Bankaların kamu kurumlarıyla yapmış oldukları maaş ödeme anlaşmalarıyla trilyonlarca lira promosyon geliri sağlanıyor
Bankaların kamu kurumlarıyla yapmış oldukları maaş ödeme anlaşmalarıyla trilyonlarca lira promosyon geliri sağlanıyor. Ancak bu paralar kamu çalışanlarına değil, kurumların bütçelerine girdi olarak sağlanıyor. Harcamaların akıbeti ise belli değil.
Türkiye Kamu-Sen'e bağlı Türk Büro-Sen, yıllardır maaşlarını ATM'lerden çeken kamu çalışanları için bankaların kurumlara yönelik promosyon çılgınlığını gün yüzüne çıkardı. Türk Büro-Sen'in yapmış olduğu araştırmaya göre bankaların kamu kurumlarıyla yapmış olduğu anlaşmalar sonucunda promosyon olarak memurların ortalama aylık maaşlarının yüzde 10 ile 15'ine kadar kurumlara nakit ve demirbaş girdisi sağlanıyor. İşin ilginç tarafı ise paraların genellikle memurların değil, kurumların bütçesine eklenmesi. Bütçe dışı gelir olarak kurum yöneticileri ile banka yöneticileri arasında özel bir protokolle imzalanan anlaşmaya göre paralar, üst düzey bürokratların makam odası tefrişi, son model makam araçları, klima gibi harcamalara gidiyor. Yani paralar, açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren çalışanların cebine girmesi gerekirken yöneticilerin keyfiyetine göre özel amaçlar ve zevkler için kullanılıyor.Bu hizmeti sunabilmek ve kamu çalışanlarının maaşlarını kendi bankalarında toplamak amacı ile büyük bir rekabete girişen bankalar, müşteri kapmak için bütün imkanları seferber ediyor.
Bankaların promosyon olarak verdiği demirbaş ve nakit paraların değeri ise korkunç boyutlara ulaşıyor. Türkiye Kamu-Sen olarak 2 milyon 500 bin kamu çalışanı üzerinden yaptığımız hesaplamalarımıza göre bu paranın rakamsal olarak değeri aylık 200 trilyona kadar çıkıyor.
İşin acı olan tarafı ise; Bankaya yatan maaşlar,kamu çalışanlarına ait olduğu halde promosyonlar kurumların inisiyatifine bırakılıyor. Oysa; Kamuoyunun yine yakından bildiği gibi, geçtiğimiz günlerde T.B.M.M.üyelerine maaşlarının İş Bankası'ndan ödenmesi karşılığı diz üstü bilgisayar verilmiş, bu bilgisayarların tanesinin 2000$ olduğu basına da yansımıştı.
İşin daha da korkuncu, bu mekanizmanın denetiminin yapılmaması. Hangi kurumun promosyon olarak kurumuna ne aldığı ya da bu promosyonları kayıtlarına nasıl gelir kaydettiği ise belli değil.
KAMU-SEN'DEN 200 TRİLYONLUK DAVA
Türk Büro-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş, denetimsizliğin ve başı boşluluğun, ister istemez hem kamu çalışanlarının hem de kamu oyunun kafasında soru işaretleri oluşturduğuna işaret ederek, "Biz sözleşmeleri yapan bütün kurum amirlerini zan altında bırakmak istemiyoruz. Gayet iyi niyetli olarak kurumlarına demirbaş kazandırmak için bunu yaptıklarını da bilmekteyiz. Hatta ve hatta bu promosyonların karşılığını, personeline promosyon gelirini nakit olarak vermek isteyip de mevzuattan kaynaklanan çıkmazlardan dolayı eli kolu bağlanan kurum amirlerinin olduğunu da biliyoruz. Ancak, T.B.M.M üyesi ve çalışanlarının bazı kurum ve kuruluşlarının personeline bilgisayar ve nakit olarak ödemeler yapıldığında mevzuat mani olmazken, sayıları milyonları geçen kamu çalışanlarına bu engel çıkartılmaktadır. Bu sebeple konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı'na Danıştay 11.Dairesi'nde dava açtık. Maliye Bakanlığı, bu konuda çıkarmış olduğu kanun, tebliğ ve yönetmelikleri değiştirerek, bankaların ödediği paraların,kamu çalışanlarının maaşları oranında kendilerine ödenmesi sağlanmalıdır. Çalışanına zam yapmayan hükümet, en azından bunun yolunu açmalıdır. Bu paralar kamu çalışanının anasının ak sütü gibi helaldir" dedi.