Türk Eğitim-Sen ataması yapılmayan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı eyleme destek verdi" />
Türk Eğitim-Sen ataması yapılmayan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı eyleme destek verdi
Türk Eğitim-Sen ataması yapılmayan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı eyleme destek verdi. Ağustos ayında atama yapılmaması ve sözleşmeli öğretmenliğin geri getirilmesinin protesto edildiği eylemde, ataması yapılmayan öğretmenlerin çocukları da anne babalarına destek verdi.
“Sözleşmeli Öğretmenliğe Hayır”, “50 Bin Atama”, “”Kadrolu Atama İstiyoruz”, “İstiyorsan Kaliteyi Üzmeyeceksin Öğretmeni”, “Sözleşmeli Öğretmenlik Köleliktir”, “Bir Öğretmenler Odası Düşünün ki Öğretmenler Eşit Değil”, “18 Yıllık Geleneği Bozma Ağustos’ta Ata”, “Tabuta Değil Sınıflarımıza Girmek İstiyoruz”, “Yıllarımızı Yakan Değil Milli Eğitime Bakan Ol”, “Eğitim Sistemi Deney Öğretmenler Kobay Değildir”, “Seçimde Bonkörce, Normalde Nankörce”, “Vurur Yüze İfadesi Kadro İstiyoruz Bitanesi” şeklinde dövizlerin taşındığı eylemde, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Merkez Yönetim Kurulu da hazır bulundu.
Eylemde bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk şunları kaydetti: “Bir gencin geleceğe yönelik bir planlama yapamaması, geleceğini öngörememesi nasıl üzücü bir durumdur. Milli Eğitim Bakanlarının görevi Türk milli eğitiminin ihtiyacı olan öğretmen atamasını yapmaktır. Bu, Milli Eğitim Bakanlarının görevleri arasında en tepede sayılan bir husustur. Öncelikle Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’a görevinde başarılar diliyorum. Sayın Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı olarak görevine yeni başladı. Dolayısıyla ağır eleştirilerde bulunmak istemiyorum. Kendisine zaman tanımak lazım. Ama biz isterdik ki; İsmet Yılmaz’ın, Milli Eğitim Bakanı olur olmaz ilk cümlesi ‘Ağustos’ta atama yapmayacağız’, ‘Şubat’ta sözleşmeli öğretmen atayacağız’ olmasaydı. Sayın Yılmaz, daha olumlu mesajlar verseydi.
Ben kendimi bildim bileli Ağustos’ta atama yapılır. Ama bu kez Ağustos’ta atama yapmayacaklar, Şubat’ta atama yapacaklarmış. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Sayın Bakan sadece Şubat ayında atama yapmalarının nedenini kamuoyuna açıklamalıdır. Eğitim-öğretim yılı Eylül ayında başlayacaksa, biz neden Şubat’ta atama yapacağız? Bunun anlamlı bir gerekçesi olmalıdır. Peki Eylül ayında hangi öğretmenlerle eğitim-öğretim faaliyetini yerine getireceğiz?
Bakınız; 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılında 75 bin ücretli öğretmen görev yaptı. Ücretli öğretmenlerin 15 bini İstanbul’da görevlendirildi. Sayın Yılmaz bir yandan ücretli öğretmenlik görevlendirmesinin doğru olmadığını söylüyor, diğer yandan da Ağustos ayında atama yapmayacaklarını ifade ediyor. Şunu net olarak söylüyorum; Ağustos ayında atama yapmazsanız, Türkiye’yi ücretli öğretmene mahkum hale getirisiniz. Bu doğru bir yaklaşım değildir.
Herkes şunu bilmelidir ki; bu eylem sembolik bir eylemdir. Bu, binlerce ataması yapılmayan öğretmenin Ankara’ya gelmeyeceği anlamına gelmemelidir. Bütün imkanlarımızı kullanarak, ataması yapılmayan öğretmenlerin Ankara’ya gelmesini sağlarız. Bunu yapmak istemiyoruz. Türkiye zaten çok karmaşa yaşıyor. Bir yanda terör belası varken, terörle mücadele edilirken, biz yeni eylemler yapmak istemiyoruz. Talebimiz; bu ülkenin evlatlarının iş umudunun iktidar tarafından sağlanmasıdır. Bundan daha tabi bir talep olamaz. Ataması yapılmayan 40’ın üzerinde öğretmen intihar etti. Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen olarak, Ağustos ayında atama yapılmaması kararını kabul etmiyoruz.
Sözleşmeli öğretmenliğin getiri getirileceğine ilişkin açıklamalara gelince; sözleşmeli öğretmenlik garabet bir uygulamaydı; 2006 yılında başlamış, 2011 yılına kadar devam etmişti. Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması için yapmadığımız eylem, söylemediğimiz söz kalmamıştı. Nihayetinde sözleşmeli öğretmenlik uygulaması 2011 yılında kaldırıldı ve tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya alındı. İptal edilen bir uygulamayı hangi gerekçeyle yeniden hortlatmaya çalışıyorsunuz? Bu yeni tepkiler, yeni karmaşalar yaratmak anlamına gelir.
Doğu’da öğretmen tutamıyorlarmış! O zaman Doğu’da, Güneydoğu’da, mahrumiyet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere, memurlara verdiğiniz maaşı artırın, mahrumiyet bölgesi tazminatı uygulaması getirin. Bu düzenlemeyi hayata geçirin, hala memur ve öğretmen ihtiyacımız oluyorsa, oturup, konuşalım. Yüksekova’da görev yapan bir öğretmen, batı illerinde görev yapan bir öğretmenle aynı maaşı alırsa tabi orada görev yapmak istemez. Hem Hükümet olarak görevlerinizi yerine getirmeyeceksiniz hem de ‘Çakılı kadro haline getirmek amacıyla sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını başlatacağız’ diyeceksiniz. Siz önce Hükümet olarak bu bölgelerde çalışmayı cazip hala getirecek adımlar atın, görevinizi yapın. Ben yaptım oldu anlayışla ülke yönetilmez. Siyasal iktidarın işsiz öğretmenlerimizden, işsiz gençlerimizden yükselen bu feryada kulak vermesinin zamanı geldi. Vatandaşa rağmen, işsiz gezen gençlere rağmen ülkeyi yönetmek diye bir iddia olamaz. İktidara buradan tekrar sesleniyoruz: Ağustos’ta atama yapın, sözleşmeli öğretmenlik hülyasından da vazgeçin.”
Ataması yapılmayan öğretmenler adına konuşan Sümeyra Günay ise, “Atama bekleyen öğretmen sayısı katlanarak artarken, bu süre zarfında sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen gibi öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran güvencesiz istihdam uygulamaları hayata geçiriliyor, öğretmenler kendi meslekleri dışında işler yapmaya zorlanıyor. 2013-2015 yılları arasında KPSS’ye giren öğretmen sayısındaki artışa bakıldığında sınava giren her yüz öğretmenden ortalama 15’inin ataması yapılmış, geriye kalan 85 öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka bir alanda çalışmak zorunda bırakılmıştır.
Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı zaman kaybetmeden hem atama bekleyen öğretmenlerin ve ailelerinin mağduriyetini sonlandırma hem de yapılan hayatı tamir etme adına 2016 yılı Ağustos ayında en az ihtiyaç kadar öğretmen ataması yapmak suretiyle bu yöndeki beklentilere cevap vermelidir” diye konuştu.