" Türkiye Kamu Sen istikrarlı büyümesini sürdürüyor
" Türkiye Kamu Sen istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Şişmiyor ama anlamlı büyüyor. Türkiye Kamu Sen’in büyümesini iyi anlamak lazım. Bunun ne anlama geldiğini iyi kavramak lazım. 11 hizmet kolunda 420 bin üyeye ulaşan Türkiye Kamu Sen teşkilatları, 2011 yılında 394 bin olan üye sayısını her şeye rağmen artırmayı başarmıştır.
Her şeye rağmen, ifadesinin ne anlama geldiğini en iyi bilenler elbette kamu çalışanlarıdır. Onların her biri, hangi sendikaya üye olursa olsun, bulundukları hizmet kolunda hangi şartlarda çalıştıklarını iyi bilmektedir. Rezaletin zirve yaptığı bir çok kurumda, koltuklarını korumak azmi içindeki amirlerinin insan haklarını nasıl ihlal ettiklerinin şahitleri bizzat kamu çalışanları değil mi dir? Son on yılda sendikacılık adına yaşananlar, ülkemizde ileri demokrasinin ne anlama geldiğini gözler önüne seren, çirkin ama ibretlik örneklerdir.
650 bin üye yaptık, cümlesini, 650 bin insanı zor kullanarak teslim aldık, demek daha doğru olurdu. Ya da, son on yılda geliştirdiğimiz stratejilerle, iktidar gücüyle, amirlerin tehdit ve telkiniyle, onlarda, gelecekleriyle ilgili kaygılar oluşturarak 650 bin insanın iradesini kendi lehimize çevirdik, demek de yanlış olmazdı. Halbuki, esas olan, insanı şahsiyeti ile birlikte kazanmaktır, insanın şahsiyetini yükseltebilmektir. Onları yüreğini titretebilmek, onların gönüllerinde yer edebilmektir, önemli olan. Bu kafa, bu mantık ile, değil 650 bin, 1 milyon üyeniz olsa büyümüş sayılmazsınız. Küçüksünüz beyler hem de küçücük.
Ya Türkiye Kamu Sen, 420 bin insanı kazandık diyor. Onları hiç aldatmadık, onları kazanmak için tehdit etmedik, onlara gelecek korkusu yaşatmadık, hep doğruları söyledik, yanlış yapanların ipliğini pazara çıkardık, haksızlık karşısında susmadık, ezmedik, ezdirmemek için mücadele ettik. Dik durmanın, insanca yaşamanın ne anlama geldiğini beraberce gösterdik. Üç günlük dünyada, eğilmeden, bükülmeden yaşamanın hazzını duyduk. İşte, büyüklük budur. Ancak, küçük adamlar, böyle bir büyüklüğe hiçbir zaman talip olamayacaklar.
Türkiye Kamu Sen yetkili olduğu dönemde yüzlerce kazanım elde etmiştir. Bunlardan bazıları aşağıdadır. Unutanlara bir kere daha hatırlatalım.
• 2002 yılı ekim ayında tüm kamu görevlilerinin maaşına aylık 100 TL
• 2003 yılı %15’lik artışın yanında geçmiş dönem kayıpları için 160 TL
• 2004 yılı %12,3 artış
• 2005 yılı %11 artış
• 2006 yılı düşük ücretliler için %21, ortalama %18’lik artış
• 2007 yılı %10’luk artış
• 2008 yılı %18’lik zam
• 2009 yılı %8,7’lik artış
Bütün bunların yanında ayrıca;
• Ek ödemesi olmayan kurum ve kuruluşlarda çalışan 1 milyon 600 bin kamu görevlisine denge tazminatı verilmesi
• Memurlara ilave 1 derece verilmesi
• Ambulans ve itfaiye araçlarına KASKO sigortası yapılması
• İcap nöbeti tutan personele nöbet ücreti ödenmesi
• 4/B’li ve 4924 sayılı kanuna göre çalıştırılan personelin askerlik dönüşü işe başlama, becayiş ve eş durumundan dolayı tayin hakkının sağlanması
• 2004 yılı yüz kızartıcı suçlar nedeniyle verilen disiplin cezaları hariç kamu görevlilerinin disiplin cezalarının affı konusunda hükümetçe yasal düzenleme yapılmasının sağlanması
• 2004 yılı, resmi tatil ve bayram tatillerinde hizmetine ihtiyaç duyulanlar hariç, il dışına çıkışta izin alınması uygulamasına son verilmesi
• 2004 yılı, kamu görevlilerinin grev, siyaset ve toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasaklarının Anayasa ve diğer kanunlarda yapılacak değişiklikler çerçevesinde değerlendirilmesi
• 2004 yılı, memura eşinin doğum yapması durumunda verilen izin süresinin 5 güne çıkarılması, 1. Derecedeki kayın hısımlarının ölümü halinde de 5 işgünü izin verilmesi
• 2005 yılı, sendika üyesi olan personele sendika aidatlarından kaynaklanan kayıplarını telafi amacıyla aylık 5TL ilave ödeme yapılması
• 2005 yılı, sendika yöneticilerinin nakil durumunun ortaya çıkması halinde na-erin aynı hizmet kolundaki işyerlerine getirilmesi
• 2006 yılı, kamu görevlilerinin görevleri gereği, resmi tatillerde ve mesai saati dışında yaptıkları çalışmalardan ötürü fazla mesai ücreti ödenmesi
• 2007 yılı, eşit işe eşit ücret prensibinden hareketle kurumlar arası ücret dengesizliğini gidermek amacıyla mali ve sosyal hakların yeniden düzenlenmesi
• 2008 yılı, yılın her bir yarısı için gerçekleşen enflasyon oranının anılan dönemlerde artış oranını aşması halinde aradaki farkın maaşlara yansıtılması
• 2008 yılı, 375 KHK ile ödenen ek ödemenin 2012 yılına kadar kademeli olarak artırılması
• 2008 yılı, sendika ve konfederasyonların kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde oluşturulan kamu görevlileri ile ilgili kurul, komisyon, şura, meclis toplantılarında temsilci bulundurabilmesi
• 2008 yılı, atama ve yer değiştirme işlemlerinde keyfiliği ortadan kaldıracak norm kadro düzenleme ve uygulamasının bütün kamu kurumlarında hayata geçirilmesi
• 2009 yılı, emekli olan personele 500 TL tutarında yapılan ödemenin 750 TL’ye çıkarılması
• 2009 yılı, Aynı ünvanlı teknik kökenli yöneticiler ile teknik kökenli olmayan yöneticiler arasında ek ödeme farkının giderilmesi
Bunların yanında,
• Teftiş, denetim, soruşturma ve hizmet içi eğitim ile isteğe bağlı olanlar hariç geçici görevlendirmelerin 1 yılda 2 ayı geçmemesi
• Açıktan vekil olarak atanan imam hatiplerin asaleten atanmaları
• Yaz Kur’an kursunda ders veren din görevlilerine ek ders ücreti verilmesi
• Disiplin cezası vermeye yetkili kurullarda memurun bağlı bulunduğu sendikanın temsilcisinin bulunması
• Sendikalar tarafından düzenlenen eğitim çalışmalarında kurumların eğitim tesislerinden kamu kurumları için öngörülen tarife karşılığı yararlanılması
• Sendikaların genel kurul, başkanlar kurulu, denetim ve disiplin kurulu toplantılarına kurul delege ve üyesi olarak katılanların idari izinli sayılması
• 657’ya tabi 4/B’li sözleşmeli personelin sendika üyesi olabilmesi
• Banka promosyonlarından kamu çalışanlarına pay ödenmesi
• KİT’lerde çalışan sözleşmeli personelin skala ayarlamasının yapılması için 2006 yılında kurumlara yetki verilmesi
Verdiğimiz mücadele ile 4B lilerin büyük bölümünün kadroya geçmesi, 4 C lilerin sendikal haklarının kazanılması
Türkiye Kamu-Sen’in toplu görüşmelerde elde etiği kazanımların sadece bir kısmıdır. Bu kazanımlar, hem bürokratlara, hem siyasi iradeye, hem de sarı sendikacılığa karşı verilen çetin bir mücadelenin sonucudur. Yetkili olarak oturduğu toplu görüşme masasına ağırlık ve ciddiyet kazandırmış bir sendika olarak, bu platformu sonuç alma mekanizmasına dönüştürmesini bildik.
2002-2009 yılları arasında gerçekleştirilen sekiz toplu görüşme dönemi sonucunda Türkiye Kamu-Sen’in çabalarıyla elde edilen kazanımlar, kamu görevlilerinin temel birçok sorununu çözmüştür.
Türkiye Kamu-Sen’in ilk kurulduğu yıllardan bu yana tam 16 hükümet, 11 farklı başbakan, 5 cumhurbaşkanı geldi. Hükümetler, başbakanlar değişti, milletve-eri değişti, cumhurbaşkanları değişti ama Türkiye Kamu-Sen, hep dimdik ayakta kaldı. Kimsenin arkasına saklanmadı. Kimseden güç almadı. Kimseden medet ummadı. Kimseden de korkmadı.
* İlk büyük eylemimizi yaptığımız 5 Ocak 1993’te Başbakan, Süleyman Demirel’di.
*Tansu Çiler hükümeti zamanında 100 bin kişiyle Tandoğan’ı inlettiğimizde, tarihler 17 Aralık 1994’ü gösteriyordu.
*21 Ekim 1995’te 200 bin kişiyle Kızılay Meydanı’nda “zulme ve sefalete son” dediğimizde yine Başbakan, Tansu Çiller’di.
*21 Aralık 1996’da 100 bin kişiyle protesto ettiğimiz Başbakan da; 15 Haziran 1997’de 28 Şubat sürecine isyan ederken, “Kesintisiz demokrasi istiyoruz” diyerek yollara düşüp, hakkını savunduğumuz Başbakan da Necmettin Erbakan’dı.
*1 Aralık 2000’de Emek Platformu ile beraberce, memurun yüzde 80 katılımı ile iş bıraktığımızda da, 31 Ağustos 2002’de, 55 bin kişiyle Kızılay’ı memurlarımızın hakları için inlettiğimizde de iktidarda DSP-MHP-ANAP Koalisyonu vardı.
*26 Ağustos 2006’da 35 bin memur, hakları için Kızılay’a koşmuştu.
*25 Kasım 2009’da ve 23 Mayıs 2012’de birer gün iş bıraktığımızda da AKP’den gerçek anlamda toplu sözleşme-grev hakkımızı, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini ve adaletsizliklerin son bulmasını istiyorduk. Biz hak ararken, iktidarda kimin olduğuna bakmadık. Biz hak mücadelesinde kimseye paravan olmadık; kimseye göbekten bağlanmadık.
Hak bildiğimiz yolda ilerlerken, önümüze çıkan taşlara aldırmadık. Gücümüzün kamu çalışanlarından geldiğini asla unutmadık, unutmayacağız. Daha da büyüyeceğiz, hem sayısal olarak hem de yüreklerde büyüyeceğiz. Onlar ise, hep bitişin korkusunu yaşayacaklar, o günün korkusu ile yaşayacaklar. Yaptıkları zulmün hesabını önce kamu çalışanlarına, sonra Allaha verecekler. Yalandan, iftiradan, zulümden beslenenlerin sonu elbette hüsran olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Tarih şahittir ki, şımaranlar, azanlar, zulmedenler, haksızlık yapanlar bedelini, her zaman, en acı şekilde ödemiştir.
Kurulduğumuz 1992 yılından bu yana, Türkiye Kamu Sen’e inanan, destek veren korkmadan, yılmadan mücadele eden tüm teşkilat yöneticilerimize, dik ve şahsiyetli duruşumuzu sağlayan üyelerimize gönül dolusu teşekkürler."
İsmail KONCUK
Genel Başkan