Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, konfederasyonumuza bağlı Türk Enerji-Sen Şube Başkanları toplantısına katılarak, çalışma hayatına ilişkin değerlendirmelerde bulundu
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, konfederasyonumuza bağlı Türk Enerji-Sen Şube Başkanları toplantısına katılarak, çalışma hayatına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
KONCUK: SENDİKA OLARAK GÖREVLERİMİZİ YAPMANIN HUZURU İÇERİSİNDEYİZ
Türk Enerji-Sen Şube Başkanları toplantısının hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan Genel Başkan İsmail Koncuk, “Sendikacılık bir mücadeleyi gerektiriyorsa, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı tüm sendikalar olarak bu mücadeleyi zaten alanlarda yapıyoruz” dedi. Koncuk, Kıymetli arkadaşlarım öncelikle toplantınızın hayırlı olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Türk Enerji-Sen sendikamız konfederasyonumuz içinde kamu hayatı için önemli yer teşkil eden bir sendikamızdır. Daha önceki Genel Başkanımız Kamu-Sen’imizin de üç dönem Genel Başkanlığı yapmıştır. Türk Enerji-Sen böyle de bir özelliği olan bir sendikamızdır. Yıllarca tecrübe, donanım ve bilgi birikimi ile başarıya ulaşan arkadaşlarımızın yer aldığı bir sendikadır Türk Enerji-Sen. Sendikacılığın ne olduğunu, nasıl bir sendikal çalışma gerektiğini, tabiri caizse mücadelenin nasıl yapılması gerektiğini bilen, alanları yaşayarak görmüş, zorluklar içinde bu mücadeleyi yapmış Şube Başkanlarımız burada. “Tebeşir tozu yutmak” diye bir tabir vardır, dolayısıyla sendikal mücadelede kamu çalışanları yararına çalışan bir sendikanın kamu çalışanları tarafından da değerlendirilmesi gerekir, işte buradakiler tabiri caizse tebeşir tozu yutmuş adamlardır.
Geçtiğimiz günlerde bir internet sitesi Milli Eğitimdeki bir olayla ilgili benim yaptığım bir açıklamadan hareketle beklentilerini karşılayacak bir açıklama olarak görmedikleri için bana karşı biraz aleyhte görülebilecek bir haber yapmış. Halbuki, ben o konuda bir açıklama yapmışım değil mi? Aradım kendilerini, “Ben bu konuda tepki verdim, açıklama yaptım, Türkiye’de yetkili olan koskoca bir sendika var sesi çıkmıyor. Onu haber yapmıyorsunuz ama beni yapıyorsunuz” dedim. Bana verdikleri cevap aynen şöyle, “Olmaz başkanım, onlardan biz bir şey beklemiyoruz ama siz kamunun vicdanısınız, daha net daha sağlam açıklama yapmanız gerekiyordu” dediler. Kendilerine göre haklı sebepleri var. Bende dün akşam attığım twitlerde, “Bölükbaşı misali, alkışlar bize, üyelik nereye?” dedim.
Gerçekten sendikacılık bir mücadeleyi gerektiriyorsa, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı tüm sendikalar olarak bu mücadeleyi zaten alanlarda yapıyoruz. Ne yapıyoruz? Hem ülkenin menfaatine olan şeyleri seslendiriyor, doğru neyse onu söylüyor, hem kamuda yaşanan problemleri bir bir, kamu çalışanlarını gelecekte tehdit etmesi ihtimal dahilinde olan konuları bizzat yanlarına giderek tek tek anlatıyoruz. Biz sendika olarak görevlerimizi yapmanın huzuru içindeyiz. Bugün kamuda iş güvencesinin tehdit edilmediğini bilmeyen bir tek memur olduğunu düşünmüyorum. Devlet memurluğu kavramının kaldırılmasının istendiğini, yerine güvencesi olmayan, kıdem tazminatı verilerek kapının önüne konulabilecek bir sistem, bir çalışan modeli arzu ediliyor. Bunu herkes biliyor. 4-B, 4-C,İHS’li, 5393’lü de biliyor, 4-A’lı da biliyor. Burada kamu çalışanlarına düşen en önemli görev sağlam bir sendikal mücadele, bu mücadeleyi yapacak bilgi ve birikime sahip yapıları kendilerini temsil etme gücüne eriştirmek olmalı. Biz sendikal tercihlerimizi birtakım korkuların esiri olarak ortaya koyarsak, çalışma hayatının problemlerinin çözümü konusunda adeta parmağını dahi kımıldatmayan bir yapıyı hiç hak etmediği bir şekilde büyütür ve bizi temsil eder noktaya getirirsek o zaman bu sendikal faaliyetin kamu hayatı ve çalışanları bakımında çok anlamlı olmadığını bilmemiz lazım” dedi.
KONCUK: GELİN, TÜRKİYE KAMU-SEN İLE BERABER OLUN
Kamuda performans sistemi tartışmalarına da değinen Genel Başkan İsmail Koncuk, “Bunun hayata geçmemesini diliyoruz, geçmemesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi. Koncuk, “Son dönemde memurluk, öğretmenlik mülakatlı, sözleşmeli hale getirildi. Ayrıca çakılı kadro getirildi. 4+2 yıl çalıştıktan sonra tayin isteyebileceksiniz. Eş durumunda veya diğer özür gruplarından dahi tayin hakkınız yok. Böyle bir düzen oluşturuldu. Evlisiniz, memur oldunuz, öğretmen ya da sağlık çalışanı oldunuz, tayin yapılıyor, eşiniz bir yerde… 4+2 yıl çalışacaksınız, 4 yılın sonunda kadroya geçeceksiniz, 2 yıl daha çalışıp sonunda tayin isteyebilme hakkınız doğacak. Biz köle mi çalıştırıyoruz? Böyle bir düzen olur mu? Eş durumunu, sağlık özrünü ya da diğer özürleri yok sayan bir sistem hukuki, insani ya da vicdani olabilir mi?
Şimdi inatla bir performans değerlendirmesi gündemde. 1 Eylül’de de Türkiye Kamu-Sen olarak görüşlerimizi Devlet Personel Başkanlığı’na gönderdik . Bunun uygulanabilir olmadığını gerekçeleriyle anlattık, Bursa’daki çalıştayda da anlattık ve bizim iddialarımızı doğrulayan kararlar çıkmasına rağmen, inatla performans değerlendirmesi yapacağız diye toplantılar yapılıyor. Önümüzde ki günlerde yine kurumlardan gelen görüşleri değerlendirmek üzere bir toplantı yapılacak. Bunun hayata geçmemesini diliyoruz, geçmemesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
İnşaallah kamu hayatı çizilen olumsuz portrenin içine ısrarla sokulmak istenmez. Eğer böyle olursa bu Türkiye’ye yapılmış en büyük kötülük olur. Kamu düzenini bozmak, kamu çalışanlarını kıdem tazminatı verilerek kapının önüne konulabilen çalışanlar durumuna düşürmek devlete ve millete de kaybettirir. Böyle bir sistem ihdas edilirse ki mevcut sistemi zaten hepimiz biliyoruz, daha da kötü içinden çıkılmaz problemlerle karşı karşıya kalınan bir kamu hayatı olur. Bir burada diyoruz ki, “Gelin Türkiye Kamu-Sen ile beraber olun, biz her şeyi en iyi yapıyoruz iddiasında değiliz ama her şeyi en iyi yapmaya çalışıyoruz” bu iddiadayız. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı olarak iddia ediyorum, kamuda, herhangi bir olay karşısında bilerek yaptığımız bir hatamız yok. Bilmeden, farkında olmadan yaptığımız hatalar olabilir ama bilerek yaptığımız bir hatamız yok. Unuttuğumuz, üzerine gitmediğimiz tek bir problem dahi yoktur. Kamu çalışanlarını ilgilendiren problemlerin hepsi Türkiye Kamu-Sen’in gündemindedir. Mücadelemiz devam etmektedir” dedi.
KONCUK: ÇALIŞMA HAYATINA YÖNELİK TÜM TEHDİTLERİN KARŞISINDAYIZ
Konfederasyon olarak çalışma hayatının her sorununu farklı platformlarda gündeme getiriyoruz” diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, OHAL döneminden sonra kamuya yönelik tüm tehditlere karşı eylemlerimiz devam edecek” dedi. Koncuk, “2011 yılında 4-B’lilere kadro almayı başardık. O süreçte yapmadığımız eylem, etkinlik söylemediğimiz söz bırakmadık. Hepsi kadrolu hale geldi seçim döneminde de MHP ve CHP’nin seçim beyannamelerine “4-B’lilere kadro” taahhüdünü koymaları üzerine siyasi iktidarda bu sözü vererek 2011 yılında kadroya aldı. Bunu yapanların nasıl davranması beklenir? 4-B’li sistemi kaldırmaları beklenir ama ondan sonra 4-B’li alınmaya devam etti. Siz yanlış diye 4-B’li sistemi kaldırıyorsunuz sonra 4-B’li alımına devam ediyorsunuz. Şu an 4-B’liler istihdam, hukuki, özlük, tayin hakları farklı olan bir çalışan grubu oldu. 4-C’lilerin yaşadıkları dramı zaten hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Türkiye Kamu-Sen olarak bu sıkıntıları her platformda gündeme getiriyoruz. Mitingler ve eylemler yapıyoruz. OHAL sebebiyle eylemlere ara vermek durumunda kaldık ama bu dönem sona erdikten sonra elbette eylemlerimiz kamuya yönelik tüm tehditlere karşı devam edecek. Kimsenin kuşkusu olmasın. Ancak 15 Temmuz hain darbe girişiminin devamında oluşan bu dönemi de hep birlikte atlatmamız gerekmektedir” dedi.
KONCUK: BİZ DOĞRULARDAN ŞAŞMAYACAĞIZ
Kamuda açığa almalar ve ihraçlara da değinen Genel Başkan İsmail Koncuk, “Suçu günahı olmayanların çaresiz bırakılması, kapının önüne konulması, hukuki ve insani haklarının adeta yok edilerek işsiz bırakılmasına amin mi diyelim?” dedi. Koncuk, “Kamuda açığa alımlar ve ihraçlar var. Türkiye Kamu-Sen olarak 19 Temmuz’dan bu yana hukuk ve hak vurgusu yaptık. Tek bir masum insanın mağdur edilmemesi gerektiği vurgusunu yaptık. Başbakan dahil tüm yetkililerin yüzlerine görüşmelerde bunları söyledik ama hala masum insanlar ihraç ediliyor ya da açığa alınıyor. Bu olgun bir devlete yakışır bir durum değildir. Mesela bylock konusunda yanlışlar olduğu işin uzmanları tarafından söyleniyor ama hala bu sorun devam ediyor. Her şeye gözlerini kapatmış yetkililer. Suçu günahı olmayanların çaresiz bırakılması, kapının önüne konulması, hukuki ve insani haklarının adeta yok edilerek işsiz bırakılması, toplumda itibarı düşük bir insan haline getirilmesi, o hain örgütle ilgisi olmayan vatansever, milliyetçi bir çok insanın ihraç edildiğini görüyoruz. Buna amin mi diyelim? Biz buna ses çıkarıyoruz. Doğruyu yapmanın bir bedeli varsa bu bedeli öderiz. Biz doğrudan şaşmayacağız. Türkiye Kamu-Sen daha da büyümeye devam edecektir. Kamu çalışanlarını temsil etmeye en layık konfederasyon olduğumuzun, bunun herkes tarafından tasdik edildiğinin çok net olarak altını çiziyorum” dedi.
KONCUK: KAMU HAYATI SENDİKACILIK ALANINDA EMİN ELLERE TESLİM EDİLMELİ
2017 yılının ilk ayı için verilen zammın yılın ikince ayında bittiğini ifade eden Genel Başkan Koncuk, “İmzaladığınız zam oranı daha ikinci ayda enflasyon karşısında tuş oluyorsa sizin o ülkede sendikacılık yapma hakkınız bitmiş demektir” dedi. Koncuk, “Şu anda verilen yüzde 3 zam dün itibariyle bitti. Enflasyon verilen zammı yüzde 0,29 oranında aştı. Daha ikinci ayda oldu bu. 6 aylık zammın ikinci ayda enflasyon karşısında tuş olduğunu hepimiz gördük. Halbuki bu toplu sözleşmeyi imzalayanlar alkışlarla, sloganlarla, naralar atarak imzalamışlardı. İmzaladığınız zam oranı daha ikinci ayda enflasyon karşısında tuş oluyorsa sizin o ülkede sendikacılık yapma hakkınız bitmiş demektir. Beşinci ayda bu olsa anlarım, “Öngörülememiştir” derim ama imzaladığınız zam oranı ikinci ayda tuş oluyorsa Türkiye’de bu sendika üyeleri ve yöneticilerinin kendilerini sorgulaması lazım. 3 bin TL maaş alan bir memur 90 TL zam almıştı yüzde 3,29’la beraber enflasyon maaşını 102 TL eritti. Yani aylık 12 TL’lik bir kayıp daha bu aydan itibaren başladı.
Kamu hayatının sendikacılık alanında yeniden emin ellere teslim edilmesi lazım. Kamu çalışanları bunu iyi bilmeli. Bizim boş alan bırakmadan herkese bunları anlatmak gibi bir sorumluluğumuz var. Sizler nasıl mücadele edileceğini çok iyi bilen donanımlı ve bilgi sahibi insanlarsınız. Anlatacağız, bıkmadan, usanmadan çalışacağız.
Toplantınızın tekrar hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, mücadelenizde başarılar diliyorum” diyerek sözlerini noktaladı.