Türk Eğitim-Sen “Onurlu Mücadeleyle Umutlu Geleceğe Tek Yürek Buluşması”nın üçüncü toplantısı 9-11 Ocak 2015 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı
Türk Eğitim-Sen “Onurlu Mücadeleyle Umutlu Geleceğe Tek Yürek Buluşması”nın üçüncü toplantısı 9-11 Ocak 2015 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı.
Toplantı Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un açılış konuşmasıyla başladı. Toplantının ikinci gününde ise KTÜ Öğretim Görevlisi Metin İskenderoğlu “Sendikacılıkta Sosyal Medyanın Etkin Kullanımı”, Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Sinan Demirtürk ise “Sendikacılıkta İkna ve Propaganda Teknikleri” konularında eğitim verdi.
Eğitim seminerlerinin ardından Genel Başkan İsmail Koncuk ilçe temsilcileriyle, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri de kendi sorumluluklarında olan sekretaryalarla istişare toplantıları yaptılar.
Teşkilat yöneticileri affetmeyi, kucaklamayı bilmelidir. Birbirimizin kusurları olabilir ama biz adam harcayan değil adam kazanan teşkilat olacağız.
Toplantı 11 Ocak tarihinde Genel Başkanın kapanış konuşmasıyla sona erdi. Genel Başkan İsmail Koncuk sözlerine ilçe temsilcilerini tebrik ederek başladı ve teşkilatımızın idrak sahibi insanların elinde olduğunu bildirdi. Koncuk şunları kaydetti: “Bu arkadaşlarımızın sorumluluk duygusuyla hareket etmesi teşkilatımızın geleceğe dair sağlam zeminde yürüdüğünü gösterir. Biz sizin zaten fikirlerinizi biliyoruz ama bugün bir kez daha teşkilatımızın gerçekten idrak sahibi insanların elinde olduğunu gördüm. Bu, geleceğe dair kaygı duymamamız gerektiğini gösterir. Bütün ilçe başkanlarımızı ve yönetim kurulu üyelerimizi tebrik ediyorum.”
Teşkilatçılıkta en kötü huyun kin olduğunu belirten Koncuk, “Kendilerine yapılan yanlışı bazıları hiç unutmaz. Ağzınızla kuş da tutsanız o yanlışı her zaman hatırlar, hatırlatır. Bu kötü bir teşkilat yöneticisi profilidir. Teşkilat yöneticileri affetmeyi, kucaklamayı bilmelidir. Birbirimizin kusurları olabilir ama biz adam harcayan değil, adam kazanan teşkilat olacağız. Hata yapanlar da hatalarından ders çıkaracaklar. Birbirimizi sevelim. Hiyerarşik yapımızın saygısı içinde davranırsak, hepimiz huzurlu oluruz. Sorumluluklarımızın sınırı ile davranmak durumundayız. Buna rağmen hatalar, eksiklikler olabilir. Affetmeyi bileceğiz. Affetmeyi bilmeyen adamın teşkilatta yeri yoktur. Birbirimizi sevmeye mahkûmuz. Bizi sevmeyen çok insan var, bir de biz birbirimize çelme takarsak bu işin sonu gelmez” dedi.
‘Varlığımız iktidarımıza bağlıdır. İktidarımız elimizden giderse başımıza türlü işler gelir’ korkusuyla geceleri uykusu kaçanlar var. Türkiye bu anlayışla yönetildiği için her türlü hukuksuzluk, insan hakları ihlali aldı başını yürüdü.
Varlığını kendilerine karşı olanları yok etme anlayışı üzerine kuran bir yapılanma olduğunu söyleyen Koncuk şöyle konuştu: “Kendilerini eleştiren hiç kimseye tahammül göstermeyen bir anlayış var. Varlıklarını, iktidarlarında gören bir anlayış var. Yani ‘Varlığımız iktidarımıza bağlıdır. İktidarımız elimizden giderse başımıza türlü işler gelir’ korkusuyla geceleri uykusu kaçanlar var. Türkiye bu anlayışla yönetildiği için her türlü hukuksuzluk, insan hakları ihlali aldı başını yürüdü. Buna da kılıf buluyorlar. Aldatabildikleri var, aldanmış görünenler var ve sizin gibi idrakli insanlar var. Kim kaybediyor? Toplum kaybediyor. Böyle hastalıklı bir anlayışla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni geleceğe taşımamız mümkün değil. Eğer siz, iktidarınızı sürdürmek için sanal düşmanlar oluşturuyorsanız, bu bir yerde patlar. Hastalıklı bir anlayışın ötesinde bir şey bu. İdrak sahibi insanların, yani bilen insanların bu kötü gidişi seyretmemesi lazım. Sizin gibi insanların ‘bana ne’ demesi mümkün değil. Buna hakkınız olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir hakkımız olduğunu düşünüyorsak, gerçekten çok daha kötü olaylara gebe kalırız. Bizim tüm sorumluluklarımızın idrakinde olarak gayret içinde olmamız lazım. İnsan kazanacağız. İşimiz bu. Olayları bizim gibi değerlendiren insan sayısını bu ülkede artırmak zorundayız. Bunun başka çözümü yok. Hep birlikte elimizi taşın altına koyacağız. Sorumluluklarımızı en üst seviyede yerine getireceğiz.
Bugün sizi kullanan insanlar, yarın kirlenmiş bir mendil gibi köşeye atar. Onların kaçacak yerleri var. Malları, mülkleri, ABD’de evleri, İsviçre bankalarında hesapları var ama bürokrat geçinen, bunların dümen suyuna girerek haksızlık yapmayı görev addeden insanlar, onların gideceği yer yok.
Ben buradan bütün bürokratlara da sesleniyorum: Hangi mevkide olursanız olun, yarın bu yaptığınız haksızlıkların hesabını yakanıza sarılır ve sorarlar. Bugün sizi kullanan insanlar, yarın kirlenmiş bir mendil gibi köşeye atar. Onların kaçacak yerleri var. Malları, mülkleri, ABD’de evleri, İsviçre bankalarında hesapları var ama bürokrat geçinen, bunların dümen suyuna girerek haksızlık yapmayı görev addeden insanlar, onların gideceği yer yok. Yarın bizlerle sokakta karşı karşıya kalacaksınız. Emin olun zulümleriniz böyle devam ederse, bunu unutmayız. Bu nedenle insanlarımız arasına kan davası anlamına gelebilecek anlayışları sokmayın. Bunun piyonu olmayın. Bütün arkadaşlarımdan da üstün bir gayret bekliyorum. Gayret, emek, alın teri lazım. Göstermelik gayretlerle bu iş yürümez.”