Türkiye Kamu-Sen Tokat İl Temsilciliği Genişletilmiş İl İstişare toplantısı yapıldı
Türkiye Kamu-Sen Tokat İl Temsilciliği Genişletilmiş İl İstişare toplantısı yapıldı.
Toplantıya başta Genel Başkanımızı İsmail Koncuk olmak üzere Konfederasyonumuza bağlı Sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticileri, İl Temsilcileri, Şube Başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
KONCUK: ECDAT YADİGARI ÜLKEMİZ ZOR GÜNLER YAŞIYOR
İstişare toplantısında bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, salonda bulunan davetlileri selamlayarak sözlerine başlarken, ülke gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Koncuk, “Türkiye zor günler yaşıyor. Devletimiz 90 yıllık bir mücadelenin ve ecdat yadigarı bir devlettir. 253 bin Çanakkale’de ki şehidimizin, milli mücadeledeki binlerce şehit ve gazimizin kanlarının bedeliyle vatan yaptığı bir coğrafya’dayız. Birileri bu ülkeyi piyangodan çıkmış görebilir, belki onların atasının bu toprakların vatan yapılmasında hiçbir katkısı yoktur. Onların bu ülkeye ve millete bakışı da günü kurtarmak şeklinde olacaktır. Ancak milli hassasiyeti son derece yüksek olan sizler gibi dava adamlarının olaylara bakışı ve değerlendirmesi elbette çok farklıdır” dedi.
KONCUK: TEK HEDEFLERİ İKTİDARLARININ DEVAMINI SAĞLAMAK
Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu çerçevesinde yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Türkiye 17 Aralık yolsuzluk operasyonundan sonra maalesef demokrasiyi unuttu" dedi. Koncuk, "Bu ülkeyi yönetenlerin kafasında bir tek hedef var. Her şeye rağmen ama neye mal olursa olsun iktidarlarının devamını sağlamak. Başka hedefleri yok. Bunu bu milletin her ferdinin dikkate alması lazım. 'Türkiye demokrasisi nereye gidiyor' sorgulamasını yapması gerekiyor.
Türkiye Kopenhag kriterlerini imzalamış ülkedir. Kopenhag kriterleri demokrasi, basın özgürlüğü, insan hakları, hukukun üstünlüğü demektir. Hepinize soruyorum, şu anda bütün bu değerlerin bu ülkede varlığı devam edebiliyor diyebilir miyiz? Maalesef diyemeyiz. Objektif bakıyorum, bu ülkenin bir vatandaşı olarak bakıyorum. Türkiye 17 Aralık yolsuzluk operasyonundan sonra maalesef demokrasiyi unutmuştur" dedi.
KONCUK: MEB KANUNU AİHM’E GÖTÜRECEĞİZ
Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun”a ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, yasa tasarısı ile ilgili bütün hukuki hakların kullanılacağını ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gidileceğini söyledi. Koncuk, Bir okul müdürü, idareci kolay yetişmez. Birileri geliyor bir kanun çıkartıyor. Diyor ki bu 80 bin insana ‘seni görevinden alaşağı ettim’ Bu okul müdürü olsun olmasın bütün insanları ilgilendiren bir durumdur. Neden, bir insan hakkı gaspı var.
Yüce dinimizin bir anlayışı var, bir bölgede bir kişi haksızlığa uğruyorsa oraya lanet yağar. On kişi, yirmi kişi, seksen bin kişi demiyor, bir kişi dahi diyor. Burada ise seksen bin insanın kazanılmış hakları gasp ediliyor. Bunun benim cebimdeki paranın biri tarafından zorla çalmasından hiçbir farkı yok.
İnsanların sosyal statülerini bir ceket gibi bir gömlek gibi çıkarma hakkına sahip değilsiniz. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde hukukun egemen olduğu ülkelerde asla böyle bir şey yapılamaz. Bu değerli arkadaşlarımızı ne Başbakan okul müdürü yaptı, ne Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül okul müdürü yaptı.
O halde hangi hakla bu insanların apoletlerini söküyorsunuz? Unvanlarını ellerinden alarak sosyal statülerini değiştiriyorsunuz. 20 yıldır okul müdürü olan bir arkadaşımızın evladı sorsa, Baba sen yaptın, hatan ne, ayakkabı kutularında milyon dolarların mı çıktı? dese bunu nasıl anlatacak evladına, komşusuna. Bunun vebalini kim taşıyacak. Sadece Milli Eğitim’de değil, Sağlık Bakanlığı’nda, Orman Bakanlığı’nda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda her yerde benzeri anlayışlar yaşanıyor.
Ben hayatımı yaşarım işime bakayım diyebilir bazıları ama bu son derece yanlıştır. Bu düşünce bizi Müslüman olmaktan, adamlıktan uzaklaştırır, toplumsal olarak düşünemeyen insanlar haline getirir. Türkiye Kamu-Sen mensupları toplumsal düşünür, toplumun geleceğini düşünür, toplumun geleceğini kendi menfaatlerinin önünde tutar.
Akif’in dediği gibi;
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
İşte Türkiye Kamu-Sen mensuplarının farkı budur. Hakkı hak edene verebilme mücadelesini Türkiye Kamu-Sen mensupları yapmaktadır.
Bizim kimseden korkumuz yok, kaybedeceği villaları olanlar, diktatör kafasında olanlar milletinden korkar, uykusunda titrer, geleceğinden endişe eder. Onlar bizden korksunlar.
Bas bas bağırıyoruz biz 70-80 bin kişinin apoletleri söküldü görevlerinden alındı diye. Bu uluslar arası sözleşmelere aykırı yok böyle bir şey. AİHM’e kadar gideceğiz” dedi.
KONCUK: TÜRKİYE’DE SİYASİ İKTİDAR BOZULDU
Tokat İl İstişare toplantısında ekonomik verileri de değerlendiren Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “cari açığın faturası dar ve sabit gelirli vatandaşın sırtına binecek” dedi. Koncuk, “Malum sendika, kamu çalışanlarını 123 TL.ye mahkum etti, 720 günümüzü çaldı. Türkiye’de cari açık 65 milyar dolar oldu. Bu 65 milyar dolar daha borçlandı demektir. Dar ve sabit gelirli vatandaşın sırtına yeni yükler binmesi anlamı geliyor. Türk ekonomisi freni patlamış bir kamyon gibi nereye gittiği belli değil.
Aman siyasi istikrar bozulmasına diye 11 yıldır sokaklarda caddelere pankartlara yazıldı. Siyasi istikrar Türkiye’de bozulmuştur. Siyasi istikrarın temelinde yatan şey siyasi güvendir. Yani siyaset adamlarına duyulan güvendir. Eğer bu güven kaybolmuşsa Türkiye dış dünyadan sıcak para bulamayacak demektir. Yatırım için cazip ülke olmaktan çıkmış demektir. Siz Hukuk’u sakat hale getirirseniz, gelişmiş ülkeler size güven duymaz. Yayınlanan tapeleri bizler gibi yabancı ülkeler de dinliyor. Bu ülkelerin Türkiye’ye güven duyması mümkün mü?
2009 krizini bizzat yaşayan batılı ülkeler cari açıklarını minimize etmeyi başarırken, teğet geçti söylemlerini duyan Türkiye’de ise 2010 yılından beridir ekonomi geriye gidiyor. Bunu kimse 17 Aralık sürecine bağlamasın, ekonomide ki kötü gidiş yıllardır sürüyor. 2011’de cari açık 75 milyar dolara çıktı. Bu doğal olarak siyasi bir güvensizliği de beraberinde getirdi.
Yüce Allah evlatlarınızı cehennem ateşinden koruyun diyor, onlara paralar nasıl saklanır onu öğret demiyor. Hz. Peygamber efendimiz Bedir savaşında bir sahabenin belinde bir kemer görüyor, diyor ki, “Bu kemeri nereden aldın?” sahabe ise, “Öldürdüğüm düşmanın belinde takılıydı aldım belime taktım” diyor. Hz. Peygamberimiz ona, “Sen beline cehennem ateşinden bir kemer takmışsın” diyor.
Burada bize de düşen bir görev var. Hz. Peygamberimiz bir yanlışlık gördüğünüzde elinizle düzeltin, elinizle olmuyorsa dilinizle düzeltin, o da olmuyorsa kalbinizle buğz edin diyor. O da imanın en zayıf noktasıdır. Biz elimizle değil ama dilimizle bunları düzeltmeye çalışmalıyız. Bu sorumluluğu taşıyan tüm insanların üzerinde bir vebaldir” dedi.
KONCUK: KAMU ÇALIŞANLARI TÜRKİYE KAMU-SEN ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMELİDİR
Çalışma hayatında yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Genel Başkanımız, kamu çalışanlarının 2014 yılı boyunca 123 TL.ye mahkum edildiğini söylerken, kamu çalışanlarının iş güvencesinin de bizzat Başbakan’ın ağzından alenen tehdit edildiğini kaydetti. Koncuk, “Bakın Pakistan’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan artık alenen iş güvencemizi tehdit etmektedir. Tokat’tan sesleniyorum, hiç kimse kamu çalışanlarının iş güvencesini elinden alamaz, kimse macera aramasın, hodri meydan diyorum. “el mi yaman, bey mi yaman sayın Başbakan” 2 milyon 600 bin kamu çalışanı iş güvencesine sahip çıkacaktır.
Değerli arkadaşlarım, Kamu çalışanlarının alım gücü yüzde 15 azalmıştır. 2 milyon 600 bin kamu çalışanı artık kararını vermeli ve 2015 yılında 2013 yılı gibi bizi satan, pazarlayan sarı sendikayı yere vurmalıdır. Ben o sendikanın başkanı olsam “arkadaşlar sizden böyle bir Toplu Sözleşmeye imza attığım için utanıyorum, ben bu işi yapamıyorum, harç bitti yapı paydos der” kapıyı kilitler anahtarı ırmağa atarım. Değerli arkadaşlarım tüm kamu çalışanları bundan sonraki süreçte ekonomik ve sosyal hakları için en doğru kararı vermeli ve Türkiye Kamu-Sen çatısı altında birleşmelidir” dedi.