Genel Başkanımız İsmail Koncuk, BengüTürk TV’de yayınlanan “Söz Hakkı” programına konuk olarak “Memurların borçlanma ve borç yapıları” anketimiz, Türkiye’nin ekonomik gidişatı ve gündemde yer alan başlıklara ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu
Genel Başkanımız İsmail Koncuk, BengüTürk TV’de yayınlanan “Söz Hakkı” programına konuk olarak “Memurların borçlanma ve borç yapıları” anketimiz, Türkiye’nin ekonomik gidişatı ve gündemde yer alan başlıklara ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
KONCUK: TÜRKİYE’DE ADALETSİZ BİR GELİR DAĞILIMI VAR
Devlet memurlarının yüzde 97’sinin borçlu olduğuna dikkat çeken Genel Başkan İsmail Koncuk, “Devlet memuru devletin vatandaşa uzanan elidir. Memuru oradan çekip aldığınız zaman orada bir kuru duvar kalır” dedi. Koncuk, “Türkiye’de adaletsiz bir gelir dağılımı olduğu bellidir. Gerçekten ülkemizde ciddi bir ekonomik problem var. Yıllardır gelir dağılımında adaletli bir dağılım oluşturulamadı. Yaşanan 17 Aralık operasyonu’nun ardından ekonomi daha da kötüye giden bir hal aldı ve doğrudan doğruya vatandaşlarımızı ilgilendiren bir çıkmaza dönüşüyor.
Devlet, devlet memuru ile anlam kazanan bir organizasyondur. Devlet memuru devletin vatandaşa uzanan elidir. Memuru oradan çekip aldığınız zaman orada bir kuru duvar kalır. Bu bağlamda, memurların ekonomik ve sosyal sorunları hizmetin kalitesi bakımından son derece önemlidir.
Devlet memurlarının çoğunluğu üniversite mezunu ve sınavlarla bu noktalara gelmektedirler. Öğretmen olabilmek için KPSS’den ciddi bir puan almak gereklidir. Yani memur olabilmek için önünüzde bulunan birçok barajı aşarak gelmeniz gerekir. İşte devlet memurlarının farkı burada ortaya çıkmaktadır” dedi.
KONCUK: YÜZDE 97 ORANINDA MEMUR BORÇLU DURUMDA
“Memurların borçlanma ve borç yapıları” anketimizin sonuçlarını değerlendiren Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “Bu anket içinde bulunduğumuz toplumun hangi ekonomik şartlarda hayatını devam ettirdiğine dair önemli ipuçları vermektedir” dedi. Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak 6 bin 600’ü aşkın devlet memuru ile yaptığımız anketin sonuçları beni bile şaşırttı. Yüzde 97 oranında devlet memuru borçlu durumda.
Büyük çoğunluğu bireysel bazı ihtiyaçlarını karşılamak için borçlanıyor, araba almak için borçlanmışlar artık araba bir lüks olmaktan çıkmıştır, özellikle Büyükşehirlerde ulaşım ciddi bir sorun olduğu için bir araba almak istemişler, otomobil sahibi olmak herkesin hakkı olduğu gibi memurların da hakkıdır yüzde 19.3’ü otomobil kredisi almış ve borçlanmış, yüzde 17’si ev alabilmek için kredi çekmiş ve borçlanmış, eğitim ve bir takım diğer bireysel ihtiyaçları için kredi çekmek zorunda kalmışlar. Yüzde 1.9’u şahsi borç almış yani eşinden dostundan, akrabasında vs.
Kredi kartlarının yoğun olarak kullanılmasından sonra vatandaşlarımızda takdir edecektir, tüm vatandaşlarımız bu kredi kartlarıyla başları belada. Çeşitli kredilerle birlikte ödeme zorluğu da başlıyor ve borçlar ödenemiyor.
Yüzde 54’de daha fazla oranda devlet memurunun çektikleri kredilere ödemekte zorlandıkları için, yasal takiple karşı karşıya kaldıklarını, banka hesaplarına bloke konulduğunu, bir kısmının cezai faizle karşı karşıya kaldığını ve en dikkat çekici kısım olan yüzde 6’sı çektiği krediyi ödeyememekten dolayı haciz işlemi ile karşı karşıya kaldığıdır.
Bu çok yüksek bir orandır. Her yüz devlet memurundan altı tanesi borçlarını ödeyemediği için haciz işlemi ile karşılaşmıştır. Haciz memurları geliyor, seyrettiğiniz televizyonu, çamaşır yıkadığınız makinenizi, buzdolabınıza kadar maalesef hepsini haczedebiliyor, ne yazık ki bunlar çok acı şeylerdir.
Bu anket enine boyuna değerlendirilmesi gereken bir ankettir. Biz bu anketleri yaparken, Türkiye’de kamu çalışanları ve vatandaşlarımız açısından bir gündem oluşturmak istiyoruz. Türkiye’de dar ve sabit gelirliler geçinemiyor, asgari ücretli geçinemiyor, çiftçi geçinemiyor, esnaf kepenk kapatıyor, artık bırakın ayakkabı kutularında bir şeyler götürmeyi de biraz da dönün ve vatandaşa bakın.
Birileri amcasını, dayısını, bacanağını zengin ederken işte devlet memurlarının yüzde 97’si geçinme aczi içindedir. Bu anket içinde bulunduğumuz toplumun hangi ekonomik şartlarda hayatını devam ettirdiğine dair ipuçlarını bu ülkeye yönetenlere hatırlatmamız lazım” dedi.
KONCUK: NEREDE KİŞİ BAŞI 10 BİN 500 DOLAR?
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’de yaşayan her bir vatandaşın 10 bin 500 dolar olduğu iddia edilen kişi başına düşen milli gelirden payını istemesi gerektiğini söyledi. Koncuk, “Ben bir memur konfederasyonunun Genel Başkanı olarak şunu söylüyorum, bu ülkede 2 milyon 600 bin devlet memuru var, 1 milyon 800 bin emeklimiz var ki bu insanlar ömrünü vakfetmişlerdir bu ülkeye, şimdi dönüp bunlara bakılmıyor bile.
Bu insanların siyasi iradeden bunun hesabını sormaları lazım. Sayın Başbakan kişi başına milli gelirin 2002’de 2300 dolar olduğunu, bu iktidar döneminde ise 10 bin 500 dolar olduğunu ifade ediyor. Vatandaş o zaman şunu demeli, madem kişi başı milli gelir 10 bin 500 dolar benim cebime bir dolar bile girmiyor.
Hani benim 10 bin 500 dolarım diye bu ülkeyi yönetenlerden hesabını sormaları lazım. Burada sosyal dilimler arasında bir kıskançlık olmamalı, çiftçi, esnaf, memur bu milletin önemli parçalarıdır.
İktidar yetkilileri diyor ki, “son 10 yılda gayri safi milli hasıla 300 milyar dolardan 900 milyar dolara çıkmıştır” eğer 10 yılda bu yükseliş olduysa her bir vatandaşımızın 10 yıl öncesinden daha iyi ekonomik şartlar içerisinde olması lazım. O zaman 3 dolarım var ise bugün 9 dolarım olması lazım.
Bugün 3 kat daha rahat yaşayabilmeliyim, peki bugün böyle bir durum söz konusu mu, hayır, son 10 yılda banka reklamları ile kredi kartlarını bu millete dayatıp şimdi de bu kadar kredi kullanılmaz, ayağınızı yorganınıza göre uzatın demenin bir anlamı olmaz.
Siz eğer bu kadar yıl insanların kredi kartları yüzünden borç içinde yüzeceğini, haczedileceğini göremezsen bende şunu sorarım size, göremiyorsan, feraset yoksa sizde ülke yönetmeye neden talip oldunuz derim. Vatandaşlarımız birbirinin gelir durumunu incelemek yerine 10 bin 500 dolardan payını istemelidir.
Fransa’daki dolar milyarderi sayısı 23, İtalya’da 23 tane Türkiye’de ise 43 tane dolar milyarderi var. Fransa’da ve İtalya’da kişi başına düşen milli gelir Türkiye’nin üç katı. Bizim dolarlar nereye gidiyor, demek ki bizim milli gelirin kimlerin cebine aktığı da bu şekilde ortaya çıkmaktadır” dedi.
Genel Başkanımız program içerisinde, anket sonuçlarımız ve Türkiye’nin ekonomik durumu ile birlikte 17 Aralık operasyonu, paralel devlet tartışmaları, HSYK düzenlemesi, emniyet ve yargıda ki atamalar, Fişleme olayları ve siyasi gelişmeleri de değerlendirdi.
Genel Başkanın Açıklaması İçin Tıklayınız.