Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Parlamenterler Derneği Başkanı Ahmet Bukan, Yönetim Kurulu üyeleri ve davetlilerin katıldığı sohbet toplantısında Çalışma hayatı ve yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Parlamenterler Derneği Başkanı Ahmet Bukan, Yönetim Kurulu üyeleri ve davetlilerin katıldığı sohbet toplantısında Çalışma hayatı ve yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
KONCUK: ÇALIŞMA HAYATI KÖKLÜ SORUNLAR İÇERİSİNDE
Türkiye’de çalışma hayatının köklü sorunları olduğunu ifade eden Genel Başkan Koncuk, Özellikle kamu görevlilerinin yaşadığı sorunların her geçen gün arttığını belirtti. Gelişmiş dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’de memur sayılarının olması gerekenin oldukça altında olduğunu vurgulayan Genel Başkan, “OECD verilerine göre bir kamu çalışanı; Avusturya’da ortalama 18, Kanada’da ve Fransa’da 12, Finlandiya’da 9, Almanya’da 18, Hollanda’da 19, ABD’de 13 kişiye hizmet verirken Türkiye’de 1 kamu çalışanına yaklaşık 29 kişi düşmektedir. Memurlarımız Avrupa’ya oranla neredeyse iki kat daha ağır iş yükü altında ezilmektedir. Buna rağmen hala bazı kesimlerin memurları çalışmayan, görevlerini yapmayan bir çalışan kitlesi gibi göstermeye çalışması oldukça manidardır. Bu tarz bir algı yaratmaya çalışanların amacı ülkemizde memurların iş güvencelerini yok edecek düzenlemelere taban oluşturmaktır. Ama biz bu gerçekleri biliyor ve memura karşı art niyet içinde olan zihniyetle mücadelemizi kesintisiz sürdürüyoruz.” dedi.
Türkiye’de memur maaşlarının da son derece düşük olduğunu belirten Koncuk, yine OECD ülkelerinden örnekler vererek, “Türkiye’de bütün unvanlarda görev yapan memurların maaşlarının emsallerine göre daha az maaş aldığı görülmektedir. Buna göre Türkiye’de bir üst düzey kamu görevlisi İtalya’dakinden 7,5 kat daha düşük maaş alıyor. İtalya’da üst düzey bir kamu yöneticisinin bütün sosyal ödemelerle birlikte eline, satınalma gücü paritesine göre düzeltilmiş olarak aylık 54 bin 165 dolar dolayında ücret geçerken bu rakam Türkiye’de 7 bin 333 dolarda kalıyor. Aynı yönetici Y. Zelanda’da aylık 33 bin 350; Avustralya’da 31 bin 660; İngiltere’de ise 29 bin 167 dolar kazanırken, OECD ortalaması ise aylık 19 bin 150 dolar. Bu rakam Türkiye’deki bir müsteşar maaşının yaklaşık 2,6 katına denk geliyor. Başka bir ifade ile OECD ülkelerinde müsteşar maaşı Türkiye’nin %161,1 üzerinde.
İl müdürü ve müdür unvanına denk gelen orta düzey yönetici kamu görevlileri satın alma gücü paritesine göre ABD’de aylık 21 bin 667 dolar, Belçika’da 13 bin 750 dolar, Hollanda’da 13 bin 333 dolar, İtalya’da 10 bin 833 dolar, Fransa’da ise 10 bin 417 dolar maaş alıyor. OECD ortalamasının 9 bin 583 dolar olduğu il müdürü/ müdür maaşı, satın alma gücü paritesine göre eşitlendiğinde Türkiye’de 4 bin 621 dolarda kalıyor. Türkiye’de müdür maaşları OECD ortalamasının %107,4 gerisinde bulunuyor. Türkiye’de bir müdür maaşı OECD ortalamasından yaklaşık 2,1 kat daha düşük ve bu seviye ile OECD’de sondan üçüncü sırada yer alıyor.
Öğretmen maaşlarında da Türkiye sınıfta kaldı. Satın alma gücü paritesine göre tüm şartlar eşitlendiğinde Lüksemburg’ta 8 bin 333 dolar, Almanya’da 5 bin 417 dolar, Hollanda’da 5 bin 333 dolar, Kanada’da 4 bin 883 dolar, İrlanda’da ise 4 bin 750 dolar olan tecrübesiz bir öğretmenin maaşı Türkiye’de 2 bin 102 dolarda kalıyor. OECD ortalamasının 3 bin 333 dolar olduğu öğretmen maaşında Türkiye OECD ülkeleri arasında öğretmenine en düşük maaş veren ülkeler arasında yedinci sırada yer alıyor. Buna göre Türkiye’de bir öğretmen, OECD ortalamasından 1,59 kat daha düşük maaş alıyor. Türkiye’de görev yapan bir öğretmenin maaşı OECD ülkelerindeki meslektaşlarından ortalama %58,6 daha az…
Türkiye, OECD ülkeleri arasında genel idari hizmet işlerini yürüten memurların maaşları konusunda da son sıralarda yer alıyor. Buna göre memur maaşı Hollanda’da 7 bin 83 dolar, ABD’de 6 bin 330 dolar, Norveç’te 6 bin 80 dolar, Fransa’da 5 bin 750 dolar, Belçika’da ise 5 bin 500 dolar iken Türkiye, ortalama bin 919 dolarla Estonya ve Slovakya’nın ardından sondan üçüncü durumdadır. OECD ortalamasının 4 bin 250 dolar olduğu memur maaşı, satın alma gücü paritesine göre eşitlendiğinde Türkiye’de memurların OECD ülkelerindeki meslektaşlarından 2,21 kat daha düşük maaş alıyor. OECD mutlu ülkeler liginde sonunculuğa abone olan Türkiye ne yazık ki memurlarına en az maaş veren ülkeler listesinde de son sıraya demir atmıştır” dedi.
Koncuk, “Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olmasıyla övündüğümüz ülkemizin, sosyal refah ve ücret seviyeleri bakımından yerlerde sürünmesi kabul edilemez. OECD ülkeleri arasında “En mutsuz ülke” birinciliğini kimseye kaptırmayan Türkiye, yine OECD ülkeleri arasında en az maaş alan kamu çalışanlarında da birinci sıraya yerleşmiştir. Bu durum ülkemizdeki gelir dağılımında yaşanan adaletsizliği açık bir göstermektedir. Bu rakamlar, yıllardır ifade ettiğimiz memurlarımızın içinde bulunduğu ekonomik açmazı bir kez daha ortaya koyması bakından çok önemlidir. Müsteşar, genel müdür, uzman, öğretmen, memur, sağlıkçı gibi birçok alanda karşılaştırılan maaşlardaki uçurum, Türk memurunun nasıl bir çıkmazın içine sürüklendiğini resmi rakamlar ışığında bizlere göstermektedir. Gerçekler ortadayken üç kuruşluk enflasyon farkını dahi memura çok görenler bu vebalin altında kalmaya mahkûmdur” dedi.
KONCUK: MEMUR-SEN EK ZAMMA KARŞI GELİYOR, AÇIKÇA MEYDAN OKUYOR
Toplu sözleşme görüşmelerinde memurların masada hayal kırıklığına uğratıldığını ifade eden Genel Başkan, “Başlangıçta 2014 yılı enflasyonu %5,3 olarak tahmin edilmişti. Memur maaşlarına da bütün itirazlarımıza rağmen ortalama %5,2’ye denk gelen 123 liralık zamma “Evet” denildi. Şimdi ise yıllık enflasyon hedefi %9,4’e yükseltildi. Muhtemelen yılsonunda enflasyon %10’un üzerinde olacak. Bu durumda enflasyon farkını dahi masada unutan konfederasyonun memurların eriyen maaşlarının telafi edilmesi için herhangi bir çaba içine girmeyeceği de açıktır.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak her platformda ve her durumda memurlarımızın haklarının savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bu noktada memurların kayıplarının karşılanması için 6 Aralık Cumartesi günü Ankara’da “Ek Zam İstiyoruz” eylemi yapacağız. Memurlarımızın unutulan enflasyon farkı ödemesinden ve 123 liralık sefalet zammından kaynaklı kayıplarının telafisi için %12 ek zam isteğimizi mitingle duyuracağız.” dedi.
Memurların ekonomik kayıplarının yanında, taşeronlaşma tehdidiyle de karşı karşıya bulunduğuna dikkat çeken Koncuk, son yıllarda artan taşeronlaşma uygulamalarının, kamuda memurların yerine taşeron işçilerinin çalıştırılması boyutuna geldiğini söyledi. Son 10 yılda kamu, özel sektör ve belediyelerle birlikte taşeron işçi sayısının 20 binlerden 2 milyon 500 bin düzeyine çıktığını belirten Genel Başkan, “Düşük ücret, güvencesiz istihdam ve iş güvenliğinden yoksun bir çalışma yaşamının hayalini kuranlar, çareyi taşeron işçi çalıştırmakta buluyorlar. Taşeron sistem bu ülkenin gençliğini sömüren, köleleştiren bir sistemdir” dedi.
KONCUK: MİLLİ EĞİTİM UCUBE BİR YÖNETMELİKLE TARUMAR EDİLDİ
Kamuda baskıların, mobbing uygulamalarının, tayin ve terfilerde görülen adam kayırmanın artık insan hakkı ihlali boyutuna geldiğini söyleyen Koncuk, son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nda gerçekleştirilen yönetici atamalarındaki usulsüzlüklerin, bunun en açık örneklerinden biri olduğunu belirtti. Koncuk, “ Okullarımızda yönetim artık liyakatli, kabiliyetli yöneticilerde değil. Okullarımız ucube bir yönetmelikle birlikte artık yağcılıkta, derece yapmış olanlar, dostlarını satmaktan bir an olsun çekinmeyenler tarafından yönetilecek pozisyona getirildi.
Yargı şube müdürleri yönetmeliğini iptal ettiği halde Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, açıkça mahkeme kararını uygulamayacağını ilan etti ve hala atadıkları insanlar o koltuklarda oturuyor. Müsteşarın dahi hak, hukuk tanımadığı bir bakanlıkta, il müdüründen, ilçe müdüründen hangi hak, hangi hukuku uygulaması beklenebilir? Ne yazık ki bu yönetmelik öğretmenlerin, zaten azalmış olan moral ve motivasyonunu da yerle bir etmiştir. Ancak Türk Eğitim-Sen olarak bu konuda ki hukuk mücadelemiz devam etmektedir ve sonuna kadar da devam edecektir ” dedi.