız. 2- Bu nedenle uygulama sonuçlarının sorumluluğu sosyal taraflarca paylaşılabilecek bir noktada oluşan Emek Platformunun talepleri göz ardı edilmeden gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 3- Kazanılmış haklardan geriye gidişe son verilmelidir. 4- Getirilen yükler mutlaka karşılanmalıdır. 5- Sosyal güvenlik sisteminin akıbetinin, kayıt dışının kontrol altına alınması ile olumlu bir gelişme sağlayabileceği çok iyi bilinmektedir. Ancak; sistemin yükü çalışanlara kesilerek hem kolay bir yol seçilmiş olmakta hem de kayıt dışının ekonomi hakimiyetine sebep olunmaktadır. 6- Açıklamalarınızda "sosyal güvenlik sistemi ile ilgili hazırladığınız tasarı ve taslaklarda irade, çaba ve niyet değişikliği olmadığını" ifade etmektesiniz. (Bugün basında yer alan açıklama) Burada şu soruyu sormak istiyorum: Ekonomik Sosyal Konsey'i sadece konunun bu konseyde tartışıldığını göstermek için mi toplantıya çağırdınız? Bu konudaki endişemizi gidermek durumundasınız. Bunun için sizden 25 Mart 2005 tarihinde, bu konseyin sosyal tarafları olarak, toplumun oldukça önemli bir kesimini temsil yetkisine haiz kuruluşların ittifak ettikleri Ekonomik Sosyal Konsey Yasa Taslağı'nın hiçbir değişiklik yapılmadan yasalaştırılmasını beklemekteyiz. Hazırlanan taslakta sosyal taraflar en geniş şekilde tanımlanmıştır. Bir hatırlatma yaparak sözlerimi tamamlamak istiyorum: Unutulmamalıdır ki; sosyal güvenlikle ilgili zorlamaların toplumu nasıl etkilediği konusunda Almanya seçimleri dikkatle değerlendirilmeli, sonuçları siyaseten çok iyi tespit edilmelidir diyor, saygılar sunuyorum.