08
08.10.2013 tarih ve 28789 sayılı Resmi Gazete’de Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile birlikte kamuda başörtüsü yasağı kaldırılmıştır.
Kamu kurum ve kuruluşlarında başörtüsü yasağının kaldırılması sevindirici olmakla beraber, düzenleme erkek memurlar açısından beklentileri karşılamamıştır. Türk Eğitim Sen olarak daha önce almış olduğumuz eylem kararında, ahlaki ölçüler içerisinde serbest kıyafet uygulamasının olmasını istemiştik.
Yönetmelik, birçok devlet memurunun içine sinmemiştir. Esasen sadece başörtüsü serbestisi olarak yapılan değişiklik, erkek memurlar kadar, bayanlar açısından da yetersiz olmuştur. Yönetmelik, hala kadınların giyeceği ayakkabıyı tanımlayan bir yönetmelik görünümündedir.
Bazı il müdürlükleri, Bursa gibi, okullara gönderdiği yazıyla, yönetmeliğe uymayanların uyarılmasını istemiştir. Bu yazı çifte standart bir anlayışın mahsulü, etik olmayan bir yazıdır. Şöyle ki, bu yönetmelik değişmeden önce, şube müdürleri dahi kravat takmazken, başörtüsü hassasiyeti sebebiyle hiç müdahale etmeyen, okulları, kurumları uyarmayan, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, başörtüsü nasıl olsa serbest oldu, gerisi beni ilgilendirmez anlayışı ile, ceberrut bir anlayış sergilemektedir. Kaldı ki, yönetmelik değişmeden önce Bakan Nabi Avcı’nın öğretmenlerin kılık kıyafeti ile uğraşmayın, şeklinde açıklaması da bulunmaktadır. Dolayısıyla, Bursa İl Müdürlüğünün söz konusu yazısı, Bakan Nabi Avcı’nın açıklaması ile de ters düşmektedir.
Başörtüsü zulmünün kaldırılması elbette sevindiricidir, ancak başörtüsüne özgürlük derken, gerek erkek, gerekse kadın çalışanların kılık kıyafetleri açısından diğer özgürlük alanlarını yok saymak, herhalde bu Hükümetin en büyük hastalığıdır. Hükümet, yönetmelikte yaptığı düzenleme ile, ancak benim istediğim kadar özgür olabilirsiniz, özgürlüğün sınırları, benim anladığım özgürlükle sınırlıdır, demek istemektedir.
Bu sebeplerle, Türk Eğitim Sen olarak, daha önce aldığımız serbest kıyafet uygulaması talebimiz ve kararımızın arkasındayız. Bıyık, sakal, kravat, sandalet gibi tanımlayıcı bir yönetmelik yerine, yönetmeliğin tamamının ele alındığı ve daha önce de belirttiğimiz üzere, toplumsal ahlaki sınırlarımızı zorlamayan bir yönetmelik çalışması hemen yapılmalıdır.
Bakan Nabi Avcı’yı da, daha önce söylediği üzere, öğretmenlerin kılık kıyafeti ile uğraşmayın sözüne sadık kalarak, bu konuda kraldan fazla kralcı olan il müdürlerini uyarmasını bekliyoruz. Nabi Avcı’nın Kanal 24 de söylediği sözü kendisine hatırlatıyoruz, Elif ÇAKIR'ın "Kotla okula gidilebilir mi?" sorusuna Bakan Nabi AVCI; "Öğretmene hangi hakla bunu giyebilirsin diyebilirsin. Bizim toplumun genel geçer kuralları vardır ve öğretmenlerimiz bu kurallara uyarlar. Öğretmenlerimizin kılık kıyafetiyle uğraşmayalım.
Bu değişiklerin yapılması sadece eğitim öğretim alanında değil, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında beklenmektedir. Tüm il müdürlerine tavsiyemiz, çifte standart uygulamalardan kaçınmaları, düne kadar sessiz kaldığınız konularda bugün aslan kesilerek, çalışanların başına bela olmamalarıdır.
Kamuoyunu duyurulur.