Hükümet ile memur konfederasyonları arasında gerçekleşen toplu sözleşme sürecinin pazarlık kısmı sona erdi
Hükümet ile memur konfederasyonları arasında gerçekleşen toplu sözleşme sürecinin pazarlık kısmı sona erdi. Hükümet 2012 yılı için verdiği yüzde 3 +3'lük zam teklifini önce yüzde 3,5+3,5'a, sonrasında yüzde 3,5 artı 4'e çıkardı. 2013 yılı içinse yüzde 2+3 olan teklifini, yüzde 3+3'e çıkardı. Açıklanan rakamlar kamu çalışanlarının tatmin edecek oranların çok altında kaldığı için masadan anlaşma sağlanamadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise nihai tekliflerini sunduklarını bildirerek, sürecin herkese hayırlı olmasını diledi. Uzlaşma olamaması nedeniyle görev Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na geçecek. Kurul, en geç 29 Mayıs'a kadar zam oranlarını belirleyecek
Toplantının ardından basına açıklamada bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, hükümetin verdiği oranların, memur maaşlarına ne oranda yansıyacağını açıklayarak tepki gösterdi:
“Toplu sözleşmeler kamu çalışanları ve emekliler yönünden bir hayal kırıklığı olmuştur. Ocak 2012 tarihinden itibaren en düşük devlet memuru maaşında 39 TL, temmuz 2012’de 58 Tl, ortalama devlet memuru maaşında Ocak 2012 tarihi itibariyle 60 TL, temmuz itibariyle 72 TL, Ocak 2013 itibariyle en düşük devlet memuru maaşında 45 TL, 2013 temmuz ayı itibariyle 46,5 TL, ortalama devlet memuru maaşında Ocak ayından itibaren 57 TL, temmuz 2013 yılından itibaren de 58,5 TL artış sağlayan bir zam teklifiyle karşı karıya kaldık.”
Genel Başkan İsmail Koncuk, masada uzlaşma sağlanmasına rağmen sonradan vazgeçilen hususları da açıkladı:
“Sayın bakanımızın ilk ifadesine göre, nihai teklifleri olduğunu anlıyoruz. İlk defa toplu sözleşme masasında tamam denilen hususlar, bakanın sıcak baktığını söylediği konular bugün soğumuş olarak karşımıza çıktı. Toplu sözleşme ikramiyesi sıcak bakılıyordu, şimdi yok. Aile yardımına sıcak bakılıyordu, şimdi yok. Sözleşmeli personelin kadroya alınacağı şeklinde konuşulmuştu ama bu da yok. 2012’den sonra başlayan devlet memurlarına bir derece verilecekti, bu da yok. Cuma gününden bu yana daha geriye giden tekliflerle karşı karşıya kaldık. Böyle bir anlayış olmaz. Kamu İşveren kurul masada verilen sözlerin altında kalmıştır”
Ek ödeme almayan kamu çalışanlarının umutla beklediğini ancak olumlu bir sonuç alınmadığını belirten Koncuk, 23 mayıs 2012’de “iş bırakma” eylemi yapacaklarını söyledi:
“666 sayılı kanun hükmünde kararname ile öğretmenleri ve akademisyenleri, din görevlisini, hekim dışı sağlık çalışanını, KİT çalışanını, maliye çalışanlarını, polisi subayı astsubayı yok sayan bir anlayış vardı. 2 milyon 100 bin kamu çalışanını yok sayan anlayış vardı. Bunun toplu sözleşme masasında düzeltileceğini ümit ettik. Kapalı kapılar ardında yapılan düzenlemelerin kamu çalışanlarına ıstırap verdiğini biliyoruz. Ama toplu sözleşme masasında 700 bin öğretmen hesaba kitaba alınmadı. Öğretmenlerimiz genel müdürün, müsteşarın geleceği adına feda edilmiştir. Akademisyenlerimiz, sağlık çalışanları, maliye çalışanları feda edilmiştir. Yıllardır bütçe disiplini ardına saklanan hükümet anlayışını reddettik kamu çalışanlarına, emeklilere üç kuruşluk zammı verdiğimiz zaman Türkiye Yunanistan’a döner gibi akıl almaz gerekçelerin ardına sınılıyor. Toplu sözleşmede insanlar dini vecibelerini yerine getiremiyorlar, bir kurban kesemiyorlar. 886,5 TL bir defaya mahsus olmak üzere ikramiye ödenmesini istedik. Çok görüldü, değerlendirmeye bile alınmadı, tartışılmadı bile.
Dolaysıyla kamu çalışanlarına sokaklar işaret edilmiştir. Kamu çalışanları 23 Mayıs 2012 de Türkiye genelinde iş bırakma eylemi yapacaktır. Öğretmenlerimiz ders vermeyecek, sağlık çalışanları hizmet üretmeyecek., trenler çalışmayacak, uçaklar uçmayacak. Kamu çalışanları bir gün boyunca iş üretmeyecek. Hizmet üretmeyecek. Vatandaşlarımızdan özür diliyoruz ama iktidar sessiz kaldığımız sürece anlaşılıyor ki bundan sonraki yıllarda da kamu çalışanlarının emeklilerin sosyal haklarına ekonomik haklarına hep kör bakacak. Bu anlayışın değişmesi lazım. kamu çalışanlarının iradesiyle bu anlayışın değişmesi lazım. Herkes çıksın meydana, anayasadan kaynaklanan demokratik hakkını iş bırakma olarak kullansın. Kimse kamu çalışanlarının tehdit etmesin, iş bırakan kamu çalışanlarına kimse ceza veremeyecektir. Uluslar arası sözleşmelerden doğan hakkımızı kullanmaya kimse engel olamayacaktır.”
GENEL BAŞKANIN KONUŞMASI İÇİN TIKLAYINIZ