Konfederasyonumuza bağlı Türk Eğitim-Sen'in, Genel Merkezi tarafından “Cesur Yüreklerle, Onurlu Geçmiş, Umutlu Gelecek” temasıyla 30 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Eğitim ve İstişare Toplantısı başladı" />
Konfederasyonumuza bağlı Türk Eğitim-Sen'in, Genel Merkezi tarafından “Cesur Yüreklerle, Onurlu Geçmiş, Umutlu Gelecek” temasıyla 30 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Eğitim ve İstişare Toplantısı başladı
Konfederasyonumuza bağlı Türk Eğitim-Sen'in, Genel Merkezi tarafından “Cesur Yüreklerle, Onurlu Geçmiş, Umutlu Gelecek” temasıyla 30 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Eğitim ve İstişare Toplantısı başladı. Antalya’da yapılan toplantıya Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Merkez Yöneticileri, şube başkanları ve şube yönetim kurulu üyeleri, İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, İlksan Yönetim Kurulu Üyeleri, İlksan Denetleme Kurulu Üyesi İsa Barış, Azerbaycan Eski Bakanı ve halk şairi Sabir Rüstemhanlı ile Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı, Bakan Yardımcısı Tenzile Rüstemhanlı katıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan İsmail Koncuk şube genel kurullarımızın birlik ve beraberlik içinde tamamlandığını söyleyerek, hayırlı olsun temennisinde bulundu. Tüm şube başkanlarımızı ve şube yönetim kurulu üyelerimizi de tebrik eden Genel Başkan Koncuk, yeni seçilen şube başkanlarımızı da teker teker tanıttı.
Şube genel kurullarımızın hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor, görevlerine yeni seçilen şube başkanlarımızı ve şube yönetim kurulu üyelerimizi yürekten kutluyorum.
Koncuk konuşmasında şunları söyledi: “Şubelerimizin genel kurullarını Allah’a hamdolsun tamamladık. Bu son genel kurul, daha önceki genel kurullarla mukayese edildiğinde en fazla şube başkanının değiştiği genel kurul oldu. Bir kısım şube başkanımız emekli olduğu için aday olmadılar, bir kısım şube başkanımız aday olmadı, bir kısmı da yapılan demokratik seçimler sonucunda görevlerini yeni şube başkanlarımıza bıraktı. Şube genel kurullarımızın hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor, görevlerine yeni seçilen şube başkanlarımızı ve şube yönetim kurulu üyelerimizi yürekten kutluyorum. Yıllarca bu teşkilatta önemli faaliyetlere imza atan, canını dişine takarak çalışan, en zor zamanlarımızda camiamıza, davamıza hizmet eden tüm kardeşlerimize de saygılarımı sunuyorum.”
Demokrasinin olmadığı, insana saygıyı hiçe sayan kurumların geleceği olmaz. Dolayısıyla demokrasiyi savunacağız, asla demokrasiden vazgeçmeyeceğiz.
Genel kurulların zor süreçler olduğuna dikkat çeken Koncuk, “Netice itibariyle 200 binin üzerinde üyesi olan bir sendikanın şube genel kurullarını yapıyoruz. Her birimiz hata yapabiliriz ama mesele tekrar kucaklaşmayı başarabilmektir. Demokrasiyi tüm hücrelerimizde hissetmek zorundayız. Demokrasinin olmadığı, insana saygıyı hiçe sayan kurumların geleceği olmaz. Dolayısıyla demokrasiyi savunacağız, asla demokrasiden vazgeçmeyeceğiz. Diktatörce meselelere yaklaşırsak sonuç alamayız. Bu minvalde seçimlerin hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
Türk milleti ve Türkiye sevdasıyla yoğrulmuş insanların oluşturduğu bir yapıyız. Derdimiz milletimizdir, ülkemizin geleceğidir.
Türkiye Kamu-Sen’in ve Türk Eğitim-Sen’in büyük bir camia olduğunu, Türkiye sevdalısı insanlardan oluştuğunu ifade eden Koncuk, “Bizim hamurumuz aynı değerlerle yoğruldu, genetik kodlarımız aynı. Bu nedenle aynı şeyleri bir araya gelmeden söyleyebiliyoruz” dedi. Genel Başkan şunları kaydetti: “Türk milleti ve Türkiye sevdasıyla yoğrulmuş insanların oluşturduğu bir yapıyız. Derdimiz milletimizdir, ülkemizin geleceğidir. Bu ülkeye, milletimize sevdalı bir demokratik kitle örgütü olarak sendikacılığı en iyi şekilde yaptığımızı tüm Türkiye’ye göstermek durumundayız. Nitekim bunu da başardık. Gerek Türkiye Kamu-Sen gerek Türk Eğitim-Sen olarak yüzümüzü yere eğecek bir hatamız asla olmadı. Tüm şube başkanlarımız, şube yönetim kurulu üyelerimiz gittikleri yerlerde aynı duyguları ifade ettiler. Senkronize bir yapıdan söz ediyorum. Vurunca farklı sesler çıkaran bir yapıdan söz etmiyorum. Senkronize, olaylar karşısında ne yapması gerektiğini bilen, bir araya gelmeden düşünebilen, tereddüt göstermeden olaylara tavır ortaya koyan bir yapıdan bahsediyorum. Bizim hamurumuz aynı değerlerle yoğruldu, genetik kodlarımız aynı. Bu nedenle aynı şeyleri bir araya gelmeden söyleyebiliyoruz.”
100 bin, 200 bin, 500 bin üyeniz olursa o kadar muhatap alınırsınız. Bu nedenle teşkilatımızı daha güçlü kılmak zorundayız.
Genel Başkan teşkilatımızın daha etkili ve dinamik olmasında üye sayısının önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti: “Bir insan bir göreve talip olduğu zaman ‘Ben bu işi iyi yaparım, bu işi başarırım’ şeklinde mesaj vermektedir. Bu mesaj aynı zamanda bir taahhüttür. Dolayısıyla hem genel merkezimiz hem şube başkanlarımız üstlenilen bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmelidir. Bu görev çok şükür hakkıyla yerine getiriliyor. Öte yandan bu teşkilatı daha iyiye götürmek, daha dinamik, daha güçlü, daha etkili kılmak üye sayısının artması ile mümkündür. 20 bin üyeniz olursa, o üye sayısı kadar muhatap alınırsınız. 100 bin, 200 bin, 500 bin üyeniz olursa, o üye sayısı kadar muhatap alınırsınız. Bu nedenle teşkilatımızı daha güçlü kılmak zorundayız. Şube genel kurullarımızı bitirdik. Şubat ayında Genel Merkezimizin genel kurulunu yapacağız. Bundan sonra hep alanlarda olacağız. Dolayısıyla teşkilatımızı bir adım ileriye nasıl götürebileceğimizin hesabını yapmalıyız..”
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in sıfatı da dik ve adam gibi sendikadır, yiğit duruşlu sendikadır, sözünü her ortamda esirgemeden söyleyen, milletimizin geleceği adına kaygılanan ve bu kaygılarını da en net bir şekilde ortaya koyan sendikadır.
“Türkiye’de sendikacılığı hakkı ile yerine getiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’den başka bir sendika piyasada yoktur. Bunu herkes böyle bilsin. Bu bir iddia değildir, bu bir gerçektir” diyen Koncuk, herkesin hayatı boyunca yaptıklarıyla anılacağını söyledi. Genel Başkan, “Mesela bir adama; ‘Korkaktır, kalleştir, güvenilmez. Ağzından başka bir laf çıkar, yaptığı başkadır’ derler. Ya da bir başkasına ‘Ne kadar yiğit, cesur, dürüst insan’ derler. Dolayısıyla insanlar hayatı boyunca yaptıklarıyla, ortaya koyduğu değerlerle isimlerinin başına bir sıfat alırlar. Tıpkı Dede Korkut Hikâyelerinde olduğu gibi.
Sadece insanların değil, kuruluşların da sıfatları vardır. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in sıfatı da dik ve adam gibi sendikadır, yiğit duruşlu sendikadır, sözünü her ortamda esirgemeden söyleyen, milletimizin geleceği adına kaygılanan ve bu kaygılarını da en net bir şekilde ortaya koyan sendikadır. Kime sorarsanız, -ister dostumuz, ister düşmanımız olsun- Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’i böyle tanımlayacaktır. Kimse bize kalleş, namert bizi sattı diyemez, adam değilsiniz diyemez, herkes ‘adamın dibisiniz’ der. Dolayısıyla bu teşkilatın, bu davanın, yılmaz bekçiliğini yapan bütün üyelerimizi ve sizleri saygı, sevgi ile selamlıyorum. Allah bin kere razı olsun” diye konuştu.
Bu teşkilat hakkı tutup kaldırmak iddiasından asla vazgeçmeyecektir.
Genel Başkan malum sendikanın toplumda nasıl anıldığını da anlatarak, şöyle konuştu: “Onların nasıl anıldıkları belli. Yandaş deseniz tutar, yalaka deseniz gider. Yalancı, üçkağıtçı deseniz uyar. Aklınıza gelen ne kadar kötü sıfat varsa, bunlara iteleseniz tutar. Bunların bünyesi bu sıfatları kabul eder.
Her zaman ifade ettim: Bizim duruşumuz olmalıdır. Olaylara bakışımız olmalıdır. Her kurumun insan gibi ahlakı olmalıdır. Genel Başkan olduğumdan günden bugüne bu çizgiyi daha da kalınlaştırmaya, derinleştirmeye gayret ettim. Ne diyoruz;
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Bu ülkeye bizim gibi sivil toplum örgütleri lazım. Hakkı tutup kaldırmak iddiasından bu teşkilat asla vazgeçmeyecektir.
Değerli arkadaşlarım; her zaman büyük iddialarınız, hedefleriniz olsun. Asla hedeflerinizden vazgeçmeyin. Hiçbir şey adına vazgeçmeyin. Şantaja, tehdide, korkuya asla boyun eğmeyin. Önümüzde iki yol var. Biri yaşamak, diğeri ölmektir. Adam gibi yaşayamayacaksak delikanlı gibi ölünür. O kadar basit. Bu nedenle savunduğunuz değerlerden asla vazgeçmemelisiniz.”
Bugün kamuyu kokutanlar ve kirletenler bellidir. Biz bu yapı içerisinde ne kadar insanı yanımıza çekersek, ülkemizin ve milletimizin geleceği adına bir insan kazanmış olacağız.
Kamuyu kirletenlerin belli olduğunu söyleyen Koncuk, bu noktada Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in üye sayısını artırmasının önemine dikkat çekti. “Allah herkesin yolunu açık etsin. Alanlarda olun” diyen Koncuk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün kamuyu kokutanlar ve kirletenler bellidir. Biz bu yapı içerisinde ne kadar insanı yanımıza çekersek, ülkemizin ve milletimizin geleceği adına bir insan kazanmış olacağız. Üye sayımızın artırmanın yanında adam kazanacağız. 1 iken, 10, 10 iken 100 olacağız, 100 binler, milyonlar olacağız. Evlatlarımızın, milletimizin, torunlarımızın geleceği adına bunları göze almak zorundayız. Günü yaşamak nefsimize hoş gelebilir. 10 yıl, 20 yıl sonrasını hedeflemeyen hiçbir kitle ülkemiz ve milletimiz adına sağlam bir duruş gösteremez. Bu nedenle hedeflerimiz olacak.”
Çözüm sürecinin akil adamı olmadık. İhanet sürecinin ortağı hiçbir zaman olmadık. Bizim karın ağrımız yok. Fetöcülerle kucak kucağa, koyun koyuna yatmadık.
Genel Başkan Koncuk, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in dün ne söylediyse bugün de aynı şeyleri söylediğini belirterek, her olay karşısında dik duruş sergilediklerini belirtti. Koncuk şunları kaydetti: “Allah’a şükürler olsun geçmişimizde utanacağımız hiçbir şey olmadı. Her olay karşısında bir duruş sergiledik. Dün doğru dediğimize, bugün yanlış demedik. İyi düşündük, taşındık. Bu milletin ali geleceği adına doğru neyse onu ifade ettik. Çözüm sürecinin akil adamı olmadık. İhanet sürecinin ortağı hiçbir zaman olmadık. Bizim karın ağrımız yok. Fetöcülerle kucak kucağa, koyun koyuna yatmadık. Allah’a şükürler olsun bu ihanet şebekesi ile yolumuz dahi kesişmedi. Allah davası güden kişilerin böyle bütün devlet kurumlarını ele geçirmek iddiası ne menem bir şeydir diye hep şüpheyle olaylara baktık. Fetöcülerin devleti ele geçirmek adına bir gayret içinde olduğunu biz çok önceden gördük. Bu tehlikeyi de her platformda ifade ettik. Bugün insan hakkı ihlallerine de biz cesaretle dile getiriyoruz. Her fırsatta bu yöntemin doğru olmadığını anlatıyoruz. Tüm bunları yine ülkemizin geleceği adına ifade ediyoruz.”
Genel Başkan’ın konuşmasının ardından Sabir Rüstemhanlı ile söyleşi ve kitap imza töreni yapıldı.
Toplantının ikinci gününde ise Ayhan Korkmaz’ın “Sükuttan Söze” sunumu gerçekleştirildi. Toplantının öğleden sonraki bölümünde ise şube başkanları, şube sekreterleri, mali sekreterler, teşkilatlandırma sekreterleri, eğitim ve sosyal işler sekreterleri, mevzuat sekreterleri, dış ilişkiler ve basın sekreterleri ayrı ayrı toplantı gerçekleştiriyor.