Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Genel Başkan Koncuk kaleme aldığı yazısında; önümüzdeki sürecin toplumsal bir ayrışma ve cepheleşmeye yol açmaması gerektiğini ifade etti.
Genel Başkan Koncuk yazısında şu değerlendirmelerde bulundu;
"Kıymetli kamu görevlisi arkadaşlarım,
Son günlerde Türkiye Kamu-Sen, hiç de arzu etmediğimiz bir biçimde, bizim irademize bağlı olmaksızın, birtakım siyasi tartışmaların odağına yerleştirilmek istenmektedir. Konfederasyonumuz, kurulduğu 1992 yılından bugüne kadar bağrından filizlendiği Türk milletinin; ilke, umde ve eylemlerinin ilham kaynağı olan milli değerlerimizin ve bu vatan toprakları üzerindeki Türk varlığının teminatı mefkuremizin karşısında olacak hiçbir fiil ve fikrin savunuculuğunu yapmamıştır.
Aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulayıp vatan yaptığı bu topraklarda, sayısız bedeller ödeyerek kurduğumuz ve bugünlere getirdiğimiz devletimizin ilelebet payidar kalması, yaklaşık iki yüz yıldır oluşturmaya çalıştığımız demokrasi kültürünün, olmazsa olmaz kurumlarıyla, başta kamu çalışma alanı olmak üzere siyasal ve toplumsal hayatımıza tam olarak yerleşmesi, bütün vatandaşlarımızla birlikte kamu görevlilerimizin de huzurlu, mutlu, müreffeh bir ülkede insanca yaşayabilecekleri bir gelire kavuşarak, barış içinde hayat sürmesi için var gücümüzle mücadele ediyoruz.
Yakın ve uzak coğrafyamızda birtakım dış etkenlerle yaratılan suni gündemler sonucunda patlak veren iç savaşları, dökülen kardeş kanını, ailelerine huzurlu bir hayat imkânı bulmak adına engin denizlerin hırçın dalgalarında savrulup giden masum yaşamları, kaybolan değerleri ve bu puslu havada emperyalist ülkelerin üzerine üşüştüğü Müslüman kardeşlerimize ait kaynakları gördüğümüzde, kahraman ecdadımızın bizlere emanet ettiği bu vatan topraklarında nice koç yiğidimizin kanlarıyla yeşerttiği devletimizin, hürriyetimizin, birliğimizin, kardeşliğimizin kıymetini bir kere daha anlıyoruz.
Biliyoruz ki dünyanın öbür ucundan tanklarıyla, toplarıyla, hile ve desiseleriyle gelip, içimizdeki işbirlikçi hainleri de kullanarak topraklarımıza zehirli düşüncelerini saçan karanlık güçlerin çıkardığı bu kavga, insanoğlunun yaratıldığından beri süregelen hak ile batılın, doğru ile yanlışın kavgasıdır. Biz, bu kavgadaki yerimizi haktan ve doğrudan yana almış, hakkı tutup kaldırmak için yüreğini, bileğini, canını, malını ortaya koymuş bir anlayışın temsilcileri olmaktan gurur duyuyoruz.
Müslüman mahallesinde salyangoz satmakta pek de mahir olan karanlık güçlerin, sonsuz hoşgörü ve irfan sahibi milletimizi; sosyal genetiği ile oynayarak, algı operasyonları yaparak, türlü tefrikalar yumağında parçalayıp boğmaya çalıştığını üzülerek görmekteyiz. Oldukça uzun bir süreden beri yürütülen bu toplum mühendisliği sonucunda ülkemizin derin bir fikrî ayrışmaya, sosyal bir kutuplaşmaya doğru sürüklendiği, toplumsal yapımızda onarılması son derece güç yaralar açacak çatışmaların eşiğine getirildiği de gözümüzden kaçmamaktadır. Türklerin Anadolu topraklarında at sürmeye, ocak tüttürmeye
başladığı ilk günlerden beri oynanan bilindik senaryo, bir kere daha sahnelenmek ve binlerce yıllık kutlu yürüyüşümüz bir kere daha baltalanmak istenmektedir. İçimizdeki ve dışımızdaki leş kargaları, parçalanmış, bölünmüş bir toplumsal yapının yaratacağı kaostan beslenerek üzerimize çullanmak için fırsat kollamaktadır.
Geldiğimiz noktada toplumumuz, bir kez daha yeni bir sürecin arifesindedir. Mensubu olmaktan gurur duyduğum bu toplumun irfanına güveniyorum. Yürekten inanıyorum ki, egemenliğin yegane sahibi olan Türk milletinin şaşmaz iradesi en isabetli şekilde tecelli edecektir. Lakin üzülerek görüyorum ki, muhtemel referandum üzerinden, insanlarımızı düşünce ve duygu düzleminde bölmeyi ve ayrıştırmayı hedefleyen bir takım nifak tohumları topraklarımıza ekilmeye çalışılmakta; vatandaşlarımızın evet ya da hayır tercihleri üzerinden toplumsal cepheleşme ve siyasi çatlaklar derinleştirilmek istenmektedir. İnanıyorum ki, aziz milletimiz ve bu milletin ferdi olmaktan şeref duyan Türkiye Kamu-Sen üyeleri kendi hür iradeleriyle karar verme kabiliyetine sahiptirler, bu anlayışla birlik ve beraberlik hasretimizden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bir ve beraber olarak geleceğe taşıma hedefinden asla vazgeçmeyeceklerdir.
İçinde bulunduğumuz ve var olma mücadelesi verdiğimiz bu kritik dönemde, her zaman itidalin ve aklıselimin adresi olan Türkiye Kamu-Sen, toplumsal ayrışmanın bir argümanı, figürü ve malzemesi olmayacaktır. Türkiye Kamu-Sen’in, kişisel ve özel bir tercih beyanımız üzerinden, üyelerimizin tercihlerine yönelik kurumsal bir ipotek konulduğu algısıyla, asla tasvip edemeyeceğimiz cepheleşmenin bir tarafıymış gibi gösterilmesi yanlıştır ve tarafımızca kabul edilemezdir. Konfederasyonumuz, her zaman olduğu gibi toplumsal barış, uzlaşma kültürü ve milli birlik ve beraberliğimizin gelişmesinden yanadır; bundan sonra da her şart altında duruşunu devam ettirecektir.
Tekraren ifade ediyorum ki, Konfederasyonumuz, bu süreçte bir kısım çevrelerin milletimizin tercihleri üzerinden yürüttüğü çekişmelerin ve hesaplaşmaların bir mevziisi gibi gösterilmekten son derece rahatsızdır. Türk milletinin tek tek her bir ferdi ve dolayısıyla bütün üyelerimiz, her konuda, hür iradesi ile hiçbir telkine gerek duymaksızın vatanımızın selameti, devletimizin bekası ve milletimizin huzuru için en doğru kararı verecek yetkinlik, irfan ve fazilete sahiptir. Türkiye Kamu-Sen, her daim hür iradenin erdemine vurgu yapan bir sivil toplum kuruluşu olarak, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da üyelerimizin tercihlerine müdahalede bulunmayı kendi namına en büyük saygısızlık olarak addetmekte ve verecekleri her türlü kararın arkasında olacağını peşinen ilan etmektedir.
Konfederasyonumuz, türlü siyasi tartışmaların ve kamplaşmaların kaynağı haline getirilmek istenen bu çetrefilli sürecin, devletimiz ve milletimizin yararına olacak şekilde sonuca ulaşması için elinden gelen her türlü itidali ve fedakârlığı sonuna kadar göstermeye devam edecektir. Her zaman olduğu gibi öncelikli kaygımız,
Türk milletinin menfaatleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet hür ve bağımsız yaşaması olacaktır.
Milli şairimiz M. Akif Ersoy’un da dile getirdiği gibi; “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” diyor; Türkiye sevdalılarının korunaklı sığınağı Türkiye Kamu-Sen’in yüzünün her şart altında Türk milletine dönük olduğunu, yüreğinin Türk milletiyle birlikte attığını bir kere daha ifade etmek istiyorum.
Ne mutlu Türk’üm diyene!