Kadıköy’de yapılacak olan 1 Mayıs eylemine katılmak üzere İstanbul’a hareket eden Türkiye Kamu-Sen heyeti, Türkiye Kamu-Sen Sakarya İl Temsilciliğinde bir toplantı yaptı
Kadıköy’de yapılacak olan 1 Mayıs eylemine katılmak üzere İstanbul’a hareket eden Türkiye Kamu-Sen heyeti, Türkiye Kamu-Sen Sakarya İl Temsilciliğinde bir toplantı yaptı. Toplantıya Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ve Genel Merkez Yöneticileri katıldı.
1 Mayıs’ta tüm bu sorunlar tomalardan sıkılan suların, polislerin attığı biber gazlarının oluşturduğu duman tabakasının arasında kaynıyor ve Hükümetin başarısızlığını konuşamıyoruz.
Toplantıda yaptığı konuşmada Genel Başkan İsmail Koncuk şunları kaydetti: “Türkiye’nin içinde bulunduğu gerek ekonomik, gerekse sosyal problemler 1 Mayıs’ı daha anlamlı hale getiriyor. Yıllardır 1 Mayıs’ları hep heba ettik. Esasen 1 Mayıs; Hükümetlerin işsizliğe çözüm bulma noktasındaki başarısızlığını, gelir dağılımı adaletsizliğindeki beceriksizliğini, ülkenin demokrasisini geliştirmek noktasındaki basiretsizliğini ele almamız ve kamuda baskı, tehdit ve dayatmalarla ayrımcılığın derinleşerek devam ettiğini tartışmamız gereken bir gündür. 1 Mayıs’ta çalışma hayatı ile ilgili problemlerin konuşulması ve Türkiye’de yaşayan tüm insanların ekonomik, sosyal çıkmazlarının masaya yatırılması gerekir. Ama maalesef biz bunu yapamıyoruz. 1 Mayıs’ta tüm bu sorunlar tomalardan sıkılan suların, polislerin attığı biber gazlarının oluşturduğu duman tabakasının arasında kaynıyor ve Hükümetin başarısızlığını konuşamıyoruz. Gerginlik politikaları, Hükümetin başarısızlığının konuşulmasını engeller hale geldi. Kamplaşmalar başlıyor, işsizliğe çözüm üretememiş Hükümetin varlığı taraftarlarını rahatsız etmez hale geliyor.
Eğer bir ülkede kamplaşma varsa, galip de gelse mağlup da olsa sadece tuttuğunuz takımın taraftarı olursunuz. Siyasi partilere oy verirken, onları Türkiye’yi mutlu etsin, ülkeye huzur getirsin, ülkenin ekonomik, sosyal kalkınmasına katkıda bulunsun düşüncesiyle iktidara taşırız. Ama son 12 yılda Türkiye’de ekonomik, sosyal anlamda tüm dengeler alt üst olmuştur. Gelir dağılımı adaletsizliği tavan yapmıştır. Fransa’da, İtalya’da 23-25 dolar milyarderi varken, Türkiye’de 43 dolar milyarderi olmuş. Bu ülkelerin kişi başına düşen milli gelirleri de Türkiye’nin 4-5 katıdır. İşte 1 Mayıs’ta bütün bunları konuşalım. Eğer kavga gerekiyorsa gelin bunlar için kavga edelim. Evde oturan işsiz çocuğumuz için kavga edelim. Adaletsiz gelir dağılımı için kavga edelim. Taşeronlaşma için kavga edelim. Ama ne yazık ki 1 Mayıs’ı bölücüler günü gibi gören, PKK terör örgütünün taşeronu hareket eden bir sendikal anlayış var.
Diliyorum ki; aklı selim galip gelir. 1 Mayıs’ta Taksim inadını sürdüren sendikalar, sendika olduğunu hatırlar. Çünkü bu sendikalar Hükümetin değirmenine su taşıyor.
1 Mayıslarda yıllardır tüm bu konuşmamız gereken sorunları, bu sendikal anlayış ve Hükümetin gerginlik politikasından nemalanma anlayışı nedeniyle tartışamıyoruz. Türkiye yoksulluğun ve yolsuzluğun kucağına itiliyor. Bunları anlatmamıza toma suları, biber gazları engel oluyor. Diliyorum ki; aklı selim galip gelir. 1 Mayıs’ta Taksim inadını sürdüren sendikalar, sendika olduğunu hatırlamalıdır. Çünkü bu sendikalar Hükümetin değirmenine su taşıyor. Bunlar birbirini emzirerek besliyor. Gerek iktidar, gerekse bu uç dediğimiz bölücü terör örgütünün taşeronluğunu yapan yapılar birbirini emzirerek büyütüyorlar.
Türkiye Kamu-Sen İstiklal Marşı’nın okunmadığı, Türk bayrağından rahatsız olan insanlara aynı ortamda olmaz.
Türk-İş ile beraber yarın İstanbul Kadıköy’de çalışma hayatındaki tehditleri, gelir dağılımı adaletsizliğini, derinleşen yoksulluğu ve yolsuzluğu, yönetim acziyetinden doğan kusurları ifade edeceğiz. İnşallah hayırlı bir gün olur. Hükümete de sesleniyoruz: Bırakınız 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlasınlar.
Her yıl ‘1 Mayıs’a has bir ortak lisan getirelim’ diyoruz ama bunu yapamadık. Ortak deklarasyonda bölücü taleplerin yer almasını istiyorlar. Oysa Türkiye Kamu-Sen İstiklal Marşı’nın okunmadığı, Türk bayrağından rahatsız olan insanlara aynı ortamda olmaz. Siz kimin örgütüsünüz? Kimin derdiyle dertleniyorsunuz? Bu milletin derdiyle dertlenmediğiniz Türk bayrağına, İstiklal Marşı’na olan hasmane tutumuzdan belli. Bu sendikaları da, Hükümeti de aklı selime davet ediyorum. 1 Mayıs’ı tomaların gölgesinde solumak istemiyoruz. Yarın Türkiye Kamu-Sen olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.
Ayrıca İslam aleminin de Regaip kandilini ve üç ayları kutluyorum. Böyle hayırlı bir günde 1 Mayıs’ı kutlamak, alın terini gündeme getirmek önemlidir. Peygamber Efendimiz ‘Çalıştırdığınız insanlara yediğinden yediriniz, giydiğinizden giydiriniz’ diyor. Hayırlı olan gecenin 1 Mayıs ile örtüşmesi de anlamlıdır.”