12 Mart 1921 tarihi Türk milleti için en anlamlı tarihlerden birisidir" />
12 Mart 1921 tarihi Türk milleti için en anlamlı tarihlerden birisidir
12 Mart 1921 tarihi Türk milleti için en anlamlı tarihlerden birisidir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı İstiklal Marşı 12 Mart 1921 tarihinde TBMM’de kabul edilmiştir.
Büyük vatansever ve millet şairi Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı İstiklal Marşımız, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini, bu topraklara delicesine sevdalı olduğunu, yüreklere kazıdığı vatan, bayrak aşkını en derin manasıyla anlatan muhteşem bir eserdir.
İstiklal Marşımızın kabulünün yıldönümüne denk gelen bir zamanda demokratikleşme adı verilen sözde paket TBMM’de kabul edilmiştir. İstiklal mücadelesi veren milletimizin bugün içinde bulunduğu bu nahoş durum gerçekten iç acıtıcıdır. ‘Analar ağlamasın’ gibi masumane bir sloganın arkasına sığınarak, vermedik taviz bırakmayanlar, ülkemizin ayakta durmasını sağlayacak temel taşları yerinden oynatabilecek bir adım atmıştır. Demokrasi ve özgürlük getiriyoruz diyerek, demokrasiyi iğdiş edenler, milletimizin birliğine, dirliğine kurşun sıkmak anlamına gelen bu düzenlemeyi getirmekte beis görmemiştir. İçinde Türklük bilincini yok etmekten, teröristlere neredeyse imtiyaz tanıyacak kadar esnek hususların bulunduğu bu paket, Türk demokrasi tarihi için tam bir utançtır ve bir kırılma noktasıdır. Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bilindiği gibi okullarda okutulan Öğrenci Andı, bu paketle birlikte kaldırılmıştır. Bugün Türk eğitimcileri olarak aynı endişeyi İstiklal Marşımız için de yaşıyoruz. Biliyoruz ki, malum çevreler, okullarda İstiklal Marşı’nın okutulmasından da büyük rahatsızlık duymaktadır. Merak ediyoruz; yarın bölücü çevreler ve terör örgütü okullarda İstiklal Marşı’nın okutulmaması için kampanya düzenlerse, yine aynı tutum sergilenerek, İstiklal Marşı da kaldırılacak mıdır?
Özel okullarda artık farklı dil ve lehçelerde eğitim, yani ana dilde eğitim yapılabilecektir. Bunun ardından sıra ana dilde eğitimin devlet okullarında da önünün açılmasına gelecektir. Bu, artık teslim olmuşluğun en açık kanıtı değil midir? Terör örgütünün yıllardır dillendirdiği ama silahla gerçekleştiremediği ana dilde eğitim talebi onlar için rüya iken, basiretsizler sayesinde gerçek olmuştur. Kürtçenin ikinci resmi olması da gündeme gelirse kimsenin şaşırmaması gerekir. Zira Türkiye’nin altındaki sağlam zemin adım adım kaymaktadır.
Öte yandan Diyarbakır’da yaşanan tablo da hafızalarımızdadır. Ocaklara ateşler düşmüşken, 40 bin insanımız gözü dönmüş katiller sürüsü tarafından öldürülmüşken; Diyarbakır’da hainler kırmızı halı üzerinde karşılandı, bölücü çeteler ile kol kola girildi, bölücü odaklara kucak açıldı. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, birileri tüm cüretkarlığıyla Türk bayrağının adının değiştirilmesini dahi teklif etti.
Oy devşirmek adına yapılanlar, terör örgütü ile kurulan yakınlıklar, merdiven altında yürütülen pazarlıklar istiklal mücadelesi vermiş olan milletimize en büyük hakarettir.
En tehlikelisi ise; algıları zayıflatmaya, yaşanılanları normal bir süreç olarak göstermeye çalışanlar toplumu mankurtlaştırmak için yoğun bir çaba içerisindedir. Ancak millet olarak bu oyuna gelmeyeceğiz. Türk milleti geçmişte olduğu gibi bugünde itidalli tavrını sürdürecek, değerlerinin zarar görmemesi için ise ülkemizin tam kalbine çöreklenen yılanlara fırsat tanımayacaktır.
Bu vesileyle İstiklal Marşımızın 93’üncü yıldönümünü kutluyor; büyük şair Mehmet Akif Ersoy’u sonsuz şükran ve rahmetle anıyoruz. Akif’in duasına da bütün kalbimizle iştirak ediyor ve Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın diyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.