GENEL BAŞKAN “İKTİDAR, SEÇİMLERDE BİR VİZE DAHA ALIRSA DEVLET MEMURU YOK DEMEKTİR” DEDİ
GENEL BAŞKAN “İKTİDAR, SEÇİMLERDE BİR VİZE DAHA ALIRSA DEVLET MEMURU YOK DEMEKTİR” DEDİ.
Türk Eğitim-Sen Şube Yönetim Kurulları Büyük Türkiye Buluşması, 6-8 Aralık 2013 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Toplantıya Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, Şube Başkanları ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ile görevi devreden eski şube başkanları katıldı.
Mevcut yetkili sendikanın kamu çalışanlarını temsil etmediğini herkes biliyor. Yetkiyi alacak güçteyiz.
Toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan İsmail Koncuk, sözlerine tüm şube başkanlarını, şube yönetim kurulu üyelerini ve görevini devreden eski şube başkanlarını tebrik ederek başladı. Koncuk, görevini devreden eski şube başkanlarımız için “Bu teşkilatla beraber nefes alan bu arkadaşlarımız her zaman saygı görecektir” dedi. Bundan sonraki sürecin yetkiyi almak olduğunu kaydeden Genel Başkan Koncuk, “Yetkiyi alacak güçteyiz. Mevcut yetkili sendikanın kamu çalışanlarını temsil etmediğini herkes biliyor. Şu anda 230 bin civarında üyemiz var. 400 üyesi olan şubeleri profesyonel yaptık. Teşkilat olarak güçlüyüz. En önemli özelliğimiz de inançtır. İnançlı olmamız, sizlerin İstiklal Marşı’nı okumasından bile anlaşılıyor. İstiklal Marşı’nı çok yürekten, candan okudunuz” diye konuştu.
Cemaat mensupları yıllarca bu iktidarı sırtında taşıdı. Bunun bedeli ise fişlenmek oldu. Siyasette delikanlılık olur, vefa olur.
Hükümet-cemaat kavgasına da değinen Genel Başkan Koncuk şöyle konuştu: “Cemaat mensupları yıllarca bu iktidarı sırtında taşıdı. Bunun bedeli ise fişlenmek oldu. Siyasette delikanlılık olur, vefa olur. Hatırlarsanız Fethullah Gülen’in Anayasa referandumunda ‘Mümkün olsa mezardakiler de ayağa kalkıp evet oyu kullanmalı’ şeklinde sözleri vardı. Bir siyasi parti bunu nasıl unutur? Sen bu insanların desteğiyle yüzde 50 oy oranına ulaştın. Üstelik Gülen’in bu ifadesi, cemaat açısından risklidir. Çünkü cemaat mensupları, ‘Allah’ diyen insanlardır. Biz ‘Allah’ diyen insanları sayarız. Ama ‘Allah’ diyen insanlar siyasete fazla bulaşınca rakipleri de oluşmaya başlar. Cemaat, bu riski alarak hükümete destek verdi ama cemaat mensuplarını fişliyorlarmış. Yayınlanan belgeye göre, ‘2010 yılında sona erdi’ denildiği iddia edilen fişlemeler 2011-2013 yılları arasında da sürmüş. Hatta ‘Kurbanda dana hissesine girdi’ gibi fişlemeler de varmış. Yani bunlar, danaya girenleri de fişliyor. Biz gençliğimizden beri Allah diyen her insanı sırtımızda taşıdık. Yeter ki samimi olsunlar.”
Başbakan bir laf etti, diğerleri de bu lafın altını doldurmaya çalışıyor. Ama hepsi dershanelerin kapatılmasının yanlış olduğunu biliyor. Çünkü kanunla dershaneleri kapatsanız bile, fiilen dershanecilik sistemini kapatamazsınız.
Dershanelerin kapatılmasına Başbakan dışında kimsenin inanmadığını kaydeden Koncuk, “Başbakan bir laf etti, diğerleri de bu lafın altını doldurmaya çalışıyor. Ama hepsi dershanelerin kapatılmasının yanlış olduğunu biliyor. Çünkü kanunla dershaneleri kapatsanız bile, fiilen dershanecilik sistemini kapatamazsınız. Dershaneleri kapatarak sağlıklı işleyen bir yapıyı, illegal bir yapıya dönüştürürsünüz. Ama öyle bir inat var ki. Bunu yapacaklar. Ne yazık ki şımarık, ayakları yere basmayan bir iktidar anlayışı var. Dolayısıyla bu iktidar anlayışı biraz daha destek görürse, o zaman iş güvencesi de kaldırılır, rotasyon da gelir. Eyvallahları olsa, kendi adamlarına olurdu ve dershanelerin kapatılması konusunda geri adım atarlardı. Dershanelerin kapatılması iki yıl sonrasına ötelenmiş olabilir ama Ocak ayında kanun çıkacak. Kimseye eyvallahları yok. Ne öğretmenleri, ne kamu çalışanlarını dinlerler. Milletten bir vize daha alırlarsa, bu dediklerimi bir bir yerine getirecekler” dedi.
Bunlar, memuru 2014 yılı için 123 TL’ye, 2015 yılı için de yüzde 3+3 zamma sattı. Bunun ötesi var mı? İki yılımızı çaldılar. Bu sendikayı cezalandırmak için daha ne kadar başarısız olmaları gerekiyor?
Toplu sözleşmelerde yaşanan rezalete de değinen Koncuk, memurun satıldığını söyledi. Koncuk şunları kaydetti: “Geçtiğimiz günlerde KPDK toplantısına katıldım. Toplantıda yanlış bir toplu sözleşme süreci yaşandığını, kapalı kapılar ardında imzaların atıldığını söyledim. Toplu sözleşme döneminin hovardaca harcandığını ifade ettim. Memurun pazarlandığını, kapalı kapılar ardında emir ve talimatlarla imza atıldığını da söyledim. Bunlar, memuru 2014 yılı için 123 TL’ye, 2015 yılı için de yüzde 3+3 zamma sattı. Bunun ötesi var mı? İki yılımızı çaldılar. Bu sendikayı cezalandırmak için daha ne kadar başarısız olmaları gerekiyor? Kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal konularda ayağa kalkması şart.”
Eğer bu yaklaşımla devam edilirse, iktidar önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde bir vize daha alırsa devlet memuru yok demektir.
Kamu çalışanlarının iş güvencesinin tehdit altında olduğuna dikkat çeken Koncuk, “Eğer bu yaklaşımla devam edilirse, iktidar önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde bir vize daha alırsa devlet memuru yok demektir. Sendikacılıkta, sarı sendika özelliğine sahip olmak kadar kötü bir şey yoktur. Sarı sendikacılık anlayışı da, kamu çalışanlarını temsil etme yetkisinde olursa, birbirleriyle paslaşarak, masayı işlevsiz bırakacaklar. Memurun meselelerini, bakanların odasında çay, kahve sohbetleri ile gündeme getirdiklerini zannediyorlar. Teşkilatlarımız, olan biteni kamu çalışanlarına anlatsın. Kamu çalışanları arasında iş güvencesinin tehlikede olduğunu bilmeyenler var. Hatırlarsanız Başbakan, 1.5 ay önce Çalışma Meclisi’nde ‘İşçi ve memur ayrımını kaldıralım’ dedi. Şu anda devlet memuru kavramını kaldırmak için bir çalışma var. Bu konuda iki yıldır bas bas bağırıyoruz.”
Doğu ve Güneydoğu’daki öğretmenlerin batı illerine gelmesinin çözümü rotasyon değil. Hemen hemen her ilde norm açığımız var. Bu nedenle öğretmenlerimizi istedikleri ilde istihdam edebilmemiz mümkündür.
Öğretmenlere ve diğer kamu çalışanlarına rotasyon getirilmek istenmesine dikkat çeken Koncuk, “Öğretmenler için illerarası rotasyon düşünüyorlar. Doğu ve Güneydoğu’da 8-10 yıldır görev yapan öğretmenler var. Bu öğretmenlerimiz bir türlü memleketine gidemiyor. Böyle bir mevzuat olabilir mi? Bu duruma elbette bir sınır koyalım. 8 yılını doldurmuşsa hiçbir gerekçe aramadan öğretmenin istediği yere tayinini yapalım. Ama Doğu ve Güneydoğu’daki öğretmenlerin batı illerine gelmesinin çözümü rotasyon değil. Bunu görmek lazım. Hemen hemen her ilde norm açığımız var. Bu nedenle öğretmenlerimizi istedikleri ilde istihdam edebilmemiz mümkündür. Mahrumiyet bölgelerinde oluşan öğretmen açığını, atama bekleyen 310 bin öğretmeni değerlendirerek çözebiliriz. Mahrumiyet bölgelerinde çalışmayı cazip hale getirmek için bir tazminat uygulaması bir an önce başlatılmalıdır. Buradan bir kez daha ilan ediyorum: Rotasyon çalışması olduğunu tüm öğretmenlerimiz bilmelidir. İktidar, ‘Dediğim dedik, çaldığım düdük’ bir anlayış ile meseleleri değerlendiriyor” dedi.
Joker öğretmenlik uygulamasını getirelim. Norm açığı olmasa bile bulundukları ilde eski alanlarına dönmek isteyen öğretmenlerimizi joker öğretmen olarak kullanabiliriz.
MEB’de işlerin iyi yürümediğini ifade eden Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın meselelere hakim olamadığını, bazı bürokratlar üzerinden işlerin yürütülmeye çalışıldığını kaydetti. Koncuk, “İnşallah eğitimci kökenli insanlar üst düzey makamlara getirilir” dedi.
Alan değişikliği konusunda ciddi problemler olduğunu belirten Koncuk, “Bildiğiniz gibi yargı, sınıf öğretmenlerinin Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği ile Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine ve diğer alan öğretmenlerinin Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine geçişlerini iptal etti. Bu noktada Zihin Engelliler Sınıf Öğretmenliği için 540 saat kurs açılması planlanıyor. Teknoloji Tasarım Öğretmenleri için de kurs açılması gündemde. Önümüzdeki günlerde bunlar hayata geçecek.
Bunun dışında eski alanına dönmek isteyen öğretmenlerimiz var. Mesela sınıf öğretmeni iken yan alanına geçmiş ama yan alanında başarılı ve mutlu olmadığını düşünüyor. Dolayısıyla yan alanına geçen öğretmenlerimizin bir kısmı ‘Bulunduğum ilde eski alanıma dönmek istiyorum’ diyor. Bununla ilgili yakın bir zamanda yazı yayınlanacak. Ancak yazı, bu öğretmenlerimizin taleplerini karşılayacak bir yazı olmayacak. Çünkü ‘Norm açığı varsa eski alanlarına dönebilir’ diye hüküm getirilecek. Ben de ‘Joker öğretmenlik uygulamasını getirelim. Norm açığı olmasa bile bulundukları ilde eski alanlarına dönmek isteyen öğretmenlerimizi joker öğretmen olarak kullanabiliriz’ dedim. Nitekim bazı illerde eş durumu tayinlerinde joker öğretmen uygulaması yapıldı. Joker öğretmen bir ihtiyaçtır. Zira rapor alan, doğum yapan birçok öğretmen vardır. Bunu da görüşmelerle gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum” dedi.
Toplu sözleşmelerde akademisyenler göz önüne alınmadı.
Toplu sözleşmelerde akademisyenlerin göz önüne alınmadığını kaydeden Koncuk, akademisyenlere yönelik yıllardır hiçbir iyileştirme yapılmadığını hatırlattı. Koncuk şöyle konuştu: “Maliye Bakanı ‘Akademisyenlerin durumu iyileştirilmeli’ diye açıklama yaptı. Bu konuda bir yumuşama var. Ama bu yumuşamanın semeresi ne zaman olur onu kestirmek mümkün değil, ancak bir an önce akademisyenlerimizin hak ettiği maaş ve özlük haklarına kavuşturulması şarttır. Bu problemi yakından takip ediyoruz.”
Bakan Çelik, 4/C’liler konusunda ‘Ara formül bulalım’ dedi ama biz ara formül istemiyoruz. 4/C’lilerin de devlet memuru olmasını istiyoruz.
KPDK toplantısında alınan kararların bir kez daha ele alınacağını da kaydeden Koncuk “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile yeniden biraraya geleceğiz. Geçen yıl 2005 yılından sonra göreve başlayanlara derece verilmesi konusunda bir mutabakat sağlanmıştı ama bu hayata geçmedi. Bu yıl tekrar aynı konuları mutabakat haline getirdik. Bunlardan birisi de sicil affıdır. Sicil affı, Ocak ayında Torba Yasayla birlikte hayata geçebilir. 4/C’liler konusunda büyük bir hassasiyetimiz var. 4/C istihdam türü kamuda olmamalıdır. Bugün 23 bin 4/C’li bulunmaktadır. Kurumlar özelleştirilmiş, burada çalışan arkadaşlarımızın bir kısmı 4/C’li yapılmıştır. Oysa 4/C’li istihdam türünün çalışma hayatı içinde olmaması gerekir. Bakan Çelik, 4/C’liler konusunda ‘Ara formül bulalım’ dedi ama biz ara formül istemiyoruz. 4/C’lilerin de devlet memuru olmasını istiyoruz.
Böyle ahlaksız bir dönem olamaz. Kul hakkı yiyorlar. Ne yazık ki giderek şımarıklaşan ve başkalarına yaşam hakkı tanımayan anlayış var. ‘Ya bana teslim ol ya da yaşama hakkı tanımam’ diyorlar.
Yönetici Atama Yönetmeliğine karşı gösterdikleri tepki dolayısıyla şube başkanlarımızı ve şube yönetim kurulu üyelerimizi tebrik eden Koncuk şunları söyledi: “Yönetici atamalarında tam bir rezalet yaşandı. Yönetici atamalarında yaşananlar şube müdürlüğünde de yaşanacak. Şube müdürlüğü sınavları 29 Aralık tarihinde yapılacak. Yazılı sınavdan 70 ve üzeri alanlar başarılı sayılacak. Yazılı sınavdan sonra boş kadro sayısının 3 katı kadar aday sözlü sınava çağrılacak. Yani ‘Başarıyı sözlü sınav sonuçlarına göre sıralarım’ diyorlar. Böyle ahlaksız bir dönem olamaz. Kul hakkı yiyorlar. Ne yazık ki giderek şımarıklaşan ve başkalarına yaşam hakkı tanımayan anlayış var. ‘Ya bana teslim ol ya da yaşama hakkı tanımam’ diyorlar. Dava açtık. Umut ediyorum yargı bu ahlaksızlığa sessiz kalmaz ve davayı kazanırız.”
Türk Eğitim-Sen’in Genel Kurulu’nun 01-02 Şubat tarihleri arasında yapılacağını belirten Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in bir ay içerisinde yeni hizmet binasına taşınacağını söyledi. Koncuk, sendikamızın Ankara’da yurt projesi olduğunu da açıkladı. “Önümüzdeki yıla yetiştirmeye çalışacağız” diyen Koncuk, yurtların zaman içinde İstanbul, İzmir, Bursa, Adana gibi büyük illerde de yapılması gerektiğini ifade etti. Koncuk, “Sendikamızın parasını en verimli şekilde, bir kuruşuna halel getirmeden kullanıyoruz” diye konuştu.
Genel Başkan İsmail Koncuk, konuşmasını Abdurrahim Karakoç’un “Dua” şiiri ile bitirdi.
Genel Başkan İsmail Koncuk’un konuşmasının ardından görevini devreden şube başkanlarına plaket takdim edildi.
Toplantının ikinci gününde ise Azeri Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı “Türk Milleti ve Atatürk”, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadim Macit de “Siyasal İslamcı Otoriter Zihniyetin Arkeolojisi” konularında konferans verdi. Daha sonra Yönetim Kurulu Üyeleri İstişare Toplantıları yapıldı.
Türkiye Kamu-Sen, sendikal mücadelede dik duruşu temsil etmekle birlikte milletimizin birliğini, dirliğini merkezine alan Türkiye’deki tek konfederasyondur.
Şube Başkanları Toplantısı, Genel Başkan İsmail Koncuk’un kapanış konuşmasıyla sona erdi. Genel Başkan kapanış konuşmasında da Türkiye Kamu-Sen’de her siyasi görüşten devlet memuru olduğunu söyleyen Koncuk, “Bu nedenle 450 bin sayısına ulaşabildik. Bizim büyümemiz çok önemli. Bizim sayısal olarak büyümemiz dahi ciddi anlamı olan bir durumdur. Türkiye Kamu-Sen’in büyümesi Türkiye’nin yönetilişinden rahatsızız anlamındadır. Ülkemiz ne yazık ki hem kamu çalışanları hem de milli meselelere yaklaşım konusunda yanlış yönetilmektedir. Türkiye Kamu-Sen’in büyümesi bunun yansımasıdır. Türkiye Kamu-Sen, sendikal mücadelede dik duruşu temsil etmekle birlikte milletimizin birliğini, dirliğini merkezine alan Türkiye’deki tek konfederasyondur. Türkiye Kamu-Sen’e üye olan birçok insan bizimle hareket etmesi gerektiğine yürekten inanmaktadır. İşte büyüme budur, büyüme herkesi kucaklayarak, herkesin derdiyle dertlenerek olabilir. Türkiye Kamu-Sen teşkilatları bunu en iyi şekilde yapmaktadır” diye konuştu.
Organize olmuşlar. Her türlü pisliği, ahlaksızlığı alçakça ve fütursuzca sergiliyorlar. Buna karşı mücadele edeceğiz.
Türkiye Kamu-Sen mensuplarına yönelik ahlaksızca tavırlar sergilendiğini kaydeden Koncuk, “Yönetici atamalarında bizim arkadaşlarımızın idareci olmasının önüne engel koydular. Kamu çalışanlarının bunu sineye çekmemesi lazım. ‘Benim adamımsa bir yerlere gelecek’, ‘Bana teslim olursanız her şey var bana karşıysan ceremesine katlanırsın’ diyorlar ve istediği gibi yönetmelikleri hazırlıyorlar. Organize olmuşlar. Her türlü pisliği, ahlaksızlığı alçakça ve fütursuzca sergiliyorlar. Buna karşı mücadele edeceğiz. Ahlaksızlığa, haksızlığa göz yumanlar inandıkları tüm değerleri de ipotek altına alırlar. Hayat, şerefle bitirilmesi gereken bir görevdir.” dedi.
Bu sene bu yetkiyi alabiliriz. Yetkiyi almamız için tüm şartlar olgunlaşmıştır.
Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sene bu yetkiyi alabiliriz. Yetkiyi almamız için tüm şartlar olgunlaşmıştır. Artık bazıları bakımından deniz bitti. Artık insanlar yalandan dolandan bıktılar, usandılar. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in yetkiyi alacak gücü var.
Bu teşkilat çok iyi çalışmaktadır. Dolayısıyla biz yetkiyi alabilecek güçteyiz. Bizim yetkiyi almamız, kamu çalışanlarının Cumhuriyet tarihi boyunca kazanımlarını korumak için önemlidir, iş güvencemiz bu kazanımlarımızın en başında gelmektedir. Biraz daha gayretle ve organize çalışmayla çok daha başarılı sonuçlar elde etmemiz mümkündür. Tüm çalışanlara bunları anlatmak, insanları uyarmak bizim görevimizdir. Bu sebeple gereken neyse elbirliği ile ortaya koymak, hak edenlere hak ettiği dersi vermek bugün son derece önemlidir.”