Genel Başkan Akyıldız: BAŞBAKAN ERDOĞAN, MEMURLARA VERDİĞİ SÖZÜ YERİNE GETİRSİN
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan, memurlara verdiği grevli toplu iş sözleşmesi sözünü yerine getirmesini beklediklerini söyledi
Genel Başkan Akyıldız: BAŞBAKAN ERDOĞAN, MEMURLARA VERDİĞİ SÖZÜ YERİNE GETİRSİN
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan, memurlara verdiği grevli toplu iş sözleşmesi sözünü yerine getirmesini beklediklerini söyledi.
Akyıldız Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, 15 Ağustos'ta başlayacak olan toplu görüşmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetten taleplerini belirlediklerini, ancak bugün yapılacak olan Yüksek İstişare Kurulu toplantısında bu taleplerin netleştirileceğini ifade eden Akyıldız, Erdoğan'ın 30 Eylül 2002 tarihinde, memurlara grevli toplu iş sözleşmesi müjdesi verdiğini hatırlatarak, bu sözün yerine getirilmesini beklediklerini kaydetti. Toplu görüşmelerde adaletsiz ücret dağılımını masaya getireceklerini anlatan Akyıldız, bunun için denge tazminatı önereceklerini bildirdi. Türkiye'de sendikacılığın önünün siyasetin ve ekonomik olarak tıkanmak istendiğini ileri süren Akyıldız, "Önümüzü açacak bir çizgiyi hükümetten talep edeceğiz. İşçi sendikalarıyla yapılan toplu sözleşme uygulamaları ortadadır. Esasta Türkiye'deki ücretin asgari geçim haddine çekilmesidir. Bu toplantının ışığında yarın kamuoyuna bir deklarasyona açıklanacaktır" dedi.
3 yıldır haftalık çalışma süresinin 35 saate indirilmesini böylece 3.5 milyon kişiye iş imkanı doğacağını ifade eden Akyıldız, şöyle konuştu:
"Bu kısa vadeli tedbirdir. Daha sonra uzun vadeli tedbirlerle işsizlik sorunu çözülebilir. Bunu Fransa uygulamıştır. Siyasi irade işsizliği siyaset malzemesi yapmaktadır. Sanki işsizliğin sorumluluğu kamu çalışanlarındadır. Biz üzerimize düşeni yaparız. Biz bu fedakarlığı yıllardır yapıyoruz. OECD verilerine göre ülkemiz yaklaşık 30 ülke içinde ücretler üzerinden kesinti yapılan 3. ülke konumundadır. Vergiler sosyal güvenlik primleri dahil kesinti yapılmaktadır. Böyle bir vergi yüküyle ücret tahakkukları yapıldığı takdirde yüzdelik zamlar vergi içinde kaybolup gidecektir. Belimizi büken asıl sorun dolaylı vergilerdir. Dünyanın hiçbirinde yüzde 70'e varan dolaylı vergi yok. Ama Türkiye'de insanlar IMF sayesinde eziliyor. 'Enflasyon düşmüştür' deniyor. Madem düşüyor ve ekonomi büyüyor, bunu bizim cebimize niye yansıtmıyorsunuz dediğimizde 'Büyüme ihracatla ortaya çıksaydı' diyorlar. Borçlarıyla büyüyen bir ülke konumundayız. Üretim ve talep artışı ile değil talep kısılmasıyla enflasyon düşüyor. IMF talimatı da o zaten. Satın alma gücü düştüğünde enflasyon düşüyor. Ama ihtiyaçlar karşılanmıyor, işsizlik artıyor. Siyasi irade bununla ilgilenmemektedir. Türkiye yüzde 9.9 büyümüştür. Enflasyon da yüzde 10'un altına düşmüşse, bu büyümenin payını kim almıştır. İşçi almamış, memur almamış, esnaf almamıştır. Bu büyümeden bizim payımızı almamız gerekiyor. Kamu çalışanları ücret dengesizliğinden şikayetçidir. Bu ücret dengesizliğini işçi memur arasındaki ücret dengesizliği ve memurların kendi içindeki ücret dengesizliği olarak iki yönde değerlendirebiliriz. İşçiler memurlardan 2.97 fazla ücret almaktadır. Kamu çalışanları sendikacılığının eksiklikleri bu farkın müsebbibi olmalıdır. Bu dengesizlik giderilmelidir. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin geçenlerde ücret dengesizliğinin giderilebileceğini açıkladı. Umarım masadaki tavır burada anladığımız olmalıdır. Siyaset masaya geldiği zaman tavır değiştirebilmektedir. Şahin, bizden önce açıklama yapma gereği duymuştur. 'En yüksek ücretle en düşük ücret arasındaki farklar giderilmelidir' diyor."