Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Cnn Türk’ün canlı yayınına katılarak dershane yasa tasarısını değerlendirdi
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Cnn Türk’ün canlı yayınına katılarak dershane yasa tasarısını değerlendirdi.
Yasa tasarısında yer alan 4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların, bu görevlerinin ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın’ sona erecek olması ile ilgili önemli açıklamalar yapan Genel Başkan Koncuk şunları söyledi: “Bunu sadece MEB le sınırlı düşünmemek lazım. Diğer kurumlarda yaşananları da göz önüne aldığımızda AKP iktidarının kendi devletini kurduğunu söyleyebiliriz. Bu bir tasfiye sürecidir. Bu kanun tasarısı ile iktidar; ‘Benim onayım olmayan, benim gibi düşünmeyen okul yöneticilerine Onları 4 yılda bir değiştireceğim. Okul müdür ve yardımcılarını değiştirmeye Valiler yetkili olacak. Kimse iktidarımı tehdit edemeyecek’ demektedir. Yapılan hiçbir şekilde hukuki değildir.
4 yılını dolduran okul müdürlerinin, müdür başyardımcılarının ve müdür yardımcılarının görevden alınması, bu insanların sosyal statülerinin de ellerinden alınması anlamına gelecektir. Okul yöneticilerini bir kanunla, bir kalemde öğretmenlik mesleğine geri döndürüleceklerdir. Üstelik bu, her 4 yılda bir yapılacaktır. Okul yöneticilerinin görevlerini uzatma ya da uzatmama yetkisi tamamen İl Valiliklerine bırakılmaktadır. Şu anda 100 binin üzerinde okul müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı 2013-2014 eğitim-yılının sonunda görevlerini bırakmak zorunda kalacaktır.
Ben, iktidarın bu kadar saçmalık yapabileceğini düşünememiştim. Bunu yargının kabul etmesi mümkün değildir. İktidar olmanız, insanların yıllar içinde elde ettiği sosyal statüleri ellerinden alma hakkını size vermez. Böyle uygulamalar, ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde görülür. Türkiye Cumhuriyeti gibi demokratik bir ülkede, isterseniz 550 milletvekiline sahip olun, kafanıza göre insanların görevlerine son veremezsiniz. Bu konuda Türk Eğitim-Sen olarak her türlü tepkiyi göstereceğiz; her türlü eylemi meşru göreceğiz.”
MEB’de yaşanan fişlemeleri de hatırlatan Genel Başkan Koncuk, tüm idarecilerin ve öğretmenlerin fişlendiğini tahmin ettiğini söyleyerek, “Paralel devlet iddiaları ile birlikte değerlendirdiğimizde paralel devletin mensubu olarak görülen cemaat mensuplarının da tasfiyesi söz konusu ama sadece onları tasfiye etmiyorlar; herkesi, sosyal demokratları, milliyetçileri tasfiye ediyorlar, hatta AKP iktidarına oy vermiş olanları bile hizaya getirmeye çalışıyorlar. Okul yöneticileri tamamen idarenin kontrolünde olmak zorunda kalacak. Okul yöneticileri istediği gibi okul yönetemeyecek, hiçbir şeye itiraz edemeyecek. Bu uygulama hukuk devletinde yapılacak bir uygulama değildir; insan haklarına ve kazanılmış haklar ilkesine tamamen aykırıdır. Bu tasarı yasalaşırsa, mutlaka muhalefet partileri tarafından Anayasa Mahkemesine götürülecektir. Biz de hukuki mücadelemizi yapacağız; elimizden gelen gayreti göstererek, bu maddenin iptal edilmesini sağlamaya çalışacağız” diye konuştu.
İl Milli Eğitim Müdürleri ve Valilerin herhangi bir kişiyi okul müdürü, okul müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı yapabileceğini de kaydeden Koncuk, “Herhangi bir kriter, kıstas söz konusu değil. Eğer böyle bir kanun maddesi hayata geçerse okulların hafızası da silinecek. Kurum kültürü o okulun çalışanları ile oluşur. Dolayısıyla böyle anlamsız bir kanun teklifinin yasalaşması, okullardaki kurum kültürünü de ortadan kaldıracaktır. Ayrıca liyakat, kabiliyet sahibi olmayan, beceriksiz, başarısız insanlar sırf siyasi iktidarın yandaşı olması nedeniyle okul yöneticisi olabilecektir. Türk milli eğitimi ciddi problemlerle mücadele etmektedir. Eğer biz okullarımızı kabiliyetsiz insanlarla yönetmeye kalkarsak bu sorunlar katlanarak artacaktır” dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşar hariç tüm üst düzey yönetiminin değişmesini de değerlendirerek şöyle konuştu: “Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer zamanında Teşkilat Kanunu değişmiş ve merkez teşkilatında görev yapan tüm üst yöneticiler müşavir kadrolarına atanmıştı. Bundan iki yıl sonra MEB Teşkilat Kanunu yeniden değişecek ve yine AKP iktidarının atadığı isimler bu kez müşavir kadrolarına atanacaktır. Bunu anlamak zor. Aynı iktidarın atadığı insanların yine aynı iktidar tarafından defalarca değiştirilmesi anlamsız bir uygulamadır. Ömer Dinçer tarafından yapılan değişiklikle 600 üst düzey bürokrat havuza atılmıştı. Yani şu anda 600 kişi boş oturarak maaş almaktadır. Bu uygulamadan sonra da 100-200 civarında üst düzey bürokrat daha boş havuza atılacaktır. Tüm bunların Yusuf Tekin’in müsteşar olmasından sonra gerçekleştiğini biliyorum. Yusuf Tekin ile birlikte MEB alt üst oldu. Müsteşar Yusuf Tekin, ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla sistem ihdas etmektedir. Bunu Bakan Nabi Avcı’ya rağmen yapmaktadır.”
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın yetkilerinin sınırlandırılması ile ilgili de açıklamalar yapan Koncuk, “TTK’nın yetkilerinin sınırlandırılması ile tek adam yönetimi arzusu öne çıkmaktadır Bu, TTK’nın tasfiye edilmesi anlamına gelmektedir. Ne yazık ki MEB, demokratik olmaktan adım adım uzaklaşmaktadır.”
GENEL BAŞKANIN AÇIKLAMASI İÇİN TIKLAYINIZ.