Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bir sendikanın Toplu Sözleşme ikramiyesi ile ilgili talebini değerlendirerek, 4688 Sayılı Kanunun 28" />
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bir sendikanın Toplu Sözleşme ikramiyesi ile ilgili talebini değerlendirerek, 4688 Sayılı Kanunun 28
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bir sendikanın Toplu Sözleşme ikramiyesi ile ilgili talebini değerlendirerek, 4688 Sayılı Kanunun 28. Maddesini hatırlattı.
İlgili maddenin, "Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz." dediğini hatırlatan Genel Başkan İsmail Koncuk, "Kanunun ilgili maddesi dikkate alındığında, Toplu sözleşme ikramiyesinin, yetkili ya da yetkisiz sendika üyelerine farklı oranda verilmesi mümkün değildir.Böyle bir farkın oluşabilmesi için, Toplu Sözleşme ikramiyesinin kanunla yeniden tanımlaması şarttır" dedi.
"Toplu sözleşme ikramiyesinin sendika üyelerine farklı oranda verilmesi ahlaki de değildir" diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, "Sendikalara üyelik konusunda, hiç de eşit olmayan bir yarış yaşanırken, bu avantajları dahi yeterli görmeyen aç gözlülerin, adeta tüm sendikaları yok edeyim mantığı, nasıl bir ahlaki seviyesizlik içerisinde olunduğunu çok net olarak göstermektedir" dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk değerlendirmesinde;
"Kamu çalışanlarının yakından takip ettiği üzere, bir sendika, Toplu Sözleşme İkramiyesini kendi üyelerine farklı oranda istemektedir.Kendi üyelerine 200 TL isteyen söz konusu sendika, diğer sendikaların üyelerine 102 TL istemektedir.
Bu talebi iki yönden değerlendirmek mümkün, kanunen ve ahlaken, öncelikle,kanunen durum nedir? Bunu anlamak için 4688 Sayılı Kanunun 28. Maddesine bakmak gerekir.
İlgili madde aynen şu şekildedir, "Toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamaz."
Bu maddeye göre, herhangi bir sendikaya üye olanlarla, sendika üyesi olmayanlar arasında, Toplu sözleşme ikramiyesi hariç, hiç bir ayrım yapılamayacağı net olarak ifade edilmiştir.Yani, herhangi bir sendikanın üyesi, Toplu sözleşme ikramiyesi alırken, sendika üyesi olmayanlar bu ikramiyeyi almamaktadır.Bu durum, Kanunun getirdiği, sendika üyeleri ile üye olmayanlar arasındaki tek kanuni farktır.Başka bir fark yoktur ve olamaz.
Kanunun bu ifadesi, sendika üyesi olanlar ile, üye olmayanlar arasında sadece Toplu sözleşme ikramiyesi yönünden fark olabileceğini gösterirken, hangi sendikaya üye olursa olsun, sendikaların üyeleri arasında bir fark olamayacağını da anlatmaktadır.
Buradan anlaşılması gereken, hangi sendikanın üyesi olursa olsun, toplu sözleşme ikramiyesi de dahil, Toplu sözleşme kazanımları farklı olamaz.Kanun yapıcı Toplu Sözleşme ikramiyesini alabilmek için herhangi bir sendika üyeliğini yeterli görmüş ve sendika üyeleri ile, üye olmayanlar arasında tek farkın Toplu sözleşme ikramiyesi olduğunu belirlemiştir.
Kanunun ilgili maddesi dikkate alındığında, Toplu sözleşme ikramiyesinin, yetkili ya da yetkisiz sendika üyelerine farklı oranda verilmesi mümkün değildir.Böyle bir farkın oluşabilmesi için, Toplu Sözleşme ikramiyesinin kanunla yeniden tanımlaması şarttır.
Toplu sözleşme ikramiyesinin sendika üyelerine farklı oranda verilmesi ahlaki de değildir.Toplu sözleşme ikramiyesi dayanışma aidatı değildir.Kaldı ki, Sendika Kanununda dayanışma aidatı da tanımlanmış değildir.Toplu sözleşme ikramiyesi sendikaların üyelerine verilirken, dayanışma aidatı, yetkili olmayan sendika üyelerince, yetkili sendikalara ödenen bir ücrettir.
Kanunda olmayan dayanışma aidatı şuan gündeme dahi gelemez, bu sebeple yetkili sendika Toplu Sözleşme ikramiyesi üzerinden bir fark yaratarak, diğer sendikaların üyelerini saflarına çekmeye çalışmaktadır.Bu yaklaşımı ahlaki olarak görmek mümkün değildir.
Ülkemizde sendikal tercihlerin nasıl yapıldığını, yüzbinlerde çalışanın, hangi yöntemlerle, bir sendikaya üye olmaya zorlandığı hepimizin malumudur.Bu nasıl bir doymaz iştihadır ki, şimdi de, Toplu sözleşme ikramiyesini farklılaştırarak, üyelikler konusunda, bir başka avantaj sağlanmak istenmektedir?
Sendikalara üyelik konusunda, hiç de eşit olmayan bir yarış yaşanırken, bu avantajları dahi yeterli görmeyen aç gözlülerin, adeta tüm sendikaları yok edeyim mantığı, nasıl bir ahlaki seviyesizlik içerisinde olunduğunu çok net olarak göstermektedir.
Kaldı ki, Toplu Sözleşme memur ve emeklilerimiz için son derece önemlidir.Yaklaşık 5 milyon insanı, aileleri ile birlikte 20 milyon kişiyi ilgilendiren Toplu Sözleşmeyi bir kör dövüşü içine sokmak tam bir bencilliktir.Kamu çalışanlarının yaşanan bu aymazlığa sağlam bir cevabı olmalıdır" dedi.