SEVGİLİ okuyucularım, bundan birkaç gün önce önemli bir konuya değinmiştim
SEVGİLİ okuyucularım, bundan birkaç gün önce önemli bir konuya değinmiştim. PKK'nın sözcüsü ve ikinci adamı olan Remzi Kartal isimli şahsa Türk devleti her ay 1 milyar 920 milyon lira emekli maaşı ödüyordu. (O yazımda bu rakamı 2 milyar 600 milyon olarak vermiştim. Yanlışımı burada düzeltiyorum.)
Biz burada pek çok şeyi yazarız, sorular sorarız ama ilgili kuruluşlardan yanıt, açıklama gönderilmez... Çünkü yanıt vermek işlerine gelmez. Acı gerçekleri, pislikleri, yolsuzlukları ve marifetlerini toplumdan gizlerler.
Remzi Kartal skandalına ilişkin olarak dün Emekli Sandığı tarafından yazılı bir açıklama gönderildi. Onlara bu açıdan teşekkür ediyorum. Açıklamada yazdıklarım aynen doğrulanıyor ve şu ifade kullanılıyor:
'...Hakkında Türk vatandaşlığının kaybı yolunda herhangi bir işlem bulunmadığı bildirilen Remzi Kartal'ın emekli aylığı da, kendisi ile aynı durumda bulunan üç emeklimizle birlikte...ödenmektedir.'
Kim bu üç kişi?.. Yazıda ilginç bir şey de anlatılıyor. Kaçak Remzi Kartal'ın maaşı bir süre -herhalde adresi bilinmediği için- kesilmiş. Fakat bu şahıs sonra Brüksel'de ortaya çıkmış, adresini bildirmiş, maaşını Türkiye'de alacak kişiye Belçika noterinden vekálet göndermiş. Adalet Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı da bu konuda olumlu görüş bildirince, maaş ödemesi yeniden başlamış!
PKK'nın şu andaki ikinci adamı, sözcüsü, eski DEP milletvekili Remzi Kartal Türkiye'den kaçtı. Avrupa ona kollarını açtı. O şimdi PKK adına Avrupa'da faaliyet gösteriyor ve bizim devlet kendisine tıkır tıkır maaş ödüyor!
Böyle bir aymazlık dünyanın hiçbir ülkesinde olamaz. Dünyanın hiçbir devleti, kendisini yıkmak için çaba harcayan terör örgütünün önde gelenine maaş ödemez.
Bir Nazi terör örgütü olsaydı, Almanya onun liderini maaşa bağlar mıydı? Fransa, Korsika adasındaki ayrılıkçı güçlerin önde gelenlerine maaş ödüyor mu? İngiltere IRA yöneticilerine ödeme yapıyor mu?
Bu güldürü, aynı zamanda bu utanç verici olay bize özgü... Çünkü kişiliğimizi yitirmişiz, Avrupa'dan korkuyoruz. Adamın maaşını kesersek AB tepemize biner.
Dahası var. 'Onur sahibi' bir kimse, bu konumuyla Türk devletinden her ay maaş almayı içine sindirir mi? Remzi Kartal sindiriyor! Fevkalade onurlu ve şerefli olduğu anlaşılıyor!
Şimdi olayın bir başka boyutuna bakalım. Hüseyin Özlük geçmişte jandarma uzman çavuş. Turhan Aktaş jandarma er. Her ikisinin de gözleri tümüyle görmüyor. Gözlerini Şırnak ve Beytüşşebap dağlarında PKK pusularında, PKK mayınları ile yitirmişler. Hüseyin ayrıca serçe parmak hariç sol elinin dört parmağını yitirmiş. Onlar, binlerce Güneydoğu gazisinden sadece ikisi.
Uzun süre tedavi gören iki gazi şimdi bir kaset çıkardı.
Adı 'Gönül Gözüyle.'
Öyküsü ilginç. Şahin Özer firması kendilerinden hiçbir masraf almamış, gelirini de tümüyle onlara bırakmış. Onlar da gelirin bir bölümünü Mehmetçik Vakfı'na bırakacakmış.
Gaziler solist, orkestra TRT sanatçıları, koro TSK Rehabilitasyon Merkezi'nde tedavi gören Güneydoğu gazileri... Ve kasette çok güzel türküler:
'Vatanım İçin... Sarı Zeybek... Ah Bir Ataş Ver Cıgaramı Yakayım... Havada Bulut Yok... Gesi Bağları... Ey Şahin Bakışlım... Güzel Anam... Dağlar Dağımdır Benim...'
Türkülerin isimlerine, kapsamına ve anlamına bakın!
***
Dün iki gazimize de telefonla ulaştım, biraz sohbet ettik. Belki çok ayıptı ama sormadan edemedim:
'Hiç mi görmüyorsunuz? Görüş sıfır mı?'
Evet, aynen öyle.
Dün ayrıca müzik yapım firması sahibi Şahin Özer'e sordum. Bu kaset şimdilik 5 bin adet basılmış. Kaset başına gazilere yaklaşık 1 milyon lira kalacakmış. Şahin Bey anlatıyor:
'Aslında muhteşem bir kaset oldu. Tanıtımı yapılabilse hedefimiz 1 milyon satış. Benim cebime bir kuruş girmeyecek.'
İki gözü görmeyen, halk deyimiyle kör olan gazilerimiz Hüseyin Özlük ve Turhan Aktaş'a bir soru daha sordum:
'Devletin size bağladığı net maaş şu anda nedir?'
Hüseyin'in eline geçen 1 milyar 376 milyon, Turhan Aktaş'ın 1 milyar 200 milyon.
PKK'nın şu anda ikinci adamı ve Avrupa'daki sözcüsü Remzi Kartal'a Türk devleti tarafından her ay ödenen net maaş ise 1 milyar 920 milyon. Leyla Zana ve ekibi de devletten aynı maaşı alıyor.
Binlerce gazimiz, o ana baba kuzuları, gözlerini, ellerini, kollarını, ayaklarını, bacaklarını acaba boşuna mı yitirdiler?
Ne diyeyim, böyle devlet anlayışına yazıklar olsun.