Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, İzmir İl Temsilciliğimizin düzenlediği istişare toplantısına katıldı
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, İzmir İl Temsilciliğimizin düzenlediği istişare toplantısına katıldı.
KONCUK: BU HAREKETİN ALTINDA ALIN TERİ VE EMEK VAR
Katılımcıları selamlayarak sözlerine başlayan Genel Başkan İsmail Koncuk, Milli mücadelenin neticelerinin alındığı İzmir’de olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Koncuk, “İzmir özellikleri olan bir şehrimiz, Kurtuluş savaşı, milli mücadelemizin neticesini aldığımız, gazi bir şehrimizdir.
Değerli arkadaşlarım, sendikacılık son derece önemli bir hale geldi. Ancak bunu sulandırmaya çalışan adı sendika olan, sendikacılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar her alanda gayri ahlaki yöntemleri kullanarak insanları korkutarak hala bu alanı kirletmeye devam ediyorlar.
Burada bulanan arkadaşlarımız bizim elimiz kolumuz, teşkilatımızın omurgasını oluşturan insanlar. Dolayısıyla sizlerin olayların idrakinde olduğunuzu çok iyi biliyorum. Sendikacılık bazen eşten çocuktan ayrı kalmayı gerektiriyor. Bunlar kolay şeyler değil ama sizler hayırlı bir iş içindesiniz. Eşlerinizden istirham ediyorum arkadaşlarımıza destek verin motive edin. Aile yapısı çok kutsal bir yapıdır ama meydanı birilerine bırakırsak bu meydanda ehil olmayanlar, namertler olacak. Türkiye Kamu-Sen’in mücadelesi öyle bir mücadele ki, ben bu teşkilatın Genel Başkanı olarak değil bir üyesi olarak bu konfederasyonun içinde olmaktan her zaman şeref duydum ve duyuyorum.
Bu hareketin altında alın teri ve emek var, şimdi bu hareket öyle bir duruma geldi ki, ülkemize baktığımızda milli değerlerimizin sarsıldığı şu günlerde Türkiye Kamu-Sen’in bir sivil toplum örgütü olarak milli bir kale gibi üyelerinin arkasında olması ender güvencelerimizden birisidir. Türkiye Kamu-Sen’in yerine geçebilecek başka bir sivil toplum örgütü yapılanması ne yazık ki yoktur.
Geçtiğimiz günlerde Muş ve Malazgirt’te arkadaşlarımızın mücadelesini gördüm gerçekten destansı bir mücadele yapıyorlar. İşte İzmir’de bu mücadeleyi daha da yükseltmeliyiz. Hız kesmeden bu mücadeleye devam edilecektir.
Sadece milli birlik ve beraberliğimiz tehdit edilmiyor. Birileri çıkıp, “yıllardır ülke bölünecek diyorsunuz bakın bölündü mü” diyorlar. Değerli arkadaşlarım bu ülkenin bir bölgesi terör örgütünün insafına terk edilmiş durumda. Mahkemesini kurmuş, vergi topluyor, yol kontrolü yapılıyor. Bayrak diye paçavralar sağa sola çekiliyor, bunun adı nedir?
Erzurum’da geçen yıl düzenlenen istişare toplantımızda bir konuşma yaptım. O toplantıdan birkaç gün önce Diyarbakır’da yaşanan manzarayı arkadaşlarımız protesto etmişlerdi. O manzarayı seyredenler Erzurum’daki gençlere biber gazı sıkmışlardı. Bende şöyle bir ifade kullanmıştım, “Yüreğiniz yetiyorsa Diyarbakır meydanında o paçavralar altında toplananlara gaz sıkın, bu emri size hangi kuşbeyinli verdi” demiştim. Bunun üzerine 354 gün hapis cezası aldım. Her türlü bölücülüğü, fesadı ortaya koyanlara yok ama vatanseverlere kanaatlerini ifade edenlere hemen ceza. Böyle bir anlayışla nereye gideriz onu da sizlere bırakıyorum. Allah’a hamdolsun sizler gibi vatanseverler, milliyetperverler bu ülkede her zaman var olacaktır.
Bu ülkeyi bu hale getirenlerin adını dahi millet unutacaktır. Sizin gibi düşünen insanlar ise tarihin sayfalarına hem vallahi hem billahi altın harflerle yazılacaktır. Bu kadar ahlaksızlık ve kokuşmuşluğun yaşandığı bu ülkede her biriniz emin olun bir çiçek gibisiniz. Her birinizi yürekten kutluyor ve tebrik ediyorum” dedi.
KONCUK: 1 MAYIS’TA TÜRK-İŞ İLE BİRLİKTE KADIKÖY MEYDANINDAYIZ
1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde Türkiye Kamu-Sen’in Türk-İş’le birlikte Kadıköy meydanında olacağını söyleyen Genel Başkan İsmail Koncuk, “Sorumluluklarımız ne ise ona göre hareket edeceğiz” dedi. Koncuk, “ Bir ülke geleceğe fedakar insanların omuzlarında taşınır. Kuvayı milliye ruhuyla milli mücadeleyi yapanlar, Atatürk ve silah arkadaşları gibi. İşte tüm olumsuzluklara rağmen 90 yıldır ayaktayız. Sizlerin varlığıyla da geleceğe taşınacağız. Bu aziz millet hiç kimsenin siyasi ihtiraslarına kurban edilemez. Bunu bu millet elbette fark edecektir. Bunu hep birlikte başarabileceğiz. Bu mücadeleyi omuz omuza el birliği ile hesap kitap gütmeden yapacağız. Türkiye’nin bağımsızlığını, ilelebet şan ve şeref içinde yaşayacağını İzmir’den haykırıyoruz.
Çalışma hayatı son derece sıkıntılı. Önümüzde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma bayramı var. Gönül isterdi ki Türkiye deki tüm sendikalarla çalışma hayatının sıkıntılarının gündeme getirildiği bir şekilde kutlayalım ama göreceksiniz birileri çalışma hayatına dair tek bir şey söylemeyecekler. 1 Mayıs’ı heba edecekler, bölücü şarkılar söyleyecekler, terör örgütünün talepleri konuşulacak tartışılacak.
Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs’ın adına uygun Emek ve Dayanışma günü olarak kutlanmasını istiyoruz. Sorumluluklarımız ne ise ona göre hareket edeceğiz. 1 Mayısta tüm Genel Başkanlarımızla birlikte ve üyelerimizle Türk-İş’le beraber Kadıköy’de olacağız. İsterdik ki tüm sendikalarla Taksimde kutlayalım ama birileri ne yazık ki terör örgütünün taşeronluğunu yapma derdinde.
Çalışma hayatı öyle tehdit altındaki milli birlik ve beraberliğimiz gibi. İş güvencesiz bir çalışan modeli ortaya koymak istiyorlar. Kamuda yeni bir çalışma sistemi oluşturulmak isteniyor. Memurların iş güvencesi birilerini o kadar rahatsız ediyor ki bunu da söylemekten çekinmiyorlar. Kamu çalışanlarının bu konuda ciddi bir mücadele sergilemesi lazım.
Mücadeleyi iktidarın su değirmenine su taşımaktan başka işi olmayan, adına sendika denilen yapılarla mı yapacağız? Bu mücadeleyi terör örgütünün taşeronu olmaktan başka hiçbir işi olmayan, çalışma hayatına dair hiçbir sorumluluk almayan sendikalarla mı yapacağız? Tek bir adres var oda Türkiye Kamu-Sen’dir. Kamu çalışanlarının haklı mücadelesinin tek adresi biziz.
İzmir’den tüm kamu kamu çalışanlarına ifade ediyorum, ya hep birlikte mücadele eden bir sendikal anlayışı oluşturacağız ya da sarı sendikalara destek vererek tarihimiz boyunca kazanılmış en önemli hak olan iş güvencemizi kaybedeceğiz. Bunun ortası yok. Bu sebeple Tüm kamu çalışanları bu çatı altında buluşmalıdır.
Kamu kurumlarında yaşananları hep birlikte görüyor ve yaşıyorsunuz. Adına sendika diyenlere buradan sesleniyorum, siz olsanız olsanız sendikacılığın ancak yüz karası olursunuz. Utanmadan arlanmadan, insanları korkutarak ne yapmaya çalışıyorsunuz. Gelecek kaygısı yaşatarak sendikacılık yaptığınızı mı sanıyorsunuz? O korkuttuğunuz sindirdiğiniz kamu çalışanları bir gün sizin başınızı ezecek, sendikal alanda sizleri yok edecektir. Baskı ile zulüm ile payidar olunmaz” dedi.
KONCUK: BİZİM DAVAMIZ İNSANI KAZANMAK ÜZERİNEDİR
Davamız insanı kazanmak diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, “İşte Milli Eğitim’de yaşıyoruz. Geliyor birileri kapıdan giriyor diyor ki, kanun çıktı müdürlüğün bitti, ya bize üye olacaksın ya da güle güle diyorlar. Tabii bunu reddeden insanlar var ama az sayıda da olsa bazı insanlar sendikasından istifa ediyor. Sonrasında gidiyorlar adına sendika denilen o sendikalara ruhlarını teslim ediyorlar. Bu sadece Milli Eğitim’de değil birçok kurumda böyle ne yazık ki. 12 yıldır bu filmi birlikte seyretmeye devam ediyoruz. Tüm bu yaşananlara rağmen şahsiyetlerinden taviz vermeden, ilkelerinin peşinde koşan adam gibi durmayı başaran tüm kamu çalışanlarını tebrik ediyorum.
Hz. Ali diyor ki, “haksızlık karşısında susarsanız hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” O nedenle, bizim yüce dinimiz haksızlıkla mücadeleyi bize emrediyor. Peygamber efendimiz, bir haksızlık varsa elinizle düzeltiniz, buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltiniz, buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizden buğz ediniz, o ise imanın en düşük noktasıdır diyor. Bizler böyle bir dinin mensuplarıyız.
Bizim bir davamız var, insanı kazanmak. En önemli davamız budur. İnsanları kaybetmemeliyiz. Milli manevi değerlerle bezenmiş şahsiyetli insan modelini nasıl elde ederiz diye düşünmeliyiz. Türkiye Kamu-Sen’in en büyük mücadelesi, kamu çalışanlarını hayat mücadelesi içinde, şahsiyetlerini daha yükseğe çıkarmaktır. Bizim davamız böyleyken birileri ne yazık ki tam tersi anlayışı ortaya koyuyor. Onurlu mücadelemiz diyorlar, onurlu insanlar ve kuruluşlar insanları ezerek, korkutarak iş yapmaya çalışmazlar. Onur olsa insanların şahsiyetlerini satın almaya kalkmazsınız.
Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de buyuruyor ki, “İşi ehline verin” siz kime veriyorsunuz. Bütün değerlerini makam ve mevkii için pazarlayanlara veriyorsunuz. Bizim varlığımız insanı yüceltmek adınadır. Bizim ezik değil, dik durabilen adam gibi adamlara ihtiyacımız vardır” dedi.
KONCUK: YENİ CUMHURBAŞKANI SEVGİ DOLU OLMALI
Türkiye gündeminde öne çıkan başlıklarda genel Başkan İsmail Koncuk’un gündemindeydi, Koncuk, “ Ülkemiz her bakımdan kötü günler yaşıyor her bakımdan. Siz Bazılarının ahlaki söylemler ardına saklandıklarına bakmayın. Pislik içinde çırpınış var ülkemizde. Ne yazık ki, hırsızların baştacı edildiği bir dönemi yaşıyoruz.
Bütün bunlara millet olarak göz yummamız mümkün değildir. Bu anlayışla ülkenin yoluna devam etme şansı yok. Yaklaşan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Yüzde 51 alan kişi Cumhurbaşkanı olacak. Sanki Türkiye’de her şey tamam Cumhurbaşkanı belli onu bekliyoruz gibi. Demokrasi ile yönetiliyorsak milletin iradesi henüz tecelli etmedi. Gaipten birileri haber mi veriyor, bu milletin iradesine ipotek mi koydunuz ki her şey belli gibi bir hava estiriliyor.
Dinimiz ne diyor, “sevmeyenin imanı olmaz”, Biz herkesi seveceğiz, seçilecek Cumhurbaşkanı’nın da böyle bir yüreği olmalı. Bu coğrafyada yaşayan tüm insanları sevebilen bir Cumhurbaşkanı olmalı. Seçilecek Cumhurbaşkanı Demokrasiye bağlı olmalı, hukuk devleti ilkesine saygılı olmalı, Yargı bağımsızlığına saygılı olmalı, savcıları hakimleri çete diye ilan etmemeli.
Gelişmiş Dünya Türkiye’yi demokrasiden kaçan bir ülke olarak görüyor. Böyle bir ülkeye kimse yatırım yapmaz. Ekonomik krizin ayak sesleri duyulmaya başladı. Bu kafayla gidersek sıcak para tamamen kesileceği gibi, Türkiye demirperde ülkeleri gibi kendi içine kapanmış bir konuma düşer. Aydın denilen insanlar sorumluluğu üzerine almalıdır. Türkiye Kamu-Sen bu aydın hareketin en başında gelen bir sivil toplum örgütüdür.
Hangi hizmet kolunda olursak olalım çabamızı sürdürelim, gücümüz var gayretle her şeyi başarabiliriz. Bu meydanı kimseye bırakmayacağız. Yeter ki meydanlarda, alanlarda olun mutlaka başarırsınız. 30 bin üyemizin olduğu İzmir’de temsilciliğimizin bir Hukuk Bürosu ile yaptığı anlaşmayı kutluyorum, bu son derece önemli bir hizmettir. Başımıza gelebilecek tüm olaylarda gerçekten bu anlaşma önemli bir görev üslenecektir. Bu hizmetin tüm Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum” dedi.
Genel Başkanımız;
"Sevinin Mehmedim başlar yüksekte
Ölsek de sevinin eve dönsek de
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Yarın elbet elbet bizimdir
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir” dizeleriyle sözlerini noktaladı.