Malum Konfederasyon ile Hükümetin arasında oynadığı çadır tiyatrosunun fiyaskoyla sonuçlanmasının ardından, yaşanan gelişmeler üzerine bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, toplu sözleşme sürecine tepki gösterdi ve “Memurlar masada satılmıştır" />
Malum Konfederasyon ile Hükümetin arasında oynadığı çadır tiyatrosunun fiyaskoyla sonuçlanmasının ardından, yaşanan gelişmeler üzerine bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, toplu sözleşme sürecine tepki gösterdi ve “Memurlar masada satılmıştır Malum Konfederasyon ile Hükümetin arasında oynadığı çadır tiyatrosunun fiyaskoyla sonuçlanmasının ardından, yaşanan gelişmeler üzerine bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, toplu sözleşme sürecine tepki gösterdi ve “Memurlar masada satılmıştır.” dedi. İsmail Koncuk şu şekilde konuştu: “2 milyon 400 bin kamu görevlisi, 1 milyon 800 bin emekli olmak üzere toplam 4,2 milyon vatandaşımızı doğrudan, aileleriyle birlikte 20 milyon kişiyi yakından ilgilendiren ve memurlarla memur emeklilerinin maaşlarına 2014 ve 2015 yıllarında yapılacak artışların belirlendiği toplu sözleşme süreci adeta başlamadan bitti. Malum Konfederasyon, Hükümetle kapalı kapılar ardında yaptığı kirli pazarlıkların ardından memurun bir nevi ölüm fermanına imza attı. Hatırlanacağı gibi 6 Ağustos 2013 günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in de katılımıyla bir araya gelen taraflar, Hükümetin %3+%3’lük teklifini yetersiz bulmuş ve müzakerelere Bayramdan sonra devam edilmesi kararlaştırılmıştı. Bunun üzerine bir açıklama yapan Faruk Çelik, Maliye Bakanlığı yetkililerinin teklifler üzerinde çalışmayı sürdüreceğini, gelişmelerden tarafların haberdar edileceğini bildirmiş ve Bayram sonrası 13 Ağustos günü yapılacak toplantı ile toplu sözleşme görüşmelerine devam edileceğini söylemişti. Ancak, bir gün sonra yani 7 Ağustos günü saat 12.00’da, malum konfederasyon ile Hükümet yetkililerinin kapalı kapılar ardında bir araya geldiği ve 4688 sayılı Kanuna aykırı olarak, masada Kanunen yer alan iki konfederasyon olan Türkiye Kamu-Sen ve KESK’ten habersiz, kirli bir pazarlık yürüttüğü ortaya çıktı. Sonuçta hukukun ve ahlaki değerlerin ayaklar altına alındığı bir toplu sözleşme süreci, müzakere edilecek yüzlerce konuya, memurların çözüm bekleyen onlarca sorununa rağmen üstelik yasal süresinden tam 23 gün önce, bütün Türkiye’nin gözleri önünde oynanan bir çadır tiyatrosuyla son buldu. Bu çadır tiyatrosundan, bu kirli oyundan ve gayri ahlaki süreçten çıkan sonucun memurlarımız için neler getirdiği ise adeta bir muammadır. Malum Konfederasyon ve Hükümet arasında imzalanan toplu sözleşme her ne kadar memurlara bir müjde gibi sunulsa da 1 Ocak 2014 günü maaşını alan memurlarımız gerçeklerle yüzleşecektir. Toplu sözleşmede kamu görevlilerinin geneline 2014 yılı için 175 TL brüt artış, 2015 yılı için ise %3 + %3 zam öngörülüyor. Bunun dışında öğretmenlerin eğitim öğretim tazminatları brüt 75 TL+ 75 TL artırılıyor. Başka hiçbir şey yok. Yani memurlara müjde olarak sunulan maaş artışı 2014 yılının tamamı için net yaklaşık olarak 125 TL’ye denk geliyor. Üstelik bu artış, bütün bir yıl boyunca geçerli olacak. Bugün itibarı ile aile yardımı ve çocuk parası hariç ortalama memur maaşının 2001 TL olduğu düşünüldüğünde 2014 yılında memurlara reva görülen maaş zammının %6 olduğu görülmektedir. Ayrıca 2014 yılı için seyyanen zam önerildiği için ek ders ücretleri, ek ödemeler, fazla mesai ücretleri, aile yardımı, çocuk yardımı, harcırahlar ve özel hizmet tazminatları gibi maaş katsayısına bağlı ödemelerin hiç biri de artmayacaktır. Geçtiğimiz gün açıklanan rakamlara göre yıllık enflasyon %8,8 olmuştur. Yaklaşık %9 enflasyonu olan ülkede %6 maaş zammına imza atan Konfederasyonun Başkanının ve Bakanın utanmadan, yüzü kızarmadan kameralar karşısına geçip bir zafer kazanmış edasıyla toplu sözleşmede memurların yüzünü güldürecek bir sözleşme imzaladıklarını açıklaması, oynanan oyunun hezeyanlarını yansıtması açısından son derece önemlidir. 4688 sayılı Kanun toplu sözleşme görüşmelerinin en çok üyeye sahip 3 konfederasyon ile Kamu İşveren Kurulu arasında gerçekleştirileceğini belirtmektedir. Yani müzakereler 3 konfederasyonun da katılımıyla yapılır yalnızca imza yetkisi en çok üyeye sahip olan konfederasyondadır. Ancak bugün 76 milyonun ibretle ve hukukun katledilmesi, ahlaki değerlerin iğdiş edilmesi noktasında dehşetle şahit olduğu gerçekler, Hükümet ile Memur-Sen ortaklığında gerçekleştirilen memurun satış işlemidir. Anlaşılan odur ki, bu satış işlemine Türkiye Kamu-Sen'in ve diğer konfederasyonun karşı çıkacağı bilindiği için gizli bir pazarlık yapılmış ve Türkiye Kamu-Sen masadan uzak tutulmak istenmiştir. Toplu sözleşme öncesinde Memur-Sen'in, Türkiye Kamu-Sen görüşmelere katılmasın demesinin altında yatan korku da böylece ortaya çıkmıştır. Toplu sözleşme metnine 2014 yılına ilişkin memurlara enflasyon farkı ödeneceğine dair bir hükmün konulmaması hangi akılla ve hangi iyi niyetle izah edilebilir? Bugüne kadar memurları enflasyona ezdirmediğini iddia eden Hükümet ve 50 yılların en iyi toplu sözleşmesini imzaladığını iddia edenler, böyle bir garabeti hangi gerekçeyle açıklayabilirler. Kısaca özetlemek gerekirse, imzalanan toplu sözleşme, Memurlara 2014 yılı için brüt 175 TL; net 125 TL artış yapılmasını, 2015 yılı için %3 + %3 maaş zammı, Öğretmenler için ayrıca brüt 75 TL + 75 TL artış, 4/C’lilere de 2014 yılı için brüt 175 TL; net 125 TL ve 2015 yılı için %3+ %3 artış yapılmasını öngörmektedir. Yani tam anlamıyla bir hezimettir. Bütün bunların ötesinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu sürecini de eklediğimizde önümüzde pazarlık yapılacak daha 23 gün varken, 2 gün içinde atıan bu imzanın ve acelenin nedeni anlaşılır gibi değildir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak 2014 yılının Ocak ayında geçerli olacak bir artış pazarlığının yangından mal kaçırır gibi alelacele sonlandırılmasını asla kabul etmiyoruz. Bu 23 gün içinde; Hizmet kollarının sorunları, Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil personelin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması ve ek gösterge sorunları, Fazla mesailer, Ek ödemeler, Görevde yükselme, Başta 4/C’liler olmak üzere kadroya geçirilmeyen personelin durumu, Sağlık çalışanlarının ve döner sermayeli kurumlarda çalışanların sorunları, Vergi dilimlerindeki adaletsizlik, KİT çalışanlarının sorunları, Uzmanların sorunları gibi yüzlerce konu gündeme getirilip, tartışılıp, karara bağlanabilecekken daha 3. oturumun sonunda %6’lık maaş artışına “Evet” denilmesi, tam anlamıyla memuru masada satmak anlamı taşımaktadır. Bu sözleşmeyle memurun umutlarını 2016 yılına kadar söndürenler, 20 milyon kişinin de ahını almışlardır. Kaldı ki, 2015 yılı için imza altına alınan %3+%3’lük artış hangi gerçek sendikanın ve gerçek sendikacının kabul edebileceği bir maaş artışıdır? Bizler biliyoruz ki, Hükümet, Memur-Sen işbirliği yeni bir Alicengiz oyunuyla hukuka ve ahlaka aykırı bir şekilde memurları aldatmıştır. Türkiye Kamu-Sen bu kirli pazarlığa karşı çıkmaktadır. Bu pazarlığın bütün kirli yüzünü memurlarımıza anlatmak bizlerin boynunun borcudur. Memurlarımızı enflasyonun altında bir maaş zammına mahkum etmek için oynanan bu kirli oyunu şiddetle ve nefretle kınıyorum. 2014 yılında enflasyonun %6’nın üzerinde çıkması durumunda daha da eriyecek maaşlarıyla, biraz daha açlığa, sefalete ve yokluğa sürüklenecek olan memurlarımızın günahı, bu garabete imza atanların boynuna olsun diyorum. Bu vesile ile tüm kamu görevlilerinin Ramazan Bayramlarını bir kez daha kutluyor, memurlarımızın yalan beyanlara itibar etmemelerini, üzerlerinde oynanan oyunları görmelerini ve sendikal tercihlerinde son derece dikkatli olmalarını istirham ediyorum.”
Paylaş
twittle