Türk Eğitim-Sen 26 Şubat tarihinde Türkiye genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yaptı
Türk Eğitim-Sen 26 Şubat tarihinde Türkiye genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. MEB Yasa Tasarısının geri çekilmesini isteyen eğitimciler iş başı yapmadı, okullarda hayat durdu.
Türk Eğitim-Sen’in İstanbul’da yaptığı iş bırakma eyleminde, Türk Eğitim-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanlığı'nın önünde toplanan binlerce eğitimci alkışlar ve sloganlar eşliğinde Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi önüne yürüdü. Binlerce eğitimci tasarının geri çekilmesini istedi. Ellerinde ‘Memur aç, emekli aç’ ‘Okul yöneticileri kıyıma uğratılıyor’ şeklinde yazılı pankartlar taşıyan Türk Eğitim-Sen üyeleri; Hükümeti, MEB’i ve bu tasarıyı hazırlayanları protesto etti.
Burada bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk çok sert konuştu. Konuşmasına Hocalı katliamını anarak başlayan Koncuk, “Yüreğimizdeki acı sona ermeyecek, orası tekrar Türk toprağı olana dek mücadelemiz devam edecektir” dedi.
Ülkemizin kötü günler yaşadığını, demokratik hayattan her geçen gün hızla uzaklaşıldığını kaydeden Koncuk, insan haklarından ve hukuk devleti anlayışından uzak uygulamaların gözümüzün içine baka baka yapıldığını kaydetti. Koncuk, “Türkiye nereye gidiyor, nereye götürülüyor? Aziz milletimizin Türkiye’nin içinde bulunduğu bu olumsuz gidişata dikkat etmesi lazım. Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu kimse iddia edemez. Türkiye’de insan haklarına uygun olmayan, gelişmiş hukuk standartlarına uygun olmayan olaylar yaşanıyor. Türkiye artık bizim anladığımız anlamda kâmil devlet olmaktan uzaklaşıyor.” dedi.
MEB Yasa Tasarısını sivil bir darbe olarak nitelendiren Koncuk, tasarının getirdiği tehlikelere vurgu yaptı. 4 yılını dolduran okul müdürlerinin, müdür baş yardımcılarının ve müdür yardımcılarının görevlerinin sona erecek olmasına dikkat çeken Koncuk, görevleri sona erecek olan okul yöneticilerinin yerine yandaşların, ehliyetsiz ve liyakatsiz insanların getirileceğini belirtti.
Genel Başkan Koncuk, yasanın TMMM Genel Kurulu’nda görüşüldüğünü ifade ederek, “Dershaneleri kapatma amacıyla başladılar. Dershaneleri kapatma işinden iş uzaklaştı. Okul müdürlerine, müdür yardımcılarına, müdür başyardımcılarına taktılar. Bunlar bu ülkenin vatandaşı. Ben soruyorum Sayın Başbakan'a, 'Sayın Başbakan bu müdürler, müdür yardımcıları, müdür başyardımcıları size ne yaptılar. Bunlar Türk milli eğitimine yıllardır hizmet ediyorlar. Sizin bunlardan haberdar olmadığınız günlerde, bunlar Türk milletine, evlatlarımıza hizmet ediyorlardı. Sizin haddinize mi bunları görevden almak, hakkınız var mı böyle bir şeye?” diye konuştu.
Tasarı kanunlaştığında 73 bin okul yöneticisinin görevinin sona ereceğini söyleyen Koncuk, “Bu kime, ne fayda sağlayacaktır? Türk milli eğitimi bu uygulamadan çok olumsuz etkilenecektir. Dünyanın hiçbir demokratik, gelişmiş, modern ülkesinde böyle bir uygulama görülemez. İsterseniz 550 milletvekiline sahip olun, hiçbir iktidar eğitimcilerin unvanlarını bu şekilde elinden alamaz. Yapılan sivil bir darbedir. Otoriter rejimlerde, tek adam yönetimine dayalı ülkelerde görülen bir uygulamadır. Bu insanlar hizmet etmek dışında ne yapmıştır? Ahbap-çavuş ilişkisi varsa okul yöneticisi olabileceksiniz. Bu atama yöntemi, 1995 yılında uygulanmaktaydı. 19 yıl öncesine geri dönülüyor. 12 Eylül askeri darbesinde, 28 Şubat cuntacı anlayışında bile böylesine bir uygulama yapılmadı, hiçbir okul yöneticisi görevden alınmadı. Darbecilerin bile yapmadığını, siz sivil hükümet olarak yapıyorsunuz. Üstelik darbeci anlayışla mücadele ettiğinizi her yerde anlatıyorsunuz ama 73 bin kişinin görevine son veriyorsunuz. Türkiye gerçekten demokrasiyle yönetilen, insan haklarına saygılı, uluslararası sözleşmelere imza atmış bir ülke ise hiç kimsenin böyle bir kanun çıkamaya hakkı yok. Bu kanun tasarısı olsa olsa hastalıklı bir beynin, hastalıklı bir kafanın, marazlı bir anlayışın eseridir diyorum" diye konuştu.” diye konuştu.
Tasarıda, Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatında bulunan üst düzey bürokratların, Talim ve Terbiye Kurulu üyelerinin, Müsteşar Yardımcılarının, Genel Müdürlerin, İl Milli Eğitim Müdürlerinin, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarının, İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin, şube müdürlerinin görevlerinin sona ereceğine de dikkat çeken Koncuk, bunun kazanılmış haklara vurulmuş bir darbe olduğunu söyledi. AKP iktidarının milli eğitimi istediği gibi dizayn etmeyi amaçladığını bildiren Koncuk, “Bu insanlar yıllarca bu iktidara hizmet etti. Bunlarda hiç vefa kalmamış. Kendisine hizmet edenleri bile, yani kendi çocuklarını bile yiyen bir iktidarın bu ülkeye, bu millete nasıl fayda sağlayacağını merak ediyorum” dedi.
Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kanun tasarısını tanımıyoruz. Bu kanun tasarısı, adında Cumhuriyet olan bir ülkeye yakışmıyor. Kopenhag kriterlerine imza atmanıza rağmen bu tür tasarıları kanunlaştırmanız doğru değildir. İnsan hakları; kazanılmış haklara saygı duymaktır, insanları siyasi görüşlerine göre ayırmamaktır. İnsan hakları fişlemek demek değildir. Millete rağmen kanun yapmanın neresi mili iradedir?”
Stajyer öğretmenlere getirilen düzenlemeyi de eleştiren Genel Başkan Koncuk, “Çocuklarınız 1 milyon 700 bin öğrenciyle yarıştı ve eğitim fakültelerini kazandı. Eğitim fakültelerini kazanan çocuklarınızı bin bir zorlukla okuttunuz. ‘Yeter ki evladımıza bir gelecek hazırlayayım’ diye dişinizden, tırnağınızdan artırdınız. Çocuklarınız eğitim fakültelerinden mezun oldu ama yetmedi, bir de KPSS’ye girdi, 350 bin kişi ile yarıştı. Bu yarıştan önde çıkanlar, öğretmen olma hakkını kazandı ve atandı. ‘Bu yetmez’ diyorlar. Peki ne olacak? Performans değerlendirmesi yapacaklarını söylüyorlar. Fakat performans değerlendirmesinin bir ölçümü var mı bilmiyorum. Performans değerlendirmesinde başarılı olurlarsa ‘Bu da yetmez. Seni bir de yazılı ya da sözlü sınava alacağım. Bunlarda da başarılı olursan, öğretmen olabilirsin’ diyorlar. Kime güveneceğiz? Yandaşlarınızı öğretmen yapmayacağınızı biz nereden bileceğiz. Yıllardır yandaşlarınızı okul müdürü yaptınız. Yandaş olmayanlara neredeyse yaşam hakkı tanımadınız. Nasıl güveneceğiz size biz?” diye konuştu. Tasarıda teftiş sisteminin de yeniden düzenlendiğini kaydeden Koncuk,“Bakanlık denetçileri ve il eğitim denetmenlerinden oluşan teftiş sistemi, artık sadece eğitim denetmenlerinden oluşan bir sistem haline getiriliyor. Bu da Bakanlık denetçilerinin kazanılmış haklarının ve mevcut statülerinin ellerinden alınmasına yol açıyor. Oysa il eğitim denetmenleri Bakanlık denetçilerinin haklarına sahip olmak istiyordu. Bu tasarı ile il eğitim denetmenlerinin talepleri de karşılanmadı. Üstelik Bakanlık Merkez Teşkilatını denetleyecek hiçbir mekanizma da kalmadı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu yasayı onaylamamasını umut ediyorum” dedi.
Genel Başkanın konuşmasının ardından eylem olaysız sona erdi.