24 Nisan tarihi Türk Milletinin ve Türk devletinin bekası için iki önemli olayın yıldönümüdür
24 Nisan tarihi Türk Milletinin ve Türk devletinin bekası için iki önemli olayın yıldönümüdür. Bunlardın ilki 24 Nisan 1915’te gerçekleştirilen Ermeni Tehciridir. Şark meselesi çerçevesinde insanlık dışı saldırı ve planlarla yok edilmesi arzulanan Türk Milleti, 20. yüzyılda şanına yakışan bir mücadele vererek istiklâl ve istikbalini kazanmıştır.
Bir yandan Türkü sürgün etmek isteyen İtilaf güçleriyle mücadele eden şanlı ecdadımız diğer yandan da haçlıların kışkırttıkları terör örgütleri ile mücadele vermiştir.
Başta Hınçak ve Taşnak olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin insanlık dışı saldırıları ve katliamları karşısında vatanımızı ve milli varlığımızı korumayı hedefleyerek uygulanan ve bir tedbir olan Ermeni tehcirinin bugün 103. Yıldönümüdür.
Tehciri ne kadar Türk Düşmanı, millet ve şahsiyet varsa soykırımı olarak nitelemesi ve bugün hala daha gündemde tutmaları verilen kararın isabetini anlatmaya yeterlidir.
Egemen ülkeler dün Ermeni terör örgütlerinin katliamları ile elde edemediklerini bugün uluslararası alanda yalan ve iftira kampanyaları ile temin etmeyi arzulamaktadır.
Şu hakikat unutulmasın ki gerek küresel güçlerin gerekse yerli işbirlikçilerinin vatanımıza ve milli varlığımıza yönelik tehdit ve saldırıları dün olduğu gibi bugün de gereken cevapla karşılık bulacaktır.
Bu cevabın yine bir 24 Nisan’da verildiği destan da Çanakkale Kara savaşlarının kazanılması olmuştur. Çanakkale harbinin kara muhaberelerinin 103. yıl dönümde her mevzide ayrı bir destan yazarak tarihe şerh düşen şehitlerimizin ve gazilerimizin manevi hatırasının önünde tazimle eğiliyorum.
Çanakkale’nin geçilemeyeceğini, cihan yıkılsa da Türk’ün yıkılmayacağını dost düşman herkese öğreten aziz milletimiz, bizlere vatan müdafaasında 57. Alay ruhunu miras bırakmıştır.
Milletlerin yaşanmışlıkları yalnızca bir geçmiştir. Bilinç ve şuurla hatırlanan bu geçmiş tarihe dönüşecektir. Bu yönüyle geçmişe milli şuur ile bakıldığı ölçüde tarihten söz edebiliriz. Kıymetli hocamız Erol Güngör “Tarihteki Türkler”in kesintiye uğramadan bu zamana ve geleceğe akıp giden fehimini yansıtmaktadır.
Türk İlim dünyasının genç yaşta kaybettiği büyük değeri olan Prof. Dr. Erol Güngör 35. Yıl önce bir 24 Nisan’da aramızdan ayrılmıştı. Ölümün 35. Yılında rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Türk tarihinden aldığı ilham ve güçle günümüz sorunlarına cevap aramayı kendine dert edinen rahmetli Güngör, Türk aydının yüz akı olarak tarihteki yerini almıştır.
“Yeryüzünde tarihin en büyük, en yüce kurmuş bir milletin kendisinden daha başka örnekler aramaya ihtiyacı yoktur.” veciz ifadesi ile Erol Güngör, mazi-şimdi-ati bağlamında Türk gençliğine düşünce pusulası sunmuştur.
Önder KAHVECİ
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı