Türk Ulaşım-Sen Şube Yönetim kurulları ve Temsilcileri Eğitim ve İstişare toplantısı Ankara’da yapıldı" />
Türk Ulaşım-Sen Şube Yönetim kurulları ve Temsilcileri Eğitim ve İstişare toplantısı Ankara’da yapıldı
Türk Ulaşım-Sen Şube Yönetim kurulları ve Temsilcileri Eğitim ve İstişare toplantısı Ankara’da yapıldı. Toplantının Açılışına Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’ta katıldı.
Toplantıya ilişkin bilgilendirme yapan Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel, her türlü ayrımcılığa karşı olduklarını belirterek Devlet Demir Yolları’nda yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Güzel kısa bir değerlendirmenin ardından toplantının açılış konuşmasını yapmak üzere Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’u mikrofona davet etti.
Konuşmasına eğitim ve istişare toplantısının hayırlı olmasını temenni ederek başlayan Genel Başkan İsmail Koncuk, sendikacılık ve Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koncuk, “ Eğitim ve istişare toplantılarına önem veriyoruz. Sendikal birikimlerimizi güçlendirme adına bu toplantılar son derece büyük bir önem arz etmektedir. Tabii memurlarımızın sendikal birikimleri arzu ettiğimiz noktada değil. Kamu çalışanları sendikaların önemini bilmeli, sendikaların hak ve hukuku koruyan bir yapı olduğunu görmeli” dedi.
“HAKSIZLIĞA SES ÇIKARAMIYORSAK BİZ NEDEN SENDİKACIYIZ”
Sendikacılık konusunda görüş ve düşüncelerini ifade eden Genel Başkan Koncuk, “ Biz kimseyle kavga etmek istemiyoruz. Ancak gerektiğinde kavga da ederiz. Bu tartışmalardan bizler değil idare ve Hükümet kaygı duymalı fakat Türkiye’de ne yazık ki tam tersi bir yapı oluştu. Aman idareyle iyi geçinelim, kimseyle kötü olmayalım. Eğer böyle olacaksa biz niye sendikacılık yapıyoruz. Haksızlığa ses çıkaramıyorsak biz neden sendikacıyız. Bu sendikacılığa tatlı su sendikacılığı denir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak bunu benimsemedik. Attığımız her adımda bu düşünceyi ortaya koyduk ve bu yolda kararlılıkla ilerleyeceğiz.” Dedi.
“HAKSIZLIĞA GÖZ YUMMAYIZ”
Genel Başkan İsmail Koncuk kurumlarda adil yönetici istediklerini de ifade etti. Koncuk, “ Performans değerlendirme sistemi olsun, maaşlar buna göre dizayn edilsin gibi laflar ortalıkta geziyor. Biz elbette ortaya atılan bu konuları akılcı buluyoruz ama bunların uygulanması için önce adil yöneticiler lazım. Adil yönetici yoksa Türkiye Kamu-Sen asla böyle bir uygulamayı savunamaz. Haksızlığa göz yumarsak yarın aynı şeyler başımıza gelir. Unutmayalım ki, bu ülkede çocuklarımız yaşayacak, onların huzurlu olması için iyi bir çalışma hayatı lazım.” dedi
“BASKICI BİR DÖNEM YAŞANIYOR”
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk son dönemlerde kurumlarda ortaya çıkan Mobbing konusuna da değindi. Koncuk, “ Baskıcı bir dönem yaşanıyor kurumlarda. Adına mobbing deniyor. İnsanlar huzurum kaçmasın diye sendika değiştiriyor. Bizim sendika olarak görevimiz çalışanların huzurlu ve verimli olması için ortam sağlamaktır. Evet baskılar yıldırma politikaları olabilir ama gerekirse çiğnenerek bu yolda hakkımız tutup kaldıracağız. Hakkı tutup kaldırmak kolay değil.” dedi.
“MÜZAKERE Mİ, MÜTAREKE Mİ?
Genel Başkan İsmail Koncuk gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. İmralı ile yapılan görüşmeleri sert şekilde eleştiren İsmail Koncuk, aslında özerklik meselesinin müzakere edildiğini söyledi. Koncuk, “ Son günlerde İmralı ile müzakere adı altında bazı haberler yansıyor. Bazıları akan kan dursun diyorlar. Terörist başıyla anlaşacağız, müzakere edeceğiz diyorlar. Böyle bir şey olamaz. Çanakkale’de bu ülkenin 250 bin evladı şehit oldu. Mustafa Kemal ve o dönemin paşaları ne gerek var savaşmaya açalım Çanakkale boğazını gitsin mi dediler. Yurdun işgal edilen diğer kesimlerini de teslim edelim gitsin mi dediler. Eğer böyle deselerdi hiç savaş olmazdı. 250 bin insanda ölmezdi. Değerli kardeşlerim biz bu ülke için elbette canımızı vereceğiz. 40 bin insanın katili ne yazık ki umut haline getiriliyor. Yapılan görüşmeler ne yazık ki müzakereden çok mütarekeyi andırmaktadır. Mütareke kimler arasında yapılır? Kazanan ve kaybedenler arasında yapılır. Bu masada şimdi bir tarafta terör örgütü diğer tarafta Türkiye değil Akp var. Amaç özerkliği müzakere etmek. Zaten çıkardıkları Büyükşehir yasasıyla bu konuda adımlar atıldı. Bazı bölgelerde Belediye Başkanları Başbakan gibi olacak. Sağlık personelini istihdam edecek, öğretmenleri atama yetkisine sahip olacak. Bu o bölge için zaten bir özerklik demektir. Yapılan bazı anketlerde % 42’lik bir kesimin bu görüşmeleri desteklediği haberleri çıkıyor. Ben bu insanlara kızmıyorum. Ne anlatırsanız insanlar onu yapar. Her akşam köşe yazarları, aydınlar ekranlarda aynı şeyleri söylüyorsa bu millet tabii inanır. Başbakan terörle mücadele , bir taraftan da siyasi müzakere diyor. Kimle müzakere edeceğiz Bdp ile mi? Daha dün dağda teröristle öpüşüp kucaklaşanlarla mı? Kan dökülmesin diye kimse bu ülkeyi bir tepsi içerisinde kimseye sunamaz. Tavizin sonu yoktur. Hep tavizler verdik, Tv yayınları başladı, kurslar açıldı, seçmeli dersler başladı. Milli eğitim Bakanı diyor ki, merak etmeyin bu dersi fazla seçen yok diyor, yani korkmayın diyor. Böyle bir Milli Eğitim Bakanı olur mu? Bu nasıl bir çapsızlıktır. Mesele terör yoluyla birilerinin mevzi kazanmasıdır. Bu işin tüm vebali günahı da bu iktidarındır.Bu coğrafyada yaşayan her insan bizimdir. Ayrım yapmayız, yaptırmayız. Etnik kökeni ne olursa olsun kimse bu ülkenin geleceğine zarar veremez” Dedi.
“ DİL DEMEK EGEMENLİK DEMEKTİR”
Genel Başkan İsmail Koncuk, son dönemlerde dillendirilen ana dilde eğitim tartışmalarına da değindi. Koncuk, “ Dil demek egemenlik demektir. Hükümet bu konuda bu kafayla giderse bu hakda kaçınılmaz olacaktır. Elbette Türkçe bilmeyen kendi dilinde savunma yapar. Zaten bugün kanunlarımız buna müsaade etmektedir. Fakat gösterilen çaba bu hakkı kanunlar içine yerleştirerek buna bir anlam yükleme çabasıdır. Eğer kanunlarla bu hak elde edilirse o dil o bölgede egemen demektir. Milli devletlerde tek bir dil vardır. Örneğin, ABD’de İngilizce farklılıkları bütünleştirici dil olarak belirlenmiştir. Orada yaşayan herkesin farklı dili olabilir ama bütünleştirici dil İngilizcedir. Fransa, Almanya, İngiltere hepsinde tek bir dil vardır. Bizde Türkçemizden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz.
“SENDİKACILIK BUYSA LANET OLSUN”
Türkiye Kamu-Sen’in her alanda mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü belirten İsmail Koncuk, Yeni Anayasa tartışmalarına da değindi. Koncuk, “ Memur-Sen Başkanı bize dinsiz, ruhsuz, kör bir anayasa lazım diyor. Yıllardır Laiklik dinsizliktir dediler, şimdi dinsiz bir anayasa diyorlar. Bu nasıl bir çelişkidir, böyle bir yaklaşım olur mu? O sendika başkanı andımız kalksın diyor. Neden? Çünkü orada Türküm kelimesi var. Bu ülkede herkes istediği gibi her şeyi söylüyor ama sen çıkıp Türk dersen ayrımcı oluyorsun. Ne mutlu Türküm Diyene sözüne karşı çıkanlara sen ses çıkarmazsan menfaat uğruna onların değirmenine su taşırsın. Sendikacılık eğer buysa, susmaksa, böyle büyümekse, böyle çoğalmaksa lanet olsun böyle sendikacılığa ve böyle büyümeye” dedi.
“SON 50 YILIN EN REZİL TOPLU SÖZLEŞMESİ”
Kamu çalışanlarının iş güvencesine yönelik haberleri de konuşmasında değerlendiren Genel Başkan İsmail Koncuk, “iş güvencesi artık alenen tartışılıyor. Gittiğimiz her yerde iş güvencemizin altını çiziyoruz. Eğer bu güvencemiz elimizden giderse devlet memurluğu sıfatı elimizden alınmış olur. Buna Türkiye Kamu-Sen olarak asla göz yummayız. 2 milyon 600 bin kamu çalışanı da göz yummamalıdır. Kimse bu konuda bize baskı yapamaz. Bu ülkenin geleceği için mücadele veriyoruz, iş güvencesini kaybetmemek için mücadele veriyoruz. Her yerde ifade ediyoruz. Yetkililere sesleniyorum, eğer böyle bir uygulama söz konusu olursa tepkimiz çok sert olur. Haklarımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Son 50 yılın en iyi toplu sözleşmesi olacak dendi ama son 50 yılın en rezil toplu sözleşmesi yaşandı. Neden? Çünkü ağababalarına güvendiler, nasıl olsa her şeyimize evet dediler buna da evet derler dediler ama olmadı. Sendikacılık dik duruşla olur. Hala bu yaşananlardan ders almadılar. Unutmayın, bunların varlık sebepleri ağababalarıdır. Onlar gidince bunlarda gidecek. Bunlardan sendikacı da olmaz, bunlardan ne köy olur ne kasaba. Bizler tüm imkanlarımızla çalışarak, anlatarak, izah ederek yetkiyi ele almalıyız. Bunu hep birlikte başarabiliriz.” dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk sözlerini, “ İyi ki Türkiye Kamu-Sen var. Kamu çalışanlarının haklarını elinden kimse alamayacak. Baskı yapanlara sesleniyorum. Bu devirlerde geçer. Bugünler de geçer. "O gün geldiğinde halim ne olacak?" diye düşünün insanları, çalışanları ayırmayın” dedi. Genel Başkan İsmail Koncuk, toplantının hayırlı ve uğurlu olmasını dileyerek sözlerini noktaladı.
Türk Ulaşım-Sen Şube Yönetim Kurulları ve Temsilcileri Eğitim ve İstişare toplantısına Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar ve Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Öztekin katıldı.