Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk BengüTürk TV’de katıldığı “Öğle Ajansı”nda son günlerde, özellikle sosyal medyada sıkça yer bulan ve Türkiye Kamu-Sen’inde destek verdiği İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının haklı feryatlarını değerlendirdi
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk BengüTürk TV’de katıldığı “Öğle Ajansı”nda son günlerde, özellikle sosyal medyada sıkça yer bulan ve Türkiye Kamu-Sen’inde destek verdiği İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının haklı feryatlarını değerlendirdi.
KONCUK: İŞ VE ALAN TANIMLAMASI YENİDEN YAPILMALIDIR
Türkiye’de kendi fakültesinden mezun olan binlerce gencin farklı alanlara başvurmak zorunda kaldığına dikkat çeken Genel Başkan İsmail Koncuk, “öncelikle bu problemin ortadan kaldırılması gerekmektedir” dedi. Koncuk, “Türkiye’de en büyük problem yeteri kadar istihdam alanı olmamasıdır. Bazı bölümleri istisna tuttuğumuzda bütün fakültelerden mezun olanlar bir iş tanımlaması yeteri kadar oturtulmadığı için her alan başvurmak zorunda kalabiliyor. Gönül ister ki Eğitim fakültesinden mezun olan tüm arkadaşlarımız öğretmen olarak istihdam edilebilsin ama ne oluyor bu öğretmenler polis oluyor, maliyede istihdam ediliyor, belediyelerin itfaiye bölümlerine başvurmak durumunda kalabiliyorlar.” dedi.
KONCUK: MADEM İSTİHDAM YARATMAYACAKSINIZ, NEDEN BU KADAR FAKÜLTE AÇTINIZ DİYE SORARLAR ADAMA?
İ.İ.B.F. mezunlarının haklı feryatlarına kulak verilmesi gerektiğine vurgu yapan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “İş ve aş yaratmak devletin görevi ve sorumluluğudur” dedi. Koncuk, “İ.İ.B.F. mezunları haklı bir talep ve haklı bir feryat içindeler. Hangi fakülte mezunlarının nerelere yerleşebileceğini belirten bir nitelik kodu var. 4001 kodu olarak adlandırılan bir kod ise tüm fakültelerin lisans bölümlerini kapsayan bir koddur. Mesela Genel idari hizmetler sınıfına büro yönetim alanında istihdam edilmesi gereken bu insanlar yerine, bu alanlar ilan edilirken 4001 koduyla ilan ediliyor. Halbuki bu alan İ.İ.B.F’lilerin alınması gereken bir alanken bu kontenjanlar 4001 koduyla ilan edildiği için tüm lisans mezunları bu alana müracaat edebiliyor ve yerleşebiliyorlar.
O zaman sorarlar adama bu bölümleri neden açtınız? 400 bin İ.İ.B.F. mezunu var Türkiye’de, bir milyona yakını ve hatta daha fazla da okuyan var. Her geçen yıl sayı artıyor ve feryat yükseliyor.
İş aş yaratmak devletin görevleri arasındadır. Bu devleti yönetenler “herkesi devlet kapısında mı istihdam edeceğiz” dediler buna sayın Başbakan’da dahildir. Öğretmenlere, mühendislere iş mi bulacağız diyorlar, evet bulacaksınız. Bu millet sizi kırmızı halılarla çağırmadı. Bu işi çözmek zorundasınız. Bir milyon yüz bini aşkın insan KPSS’ye giriyor bu insanlar ciddi puanlar alıyorlar ama yine de açıkta kalıyorlar. Burada en büyük problem bu bölüm mezunlarına ayrılan ve tanımlanmamış alanlardır. Bu problem İ.İ.B.F. mezunlarına uygun olarak yeniden tanımlanarak çözülebilir. Ne yazık ki, bu sıkıntıları çözmek için gayret sarf edecek bir anlayışı şu anda göremiyoruz.
4001 kodu elbette kaldırılabilir. İ.İ.B.F. mezunlarının isteği kendi tanımlarına uygun işlere farklı fakülte mezunların alınmamasıdır. Neden başka alandaki bir mezun gelip benim alnımdaki işe giriyor diyor haklı olarak? Bu ülkede Biyolog olan bir genç vergi memuru oluyorsa bu insanların enerjileri, birikimleri boşa gitmektedir. Bakanlar isyan ediyor bende buradan soruyorum bu işleri kim yapıyor? 4001 kodunu belki gençlere verilen bir ulufe olarak görüyorlar ama bu sorun artık görülmeli ve değerlendirilmelidir.
Bir ülkeyi yöneten siyasi iktidar istihdam yaratamıyorsa o zaman birileri ne konuşuyorsunuz demelidir? Anne ve Babalar, “Okuttuğumuz çocuğumuz evde oturuyor siz ne yapıyorsunuz” demelidir.
Bakın bir okul kantininde dahi çalışacak kişiden sertifika isteniyor. Bir serviste görev yapacak muavinin elinde yeterli bilgi ve donanıma sahip olmasını gerektiren sertifika olmasını istiyorsunuz da, devlet kademesine yerleşecek insanlar için bu yeterlilikleri neden göz ardı ediyorsunuz? Türkiye’de sadece umut ticareti yapılmaktadır ama biz umut tacirliği istemiyoruz, yetişmiş ve uzman olan kişilerin kendi alanlarında ilerlemesini istiyoruz.” dedi.
KONCUK: 5 MİLYAR DOLARI IMF’YE DEĞİL BU ÜLKENİN GENÇLERİNE HARCAYIN
“Türkiye’de kadrolar umut dağıtmak adına veriliyor” diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in de bu ülkenin tüm insanlarının dertlerini anlatma gayreti içinde olduğunu belirtti. Koncuk, “Geçtiğimiz günlerde sayın Başbakan bir mitinginde, “IMF’ye borç bitti, üzerine de 5 milyar dolar borç verdik” dedi. Devamında da diyor ki, “Veren el alan el üstündür”. Bu söz garibe fakire yapılan yardımları anlatan bir sözdür. Ben sayın Başbakan’a buradan sesleniyorum, siz veren el olmak istiyorsanız işte İ.İ.B.F. mezunları, işte işsiz gezen milyonlarca üniversite mezunu, işte Meslek Yüksek Okulu mezunları, işte lise mezunları, üst üste konulduğunda 5 milyon işsiz gençten bahsediyoruz. Veren el alan elden üstünse IMF’ye vereceğinizi bu gençlere verin. Bu gerçekten Trajikomik bir durumdur. İmkanınız ve kudretiniz varsa 5 milyar doları bu ülkenin gençlerine harcamalısınız.
Türkiye’de kadrolar umut dağıtmak adına veriliyor. Bu ülkeyi yönetenlerin İ.İ.B.F’lilerin problemlerinden haberdar olduklarını düşünmüyorum. Bu arkadaşlarımızın sesleri daha fazla çıksın, kendilerini anlatsınlar ve yetkililer bu feryadı duysun. Biz bu ülkenin tüm insanlarının dertlerini anlatma gayreti içindeyiz, böyle bir makamdayız.” dedi.
KONCUK: BU MİLLET BAŞARISIZLIĞIN SORUMLULARINDAN HESAP SORMALI
Kendisine iletilen tüm sorunları yakından takip ettiğini kaydeden Genel Başkan İsmail Koncuk, özellikle sosyal medya da seslerini duyurmaya çalışan tüm gençlere birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri çağrısında bulundu. Koncuk, “ Türkiye’de ataması yapılmayan öğretmen problemi birçok kişinin bildiği bir gerçektir. Bu arkadaşlarımız ben öğretmen atama problemini gündeme getirdiğim zaman; “sadece öğretmenlerin sıkıntılarını dile getirmeyin” şeklinde yaklaşmasınlar. Öğretmenler de bu ülkenin insanıdır. Benim gördüğüm, öğretmenler arasında, branşları konusunda da bir kavga var. Sınıf öğretmenleriyle, branş öğretmenlerin arasında bir rekabet var gibi görünüyor.
Öğretmenlerin kendi aralarında oluşan bir rekabetin yanı sıra, öğretmenlerle İ.İ.B.F. mezunları arasında da bir rekabetin oluştuğunu görüyorum ben. Benim üzüldüğüm durum da budur. Bu yanlış bir kanaattir. Çünkü İ.İ.B.F.mezunlarının atanamamasının nedeni öğretmen atamaları değildir,4001 kodudur.
Zaten öğretmenlik alanları farklıdır. Bu arkadaşlarımızın öğretmen olmak gibi bir istekleri de yoktur. O yüzden öğretmen atamalarının 40 bin ya da 100 bin olması ayrı bir hadisedir. Tartıştığımız mesele bu değildir. Onlar öğretmenlere rakip değildir. Öğretmenlerin de bir başka meslek grubunu kendilerine rakip görmesi son derece yanlış bir durumdur.
Gençlerimizin sanal alemde birbirleriyle bu şekilde atışması üzücü bir durumdur. Ortak sıkıntımız, bizim dertlerimizi görmekten uzak siyasi iktidarın körlüğüdür. Bunu dile getirmemiz lazım. İ.İ.B.F. mezunlarının alanlarına tabi ki öğretmenler atanmasın. Tabi ki öğretmen Maliye Bakanlığına atanmasın. Öğretmen kendi mesleğini yapsın derdindeyim. İ.İ.B.F. mezunları da kendi alanlarında istihdam edilmelidir.
Madem ki okul kantinin de çalışanların sertifika almasını istiyorsunuz, okul servisinde çalışanların sertifikalı muavin olmasını istiyorsunuz, Maliye Bakanlığına aldığınız insanların da o alanın ehli olmasını istemek zorundasınız. Devlet adamlığı bunu gerektirir. Bunu dahi düşünemeyen insanların yönettiği bir ülkede yaşıyoruz. Dile getirmemiz gereken dertlerimiz bunlardır. Farklı alanlardan mezun olan arkadaşlarımız asıl meseleyle uğraşacaklarına, birbirleriyle uğraşırlarsa, sıkıntı çözülmez. Ortada bir pasta var, herkese yeter. Bu pastanın hırsızlara servis edilmesinin önüne geçmek çözülmesi gereken en önemli meseledir.
Ülke hazinesinin genç işsizliği önleyecek alanlara aktarılmasını, yönlendirilmesini sağlamamız lazım. Bu gerçeği dillendirelim, sadece biz değil, anne babaların da söylemesi lazım. Birileri haklarımızı gasp ederken, birileri ülkeyi gençlerimiz açısından işin içinden çıkılmaz hale getirirken, siyasi sorumluların hala tepemizde demoklesin kılıcı gibi durmasına izin vermemeliyiz. Kimse bu başarısızlığı sebebi, bu milletin her ferdinin sorumlulardan hesap sorması lazım. ” dedi.
KONCUK: TÜRKİYE KAMU-SEN GENÇLERİMİZİN YANINDADIR
“400 bin gencin yaşadığı bu dramın herkesi ilgilendiren bir yönü vardır” diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen olarak kimseden korkmadık, yolumuza doğru bildiğimiz şekilde yürümeyi sürdüreceğiz. Biz hakkımızı talep ediyoruz, yaptığımız başka bir şey de yoktur” dedi. Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen, tüm memurları temsil ediyor. İ.İ.B.F. mezunları arkadaşlarımızın dertleriyle ilgili olan Türk Büro-Sen sendikamız var. Sendikamızın Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, İ.İ.B.F. mezunlarının her eylemine aktif olarak katılarak destek verdi. Ben de Genel Başkan olarak bütün meslek gruplarına destek vermeye devam edeceğim. Bu gençler bizim evlatlarımızdır, canımızdır. Bu çocuklarımızın dertlerine gözümüzü kapatabilir miyiz? Bu ülkenin gençlerinin işsiz kalmasın kim gözünü kapatıyorsa gözü kör olsun, kim duymazdan geliyorsa kulakları sağır olsun.
İ.İ.B.F. mezunu arkadaşlarımızın sanal alemi son derece iyi kullansınlar. Sıkıntılarının kaynağı olan durumları basına iyi anlatmaları gerekmektedir. 400 bin gencin yaşadığı bu dramın herkesi ilgilendiren bir yönü vardır. Bu konuya dikkat çekecek durumları tespit etmeleri lazım. Bütün siyasi partileri dolaşarak sıkıntılarını dile getirecek soru önergeleri hazırlamalarını sağlamaları lazım. Biz de elimizden geldiğince çıktığımız her platformda dertlerini anlatmaya devam edeceğiz. Türkiye Kamu-Sen olarak kimseden korkmadık, yolumuza doğru bildiğimiz şekilde yürümeyi sürdüreceğiz. Biz hakkımızı talep ediyoruz, yaptığımız başka bir şey de yoktur.” dedi.
Genel Başkanın Açıklamaları İçin Tıklayınız