İktidara geldikleri günden beri, memurun iş güvencesini ortadan kaldırarak, güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamaya çalışan siyasi iktidar, 12 yıllık iktidarları döneminde sürekli işçi-memur ayrımının kaldırılması gerektiğini dile getirerek türlü söylemlerle kazanılmış hakları yok etmeyi, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmayı amaçlamaktadır
İktidara geldikleri günden beri, memurun iş güvencesini ortadan kaldırarak, güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamaya çalışan siyasi iktidar, 12 yıllık iktidarları döneminde sürekli işçi-memur ayrımının kaldırılması gerektiğini dile getirerek türlü söylemlerle kazanılmış hakları yok etmeyi, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmayı amaçlamaktadır.
Yıllardan beri, memurların iş güvencesine karşı hazırlanan oyun, ısıtılıp ısıtılıp toplum gündemine sunulmaktadır. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜMSİAD Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bir kez daha işçi, memur ayrımını kaldıracaklarını ifade etmiş, yeni anayasayla birlikte çalışan kavramının geleceğini belirtmiştir.
Bütün bu girişimlerin altında yatan gerekçe memurlarının iş güvencesinin kaldırılması, bu yolla her memurun diledikleri gibi işten çıkarılmasının önünün açılması, memurlar üzerinde iş güvencesi aracılığıyla baskı oluşturularak yandaş bir kamu görevlisi oluşturulması ve devlet memurluğundan Hükümet memurluğuna geçilmesinin sağlanması amacı yatmaktadır.
Geçmişi hatırlayacak olursak Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakanlığı döneminde de defalarca işçi-memur ayrımını kaldıracaklarını ifade etmiş ve gündeme taşıma gayreti içine girmişti.
İşte siyasi iktidarın 12 yıllık dönemde iş güvencesine yönelik yaptığı hazırlıklar ve Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde dile getirdiği söylemlerden oluşan ve o dönem basına yansıyan haberlerden bazıları;
15 Nisan 2003- Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devletin yeniden yapılandırılmasını görüşmek üzere bugün olağanüstü toplandı. Tek maddelik gündemle toplanacak Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Prof. Dr. Ömer Dinçer ile AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin'in üzerinde çalıştığı ve birçok radikal değişiklik içeren proje tartışmaya açılacak.
3 Nisan 2005- Devlette işçi-memur ayrımı kalkıyor
Hükümet, kamu çalışanları arasındaki işçi ve memur ayrımını kaldırmaya hazırlanıyor. Bakanlar Kurulu'na sunulan projeye göre devlette sayıları 3 milyonu bulan memur ve işçiler kamu personeli' adıyla anılacak. Kamu personelinin statü ve ücret durumları da aldıkları eğitim ve yaptıkları işe göre yeniden tanımlanacak.
20 Haziran 2006 -Sosyal güvenlikte radikal değişikliklere gidiliyor. Sistemin kurumsal yapısını değiştiren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile uygulama kanunlarında birliğin sağlanması için gereken 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Resmi Gazete'de yayımlandı.
Memur, esnaf, işçi, bankacı, çiftçi ve amele aynı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olacak. Kişiler arasındaki farklılık ve ayrımlar gideriliyor.
13 Ağustos 2008– (Erdoğan Memur-Sen’in ziyaretinde işçi-memur ayrımının kaldırılacağını söylüyor…)
Hükümet ile memur sendikaları arasında zam pazarlığı devam ederken, Başbakan Tayyip Erdoğan'dan önemli bir açıklama geldi.
Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu ve beraberindeki heyeti kabulünde değerlendirmeler yapan Erdoğan, kamuda işçi-memur ayrımının kaldırılması gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Artık kamuda, işçi-memur ayrımının kaldırılması lazım. Buna itiraz eden olmaz herhalde.Kamu sendikalarını birleştirelim, ayrım olmamalı. Ben bu kadar batı ülkelerini gezdim, mevzuatlarını incelettim. Hiçbir ülkede böyle bir ayrım yok. İşçi sendikaları ile memur sendikaları ayrı değil.
23 Ağustos 2010 - Erdoğan "İşçi-işveren kavramını bir kenara bırakıp yol arkadaşı anlayışıyla çalışmaya edeceğiz"
Siyaset Meydanı programına çıkan Başbakan Erdoğan, işçi-memur ayrımını kaldırmaya hazırlandıklarını, birkaç yasa değişikliği ile bunun gerçekleşebileceğini, altyapı çalışmalarını tamamladıklarını, hatta bazı sendika liderleriyle de bu mesele üzerinde konuştuklarını ilan etti.
26 Eylül 2013- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda düzenlenen 10. Çalışma Meclisi Toplantısı'nda bir konuşma yaptı. Erdoğan, "Acaba biz işçi-memur ayrımını ne zaman ortadan kaldıracağız.Batı, bunu büyük ölçüde halletti. Türkiye'nin de bunu halletmesi gereğine inanıyorum. Gelin oturalım bunu hep birlikte çalışanlar başlığı altında toparlayalım"
26 Aralık 2013- Başbakan Erdoğan Pakistan'dan dönerken 17 – 25 Aralık operasyonlarının ardından yaşanan görevden almaya dönük sorular üzerine,657'deki iş güvencesine değindi.“Devlet içinde çeteleşmeden söz ediyorsunuz. Ama o zaman da şöyle itirazlar söz konusu oluyor: "Eğer bir çete varsa bunun karşılığı o kişileri bir masadan kaldırıp öteki masaya oturtmak değildir. Çete değillerse de çete demek yanlıştır." Bu itiraza ne dersiniz?
Mevcut 657 Sayılı Kanun ile bunu yapamazsınız. Bir anonim şirkette güvenini istismar edeni; ihbarını, kıdemini verip kapının önüne koyarsın. Ama devlette olmuyor. 657 Sayılı Kanun engelliyor. Zaten o yüzden hep devlete kapağı atmak istiyorlar. Devlet kapısına kapağı atan kendini güvende hissediyor. Emekliliğe kadar işi garanti çünkü. Yaşanan gelişmeler bize ufuk açıyor. Anayasal ve yasal değişiklikler gerekiyor. Bu da kolay iş değil.
13 Mayıs 2014- Başbakan Erdoğan “İşçi-memur ayrımı artık kalkmalıdır.”Ankara’da Sağlık-Sen toplantısında sağlık çalışanlarına seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hiçbir ülkede işçi memur ayrımının olmadığını bu durumunda Türkiye’de de kalması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, “Dünyanın hiç bir ülkesinde işçi memur ayrımı bir şey kalmadı, sadece Türkiye’de var bu. Bizim bunu kaldırmamız lazım.
1 Şubat 2015 - (Tümsiad Genel Kurulu) "Siz bir taraftan alıyorsunuz yargı bir taraftan geri iade ediyor, siz alıyorsunuz onlar iade ediyor. Böyle devlet idare edilir mi?” “İki şeyiniz vardır. İhbar tazminatını ödersiniz, kıdem tazminatını ödersiniz. Memnun değilsiniz kapıya koyarsınız. Öyle mi? İlanihaye çalıştırmaya mecbur musunuz? Bu yeni anayasa ile birlikte memur işçi ayrımını da ortadan kaldırmak lazım. Aynen gelişmiş ülkelerdeki gibi çalışanlar sistemini getirmek suretiyle bu işi ilerletmek lazım.”
KONCUK: KAMU ÇALIŞANLARI HAK VE ÇIKARLARINI SAVUNANLARLA YÜRÜMELİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belli aralıklarla dile getirdiği ve memurların iş güvencesini tehdit eden bu söylemlerini değerlendiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak geçtiğimiz günlerde yine ifade ettiğimiz gibi, yıllardır her ne ad altında olursa olsun tüm çalışanların iş güvencesine kavuşturulması için mücadele etmekteyiz. Ancak kamuoyuna yansıyan açıklamalardan siyasi iktidarın, kamu kesiminde memurluk güvencesini yok etmeye, tek tip istihdam modeli diyerek memurları çalışan adıyla özel sektör işçileriyle aynı potada eritmeye ve iş güvencesini kaldırmaya çalıştığı görülmektedir.
Türkiye Kamu-Sen olarak, devletin yönetim şeklinin de değiştirilmesini içeren bir değişikliğin ilk belirtileri olarak gördüğümüz memurluk güvencesinin kaldırılması ve işçi ve memurların çalışan olarak aynı statüde değerlendirilmesi yolundaki girişimlere en şiddetli tepkiyi vereceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Bu bakımdan memurlarımız sahip oldukları hakların ellerinden alınması noktasında son derece uyanık olmalı, iş güvencelerinin gasp edileceğini yüzlerine söyleyen yetkililer karşısında sus pus olanlara değil, hak ve çıkarlarını gerçek anlamda koruyan sendikalara daha fazla destek vermelidirler.
Bir kez daha yarınlara daha güvenle bakabilmek, ülkemizin geleceğine ışık tutmak ve kamu görevlilerimizin haklarının gasp edilmesi değil geliştirilmesi için tüm memurlarımızı Konfederasyonumuz çatısı altında mücadeleye davet ediyor, iş güvencelerine sahip çıkmaları noktasında hayati bir uyarıda bulunuyorum.” dedi.
İsmail KONCUK
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANI