Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 23
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 23.03.2015 Pazartesi günü Aksaray’ı ziyaret ederek; Aksaray Üniversitesinde üyelerimizle bir araya geldi, akabinde de Şube Başkanlığı tarafından hizmet binasında düzenlenen iş yeri temsilcileriyle istişare toplantısına iştirak etti. Genel Başkana Türk Eğitim-Sen Genel Mali Sekreteri Seyit Ali Kaplan ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Talip Geylan eşlik etti. Toplantıya Aksaray’da bulunan Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendika ve şube başkanları da katıldı.
Aksaray Üniversitesinde gerçekleştirilen istişare toplantısından sonra şubelerinde iş yeri temsilcileriyle bir araya gelen Genel Başkan Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in hem kamu çalışanları hem de ülkenin geleceğin de vazgeçilmez öneme sahip olduğunu vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
Maalesef günlük hayatta ve çalışma hayatında makam mevki uğruna sadece o günü yaşayan insanlarla karşılaşıyoruz. Bizler hamdolsun koltuk sevdası yüzünden hiçbir zaman karakterimizden ödün vermedik. Türkiye Kamu-Sen’in savunduğu değerlerin önemi, sadece o günü yaşayan, koltuk sevdalısı insanların anlayacağı bir durum değildir. Bizim mensuplarımız erdemli insanlarıdır. Doğru duruştan taviz vermezler biz biliyoruz; doğruyu söylemenin, doğruları yapmanın bir bedeli vardır. Gerekirse bu bedeli öderiz. Biz geçmişde bu bedeli ödedik ama namussuzluğun, haksızlığın yanında asla olmadık dedik.
Bizim beş sene önce söylediğimiz bugün itiraf ediliyor. Şimdi çıkmışlar utanmadan KPSS de hırsızlık olmuştur diyorlar. Onların hepsinin önce bizden özür dilemesi lazım.
2010 yılında bu ülkede KPSS hırsızlığı olmuştu. Kimin sesi çıktı? Sadece Türk Eğitim-Sen’in sesi çıktı. Hırsızlık var dedik, belgelerle ortaya koyduk ve sınavı iptal ettirdik. O gün bizi yalan söylemekle, kamuoyunu aldatmakla suçlayanlar oldu. Ama bugün biz hala bulunduğumuz yerdeyiz. Gün geçtikçe ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor. Bugün iktidar KPSS operasyonu başlattı, hırsızlık ve kopya iddialarına karşı harekete geçti fakat biliyoruz ki; bunların amacı doğruları yapmak değil, intikam hırsıyla hareket ediyorlar. Eğer bir yerde intikam alma hırsı varsa, o yerde yanlış yapma ihtimali de var demektir. Biz o zaman dedik ki, bunun arkasında değil başkaları kendi çocuğumuz bile çıksa cezasını çeksin. Kimse bu ülkede alın teri hırsızlığı yapamaz dedik. Bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Bu hırsızlıkları yapanları çıkartın ama bunu da yaparken hukuksuzluk yapmayın diyoruz. Hakkıyla puan almışları da rahatsız etmeyin, onların üzerinde de hukuksuzluk yapmayın diyoruz. Bizim beş sene önce söylediğimiz bugün itiraf ediliyor. Şimdi çıkmışlar utanmadan KPSS de hırsızlık olmuştur diyorlar. Onların hepsinin önce bizden özür dilemesi lazım. Siz doğruyu yapmışsınız biz yanlış yapmışız demeleri lazım. İşte şimdi dediklerimize geldiler. Biz ilkeli davranmaya, insanlarımıza doğruları söylemeye, aldatmamaya devam edeceğiz ve en önemlisi de insanları da korkutmayacağız.”
Her zaman söyledim; bizim korkutulmuş, ezilmiş şahsiyetlere ihtiyacımız yok. Bu ülkeyi bir yere taşıyacaksak, dik durmasını bilen, şahsiyetine sahip çıkan insanlara ihtiyacımız var.
Ülkede korkutulmuş, ezilmiş şahsiyetlere değil; dik durmasını bilen ve şahsiyetine sahip çıkan insanlara ihtiyaç olduğunu belirten Koncuk; “ Ülkelerin geleceği idealist ve inançlı insanlarla şe-enir. Yüce dinimizin de dediği gibi,’ İmanı olmayan cennete gidemez, sevmesini bilmeyenin de imanı olmaz’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her vatandaşı, bizim için değerli, saygı değerdir. Bu anlayış ülkede gerçek anlamda hâkim olmadığı sürece toplumumuza huzur gelmez. Bugün ben mutlu olduğumda başkaları mutsuz ya da tam tersi ben mutsuz olduğumda başkaları mutlu olduğunda bunun bir anlamı yok. Önemli olan, bu milletin topyekûn huzur içerisinde yaşamasını temin etmek olmalıdır. Ben o koltuğa oturayım, hep ben kazanayım başkaları ne olursa olsun anlayışı olmaz.
Biz sendikacılığı hakkı tutup kaldırmak olarak tanımlarız. Ama bunu yaparken sadece sözlerimizle bu anlayışı ifade etmeyeceğiz, yaptıklarımızla da uygulamaya geçireceğiz. Bu uğurda bir bedel ödemek gerekiyorsa da o bedeli öderiz.” dedi.
Bizlere, askeri vesayetle mücadele ediyoruz diyenler, kendilerini darbe savar gibi gösterenler, gerçekte tatlı su demokratları, Ülkemizde bunca vesayet varken neredeler? Türkiye’de yargı bağımsızlığı kalmamış, darbe dönemlerinde bile görünmeyen hak gaspları almış başını giderken, siz hangi vesayetle mücadele ediyorsunuz?
Sözde vesayetle mücadele edenlerin daha acımasız bir vesayet düzenini getirdiklerini söyleyen Genel Başkan ; “Dün Ergenekon’la mücadele ediyoruz, diyenler bugün Paralel yapıyı dillerine dolamış durumda. Bugün ne olduysa Ergenekon kalmadı. Nerede bu; biz askeri vesayetle mücadele ediyoruz diyenler, kendilerini darbe savar gibi gösterenler, gerçekte tatlı su demokratları ülkemizde bunca vesayet varken neredeler? Türkiye’de yargı bağımsızlığı kalmamış, darbe dönemlerinde bile görülmeyen hak gaspları almış başını giderken, siz hangi vesayetle mücadele ediyorsunuz bahsediyorsunuz? Milli Eğitim Bakanlığı’ ın da, sağlık kurumlarında kendilerinden olmayan bir tek yönetici bırakmadılar. Hani siz alın terini, hakkı savunuyordunuz? Siz değil miydiniz vesayete karşı olan? Şu anda Türkiye’de vesayetin kralı var. 12 Eylül döneminde dahi yaşanmayan kanunsuzluklar insan hakları ihlali yaşanıyor. Yargı, bağımsızlığını kaybetmiş ve açıkça siyasi kararlar veriyor. Yüreğiniz varsa, çıkın her türlü vesayete karşı olun.” dedi.
Memurun iş güvencesinden rahatsız olan mevcut yapı 7 Haziran’da yeniden iktidarını devam ettirme noktasında bir onay alırsa, devlet memurluğu kavramı elimizden gitti demektir.
Bütün kamu çalışanlarını uyanık olmaya çağıra Koncuk; “Sendikal tercihler keyfi bir şekilde yapılamaz. Eğer kamu çalışanları siyasi görüşü, ideolojisi ne olursa olsun, sendikal tercihlerini amirinin baskısıyla günü birlik menfaat kaygıları ile ortaya koyuyorsa, kamu çalışanları iş güvencesini kaybedecek demektir. Artık anlaşılmıştır ki; Kamu çalışanlarını iş güvencesiz hale getirmek bu iktidarın dönülmez bir projesidir.7 Haziran’da siyasal iktidar yeniden iktidarını devam ettirme noktasında bir onay alırsa, devlet memurluğu kavramı elimizden gitti demektir. Hele ki, Anayasa’nın 128. Maddesini değiştirme gücünü elde etmeleri durumunda, bizi iş güvencesiz hale getireceklerinizi artık gizlemiyorlar. Buna karşı sadece kararlı bir sendikal mücadeleyle dur denilebilecektir. Bizim hakkımızı bizden başka kime koruyamaz.” dedi.
Türkiye Kamu-Sen olarak kaybetmemek için elimizden gelen gayreti sarf etmeye hazırız. Ek zam eylemi yapıyoruz.4 Nisan’da ‘Ek Zammımı Unutma İş Güvenceme Dokunma’ mitingi yapacağız. Bizler sesimizi kısmayacağız kamu çalışanlarının ve milletimizi tehdit eden tüm olayların üzerine gideceğiz
Kamu çalışanlarının kendilerine kurulan tuzağın farkında olmasını her fırsatta dile getiren Koncuk,“Devlet memurluğu kavramının ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, iş güvencesiz bir çalışan modeli oluşturulmak istendiğini biliyoruz. Memurlarımızın büyük bir kısmı durumun farkında değil, bizim mezarımızı kazıyorlar, bizler de mezarımızı kazanlara gül veriyoruz. Eğer iş güvencesiz olmak istemiyorsanız, sendikal tercihlerinizi ona göre ortaya koymalısınız.
Türkiye Kamu-Sen olarak kaybetmemek için elimizden gelen gayreti sarf etmeye hazırız. Ek zam eylemi yapıyoruz. 4 Nisan’da ‘Ek Zammımı Unutma İş Güvenceme Dokunma’ mitingi yapacağız. Bizler sesimizi kısmayacağız, kamu çalışanlarının ve milletimizi tehdit eden tüm olayların üzerine gideceğiz. Hep birlikte aklınızı başınıza alın diyeceğiz. Gelin hep birlikte 4 Nisan 2015’de Ankara’yı sallayalım. Bu ülke kimsenin babasının çiftliği değil; bizim vatanımız. Benim haklarımı kimse tırpanlayamaz. İster Başbakan, ister Vali, ister İl İlçe Müdürü olsun, kim olursa olsun her makamın yetkileri kanunlarla sınırlanmıştır. Bu ülkenin her ferdinin kanunlar dâhilinde göğsünü gere gere yaşama hakkı vardır. Bu hakkımızı kimseye teslim etme niyetinde değiliz ” dedi.