Uyuduğu iddia edilen ama Türkiye Kamu-sen'in üç yıldır uyumadığını, yalnızca gizlendiğini belirttiği enflasyon canavarı yeniden ortaya çıktı
Uyuduğu iddia edilen ama Türkiye Kamu-sen'in üç yıldır uyumadığını, yalnızca gizlendiğini belirttiği enflasyon canavarı yeniden ortaya çıktı.
YILLIK ARTIŞ ORANLARI
TÜFE |
% 9,86 |
Akaryakıt |
% 25 |
Kira |
% 22 |
Et |
% 12 |
Taze Sebze |
% 28 |
Isınma |
% 13 |
Doğalgaz |
% 21 |
Tüp |
% 19 |
Kaynak: TÜİK
TÜİK, 2006 mayıs ayı için tüketici fiyatlarındaki artışı açıkladı.Buna göre nisan ayında TÜFE yüzde 1,88 oranında artarak, henüz yılın dördüncü ayı dolmuş olmasına rağmen, toplam yüzde 4,53 rakamına ulaştı.
Hükümet 2006 yılı için hazırladığı ekonomik programında enflasyon hedefini
yüzde 5 olarak belirlerken; memurlarımıza, işçilerimize, emeklilerimize ve asgari ücretlere enflasyon hedefi doğrultusunda zam yapmayı kararlaştırdı. Ancak; daha önce pek çok olayda olduğu gibi AKP Hükümeti'nin enflasyon hesabı da şaştı.
Türkiye Kamu-Sen, üç yıldır yaptığı açıklamalarda ülkemizde görülen düşük enflasyonun temel nedeninin ekonominin iç dinamiklerinden çok global ekonomik konjonktür ve halkımızın alım gücünde yaşanan azalma olduğunu belirtti. Kaldı ki; üç yıldır açıklanan enflasyon rakamlarının, halkımızın asıl tüketmek zorunda olduğu kalemler için geçerli olmadığını da Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarıyla ortaya koydu.
2006 mayıs ayı rakamlarına göre yıllık TÜFE % 9,86 gibi hedeflerin çok üzerinde gerçekleşmesine rağmen; son bir yılda benzin ve fuel oil fiyatları ortalama yüzde 25, kiralar yüzde 22, et fiyatları yüzde 12, taze sebze fiyatları yüzde 28, ısınma giderleri yüzde 13, doğalgaz yüzde 21 ve tüp fiyatları yüzde 19 oranında arttı.Kısacası halkımızın cebine yansıyan enflasyon hiçbir zaman yüzde 15'lerin altına inmedi. Ama ücretlere yapılan artışlarda açıklanan enflasyon rakamları dikkate alındığından milletimizin alım gücü sürekli olarak azaldı ve zorunlu tüketim malları dışındaki ürünleri talep etmedi.
Hükümet İşçiye memura, emekliye yüzde 5 zammı reva gördü ancak; ne enflasyonu iddia ettiği seviyelere düşürebildi ne de işsizliğe çare buldu. Türkiye'nin IMF'ye ve sermayeye olan bağımlılığı bu dönemde daha da arttı.
Uygulanan ekonomik program milletimizin alım gücünün düşürülmesi, azalan talep sonucu piyasaların durgunluğa girmesi ve dış etkenlerin de etkisiyle esnafın zararına ve uzun vadeli taksitlerle satış yapmak zorunda kalmasına neden oldu.Dolayısıyla uygulanan program bir tarafta enflasyonu düşürürken, diğer tarafta milletimizi açlığa, sefalete ve ithal ürünler kullanmaya sevketti.
Bugüne kadar ithal ikame ürünler, pinpon topu, dikenli tel, bahçe hortumu gibi ürünler üzerinden yapılan hesap, enflasyonun düşük çıkmasına neden oldu.
Bugün ise rüzgar tersine döndü. Sürekli düşme eğilimdeki döviz kurları yükselmeye, üç yıldır ülkemize giren sıcak para da yavaş yavaş geldiği yere yani dövize dönmeye başladı; akabinde de kurlar, faizler ve enflasyon da hareketlendi.
Uygulanan program; ülkeye yüksek kar marjı nedeniyle gelen sıcak para, ülkemizin kaynaklarını sömürüp giderken, döviz kurları da buna bağlı olarak yükselirken ve halkımızın alım gücü azalmaya devam ederken enflasyonu daha ne kadar aşağıda gösterebilecektir. Üç yıldır enflasyondaki düşüşün gerçek olmadığını, yaşanan ekonomik gelişmelerin milletimizin alım gücünü yok ettiğini, memur, işçi, emekli gibi halkımızın büyük kesiminin yoksulluğa mahkum edildiğini söylediğimizde, hep karşı görüştekilerin eleştirileriyle karşılaştık. Ancak, artık güneşin balçıkla sıvanamayacağı gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Dövizdeki ufak bir hareketlenme, uygulanan ekonomik programın pamuk ipliğine bağlı ve sıcak paraya dayalı olduğunu ortaya koydu.
Hükümet yanlış bir hesap yaptı, faturasını da milletimize ve kamu çalışanlarına ödetti. Enflasyon hedefini yüzde 5 olarak belirleyip, memurlara yüzde 2,5 + 2,5 zam yapan hükümet, yaptığı yanlış hesabın bedelini bir kez daha milletimize ödetmemelidir.
Altı ay için memurlara verilen yüzde 2,5 zam daha beşinci ayın sonunda enflasyon karşısında eridi ve memur maaşları reel olarak şimdiden yüzde 2 oranında azaldı. Beş ayda yaşanan enflasyon, hükümetin memurlara bütün bir yıl için verdiği maaş artışını götürdü, memuru hükümet karşısında alacaklı duruma getirdi.
Hiç kimsenin yaptığı yanlışı milletimize ödetmeye, işçiyi, memuru, emekliyi, dul ve yetimi IMF'nin hesaplarına kurban etmeye hakkı yoktur.