Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, konfederasyonumuza bağlı Türk Enerji-Sen’in Ankara 2 ve 3 no’lu şubelerinin düzenlediği iftar yemeğine katıldı
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, konfederasyonumuza bağlı Türk Enerji-Sen’in Ankara 2 ve 3 no’lu şubelerinin düzenlediği iftar yemeğine katıldı. Davete Genel Başkanımızın yanı sıra, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ömer Bayrak, TKİ bürokratları, TÜRKAV Başkanı İbrahim Vatansever, sendikalarımızın Genel Merkez Yöneticileri, Şube Başkanlarımız ve çok sayıda davetli katıldı.
KONCUK: TÜRKİYE NORMALLEŞMEK ZORUNDADIR, KAMUDA HUZUR KALMAMIŞTIR
Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer’in konuşmasının ardından kürsüye gelen Genel Başkanımız İsmail Koncuk, konuşmasına, şehitlerimizi anarak başladı. Koncuk, “Şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Terör yine tırmanışa geçti ne yazık ki, Türkiye Kamu-Sen olarak terörle mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Bu mücadelede hükümetimizin, devletimizin alacağı her kararın, amasız, lakinsiz arkasındayız. Şehitlerimizi bu vesile ile rahmet ve minnetle yad ediyorum. Onları unutmamalıyız. Onları sözle hatırlamak bir şey ifade etmez, geride bıraktıkları ana, baba, evlatlarına, eşlerine sahip çıkmalıyız. Evlatlarını baş tacı etmeliyiz acılarını hatıralarını ancak böyle paylaşabiliriz. Bizim en tebaruz etmiş özelliğimiz milli bir sivil toplum kuruluşu olmamızdır. Ülkenin geleceğini düşünen, milli birlik ve beraberliği huzuru ve mutluluğunu, sendikal mücadelenin merkezine koymuş bir konfederasyonuz. Sendikal mücadele demokrasi ile beraberi büyüyen bir mücadeledir. Bir anlamda, ne kadar demokrasi o kadar hak, ne kadar hukuk ve adalet, o kadar sendikal hak demektir. Bunları elde etmek içinde mücadele lazım, yanlışlara teslim olmamalıyız. Evlatlarımızın geleceği için, bu ülkenin huzuru için, siyasi angajmanlardan önce bu coğrafya da yaşayan, etnik kökeni, ideolojisi ne olursa olsun vatan haini olmamak şartıyla herkesi kucaklamanın önemine inanan bir konfederasyonuz. Bu coğrafyadan besleniyoruz, bizim değerlerimiz bu milletin asırlardır inandığı milli ve manevi değerlerdir. Bizi biz yapan değerlerdir. Bu değerler etrafında bir yumruk gibi olmak zorundayız.
Türkiye normalleşmek zorundadır. Kamuda huzur kalmamıştır. Bunu sağlamak hepimizin boynunun borcudur. Siyasi anlayış fark etmez, bugün bize huzur veren ama yanlış olan bir değerlendirme yarın başımıza çorap örer, roller değişir mutsuzlar grubu değişir. Mesele hepimizin mutlu ve huzurlu olmasıdır. Bu temin edilmeli. Sağlam bir ülke demokrasi temelinde, hukuk temelinde bir ülke meydana getirmek zorundayız. Adalet, hak, hukuk olmadan huzuru bulabilmek mümkün değildir. Mutlu gibi görünenler dahi mutlu olamaz.
Neden biliyor musunuz? Çünkü tepemizdeki çatı ortak. Bir takım imkanları olanlar da bu çatının altında mutsuzlar da bu çatının altında. O nedenle bu çatı çökerse mutlu görünenler, imkanları olanlarda aynı çatının altında hep birlikte kalırız. O nedenle temel doğruları, adaleti ve hakkı savunacağız.
İstiklal şairimiz Mehmet Akif;
“Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!” diyor. Aslında yüce dinimizin emri budur. Hakkı tutup kaldırmak. Müslümanlığın temel şartı da budur.
Hadisi Şerifte Peygamberimiz buyuruyor "Bir haksızlık gördüğünüzde önce elinizle, gücünüz yetmiyorsa dilinizle engel olmaya çalışın, o da olmuyorsa kalbinizle (içinizden) buğzedin , bu imanın en zayıf noktasıdır…"
Müslüman olmanın temel şartları var ama bunların dışında hakkı tutup kaldırmamız gerekir. Türkiye Kamu-Sen hak mücadelesinin öncüsüdür. Bu konfederasyonda olanlar neden burada olduğunu bilenlerdir. Mücadele veren insanlardır. Geldiğimiz yer belli gideceğimiz yol bellidir” dedi.
KONCUK: BU MİLLETİN HER BİR FERDİ EN GÜZEL ŞEKİLDE YAŞAMA HAKKINA SAHİPTİR
Yaklaşan toplu sözleşme dönemini de değerlendiren Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “Ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarının hakları için Türkiye Kamu-Sen olarak var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi. Koncuk, “Ağustos’ta toplu sözleşme var. Masada mücadelemizi vereceğiz. Ekonomik büyümeden pay istiyoruz. Birinci çeyrekte yüzde 5 büyüme var, o halde payımızı verin. Oransal zamlar kamu çalışanlarının refahını artırmadı. Alım gücünü reel olarak yükseltmedi. Sayın Başbakan ve Maliye Bakanı, “Memurları enflasyona ezdirmedik” diyorlar. Enflasyon kadar zam “Sıfır zam” demektir. Nasıl bir zam politikası güdülmeli? Her yıl refah payı uygulaması getirilmeli, ekonomik büyüme yüzde beş mi? Yüzde ikisini çalışan kesime vereceksiniz ki, alım gücümüz artsın. “Elli yıl önceye göre iyiyiz” diyorlar. O zamanlar televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, insanların altında arabası yoktu. Bugün hepsine ihtiyaç var. İhtiyaç çeşitliliği her geçen gün artmaktadır. Bu milletin her ferdi en güzel şekilde yaşama hakkına sahiptir. Şükredeceğiz elbette ama hakkımızı da talep edeceğiz. Hakkımız olan peşkeş çekilirken, birileri malı götürürken kimse bizi keriz yerine koymasın. Bu toplu sözleşme de hakkımızı yine arayacağız.
Adına yetkili sendika denilen, dünya sendikacılık literatürü ile yaptıkları çelişen bu sendikadan endişelerim var. Sendikal mücadelenin gerekleri bellidir. Eğer bir yarış var ise ülke sevdası konusunda herkesle yarışalım ama kimsenin bizi pazarlamasına müsaade etmeyelim. Kamu çalışanları bu ülkenin en aydın kesimidir. Kamu çalışanlarının her alanda diğer insanlara örnek olma sorumluğu vardır. Önce haklarını isteyecekler, sağlam bir kamu düzeni kurulmasını sağlatacaklar ki, bu da hem ülkenin geleceği hem de evlatlarımızın geleceği ile doğrudan ilgilidir” dedi.
KONCUK: SENDİKAL MÜCADELEYİ HEP BİRLİKTE YAPACAĞIZ
Kamuda Performans Sistemi ve 657’ye ilişkin tartışmaları da gündeme taşıyan Genel başkan İsmail Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak bu konularda yılmadan mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Koncuk, “Performans diye bir sistem üzerinde çalışılıyor. Bizimde görüşlerimiz soruldu. Çalışanı elbette taltif edelim ama performans değerlendirmesinin objektif kriterlere dayanması lazım. 35 yıllık bir öğretmen olarak, ben bu performans değerlendirmesinin taraflı tarafsız konusunu bir yana bırakıyorum, iyi niyetle dahi yapılsa anladığımız anlamda, hakkın teslim edildiği bir performans değerlendirmesinin getirileceğine inanmıyorum. O nedenle bu konuya dikkatle yaklaşmamız lazım.
657’ye ilişkin yapılması planlanan değişiklikler var, zinhar karşıyız. “Eskimiş” diyorlar. Neresi eskimiş? Ben eskiyen bir yerini söyleyeyim, “Ek gösterge rakamları eskimiş” gelin bunları değiştirelim ama olmaz orada para söz konusu. Eskiyen yerini söyleyen bana. 1965”den beri eskiyen yerler değiştirilmiş zaten. Emeklilik maaş bağlama oranları eskimiş, hadi buyurun değiştirelim, ama yok. Kamu çalışanlarının sendikal tercihleri son derece önemlidir. Nereye üye olursanız olun, doğruları söylemekten endişe duyan sendikal anlayışı okumuş dediğimiz, aydın dediğimiz kamu çalışanlarının desteklemesi kabul edilemez. Sendikal mücadele sadece Genel Başkanlara ya da Şube Başkanlarına bırakılacak bir iş değildir. Hep birlikte yaparsak bir anlam ifade eder.
Sendikalar demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır, aslında siyasi partiler derler doğrudur ama sivil toplum gerçek anlamda görevini yapıyorsa o ülke yönetiminde, katılımcı demokrasi bakımından son derece öneme sahiptir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak “Bu ülke yönetiminde sorumluluk almaya varız. Elimizi taşın altına hep birlikte koyalım” diyorum. “Ekonomik büyümeden pay istiyoruz” dedik, ama küçülme var ise ondan da payımıza düşeni alalım, diyoruz. Türkiye ekonomisi batarken “Hep bana demiyoruz” Biz Türkiye sevdalısıyız. Bu millet için her bedeli ödemeye razıyız.
Ben Türkiye Kamu-Sen’i destekleyen tüm kardeşlerime o güzel yürekleri için, hakkı tutup kaldırmaktaki inançları için teşekkür ediyorum. Şimdiden mübarek Ramazan bayramınızı kutluyorum” diyerek sözlerini noktaladı.