Emniyet Genel Müdürlüğü geçtiğimiz günlerde tarihe kara bir leke olarak geçen bir karara imza atmış ve sendikal örgütlenme çabası içinde olan Emniyet-Sen’i kuran 6 polisimizi meslekten ihraç ederek demokratik bir hakkın nasıl engellendiğini bir kez daha ortaya koymuştur
Emniyet Genel Müdürlüğü geçtiğimiz günlerde tarihe kara bir leke olarak geçen bir karara imza atmış ve sendikal örgütlenme çabası içinde olan Emniyet-Sen’i kuran 6 polisimizi meslekten ihraç ederek demokratik bir hakkın nasıl engellendiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Yaşanan bu skandala ilişkin bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, uygulanan bu cezanın tarihi bir yanlış olduğunu belirterek, ileri demokrasi söylemlerinin bu uygulamayla asla bağdaşmayacağını ve 250 bin polisin kendilerinin haklarını savunmak için bu yola baş koyan 6 cengâvere sahip çıkması gerektiğini söyledi. Koncuk, “6 tane aslan gibi gencimiz polis arkadaşlarının haklarını savunmak, insanlık dışı çalışma şartlarının düzeltilmesini sağlamak için bir sendika kurdular. Önlerine çıkarılan türlü engelleri aşan bu gençlerimiz önceki gün Emniyet Genel Müdürlüğünün tarihe kara bir leke olarak geçen kararıyla ne yazık ki şerefli mesleklerinden ihraç edildiler.
Verilen bu karara seyirci kalan İçişleri Bakanı sayın Muammer Güler’i ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’ı kınıyorum. Kendi teşkilatlarında yaşanan bu olaya seyirci kalmayı acaba nasıl içlerine sindirmektedirler? 6 gencimizin verdiği bu mücadele sonunda mesleklerinden ihraç edilmeleri acaba yaşanan bu sorunu ortadan kaldıracak mıdır? Emniyet teşkilatında yaşanan ve tam bir gestapo anlayışını çağrıştıran bu uygulamaya sessiz kalmak demek bu rezalete ortak olmak demektir. Bu çağdışı uygulamaya sessiz kalanlar elbette bunun hesabını bir gün vereceklerdir. 250 bin polisimizin bu 6 polisimize sahip çıkması lazımdır. Bu 6 cengaver tüm Emniyet mensuplarının haklarını savunmak için bu yola çıktılar, meslekten atılmayı ilk günden göze alarak sendika kurdular. Bu 6 gencimizin meslekten atılması ileri demokrasiyle söylemleriyle asla bağdaşmamaktadır. Sayın Başbakan bu işe derhal el atmalı ve bu gençler haklarını geri almalıdır.
Yaşanan bu olay bu iktidarın 250 bin polise bakışını da göstermektedir. Bu gençlerimizin meslekten ihraç edileceği yönünde haberler çıktığından beri, aklıselimin galip gelmesini ve bu yönde yanlış bir karar alınmaması yönünde telkinlerde bulunduk ancak, ne yazık ki Emniyet yetkileri kanun ve yönetmelikleri hiçe saymış ve tarihi bir hata yapmıştır. Bugün masada terör örgütü muhatap alınıp, Mehmetçiğe kahpe tuzaklar kurarak katledenlerle pazarlık yapılır ve aklanmaya çalışılırken, bu ülkenin güvenliğini sağlamak için gecesini gündüzüne katan, çalışma şartları yüzünden psikolojileri bozulan emniyet mensuplarının, hukuki ve haklı bir talebinin en sert biçimde geri çevrilmesi, insanların ekmekleriyle ve gelecekleriyle oynanması, ülkemizdeki demokrasi anlayışının nasıl bir noktada olduğunu ortaya koymaktadır.
Türk polisi elbette bu verilen kararı göz ardı etmeyecek ve kendilerinin en tabii hakkı olan sendikal örgütlenmelerini er ya da geç tamamlayacaklardır. İnsan öldürmeyi, ülkemizi bölmek istemeyi demokrasi sınırları içinde gören anlayışın, temel bir insani hak olan örgütlenme özgürlüğüne karşı takındığı bu saldırgan tutum, elbette toplum vicdanında da sorgulanacaktır. Türkiye Kamu-Sen, baş koydukları bu yolda mesleklerinden ihraç edilen 6 cengâverin daima yanında olacak ve bu yolda onlara gereken her türlü desteği sonuna kadar verecektir.” Dedi.
İsmail Koncuk
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı