Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Yönetim Kurulu üyelerimiz Çankırı il istişare toplantısında üyelerimiz ve davetlilerle bir araya geldi
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Yönetim Kurulu üyelerimiz Çankırı il istişare toplantısında üyelerimiz ve davetlilerle bir araya geldi.
İl İstişare toplantısında bir konuşma yapan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, şehitler haftası nedeniyle sözlerine Mehmet Akif’in “ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE” şiiriyle başladı.
“Asım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek,
İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek,
Şüheda gölgesi gibi baksana dağlar taşlar,
O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdad inerek o pak alnı değer
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi,
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi
Sana dar gelemeyecek makberi kimler kazsın,
Gömelim gel seni tarihe sığmazsın
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor peygamber”
KONCUK: ŞEHİT GELMİYOR DİYE ÖVÜNDÜKLERİ BÖLGEDE ARTIK TERÖR ÖRGÜTÜ KOL GEZİYOR
Koncuk, “Çanakkale şehitlerimizi, milli mücadele şehitlerimizi, terör olaylarında kaybettiğimiz askerlerimiz ve polislerimizi, 258 öğretmenimizi, sağlık çalışanlarımızı, imamlarımızı tüm kamu görevlileri ve vatandaşlarımızı şehitler haftası münasebetiyle rahmet ve minnetle anıyorum.
Şehitlik yüce dinimizdeki en önemli mertebedir. Kuran-ı Kerim’de Ayet-i Kerime, “Onlar diridirler fakat siz onları göremezsiniz” buyuruyor. Son yıllarda maalesef şehitlerimizin kemikleri sızlatılıyor. Diyorlar ki, terör olaylarında şehit gelmiyor, bununla övünüyorlar. Elbette evlatlarımızın can vermesini bizde istemeyiz. Şehit gelmiyor diye övündükleri o bölgede artık terör örgütü kol geziyor, mahkeme kuruyor, vergi topluyor.
Devletin varlığını şeklen haline dönüşmüş, mücadele etmiyoruz teslim olmuşuz. Diyoruz ki şehit gelmiyor, bu övünülecek bir şey midir? O zaman aynı mantıkla Çanakkale’de deseydik ki, “neden burada savaşacağız, bırakalım İngilizler ellerini kollarını sallayıp gelselerdi” 253 bin vatan evladını şehit vermezdik. Şimdi Çanakkale zaferini Güneydoğu’dan şehit gelmiyor diye övünenlerde kutluyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur. Biz şehitlerimizi unutmayacağız, kemiklerini sızlatan olayların içinde olmayacağız.
Vatan son derece önemli bir kavramdır, Irak, Suriye’ye bakınız. Eğer altımızda vatan diye savunabileceğimiz bir toprak yoksa, orada ne namustan ne de şereften bahsedebiliriz. O’nun için vatan savunmasında can veren insanlar, yüce dinimizce şehit olarak kabul edilir. İnşallah bu millet vatanın ne anlama geldiğini Çanakkale zaferinin 99. yıl dönümünde bir kez daha idrak eder ve etmelidir” dedi.
KONCUK: BAYRAK ŞİİRİNİ, ANDIMIZ’I KALDIRIP BUGÜN İSE REKLAMLARDA TÜRK BAYRAĞI KULLANMAK NASIL İZAH EDİLEBİLİR?
Bayrak’la Andımız’la uğraşanların bugün reklamlarında bu değerlerimizi kullandığına vurgu yapan İsmail Koncuk, milletin her bir ferdinin bu yapılanları iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Koncuk, “ Bu ülke çok kötü günler yaşıyor. Maalesef her geçen gün bu ülke demokrasiden, insan haklarından, yargı bağımsızlığından uzak bir çukurun içine çekiliyor ve bunu birçok insan seyrediyor. Siz elinizi kolunuzu terör örgütüne kaptıracaksınız, 40 bin insanı katleden bebek katilini beyefendi mertebesine çıkaracaksınız ve diyeceksiniz ki, seçim reklamlarında Türk bayrağını kullanmamı hazmedemiyorlar, var mı böyle bir şey?
Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiirini ders kitaplarından kaldıracaksınız ama meydanlarda Bayrak şiirini okuyacaksınız. Bunları millet olarak görüp değerlendirmek zorundayız. Andımız’ı kaldırdılar, bu sadece ilk öğretim okullarında çocuklarımızın sabah derse girerken okudukları bir metin değil ki. Andımız, bu memleketin evlatlarına, milli kimliğini ve Türk olduğunu hatırlatan bir metindir. Eğer bir millet adına sahip çıkamıyorsa vatanına nasıl sahip çıkacak. Bu uygulama milletin adıyla Türklükle hesabı olan, tarihi hesaplaşması olan adamların ortaya koyduğu bir uygulamadır. Kuru bir metin değildir.
Adımıza hakaret edildi, çocuklarımıza Türk’üm dedirtmemizden rahatsızlık duyuldu. Bir millet bulunduğu coğrafyada adını dahi koruyamıyorsa o milletin vatanının bağımsızlığını koruyabilmesi, namus ve şerefini koruyabilmesi mümkün olmayacaktır. Evlatlarımıza Andımız’ı okutun, Bayrak şiirini ezberletin, İstiklal Marşı’nın tamamını öğretin, bu ülkenin nasıl vatan yapıldığını anlatın onlara.
Kamu çalışanları Türkiye’nin en aydın kesimidir. Sorumluluklarınız sadece kamudaki işleriniz değildir. Bu milletin korunması da kamu çalışanlarına ait bir görevdir. Bu ülkenin yaşadığı badireleri bu millete anlatmak’da bizim görevimizdir. Kimseden korkumuz yok, Allaha şükür kaybedecek milyon dolarlarımız yok bizim. Korkanlar, sinenler vardır olacaktır ama bizim korkumuz yok” dedi.
KONCUK: DEMOKRASİ TAHAMMÜL REJİMİDİR
Twitter yasağı da Genel Başkan İsmail Koncuk’un gündemindeydi. “Buraları kapatmakla tarihi gerçekleri kapatamazsınız” diyen Koncuk, “Korku artık öyle boyutlara ulaştı ki, twitter’ı bile kapattılar. Abdestinizden eminseniz neden kapatıyorsunuz. Demokrasi tahammül rejimidir. Demokratsanız o kadar eleştiriye tahammül göstereceksiniz. Bu ülkede bir banka müdürünün evinde ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar çıkıyorsa bu millet iyi olmuş, iyi biriktirmiş mi diyecekti? Yolsuzluk zirve yapmış, bunu gören aklı başında insanlar ne yapsın, yazmasın mı bir şeyler?
“Twitter’ın kökünü kazıyacağız” dediler ama kimse bunu yapamazsınız dememiş, teknoloji almış başını gitmiş insanlar farklı yollardan girmeye devam ediyor. Dünya’ya bizi rezil ettiler, AB’den bir yetkili bu yasağa “Ödlekçe bir yaklaşım” diyor. Bu ifade benim ülkem için kullanıldığı anda benim kanıma dokundu ama bizi bu durumlara düşürenlere yazıklar olsun. Konuşan, eleştiren insanlardan rahatsızlık duyuyorlar. Ellerinden gelse TV yayınlarını da durduracaklar ama o yayınları durdursalar bile, “iyi oldu gözlerimizi çok yoruyordu” diyecek insanlar var ne yazık ki. Ne yaparlarsa yapsınlar bu milletin vicdanındaki yerlerini temize çıkaramazlar.
Bakın Sezai Karakoç diyor ki;
“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar.
Tarihin azabından kurtulsalar, Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar” diyor.
Buraları kapatmakla tarihi gerçekleri kapatamazsınız. Türkiye’de yaşananlar keşke yaşanmasaydı ama bunlar yaşandı” dedi.
KONCUK: 30 MART’TA TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ OYLAYACAĞIZ
30 Mart Yerel Seçimlerinin Türkiye’nin geleceğinin oylandığı bir seçime dönüştüğünü ifade eden Genel Başkan, “Evlatlarımıza huzurlu bir ülke bırakmak boynumuzun borcudur” dedi. Koncuk, “30 Mart yerel seçimleri Türkiye’nin geleceği haline gelmiştir. Bu ülkenin birliğine, beraberliğine oy vereceğiz, siyasi anlayışımız, ideolojimiz ne olursa olsun. Evlatlarımıza huzurla yaşayacakları bir vatan bırakmak bizim boynumuzun borcudur. Bu anlayış, her türlü siyasi değerlendirmenin üzerinde görülmelidir. Bizler Türkiye Kamu-Sen’in yürekli mensupları olarak bu ülkenin geleceğine sahip çıkmalıyız. Eğer bu ülkenin geleceği olmazsa ne müdür olmanız ne cebinizde kaç liranızın olduğu önem arz eder. Bu çatı çökerse hepimiz altında kalırız.
Bugünler tarihi dönemlerdir ama tarihimizde hiç bu kadar zor ve kötü bir döneme düşmemiştik. Yüce Allah buyuruyor ki, “İnsanlar layık olduğu şekilde yönetilir” şimdi millet olarak neye layık olduğumuza karar vermek zamanıdır.
“Ne güzel demiş Abdurrahim Karakoç;
Canım sağ oldukça rahmetli babam
Susarsam hakkını helal etmesin
Ak sütün emziren ihtiyar anam
Susarsam hakkını helal etmesin
Yerindedir daha aklım iradem
Ve işte yeminim işte ifadem
İlk insan ilk nebi Hazreti Adem
Susarsam hakkını helal etmesin
Meylim ne şöhrete ne saltanata
Hak için sarıldım ben bu sanata
Kür-Şad Bilge Kağan Oğuzhan Ata
Susarsam hakkını helal etmesin
Önümde dururken Türklüğün hali
Susup da boynuma almam vebali
Ebubekir Ömer Osman ve Ali
Susarsam hakkını helal etmesin
Mazlumlar hakkını almayıp ele
Günü gün edersem zalimler ile
Evdeşim öz kızım öz oğlum bile
Susarsam hakkını helal etmesin”
KONCUK: TÜM KAMU ÇALIŞANLARI TÜRKİYE KAMU-SEN ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMELİ
Çalışma hayatında yaşananlar da Genel Başkanımızın gündemindeydi. Tüm kamu çalışanlarının dikkatli olmasını isteyen Koncuk, “ Milli Eğitim kanununda değişiklikler yapıldı ve 73 bin yönetici görevlerinden alındı. Buna kimin hakkı var. Nice darbeler yaşandı bu ülkede onlar bile bu kadar görevden alma yapmadı. Bu unvanlar aynı zamanda insanların sosyal statüsüdür. Bir ceket gibi bu insanların sırtından bunu alamazsınız. 550 Milletvekiliniz olsa bile bunu yapamazsınız. Türkiye demokrasi ile yönetilen, insan haklarına saygılı bir ülke ise 73 bin insanı bir anda alamazsınız, bu antidemokratik kanunu tanımıyoruz. Kamu çalışanları birlik ve beraberlik içinde olmalı. Birlikte mücadele etmeliyiz.
Kamu çalışanlarının iş güvencesi tehdit altındadır. Pakistan’dan dönerken Başbakan resmen 657 sayılı yasanın elini kolunu bağladığını belirterek, en kısa zamanda bu yasayı değiştireceklerini söylemiş ve Kamu çalışanlarını tehdit etmiştir. Bu tehdidi görmeliyiz, bu kamu çalışanlarına çekilen bir resttir. Günlük yaşayan, nefsini düşünen, memuru masada satan sarı sendikalara üye olanlar olduğu müddetçe hep birlikte kaybederiz.
Toplu Sözleşmeyi yaşadık. 3 günde bizleri 123 TL ye pazarladılar. Cari açık 65 milyar dolar, Türk ekonomisi freni patlaşmış kamyon gibi. Siyasi ve ekonomik istikrar yok, faiz oranları artırılmış ama 2014 yılında kamu çalışanlarına enflasyon farkı yok. Enflasyonun yüzde 10’ların üzerine çıkacağı artık kesindir ama ne yazık ki 2014 yılında enflasyon farkı olmayacağı için kamu çalışanlarına bir ödeme olmayacak. 730 günümüzü çaldılar. İşte kamu çalışanları bir sonraki Toplu Sözleşmede 730 gününü daha çaldırmamak için dikkatli davranmalı ve kararını ona göre vermelidir” dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk, sözlerini Mehmet Akif’in dizeleriyle sonlandırdı;
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Çankırı İl istişare toplantısına Genel Başkanımızla birlikte, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, Genel Merkez Yöneticilerimiz, İl Temsilcilerimiz, Şube Başkanlarımız, üyelerimiz ve çok sayıda davetli katıldı.