Öğretmenlerin öğrenci üzerindeki etkinliğini ne kadar artırabilirsek -hem eğitim-öğretim, hem de disiplin yönünden- o derece başarı sağlarız
Öğretmenlerin öğrenci üzerindeki etkinliğini ne kadar artırabilirsek -hem eğitim-öğretim, hem de disiplin yönünden- o derece başarı sağlarız.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Kanal A’da yayınlanan Çerçeve programına konuk oldu. Selahattin Serçe ve Fatih Şahin’in hazırlayıp, sunduğu programın bir diğer konuğu Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu idi. Eğitimin sorunlarının tartışıldığı programda Genel Başkan İsmail Koncuk, İstanbul’da 32 bin lise öğrencisiyle yapılan ve çoğunluğu lise 1. sınıfta okuyan her 100 öğrenciden 45’i sigara, 32’si alkol, 9’u uyuşturucu kullandığını ortaya koyan anket ile ilgili değerlendirme yaptı. Eğitim-öğretim davasının milletimizin gelecek davası olduğunu kaydeden Koncuk, “Bu alanda başarı sağlanması milletimizin geleceği ile doğrudan ilgili olacaktır. Bu alanda başarıyı sağlayacak en büyük enstrüman ise öğretmenlerdir. Öğretmenlerin öğrenci üzerindeki etkinliğini ne kadar artırabilirsek -hem eğitim-öğretim, hem de disiplin yönünden- o derece başarı sağlarız” dedi.
Öğretmenlerin, öğrenci üzerindeki etkisini olabildiği kadar artırabildiğini düşünmüyorum. Bunun suçlusu, öğretmenlerimizin itibarının azalmasını sağlayan siyasi iktidarlar ve Milli Eğitim Bakanlarıdır.
Öğretmenlerin, öğrenci üzerindeki etkisini olabildiği kadar artırabildiğini düşünmediğini, bunun suçlusunun öğretmenlerimizin itibarının azalmasını sağlayan siyasi iktidarlar ve Milli Eğitim Bakanları olduğunu dile getiren Koncuk, “Öğretmenler ile ilgili olumsuz ifadeleri Sayın Başbakandan ve Milli Eğitim Bakanlarından duyduk. Hatta Eski Bakan Ömer Dinçer öğretmenleri, Eminönü’nde yem bekleyen güvercinlere benzetmişti. Bu tür ifadeler gerek öğrencilerin gerekse velilerin öğretmene olan güvenini sarsmaktadır. Okullarda oluşan bu güvensizliğin, toplumsal erozyonun artması ve öğretmenlerin öğrenci üzerindeki etkisinin azalmasıyla doğru orantılı buluyorum. Çünkü öğrenci üzerinde yaptırım sağlayamıyoruz. Öğrenci davranışlarını olumsuzdan olumluya çevirecek bir şey yapamıyoruz” diye konuştu.
Okullarımız; kadın pazarlamacılarının, çocuk istismarcılarının, uyuşturucu ticareti yapanların açık tehdidi haline gelmiştir.
Sendikamızın da bu konuda yaptığı anketlerde benzeri sonuçlar ortaya çıktığını hatırlatan Koncuk, okullarımızın açık tehdit altında olduğunu söyledi. Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Okullarımız; kadın pazarlamacılarının, çocuk istismarcılarının, uyuşturucu ticareti yapanların açık tehdidi haline gelmiştir. Okullarda ciddi bir güvenlik sistemi de oluşturamıyoruz. Dolayısıyla öğrencilerimiz, bu tür art niyetli insanların tehditlerine ve saldırılarına doğrudan doğruya muhatap olmaktadır. Emniyet teşkilatının da okul önlerinde yeterli tedbiri aldığını düşünmüyorum. Ben 33 yıllık eğitimciyim. İdarecilik de yaptım. Emin olun okul içinde ve okul dışında güvenliği biz sağladık. Artık öğretmenlerimizin okul içinde ve okul dışında güvenliği sağlaması da mümkün değildir. Okul-veli-öğretmen üçlüsünün bu zinciri sağlıklı bir şekilde oluşturamadığı da dikkate alındığında öğrenciler, bu tür tehditlere maruz kalmaktadır. Ahlaki dejenerasyondan da bahsetmemiz lazım. Hepsini birlikte değerlendirdiğinde korkunç sonuçlar ortaya çıkmaktadır.”
‘Benim yandaşım’ diyerek birçok kişiyi okul müdürü yaparsak, liyakatli insanları bir köşede oturtursak maalesef geleceğimiz nokta burasıdır.
“Bu araştırmanın sonuçlarını Milli Eğitim Bakanlığı’nın patronlarının önüne koymak lazım” diyen Koncuk, bu noktada liyakatli yöneticileri seçmenin önemine de değindi. Koncuk şunları kaydetti: “İl mili eğitim müdüründen, ilçe milli eğitim müdürü, okul müdürü, okul müdür yardımcısına kadar bu işin yükünü taşıyabilecek, bilgi birikimli olan, liyakatli insanları seçmek çok önemlidir. ‘Benim yandaşım’ diyerek birçok kişiyi okul müdürü yaparsak, liyakatli insanları bir köşede oturtursak maalesef geleceğimiz nokta burasıdır. Burada Ahmet Gündoğdu’nun da suçu var. Sayın Gündoğdu’nun bugüne kadar mülakata itiraz ettiğini duymadım.”
İnsanların hakkını teslim edelim, alın terini görelim. ‘Eğitim Bir-Sen üyesi olduğu için müdür yapalım.’ Yok böyle bir şey. İsyanım burayadır. Türkiye’de müdür ataması konusunda ahlaksız bir dönem yaşanıyor. İnsanların hakkı gözlerinin içine baka baka gasp ediliyor.
Bu haksızlığı tezgâhlıyorsunuz. Bu haksızlığın ortağısınız. Yatacak yeriniz yok. İnsanların alın terini çaldığınız sürece, sendikacı olarak ortada gezmemeniz lazım.
Genel Başkan Koncuk’un bu sözlerine Ahmet Gündoğdu itiraz ederek, “Üyelerimizi yetiştiren biziz. Bir ilde sınava çağrılan 70 kişinin 60’ı Eğitim Bir-Sen üyesi ise doğal olarak yüzde 70’i, 80’i oradan oluyor. Üyeleri yetiştirerek burada yer almak lazım” dedi. Genel Başkan da bunun üzerine şunları kaydetti: “Sayın Gündoğdu’nun iddiası var: “Üyelerimizi iyi yetiştirdik, bu nedenle arkadaşlarımızın başarılı olması tabidir” dedi. Ahmet Gündoğdu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenidir. Kul hakkı yemek, dinimizde Allah’ın affetmeyeceği günahlar arasında sayılıyor. Bu insanlar yazılı sınava girmiş ve başarılı olmuştur. Yazılı sınavda kaç kişinin başarılı olduğundan bahsetmiyoruz. Bakınız; benim üyem yazılı sınavda en yüksek puanı alıyor ama ona sözlü sınavda 34 puan veriyorlar. Bu kişi bir puan daha alsa, istediği okula gidecek. Sayın Gündoğdu, sendikacı gözüyle olayları değerlendirelim. Bir haksızlık var. Bu haksızlığa uğrayan Türk Eğitim-Sen üyesi olmayabilirdi; başka bir sendikanın üyesi olabilirdi ya da sendika üyesi olmayabilirdi. Ben bunu söylemiyorum. Ben şunu söylüyorum: İnsanların hakkını teslim edelim, alın terini görelim. ‘Eğitim Bir-Sen üyesi olduğu için müdür yapalım.’ Yok böyle bir şey. İsyanım burayadır. Türkiye’de müdür ataması konusunda ahlaksız bir dönem yaşanıyor. İnsanların hakkı gözlerinin içine baka baka gasp ediliyor. Müdür atamasını adil yapmazsanız, eğitimin neyini konuşacaksınız. Eğitim-öğretimi sevk ve idare edecek dürüst, liyakatli insanların atanmasından bahsediyoruz. Bu haksızlığı tezgâhlıyorsunuz. Bu haksızlığın ortağısınız. Yatacak yeriniz yok. İnsanların alın terini çaldığınız sürece, sendikacı olarak ortada gezmemeniz lazım. Hakkı savunmak lazım. Böyle olmaz. Benim adamım kazansın, her türlü ahlaksızlığı reva görelim. Böyle olmaz. Adaletli olmamız lazım.”
750 bin öğretmen içinde cımbızlama yöntemiyle, ahlaksızlık yapan bir iki tane örneği ortaya koyarak, ‘öğretmenlerimiz liyakatsizdir, ahlaki problem yaşıyor’ gibi bir iddiada bulunmak, bilimsel ve vicdani değildir.
Genel Başkan Koncuk, bir soru üzerine Gölcük’te bebeğini ölüme terk eden anneyle ilgili de açıklama yaptı. Koncuk, Türkiye’de yaklaşık 750 bin öğretmenin olduğunu, 750 bin öğretmen içinde cımbızlama yöntemiyle, ahlaksızlık yapan bir iki tane örneği ortaya koyarak, ‘öğretmenlerimiz liyakatsizdir, ahlaki problem yaşıyor’ gibi bir iddiada bulunmanın bilimsel ve vicdani olmadığını söyledi. Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki birtakım sorumsuz insanlar öğretmenlerin toplum üzerindeki dev görüntüsünü cüceleştirdi. Kurgulandı mı, organize bir faaliyet mi bilmiyorum ama halka hoş görünmek adına yapıldı. Hâlbuki öğretmenle kaybedilen toplumdur gerçeğinden hareketle, öğretmenleri itibarsızlaştırmak yerine, onlara itibarlarını geri kazandırmak lazım. Bugün olumsuz ekonomik ve sosyal şartlar altında dahi Türkiye’de öğretmenlerimiz fedakârca görev yapmaktadır. Öğretmen, öğrencisinin ayakkabısının delik olduğunu görür. Öğrencisi hastalandığında öğrencinin ilacını kendi parasıyla alır. Öğrencisi okuma-yazmayı öğrendiğinde, cebindeki üç kuruş parayla ona kalem, çikolata alır. Şimdi tüm bunları yapan öğretmenleri bir kenara iteceğiz, psikopat olan, yanlışlıkla öğretmenlik mesleğine bulaşmış bir kişinin yaptığı ahlaksızlık nedeniyle tüm öğretmenleri zan altında bırakacaksınız. Bu çok yanlıştır. Gölcük’teki öğretmen istisnadır. Bütün öğretmenlerimizi zan altında bırakacak ifadelerden kaçınmamız lazım. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu fedakârca çalışan ve sorumluluğunun bilincinde olan insanlardır. Öğretmenlik, fedakârlık mesleğidir. Hiçbir öğretmen maaşının azlığını bahane göstererek, dersini eksik anlatmaz ya da bunun acısını öğrencisinden çıkarmaz. Öğretmenlerin fedakârca gayretlerini takdir etmezsek, sadece bu uç örnekleri toplumun önüne sunarsak, öğretmenimizin zaten kaybettiği itibarını daha da zedeleriz. Öğretmene şiddet revaçta. Hatırlarsanız, Sevilay öğretmen öldürülmüştü. Öğretmenler hiçbir koruma altında olmayan bir meslek mensubudur.”
Ücretli öğretmenlik sömürü düzenidir. Ücretli öğretmenliğin mutlaka kaldırılması lazım.
Genel Başkan İsmail Koncuk, ücretli öğretmen istihdamının da kaldırılması gerektiğini kaydederek, “Ücretli öğretmen meselesini de çözmemiz lazım. Ücretli öğretmenlik sömürü düzenidir. Ücretli öğretmenliğin mutlaka kaldırılması lazım” dedi.
Gündoğdu, 4/C’yi belki bir, iki cümle ile ifade etmiştir ama 4/C’liler ile ilgili masaya yumruğunu vurmamıştır.
Programda Genel Başkan İsmail Koncuk ile Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu arasında 4/C ve zam tartışması da yaşandı. Genel Başkan Koncuk, Ahmet Gündoğdu’nun toplu sözleşme masasında 4/C’liler ilgili masaya yumruğunu vurmadığını söyledi. Koncuk, “Gündoğdu, 4/C’yi belki bir, iki cümle ile ifade etmiştir ama 4/C’liler ile ilgili masaya yumruğunu vurmamıştır” dedi.
123 TL’ye memuru sattın. 4/C’lileri de sattın. Senin yerinde olsam Genel Başkanlıktan istifa ederim. Memuru aldatıyorsun, 4/C’lileri aldatıyorsun, akademisyenleri masada anlatmıyorsun, sonra akademisyenlerin durumu ile ilgili YÖK Başkanı ile görüşüyorsun. Geç bunları.
Gündoğdu bu sözlere itiraz ederek, “Tutanakları var mısın ikimiz birlikte alalım” dedi. Bunun üzerine Koncuk, “Sen bu tutanağı da çarpıtırsın. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı adamınız. İstediğin tutanağı yazdırırsın. İki günde memurları sattın. 123 TL’ye memuru sattın. 4/C’lileri de sattın. Senin yerinde olsam Genel Başkanlıktan istifa ederim. Memuru aldatıyorsun, 4/C’lileri aldatıyorsun, akademisyenleri masada anlatmıyorsun, sonra akademisyenlerin durumu ile ilgili YÖK Başkanı ile görüşüyorsun. Geç bunları. 123 TL’nin altına imza attınız. 2014 yılında aile ve çocuk yardımı artmıyor, enflasyon farkı yok ama Ahmet Bey bunun altına iki günde imza atıyor. Başbakanın talimatıyla imzayı basıyorsun. Emir ve talimatla sendikacılık yapıyorsun. Memurları aldatarak bir yere varamazsın. 2015 yılında da yüzde 3+3’e imza attın. Memurlara başhekimle, genel müdürle baskı yapıyorsun” dedi.
Ahmet Gündoğdu ile tartışabiliriz ama tüm sendikalarla 4/C ile ilgili ortak mücadele vermeye hazırım. Yeter ki 23 bin 4/C’li kadroya geçirilsin. Memurların hakları için Memur-Sen ve Kesk ile her türlü eyleme varız.
Akademisyenlerimizin de mağdur olduğunu kaydeden Genel Başkan İsmail Koncuk, “Akademisyenlerin durumunun kötü olduğunu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de ifade etti. Bütçe görüşmelerinde akademisyenlerin durumunu düzeltmek için önümüzde ciddi bir fırsat var. Bu noktada grup başkanlıklarını ziyaret edeceğiz, eylem de yapacağız” diye konuştu.
Genel Başkan İsmail Koncuk, Memur-Sen ve tüm sendikalarla 4/C’lilerin kadroya alınması ve memurların hakları için eylem yapabileceklerini de kaydetti. Koncuk şöyle konuştu: “Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda umut ediyorum 4/C’lilerle ilgili olumlu karar çıkar. Ahmet Gündoğdu ile tartışabiliriz ama tüm sendikalarla 4/C ile ilgili ortak mücadele vermeye hazırım. Yeter ki 23 bin 4/C’li kadroya geçirilsin. Memurların hakları için Memur-Sen ile de Kesk ile de her türlü eyleme varız.”
GENEL BAŞKANIN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYINIZ.