Memur sendikacılığının önündeki engeller su yüzüne çıkartıldı
Memur sendikacılığının önündeki engeller su yüzüne çıkartıldı.
Türkiye Kamu-Sen ILO Konferansı'na damgasını vurdu.
30 Mayıs 15 Haziran 2007 tarihleri arasında yapılan ILO Genel Konferansı'nda Türkiye Kamu-Sen'in etkili faaliyetleri ve memur sendikacılının önüne konulan engelleri tüm dünyaya anlatması üzerine, Türkiye'nin kara listeye alınması kararlaştırıldı.
ILO sözleşme hükümlerinin gereğini yerine getirmeyen ülkelerin belirlendiği Aplikasyon Komitesi çalışmalarına katılan Türkiye Kamu-Sen heyeti, komite çalışmalarında ülkemizde memurların sendikal ve demokratik haklar konusunda yaşadığı sıkıntıları dile getirdi.
Başvuru Komitesi toplantılarında, 87 sayılı Örgütlenme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Sözleşmesi hükümlerine aykırı uygulamalar nedeniyle ILO sözleşme hükümlerine uymayan 25 ülke arasına Türkiye'nin de dahil edilmesine karar verdi.
Hazırlanan raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, memurlara toplu sözleşme ve grev hakkını düzenleyecek değişiklikler başta olmak üzere 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları kanunu olmak üzere 2821 ve 2822 sayılı kanunlarda gerekli değişikliklerin yapılması üzerinde duruldu.
Ayrıca, Türkiye'de sendikacılık faaliyetlerine yönelik yasaklar eleştirilerek, sendikaları tanıtıcı broşür, el ilanı, poster gibi dokümanların asılması ve dağıtılmasının yasaklanması ve sendikal etkinliklerde polis gücüne başvurulması eleştiridi.
Hükümete; sendika üyelerine, temsilci ve yöneticilerine yönelik ayrım, zorlama, baskı, sürgün ya da tehdit unsuruna yer vermeyecek, çalışanların haklarını ILO'nun 87 sayılı sözleşmesi uyarınca özgürce savunabilecekleri bir ortam yaratmak zorunda olduğu hatırlatıldı.
ILO NEDİR?
"Herhangi bir ülkenin, emeğin insani koşullarını benimsememesi, kendi ülkelerindeki durumu iyileştirme isteğinde olan diğer ülkeler için bir engel teşkil edecektir." görüşünü anayasasına koymuş bulunan ILO 1919 yılında kurulmuştur.
ILO, sosyal adaletin ve uluslararası insan ve çalışma haklarının iyileştirilmesi için çalışan bir Birleşmiş Milletler ihtisas kuruluşudur.
İnsan haklarına saygı... yeterli yaşam standartları... insanca çalışma koşulları... istihdam olanakları... ekonomik güvence... bunlar ILO'nun her yerde çalışanlara sağlamaya çaba gösterdiği sosyal adaletin temel unsurlarıdır.
ILO NE ZAMAN KURULMUŞTUR?
Uluslararası Çalışma Örgütü, 1919'da imzalanan Versay Anlaşmasında öngörülen Milletler Cemiyeti ile ortaya çıkmıştır. Amaç, Birinci Dünya Savaşından sonra giderek büyüyen sorunlara yönelik sosyal reform niteliğinde çözümler bulmak ve reformların uluslararası düzeyde uygulanmasını sağlamaktır.
İkinci Dünya Savaşından sonra, Filadelfiya Bildirgesi ile birlikte, ILO'nun temel amaç ve ilkeleri dinamik bir yeniden oluşum ve genişleme sürecine girmiştir. Bildirge, savaş sonrası ulusal bağımsızlıkla birlikte büyümeyi öngörmüş, gelişmiş dünya ile büyük ölçekte teknik işbirliğinin başlangıcının müjdecisi olmuştur.
ILO 1946'da, henüz yeni oluşturulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın ilk uzmanlık kuruluşu olmuştur. ILO 1969'daki 50. kuruluş yıldönümünde Nobel Barış Ödülü'nü kazanmıştır.
YÖNETİM VE İŞLEYİŞ
Uluslararası Çalışma Ofisi, Yönetim Kurulu tarafından atanan bir Genel Direktör tarafından yönetilmektedir. Bugünkü genel Direktör, Mart 1999'dan beri görevde olan Şilili Juan Somavia'dır.
Birleşmiş Milletler üyeleri içinde yalnızca ILO üçlü bir yapıya sahip bulunmaktadır; işveren ve işçi temsilcileri ekonominin "sosyal tarafları" politika ve programların şe-endirilmesinde, üçüncü tarafı oluşturan hükümet temsilcileri ile eşit söz hakkına sahiptirler.
ILO, sosyal ve ekonomik konularda ve başka alanlarda geçerli ulusal politikaların geliştirilmesinde ve duruma göre uygulanmasında sendikalar ve işverenler arasındaki "sosyal diyalogu" geliştirerek aynı üçlü yapılanmayı üye ülkelerde de teşvik etmektedir.
ILO sekreteryası, merkez büroları, araştırma merkezi ve basımevi Cenevre'deki Uluslararası Çalışma Ofisi'nde faaliyet göstermektedir. 40'ı aşkın ülkede ILO'nun bölge, alan ve ülke ofisleri bulunmaktadır ve yerinden yönetim ilkesine göre çalışmaktadır.
KARAR MEKANİZMASI
Yönetim Kurulu ve Ofisin çalışmalarına, temel sanayi kollarında oluşturulan gene üçlü yapıdaki komiteler yardımcı olmaktadır. Örneğin Aplikasyon Komitesi, Uzmanlar Komitesi, Çocuk İşçiliği'nin Önlenmesi, Aktif İşgücü Piyasası gibi komite ve işbirliği oluşumları ile çalışmalarını yürütmektedir. Bunların yanısıra, mesleki eğitim, yönetim geliştirme, iş güvenliği ve sağlığı, endüstriyel ilişkiler, çalışanların eğitimi ve kadın ve genç işçilerin özel sorunları konularında uzman kişilerden oluşan komiteler de bu çalışmaları desteklemektedir.
ILO üye ülkelerinin bölgesel toplantıları, bölge ile ilgili özel konuları değerlendirmek üzere düzenli olarak yapılmaktadır.
ILO'nun dört temel stratejik hedefi vardır:
Bu hedefler bir dizi yolla gerçekleştirilmektedir:
ILO GENEL KONFERANSLARI
Uluslararası asgari çalışma standartları ve ILO'nun genişletilmiş politikaları, her yıl toplanan Uluslararası Çalışma Konferansı'nda belirlenmektedir. ILO üyesi ülkeler tarafından finanse edilen çalışma programı ve bütçesi ise her iki yılda bir aynı Konferans tarafından benimsenmektedir.
Konferansta ayrıca, dünyada çalışanların durumu ve sosyal konulardaki sorunlar ile ilgili tartışmaların yapıldığı uluslararası forumlar gerçekleştirilmektedir. Her üye ülkenin, iki hükümet, bir çalışan ve bir işveren temsilcisi ile konferansa katılma hakkı vardır. Bu delegeler, bağımsız olarak söz alabilirler ve oy verebilirler. Konferansın yıllık oturumları arasındaki ILO çalışmaları ise, 28 Hükümet temsilcisi ile 14 işçi ve 14 işveren temsilcisinden oluşan Yönetim Kurulu tarafından sürdürülür.
96. ILO GENEL KONFERANSI
Uluslar arası Çalışma Konferansı'nın 96'ncısı 30 Mayıs- 15 Haziran 2007 tarihleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleştirilmiştir. Konferansa Türkiye Kamu-Sen adına Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Dış İlişkiler Sekreteri Ahmet Demirci, Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi Uzmanı Ercan Han teknik heyet olarak katılmış ve toplantıyı başladığı günden son güne kadar takip ederek oluşturulan komisyonlarda görev almış ve komitelerde Türkiye ile ilgili son gelişmeleri aktarmışlardır. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ve Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser de 10 Haziran 2007 tarihinden itibaren konferansa iştirak etmişlerdir.
Türkiye Kamu-Sen heyeti konferansta Türkiye'de memur sendikacılığının önündeki engelleri ve yapılan haksız uygulamaları dile getirmiş ve anayasa ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve 2821 ve 2822 sayılı kanunlarda yapılması gereken ancak hükümetin bugüne değin gerçekleştirmediği değişiklikleri belirtmiştir.
Bu konular, 2006 yılının Temmuz ayından beri çalışan, işveren, hükümet, bağımsız üniversite öğretim üyeleri ve ILO Ankara Ofisi'nde hazırlanan raporlar sonucunda belirlenmiştir. Özellikle kamu çalışanları ile ilgili konular Türkiye Kamu-Sen tarafından rapor edilen konulardır.
Ülkelerin onayladığı sözleşmelerin uygulanma süreçlerinin takip edildiği ve değerlendirildiği Başvuru Komitesi toplantılarında Türkiye'de ILO'nun 87 sayılı Örgütlenme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Sözleşmesi hükümlerine yönelik ihlaller öncelikli olarak ele alınmıştır.
Komite yapılan uzun tartışmaların ardından dünyada ILO sözleşmelerini onaylamasına rağmen uygulamada sıkıntılar yaşayan 25 ülke arasına Türkiye'nin de alınmasına karar vermiştir.
Başvuru Komitesi'nin yayınlamış olduğu nihai raporda Türkiye'de sendikal örgütlenme özgürlüğü ve örgütlenme hakkının korunması konularında eksiklikler bulunduğu belirtilmektedir.
Raporda hükümetten ayrıca, grev hakkı olmayan memur kavramının en dar anlamıyla tanımlanarak diğer kamu görevlilerine grev hakkı tanınması yolunda gerekli değişikliklerin yapılması, yasal sendikal faaliyetlerin hiçbir baskıya tabi olmadan gerçekleştirilmesi, sendikaların kendi yöneticileri ve temsilcilerini özgürce seçebilmesi ve ILO'nun 87 no.lu sözleşmesine uygun yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi talep edilmektedir.
Bunun yanında sendikaları tanıtıcı broşür, el ilanı, poster gibi dokümanların asılması ve dağıtılmasının yasaklanması ve sendikal etkinliklerde polis gücüne başvurulması da eleştirilmiştir. Hükümete, sendika üyelerine, temsilci ve yöneticilerine yönelik ayrım, zorlama, baskı, sürgün ya da tehdit unsuruna yer vermeyecek, çalışanların haklarını ILO'nun 87 sayılı sözleşmesi uyarınca özgürce savunabilecekleri bir ortam yaratmak zorunda olduğu hatırlatılmıştır.
Komite, hükümeti bütün bu konular hakkında detaylı ve tam bilgi vermesi konusunda uyarmış, gerektiğinde ILO Uzmanlar Komitesi'nden de yardım alınarak, üçlü diyalog çerçevesinde bir konsensüs ile gerekli yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekliliğini belirtmiştir.