Konfederasyonumuza bağlı Türk Büro-Sen’in tüm yurtta yaptığı iş bırakma eylemi büyük bir katılımla gerçekleştirildi
Konfederasyonumuza bağlı Türk Büro-Sen’in tüm yurtta yaptığı iş bırakma eylemi büyük bir katılımla gerçekleştirildi.
Türk Büro-Sen’in Ülke genelinde yaptığı iş bırakma eyleminde memurlar fazla mesai ücretlerinin kaldırılması, ek ödeme adaletsizliği, yol paralarının kaldırılması, servis ücretlerinin getirilmesi, iş güvencesine yönelik tehditler ve memurların haklarına yapılan saldırılara dur demek için Büro Emekçileri Sendikasıyla ortaklaşa yapılan bir günlük iş bırakma eylemi Ankara Kızılay meydanında ki Güven parkta başladı.
Vergi daireleri, İçişleri Bakanlığı, SGK, Dışişleri gibi büro hizmet koluna bağlı kurumlardan toplanan on binlerce memur, hep birlikte hakları için haykırarak Maliye Bakanlığı’na yürüdüler.
“Kurutuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” , “birleşe birleşe kazanacağız” , “eşit işe eşit ücret”, “zam zulüm işkence, işte Akp” gibi sloganla atan kamu çalışanları yaklaşık 3,5 Km. yürüyerek Maliye Bakanlığı önünde kendilerini bekleyen memurlarla kucaklaştı.
YOKUŞ:BU EYLEM GENEL GREVİN AYAK SESLERİ
Bakanlık önünde Türk Büro-Sen adına bir konuşma yapan Genel Başkan Fahrettin Yokuş, “Bugün Kamu Çalışanları bu meydanda olduğu gibi, ülkemizin her yerinde meydanlara indiler. Uluslar arası Hukuk ve yasalardan kaynaklanan meşru haklarımızı kullanarak bugün üretimden gelen gücümüzü kullandık ve buradayız. Bu gün gerçekleştirdiğimiz iş bırakma bir uyarıdır. Taleplerimiz karşılanmaması halinde bu günkü eylemin genel grevin ayak sesleri olduğunu siyasi iradeye hatırlatmak isteriz.” dedi.
“SİYASİ İRADEYE TESLİM OLANLAR RAHAT KOLTUKLARINDA OTURUYOR”
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, bugüne kadar kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmasını sağlamak için gayret gösterdiklerini belirtti. Yokuş, tüm gayretimizle, samimi olarak her türlü platformda mücadelemizi sürdürdük. Toplu Sözleşme masalarında, Hakem Kurulunda sizler adına, sizlerden aldığımız güçle mücadelemizi sürdürdük. O masalarda, kamu çalışanlarının temsilcisiyim diyerek sizleri pazarlayanlar Hükümete yandaş sözde sendikalara şahit olsak da bizler Türk Büro-Sen ve Konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen olarak hep direndik. Direnmeye devam ettik. Sizler için direnenler bugün alanlarda, siyasi iradeye teslim olanlar ise, rahat koltuklarında oturmaya devam etmektedirler.” dedi.
“KAZANILMIŞ HAKLARIMIZ BİR BİR GASP EDİLDİ”
Kazanılmış hakların bir bir gasp edildiğini belirten Fahrettin Yokuş, bir gecede çıkarılan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında ciddi ücret farklılıkları oluşturulduğunu söyledi. Yokuş, “ Son 10 yıllık AKP iktidarları dönemi ve özellikle 12 Eylül Referandumuyla başlayan süreçte, 2 Kasım 2011 TBMM kaçırılırcasına bir gecede çıkartılarak uygulamaya konulan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında kabul edilemez ücret farklılıkları oluşturdular. Bazı kazanılmış haklarımızı da gasp ettiler.İş yoğunluğu ve personel eksikliği nedeniyle özellikle Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü personelinin fiilen fazla mesai yapmalarına rağmen 666 Sayılı KHK ile fazla mesai ücretleri gasp edilmiştir. Kamu çalışanları 01 Ocak 2013 tarihi itibariyle her ay 200 TL ile 700 TL arasında gelir kaybına uğratılmışlardır. Huzurunuzda buradan soruyoruz. Çalışanın alın terinin karşılığını vermeyenlere gasp edenlere inancımıza göre ne denir? Yine Adalet Bakanlığınca nüfusu 200 binin üzerinde bulunan il merkezlerinde çalışanlara verilmekte olan ulaşım giderinin Bakanlıkça yayımlanan bir genelgeyle kaldırılması sonucu ilave olarak 70 – 80 TL gibi bir kayba daha uğratıldı.” dedi.
“SAHAYA İNERİZ, ALANLARI DOLDURURUZ”
Yokuş, yapılanlar yetmediği gibi şimdi de kamu çalışanlarının iş güvencesine göz dikildiğini ifade etti. “Güvencesiz çalışma, taşeronlaşma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi kamu çalışanlarının asla kabul edemeyeceği yeni bir çalışma hayatı dayatılmaktadır.Ülkeyi idare eden siyasi irade, devlet memuruna, yani hükümetin mesai arkadaşı olan bizlere hiçbir zaman kulak vermemektedir.. Kamu çalışanları ile ilgili çalışmalarda, asla onların temsilcileri biz sendikaların görüş ve önerilerini dikkate alınmamakta. Siyasi irade de “ben yaptım oldu” mantığı her daim hakim olmaktadır..Ama unutmasınlar ki, bizler dün olduğu gibi, bugünde ve bundan sonra da sahaya inmekten, alanları doldurmaktan geri durmayacağız.Biz alanların yabancısı değiliz. Gerekirse bundan sonra da genel grev için alanları doldurmaktan geri durmayacağız.” dedi.
KONCUK: SİZLERİ TEBRİK EDİYORUM, HAKLARINIZA SAHİP ÇIKTINIZ
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş’un ardından bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise, bu eyleme katılan herkesi tebrik ederek sözlerine başladı. Koncuk, “Hz. Ali’nin çok güzel bir sözü var, haksızlık karşısında susmayınız, susarsanız haklarınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz. Siz haklarınıza sahip çıkarken şerefinize de sahip çıktınız onun içinde sizleri tebrik ediyorum. Türkiye öyle bir hale getirildi ki, bazı insanlarımız maalesef şerefine bile sahip çıkmaktan korkar hale geldi. Bazıları diyorlar ki bizim 650 bin üyemiz var, Bende diyorum ki, sizin 650 bin üyeniz yok , siz 650 bin insanı teslim almışsınız ki, hakları için meydanlara bile çıkmaktan bile endişe eder hale gelmişler. Değerli arkadaşlarım gerçekten haklarımıza sahip çıkalım, ben bu iki sendikamızı da Genel Başkanlarını da, Genel Merkez yöneticilerini de tebrik ediyorum. Büro Emekçileri Sendikaları ve Türk Büro-Sen arasında dünyaya bakış açıları o kadar farklıdır ki ama hakları için bir araya gelmekten imtina etmiyorlar. Çok güzel bir eylem yaptık, kavga ettik mi? Hayır. Kardeşçe, dostça bir eylem yaptık, demek ki, haklarımız için bir araya gelebiliyoruz. Biz bunu esasında birçok defa gösterdik. En son 23 Mayıs 2012 eyleminde yine KESK’le bir araya geldik. Bu yandaş sendika o zamanda bu eyleme destek vermeye cesaret edemedi. Bizzat gidip teklif ettiğimiz halde son gün kerhen ya bizde olalım demeye başladılar. Sendikal tercihlerimizi ortaya koyarken gerçek anlamda sendikal bir mücadeleyi değil de, birilerinden ürkerek sendikal tercih ortaya koyarsanız bütün haklarınızı kaybedersiniz.
“İŞ GÜVENCEMİZE DOKUNURLARSA ESAS EYLEMİ O ZAMAN YAPACAĞIZ”
İş güvencesi konusunda uyarılarda bulunan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “eğer iş güvencemizi elimizden almaya kalkarlarsa esas eylemi o zaman yaparız” dedi. Koncuk, “İş güvencemiz açıkça tehdit ediliyor, AKP Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri geçtiğimiz günlerde komisyona bir teklif verdiler. Nedir teklif? Anayasa’nın 128. maddesindeki Devlet memuru tanımının değişmesi. O tanımda Devletin asli ve sürekli işleri devlet memuru eliyle görülür deniyor. Ancak AKP devletin işleri çalışanlar eliyle görülür şeklinde bir değişim istiyor. Yani Devlet memurluğu kavramını tarihe gömmek istiyor. Biz o günler gelmeden iş bırakma eylemi yapacağız, hem de öyle bir gün falan değil, üç gün beş gün tüm Türkiye’de tüm hizmet kollarında iş bırakacağız. Var mısınız değerli arkadaşlarım?” dedi.
“YÜZDE 50 OY ALDIM DİYE İSTEDİĞİNİZİ YAPAMAZSINIZ”
Genel Başkanımız Kamu çalışanlarına verilen zamlardan dolayı bütçe dengesi bozuluyor diyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i de eleştirdi. Koncuk, “Maliye Bakanını da Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanı olmaya davet ediyorum. Kamu çalışanlarının dertlerini bir gör sayın bakan. 4+4 zam veriyor ondan sonra bütçe dengeleri alt üst oldu diyor, verdiğiniz 40 Tl. para nasıl bütçe sarsılıyor. Fazla mesai ücretlerini vermemek gibi gayri ahlaki bir tutum olabilir mi? Siz köle ticaretimi yapıyorsunuz ki fazladan çalıştırdığınız insanların haklarını vermeyeceksiniz. Haklarımıza sahip çıkalım, ufak ufak elimizden bir şeyler alıyorlar ve acaba büyükte ne yapar diye onlara alıştırıyorlar bizi. Biz bu eylemle alışmadığımızı gösterdik ve güzel bir prova yaptık. Derslerini veririz, AKP iktidarı aklını başına alsın, bu ülkede ben yüzde 50 oy aldım, istediğimi yaparım ve söylerim deme hakkına kimse sahip değildir. Biz varız 2 milyon 600 bin kamu çalışanı var.
“TÜM SÖZLEŞMELİLER KADROYA ALINMALIDIR, GEREKİRSE BİR EYLEMDE ONLAR İÇİN YAPARIZ”
Sözleşmeliler meselesine de değinen Genel Başkanımız, ayrımların ortadan kalkarak bütün sözleşmelilerin kadroya geçmesi gerektiğini ifade etti. Koncuk, “Artık şu 4/B ve 4/C rezaleti de son bulmalı, bir söz verdi Çalışma Bakanı Faruk Çelik bu işi bitirelim diye ama kulağımıza geliyor ki sadece 4/B için bir çalışma yapılıyor. 4/C liler için bir çalışma yok, böyle bir anlayış olabilir mi? İnsanlarımızı köleleştiren bir kavram ve uygulama asla kabul edilemez. Onun için hem 4/B hem de 4/C liler kadroya alınmalıdır. Gerekirse onlar içinde bütün sendikalar toplanır eylem yaparız.
Kamu çalışanlarına sesleniyorum, sendikal tercihlerinizi sağlam yapınız, geleceğiniz için yapınız. Kendi evlatlarınızın , torunlarınızın nasıl bir çalışma hayatı içinde çalışmasını istiyorsanız ona göre bir sendikal tercihte bulunun diyorum” diyerek sözlerini noktaladı.