Dil düşünmenin en etkili aracıdır
Dil düşünmenin en etkili aracıdır. Eğer bu araç bozulursa düşünemez ya da bozuk düşünürsünüz. Millî dil olmadan millet olmak mümkün değildir. Millî dil olmadan
üretim olmaz, paylaşım yaşanamaz. Karmaşa, parçalanma, dağılma, ortaya çıkar.
Türkiye'mizin millî dili TÜRKÇEDİR. Dilimiz, uzun yıllar devlet dili; hukuk,
ekonomi, eğitim, bilim ve kültür dili olmuştur.
Her milletin bir bayrağı ve bir millî dili olur. Bu dünya gerçeğinin ve hayatın doğal seyrinin zorunlu kıldığı bir olgudur. İnsan dili ile düşünür. Düşünmekse; dünyayı, insanı, bilimi, sanatı, kültürü, kendimizi, çevremizi anlamamızı, kavramamızı, yorumlamamızı sağlar. Anlayan insan anlatır. Anlama ve anlatma dilin beynimizde kurduğu anlam alanları ile ilgilidir. Her dilin kelimeleri o dilin anlam alanlarını, anlam ağlarını örer. Beynimizdeki anlam ağlarına ve alanlarına başka bir dilin kelimesi gelip yerleşemez. Kendi dilimizin kelimeleri yerine başka bir dilin kelimelerini kullandığımızda, düşünmemiz güdükleşir, yorumlamamız etkisizleşir, az anlayan, az anlatan, az düşünen, kolay kandırılan, kolay yönlendirilen, toplumsal ve ulusal birliğini kolayca bozabilen insan yığınları hâline
gelmemize neden olur. O nedenle bir toplumu, parçalamak isteyenler, öncelikle o toplumu düşünemez, anlayamaz hâle getirmek isterler ve işe dillerini bozmakla başlarlar. Çünkü dili bozulan milletin düşünce hayatı da bozulur.
Günümüz Türkiye'sinde ne yazık ki yollarda yürürken, yabancı iş yeri adları ile karşılaşıyor ve anlam ağını kuramıyoruz. Millî dil bilincimizi kaybediyoruz. Düşünme gücümüz zayıflıyor. Bu durumun devam etmesi millî değer, millî bilinç, millî birlik, bağımsız ülke gibi kavramların yok olmasına neden olacaktır.
Köle olmamak için zaman kaybetmeden, kendi dilini kullanmamaktan korkan ve
özgüvenden yoksun olarak iş yerlerine verilen yabancı adlardan kurtulmaya
başlamalıyız.
Türkçe sınırsız sayıda sözcük türetme gücüne sahip bir dildir.
Yabancı kelimeler yerine Türkçe kelimeler kullanarak iş yerlerimizi bu adla tanıtabiliriz. Buna dilimizin gücü her zaman yeter.
Artık ne anlama geldiği sahibinin bile bilmediği, tabelasına bakıldığında içeride ne satıldığı anlaşılmayan, adını telaffuz ederken zorlandığımız yabancı adlardan kurtulmalıyız.
Değerli Türkçe Dostları,
Her geçen gün büyük bir hızla artmakta olan kültürel sömürü evlerimizin içine kadar girmektedir. Bu çağrıyla sizi, millî değerlerimizi yozlaştıran, bizi kendimize yabancılaştıran ve ulusal yok oluşa sürükleyen yabancı hayranlığına karşı bir karşı duruşa davet ediyoruz.
Yaşamın her alanında karşımıza çıkan yabancı kelimelerden oluşan tabelalar, reklâm panoları, gazete, dergi, televizyon kanalları ve daha birçok örneğiyle hayatımıza giren bu millî değerin bozulmasına karşı çıkmak onurluluğunu göstermeliyiz.
Özenti ve taklitten kurtulup, iş yerlerinin adlarını Türkçe koyan yerlerden alışveriş yapmaya davet ediyoruz.
Başta aydınlar olmak üzere, sivil toplum örgütlerini ve tüm halkımızı "Türkçede birleşmeye" çağırıyoruz.
HAYDİ, TÜRKÇE KULLANMAYA, HAYDİ GÜÇLÜ OLMAYA YENİDEN, GÜÇLÜ BİÇİMDE BAŞLAYALIM.